Başbakan Binali Yıldırım, "Biz, gelişmiş demokrasilerden o gün herkesin buraya gelip bizimle dayanışmasını göstermesini beklerdik. Hadi bunu yapamadınız, hemen bu darbeyi en şiddetle kınamak ve Türkiye'nin demokrasisini, başarısını bizlerle paylaşmak bu konudaki dayanışmanızı en açık şekilde dostlarımızın göstermesini beklerdik." dedi.
Yıldırım, Türki·ye'de muki·m di·plomati·k mi·syon şefleri· onuruna, Çankaya Köşkü'nde akşam yemeği· verdi.
Diplomasi ve dış ticarete aktif, çok boyutlu bir politika izlemeye devam edeceklerini, bu doğrultuda 163 olan dış temsilcilik sayısını 234'e, vizesiz gidilen ülke sayısını 42 den 67'ye yükselttiklerini, 14 yılda 19 yeni serbest ticaret anlaşması imzaladıklarını, 12 ülkeyle de müzakerelere başladıklarını ifade eden Yıldırım, AK Parti iktidarları döneminde yurt dışındaki havayolu ağını, varış noktasını, 60'tan 281'e çıkardıklarını belirtti.
Yıldırım, milli gelire oranla dünyadan en fazla küresel yardım yapan ülkeler arasında yer aldıklarını, 14 yılda ihracatı 4 kat büyüttüklerini, ticaret hacmini 350 milyar doların üzerine çıkardıklarını, dış ticaret yapılan ülke ve bölgeleri çeşitlendirdiklerini söyledi.
Yeni pazarlar oluşturduklarını, 2002 yılında 1 milyar dolar üzerinde ihracat yapılan ülke sayısı sadece 8 iken bugün 32'ye ulaştığını vurgulayan Yıldırım, "2015 yılında, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine 64 milyar, diğer Avrupa ülkelerine 14 milyar dolarlık ihracat yaptık. Yakındoğu ve Ortadoğu'ya 31 milyar dolar, diğer Asya ülkelerine 11 milyar dolar ihracat değerine ulaştık. Kuzey Amerika'ya 7 milyar, Kuzey Afrika'ya 8,5 milyar, diğer Afrika ülkelerine de ihracatımız 4 milyar doların üzerine çıktı. 2002 yılında sadece 120 milyon dolar olan Güney Amerika ile ihracatımız 2015'e geldiğimizde tam 11 kat artarak 1,3 milyar dolar seviyesine ulaştı. Bu rakamların büyüklüğü, hükümetimizin bütün dünya ülkeleriyle dostane ilişkileri ve işbirliğine verdiği önemin bir göstergesidir." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, geçen hafta içinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya'ya bir ziyarette bulunduğunu, bu ziyarette ilişkileri, yaşanan uçak krizi öncesindeki seviyeye getirme kararı alındığını anımsattı.
"Dış politikamızın esası, dostlukları artırmak düşmanlıkları azaltmak"
"Türkiye olarak, Rusya, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Afrika ülkeleriyle ilişkimizi geliştirmenin AB ile Amerika'nın alternatifi olmadığını çok açık şekilde ifade ediyoruz. Amerika ile de ilişkilerimizi geliştireceğiz." diyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Amerika kıtasında bütün ülkelerle ilişkimizi geliştireceğiz ama AB ile yarım asırlık bir yolculuğumuz var. Bunu da yok sayamayız. AB ne kadar samimi olursa biz de aynı şekilde AB yolculuğuna olan kararlılığımızı sürdüreceğiz. Dış politikamızın esası, dostlukları artırmak düşmanlıkları azaltmak. Bu çerçevede İsrail ile ilişkileri normalleştirdik, Rusya ile ilişkileri yoluna koyduk. Şimdi bölgenin kanayan en büyük yarası Suriye'dir. Suriye ile de ümit ediyorum ki bölgede bölge ülkeleriyle el ele vererek bir yandan Rusya ve Amerika'nın katkılarıyla işler normale döner, daha fazla kan dökülmesinin önüne geçeriz. 500 bin masum insan hayatını kaybetti Suriye'de. Ne için? Bunun cevabını hiç kimse veremiyor.
Suriye'de tekrar işlerin yoluna girmesinin en önemli şartlarından birisi Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasına bağlıdır. Suriye etnik yapıya dayanmayan bir yönetişim şeklinin kurulmasına bağlıdır. Bu bakımdan gerek koalisyon güçleri gerek bölge ülkeleri Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve ABD olmak üzere bütün tarafların bu esası gözden kaçırmadan çözüm arayışına hız vermeleri hayati öneme sahiptir. Böylece yerinden yurdundan edilen milyonlarca Suriye vatandaşı tekrar vatanlarına kavuşacak ve anlamsız ölümler, can kayıpları ortadan kalkmış olacak. Bu yolda kayda değer gelişmenin önümüzdeki aylarda yaşanabileceğini düşünüyoruz. Bu alanda Türkiye olarak üzerimize düşen aktif çalışmaları bütün hızıyla sürdürüyoruz."
Darbe karşısında Batı'nın tutumu
Yıldırım, 16 Temmuz sabahına ilişkin bir sitemini de yabancı misyon şefleriyle paylaştı.
Türkiye'nin bir darbe girişimini sonuçsuz bıraktığını, net bir şekilde darbecilere darbe yaptığını anlatan Yıldırım, "Biz beklerdik ki Paris'te Charlie Hebdo olayından sonra bütün dünya liderleri akın akın oraya gitti. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı dahil. Biz, gelişmiş demokrasilerden o gün herkesin buraya gelip bizimle dayanışmasını göstermesini beklerdik. Hadi bunu yapamadınız, hemen bu darbeyi en şiddetle kınamak ve Türkiye'nin demokrasisini, başarısını bizlerle paylaşmak bu konudaki dayanışmanızı en açık şekilde dostlarımızın göstermesini beklerdik. Bunu yapanlar oldu mu oldu. Burada isimlere girecek değilim. Onlar kendilerini bilir ama bazı dostlarımız ne yazık ki başka bir bakış açısını benimsediler. Darbe girişimini görmezden gelip Türkiye'de darbecilerin hukuk içinde adaletle yargılanıp yargılanmayacağı konusunu tartışmaya açtılar. Bu bizi çok üzdü. Suç işleyen, halkın iradesiyle seçilmiş bir hükümeti yok etmeye çalışan terör gruplarının, darbecilerin hakkını, milletin hakkından daha fazla savunma gayreti gerçekten bizi üzmüştür. Bunu samimiyetle açık kalplilikle sizlerle paylaşmak istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Yıldırım, daha sonra yaşanan olaylar ve Yenikapı buluşmasının Türkiye'de darbenin milleti ayrıştıran değil milleti daha da güçlendiren daha da birleştiren siyaseti ortadan kaldırıp bütün bir halkı kucaklayan bir tabloyu da beraberinde getirdiğini dile getirdi.
Başbakan Yıldırım, "Umut ederim ki o gün ıskalanan bugün daha iyi görülsün. Gözlerinizle gördünüz o gün yaşananları bütün ayrıntılarıyla anlatamadık ama dikkati çeken noktaları sizlerle paylaştık. Bugün sizlerle bir araya gelmemizin ana amaçlarından birisi o gece yaşananları bir kez daha hatırlatma ve bu konuda bundan sonra küresel barışın, bölgesel barışın korunması ve buna benzer olayların hiçbir ülkede yaşanmaması için birlikte beraber hareket etmemizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha sizlerde paylaşmaktı." dedi.
Yıldırım, Türkiye'de darbeden sonra hemen savcıların harekete geçtiğini, darbeye bizatihi katılanları tek tek topladıklarını, yargılamaların devam ettiğini dile getirdi.
"Tek ölçümüz adalet olacak"
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu, hukuk devletinde yasalar ne derse o yapıldığını, üstünlerin hukuku değil hukukun üstünlüğünün hukuk devletinde temel ölçü olduğunu anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Hukuk devletinden sapmadan bu cürümü işleyenler mutlaka hak ettikleri cezalarını alacaklardır. Bu konuda hiç kimsenin bir tereddüdü olmasın. Baştan beri söylediğimiz bir şey var. İntikam hırsıyla hareket etmeyeceğiz. Duygusal da davranmayacağız. Tek ölçümüz adalet olacak. Bu Feto terör örgütünün mensuplarını sızdıkları bütün kurumlarımızdan temizlemek için kılı kırk yararak çalışıyoruz. Amacımız haklı ile haksızın bir arada olmaması. Yaş ile kurunun aynı şekilde yanmaması. Buna çok özen gösteriyoruz. Bunun ne kadar zor bir iş olduğunu umarım takdir edersiniz. Çünkü bu örgüt kapalı bir örgüt. Saydam değil. Onun için bu örgütle mücadele de maalesef o kadar kolay olmuyor.
Eminim ki sizin ülkelerinizde okul açmak, dernek, vakıflar kurmak suretiyle bu örgütün faaliyetleri var. Bakın size dost tavsiyesi. Bunlarla ilgili eğer bir tedbir almakta geç kalırsanız bu tehdit Türkiye'nin tehdidi olmaktan çıkar sizin ülkelerinizin en büyük tehdidi haline gelebilir. O bakımdan bizim size tavsiyemiz, sizden talebimiz hele hele 15 Temmuz'u yaşadıktan sonra ülkenizde bu örgüte müsamaha ile bakılmasını lütfen ama lütfen izin vermeyin. Bu bizi üzmekle sınırlı değil. Türkiye'yi üzmüş olmuyorsunuz aynı zamanda gelecekte karşılaşacağınız büyük bir tehlikeyi de ıskalamış olursunuz."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Yıldırım'dan Diplomatik Misyon Şeflerine Akşam Yemeği - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?