Soruşturma Komisyonu'nun Dört Eski Bakanla İlgili Kararı

CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, "(Tapeleri) imha edenler, imha kararını verenler ve bunu uygulayanlar suçlu sayılacaktır. Delil karartmaya girer bu. Yaparsanız suçlu olacaksınız. Hakkı Köylü'nün yargılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız" dedi.

Dört eski bakanla ilgili Soruşturma Komisyonu'nun CHP'li üyeleri, İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, İzmir Milletvekili Rıza Türmen, İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ve Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Parlamento'da birlikte basın toplantısı düzenledi.

Komisyon Başkanı Hakkı Köylü'nün, "tapelerin imha edileceğini" söylediğini anımsatan Aksünger, komisyonda bu yönde alınmış bir karar olmadığını söyledi.

Aksünger, komisyonun hazırlık evresi olduğunu ve nihai kararı verecek olanın TBMM Genel Kurulu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Orada alınacak herhangi bir Yüce Divan'a gitme kararı öncesinde, bu delillerin karartılması sözkonusudur. Kendisi, bunun CMK'nın 135. maddesine atıfta bulunarak, bunun hukuka uygun olduğunu iddia ediyorsa da bu doğru değil. Madem bunlar imha edilecekti, neden daha önce imha edilmedi? Ayın 22'sine kadar bu bakanlardan birkaç tanesinin Yüce Divan'a gönderilme olasılığını onlar da düşünüyordu. Ama ayın 22'sinden sonra bu ortadan kalkınca, imha konusu alel acele gündeme getirildi. Bunun imhası suçtur. Hem Meclis Başkanlığı'na, hem Komisyon Başkanlığı'na hem de savcılığa, bu fiilin gerçekleşme olasılığına karşı gerekli suç duyurularını ve ihtarları çekmiş durumdayız. Bundan sonra gerçekleşecek imha operasyonunda, hem imha edenler, hem imha kararını verenler hem de bunu uygulayanlar suçlu sayılacaktır. Delil karartmaya girer bu. O yüzden de kendilerini uyarıyoruz. Bu yok etme sizin görev alanınıza  giremez. Yaparsanız suçlu olacaksınız. Hakkı Köylü'nün 3. döneminin sonu, yargılanması için elimizden gelen her şeyi yapacağız."

Rıza Türmen, tapelerin, delillerin imha edilmesinin dayandırıldığı CMK'nın 135. maddesinde, "Şüpheli veya sanığın, tanıklıktan çekinebilecek kişilerle arasındaki iletişimi kayda alınamaz. Kayda alma gerçekleştikten sonra bu durumun anlaşılması halinde, alınan kayıtlar derhal yok edilir" denildiğini anımsatarak, "Yani telefonun bir ucunda şüpheli ya da sanık olacak, diğer ucunda da şüpheli veya sanığın çocuğu, kardeşi olacak, bunlar arasındaki konuşmalar kayda alınamaz. Ama bizim durumumuzda bu böyle değil. Telefonun iki ucunda da iki tane şüpheli var. Bu yüzden 135. madde buraya uygulanamaz" dedi.

Soruşturmanın henüz bitmediğini, soruşturmanın Meclis karar aldığı zaman biteceğine işaret eden Türmen, soruşturma bitmeden delillerin ortadan kaldırılmasının kabul edilemeyeceğini kaydetti. Rıza Türmen, "Deliller ortadan kaldırılırsa, TCK'nın 281. maddesi gereğince delillerin yok edilmesi suçu işlenmiş olur. Bunun cezası 6 ayla 5 yıl arasında değişir. Kamu görevlisi ile bağlantılı olarak bu suç işlenmişse yarı oranında artırılır, yani 9 ay ile 7 yıl arasında cezası değişir. Hakkı Köylü illa da bu suçu işlemek istiyorsa, biz buna engel olmayız. Yapılmak istenen şu: Bunun öyle bir üstünü örtelim ki delilleri ile birlikte bunu toprağın altına gömelim ve bu iş sanki hiç olmamış gibi olsun" diye konuştu.

Korutürk, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bu konuyla ilgili iki tane içtihadı olduğunu ifade ederek, kararlarda, "Eğer şüpheliler arasındaki görüşmeler karartılacak olursa, tanıklıktan çekilme hakkına sahip kişilerin aynı suçu birlikte işlemelerinin kanun koyucu tarafından himaye edildiği sonucuna ulaşılır ki bunun kabulü mümkün değildir" denildiğini bildirdi. Korutürk, bu içtihatlara uyulması gerektiğini söyledi.

Bu tapeler silinse de olayın üstünün örtülemeyeceğini ifade eden Korutürk, "Bir bakanın kendisine hediye edildiği söylenen ama bakanın satın aldığını söylediği saat var, bu saatin fiyatı 700 bin TL. Bu para ile 16 tane ticari araç, 21 tane traktör alıyorsunuz" diye konuştu.

Köprülü ise tapelerin imha edilmesi konusunda komisyonda görüşme ve oylama yapılmadığını söyledi. Genel Kurul'da oylamanın gizli şekilde yapılacağını dile getiren Köprülü, "Genel Kurul'da Yüce Divan'a gitme konusunda bir karar çıkması olasılık dahilinde. Peki o zaman nasıl gidecek Yüce Divan'a? İçi boşaltılmış olarak mı gidecek, deliller ortadan kaldırılmış olarak mı gidecek? Bir noktada önlem alma telaşı da var. Olur da gizli oylamada Yüce Divan kararı çıkarsa, sadelenmiş ve deliller ayıklanmış olarak gitsin çalışması bu" dedi.

Aksünger, " Meclis Başkanı'nın bir sorumluluğu olur mu?" sorusuna, "Kesinlikle olur. Oranın mukavemetini tutmak Meclis Başkanlığı'nın görevidir, onun görev alanı içindedir" yanıtını verdi. - TBMM