Milletvekilleri Kayıt Yaptırıyor

CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, kişiye özel devlet yönetimi olamayacağını belirterek, "Ne oldu da Türkiye'nin G-20'deki temsiliyeti Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'na geçti ama temsil eden isim değişmedi?" dedi.

Özel, milletvekili kaydını CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ile yaptırdıktan sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. TBMM'nin yeni dönemde özgürlük alanlarını genişleten, ülke insanının yüzünü güldürecek kararlar almasını dileyen Özel, CHP Grubu olarak yeni dönemde de etkin, yol gösterici, içerik olarak zengin ve sonuç alıcı muhalefet anlayışıyla çalışacaklarını söyledi.

G-20 Zirvesi ile ilgili sorulara Özel, ülkelerde ve devletlerde devamlılığın esas olduğunu ancak bunun kişiye bağlı devamlılık olmadığını ifade etti. Özel, şöyle konuştu:

" Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmeye Başbakan iken Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı iken yine Recep Tayyip Erdoğan, görev süresi bitse yine Recep Tayyip Erdoğan mı temsil edecek? Oysaki devletteki devamlılık şahıslara değil, makamlara tanınmıştır. Eğer Başbakan G-20 Zirvesi'nde Türkiye'yi temsil ediyorsa, ülkenin devlet geleneklerinde bu varsa bunun sürdürülmesi gerekirdi. Bir kaplumbağa gibi sırtındaki Başbakanlık konutu olarak yapılan evi Cumhurbaşkanlığı'na tahsis edip, sırtında eviyle, sarayıyla Beştepe'ye çıkan Cumhurbaşkanı, şimdi de görülüyor ki temsiliyet noktasında da yine sırtında, kaplumbağa gibi bütün yetkilerini taşıyarak gidiyor. Kişiye özel devlet yönetimi olmaz. Bir devlet başbakanlık sıfatıyla temsil ediliyorsa o sürer. Öbürü şu olur 'bu temsiliyeti, seni başbakan olarak yerine getirecek kapasitede görmüyoruz, bu temsiliyeti senden alıyoruz, Cumhurbaşkanlığı makamına veriyoruz.' Bunu kim söyledi, niye söyledi, bu kararı kim aldı? Bu kararı alırken  konuyu aralarında gerçekten istişare ettiler mi? Bunların hepsi cevaba muhtaç. Ümit ediyorum bu Başbakan ve Cumhurbaşkanı'na sorulur;  ne oldu da Türkiye'nin G-20'deki temsiliyeti Başbakan'dan Cumhurbaşkanı'na geçti ama temsil eden isim değişmedi?"

-"Kitabı yenilemek gerekecek"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, kayıt işlemini Özel ile yaptı. Yazarları arasında kendilerinin de bulunduğu "Kalemi Kırılan Gazeteciler" kitabını basın mensuplarına gösteren Ağbaba, geçen dönemde çok kitap yazıldığını belirterek, "Bunun yazarı biz değil, AKP idi. Onlar yaptılar, biz de yazmak zorunda kaldık. Kitabı yenilemek gerekecek. Artık bir kitap değil, ansiklopedi gibi ciltler halinde olacak. Eskiden gazeteciler birer birer işten atılıyordu, şimdi gruplar halinde atılıyorlar" dedi.

İktidara muhalif olduğu öne sürülen yayın organlarının uydudan çıkarıldığını ifade eden Ağbaba, dünyada demokrasinin olduğu hiçbir ülkede böyle bir uygulamanın kabul edilemeyeceğini savundu. "Neredeyse bir insanın evinde izlediği programı beğenmediğiniz için fişini çekeceksiniz. Bu aşamaya geldi" diyen Ağbaba, son dönemde işten çıkarılan gazetecilerle ilgili de kitap yazacaklarını söyledi.

G-20 Zirvesi'nde bazı medya organlarına sansür uygulamasını kınadıklarını ifade eden Ağbaba, ülke açısından utanç verici olduğunu savundu. Ağbaba, "Yaşananları geçmiş dönemdeki diktatörlerin, Kenan Evren'ler bile aklına getirmemişti. Tayyip Erdoğan, Kenan Evren'e tur bindirmeye devam ediyor. Herhalde Evren mezarından kalkmış olsa Tayyip Erdoğan ve AKP ile gurur duyardı. Biz bu dönemde de arkadaşlarımızla birlikte hak, hukuk, özgürlük mücadelesi yapmaya devam ediyoruz" dedi.

-"Başkanlık rejimi geldi de haberimiz mi yok"

CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel de kayıt yaptırdıktan sonra gazetecilerin soruları üzerine, "Bu ülkede şu andaki Anayasamız, Türkiye'de yürütmenin başı olarak kimi tanımlıyor? Bu ülkede Başbakan ve Hükümet tarafından mı yönetiliyor yoksa başkanlık rejimi geldi de bizlerin haberi mi yok? Türkiye asıl bunu değerlendirmeli. Bütün dünyanın gözü önünde biz başkanlık sistemine geçmiş görüntüsü vermiş olduk. Daha önce G-20 Zirvesi'ne başbakan olarak katılan kişi, Türkiye'de rejim değişikliği söz konusu olmamasına karşılık Cumhurbaşkanı olarak bu kez de ülkeyi temsil ediyor. Bu değerlendirilmesi ve üzerinde durulması gereken konudur. Türkiye'nin Başbakanı sadece ve sadece akşam üzeri bir resepsiyon vermekle, kendi ülkesinde, kendi yönettiği ülkede düzenlenen böyle bir toplantının dışında kalmamalıdır, kalamaz" değerlendirmesinde bulundu.

CHP'de kurultay tartışmaları ve liderlik sorunu olup olmadığı sorularına Temizel, şunları kaydetti:

"Kesinlikle bir lider sorunu yok CHP'de. CHP'de her zaman liderler değişir ama şu anda kesinlikle bir liderlik sorunu yok. Olağanüstü kurultayı gerektirecek herhangi bir olay da yok. Olağan kurultay içerisinde CHP yeniden gereken bazı düzenlemeleri de yaparak çok rahatlıkla bundan sonra sürdüreceği ve çok çok daha önem kazanmış bir işlevi sürdürmeye devam eder. Her seçimde iktidar olmamak elbetteki belirli bir moral çöküntüsü yaratır partilerde ama asıl o partilere oy veren kitlelerde daha fazla olur bu moral çöküntüsü. O insanların bu partinin Parlamento'da kendi haklarını sonuna kadar ve güçlü olarak savunacağını, asla ve asla şu anki yaşam biçimleri de dahil hiçbir şeylerinden kuşku duymamaları gerektiğini, bunun da güvencesinin anamuhalefet partisi olduğunu vermesi gerekir. Dolayısıyla seçimden sonra böyle bir ortam söz konusu iken insanların apar topar olağanüstü kurultay, seçim, başkanlık sorunu gibi sorunları ortaya atmalarını doğru bulmuyorum."

-102 karanfille kayıt yaptırdı

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer de kayıt işlemlerine üzerinde, " Beyrut, Ankara, Paris. Acının ülkesi yoktur, acımız ortak" yazılı tişört giyerek geldi.

Manisa'nın Salihli ilçesine bağlı Allahdiyen Köyü'nden Latif ve Suna Karataş ile açıklama yapan Biçer, köyde yapılması istenen HES projesine karşı birlikte direndiklerini aktardı.

Ankara'daki terör saldırısında yaşamını yitiren 102 kişi için 102 karanfil getirdiğini belirten Biçer, terörün her geçen gün büyüdüğünü, buna karşı küresel anlamda mücadele verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Terörün, acının ve gözyaşının ülkesinin olmadığını kaydeden Biçer, terörü lanetlediğini ve bu nedenle üstündeki tişörtü giydiğini söyledi. Biçer, daha sonra getirdiği karanfilleri basın mensuplarını ve Meclis çalışanlarına dağıttı.