Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Yerli üretmek zorundayız, ölçek bazında ne üretebiliyorsak bu ülkede üretmek durumundayız. Bizim yerli üretim anlayışımız Türkiye'de üretim yapmak anlamındadır. Firmanın menşei yabancı olabilir" dedi.
Işık, bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nda (BTSO) düzenlenen "Kamu Alımlarında Yerli Malı Belgesinin Düzenlenmesine İlişkin Uygulama Esasları Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, istikrar kavramının Türkiye için ne ifade ettiğini, neler kazandırdığını, istikrarsızlığın da neler kaybettirdiğini en iyi, üreticilerin bildiğini söyledi.
Dünyanın sanayileşmeden yüksek teknolojiye geçtiği dönemi Türkiye'nin nasıl ıskaladığını, es geçtiğini de herkesin çok iyi bildiğini anlatan Işık, "Özellikle 3 Kasım 2002 seçimleriyle Türkiye'nin kazandığı istikrarın ülkede nasıl bir değişime dönüşüme sebep olduğunu da siz biliyorsunuz. 12 yılda eğer bir ülke gayrisafi yurt içi hasılasını 4 kat artırdıysa dolar bazında bu inanılmaz bir başarıdır. Kişi başına düşen milli gelirini 3 kat ve üzerinde artırabildiyse ihracatını neredeyse 4 katın da üzerine çıkarmayı başardıysa bu son derece önemlidir" diye konuştu.
Işık, ticaretin de ülkelerin yönetiminin de bisiklet sürmeye benzediğini dile getirdi. "Durursanız düşersiniz, onun için pedalı sürekli çevirmek durumundayız" ifadesini kullanan Işık, bu nedenle Türkiye'de 12 yıldır elde edilen başarıları son derece önemli gördüklerini ancak bunların hiçbirini yeterli saymadıklarını, ülkenin daha fazlasını yapabileceğini vurguladı.
Üreten ekonomilerle sadece finansa dayanan ekonomiler arasındaki farkın 2008 krizinde açıkça ortaya çıktığına dikkati çeken Işık, Türkiye'nin 2002'den itibaren yatırım ortamının iyileşmesi yönünde attığı adımların semeresini krizde gördüğünü ve bunun ülkeyi teğet geçtiğini anlattı.
"Kuru milliyetçilikle gitmiyoruz"
Bakan Işık, artık bazı alanlara daha fazla odaklanmak gerektiğini, bu çerçevede "3Y" diye formülize ettikleri "yerli, yeşil ve yenilikçi" üretim anlayışına ağırlık verdiklerini belirterek, Bursa'nın bu konuda bayrak şehirlerden olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin yerli üretim yapmak zorunda olduğuna değinen Işık, şunları kaydetti:
"Yerli üretmek zorundayız, ölçek bazında ne üretebiliyorsak bu ülkede üretmek durumundayız. Bizim yerli üretim anlayışımız Türkiye'de üretim yapmak anlamındadır. Firmanın menşei yabancı olabilir. Bugün Bosch'un bir tesisini açacağız. Bosch, Türkiye'de ürettiği ürünler açısından bir Türk şirketidir çünkü üretimi Türkiye'de yapmaktadır veya başka bir firma üretimini Türkiye'de yaptığı sürece bizim için yeril şirkettir. Kuru milliyetçilikle gitmiyoruz. Akılcı hareket ediyoruz. Yerli üretimi desteklemek zorundayız."
Yenilikçi ve yeşil üretim yapmak zorunda olduklarına da işaret eden Işık, bu üç kavramın sanayinin artık odak noktasında bulunduğunu aktardı.
Teşvik sistemi
Işık, teşvik sisteminde yapısal bir dönüşüm yaşanacağı, bu çerçevede "Sanayiye Destek Programı"nın Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanacağı bilgisini vererek, uzun süredir çalıştıkları teşvik mekanizmasından en çok yararlanacak illerin başında Bursa'nın geldiğini belirtti.
Bursa'nın, yüksek teknolojili ürünlerde Hakkari, Gümüşhane, Artvin ile aynı statüde olacağını anlatan Işık, "Orta yüksek teknolojili ürünlerin teşvikiyle ilgili çalışmamız da sürüyor. Teşvikleri artık ülkemizin topyekun kalkınması noktasında mantalite değişikliğiyle tekrar ele alıyoruz" görüşlerini dile getirdi.
Işık, ikinci önemli noktanın da devlet destekleri olduğuna dikkati çekerek, Türkiye yenilikçi resim yapmak istiyorsa sanayicisini, iş adamını, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerini (KOBİ) yenilikçi ürünlere yönelik çalışmalarda cesaretlendirmesi gerektiğini vurguladı. Bu nedenle Ar-Ge'ye çok güçlü destekler verdiklerini söyleyen Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şu anda bakanlığımın, bu yıl büyük oranda KOBİ'lerimize verilmek üzere büyük bir kısmı da hibe kredi olmak üzere 1,5 milyar liranın üzerinde hibe kaynağı var. Arzu ediyorum ki bu kaynak yetmesin. Arzu ediyorum ki bu kaynak yılın ortasında bitsin, ek bütçe isteyeyim. Niye? Çünkü bu alan geri dönüşüm hızı en yüksek alan. İki gün önce Ankara'da MAN firmasının Neoplan otobüslerinin üretim tesisini açtık. Neoplan otobüsleri Almanya'da üretiliyordu. Oradaki üretim durdu, buraya geldi. Alman yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde şunu ifade ettiler; 'Türkiye'de verilen Ar-Ge destekleri sayesinde tamamen Türk mühendislerin geliştirdiği otobüsü, Skyliner'ı burada ürettik. Bu en büyük faktördü. İkinci faktörse iş gücünün çok kaliteli olması.' Şimdi bunlar Türkiye'de sanayinin nasıl geliştiğine birkaç örnekten biri. İşte devlet desteklerini bu noktada, üretimin yenilikçi olması noktasında çok ciddi derecede kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz. Bursa'dan da özellikle proje bazında bu desteklerden yararlanan firma sayısının artmasını istiyoruz."
Kamu alımlarının, dünya ölçeğinde, bir ülkenin üretimini artırmak, teknoloji düzeyini yükseltmek için son derece önemli bir kaldıraç olduğunu ifade eden Işık, Türkiye'de de hükümetlerin bu noktada gayretleri olduğunu ancak uygulama noktasında sıkıntılar yaşandığını hatırlattı.
Işık, geçen yıl şubat ayında yaptıkları düzenlemeyle ileri teknolojili, fiyat farkı yüzde 15'e kadar olan ürünlerde yerli üretimin tercih edilmesini zorunlu hale getirdiklerini ve bunun bütün mevzuat düzenlemelerini yaptıklarını anlatarak, şu bilgileri verdi:
"Yani bir ürün var, ileri teknoloji ürünü; biri yerli diğeri de ithal. Yerli ürünün fiyatı yüzde 15 pahalı dahi olsa bunu kamu almak zorunda. Kanun çıktı, yönetmelikleri çıktı, şu anda da yürürlükte. Bunun için yerlilik oranı hesaplamasını bakanlık olarak yaptık ve bütün odalarımıza gönderdik. Bazı firmaların yaptığı gibi müracaat edeceksiniz ve odalarımız size yerli ürün belgesi verecek. O belgeyi alıp teknolojik, orta yüksek ve yüksek teknoloji alanında kamu ihalelerine girdiğiniz zaman işte yüzde 15 fiyat avantajınız olacak."
Bazı ürünleri ithal etme durumunda kalabileceklerini bildiren Işık, bunda da 10 milyon doların üzerindeki miktarlar için daha önce savunma sanayinde başarıyla uygulanan iş birliği programını zorunlu hale getirdiklerini kaydetti.
Eş değer parça uygulaması
Işık, Bursa'yı ilgilendiren bir müjdeyi de paylaşmak istediğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bursa, otomotiv yan sanayinin de kalbi durumunda. Otomotiv ana sanayi güçlü Bursa'da ama ana sanayiyi besleyen çok güçlü bir yan sanayimiz var. Artık eş değer parça uygulamasını hayata geçiriyoruz. Bunun anlamı şu; şu anda orijinal parçaları ancak yetkilendirilmiş firmalar satabiliyor ve bu eş değerine göre Türkiye'de 5 kat fiyat farkı oluşturuyor. Avrupa'da bu fiyat farkı 3 kat iken Türkiye'de 5 kat. Şimdi bu eş değer parça uygulamasıyla Bursa'daki bir yan sanayi firması çok bilinen bir markanın parçasını zaten üretiyor. Ona veriyor ama çok uygun fiyatlarla veriyor. Aynı firma, Bursa'daki yetkili satıcısına bunu gönderdiği zaman fiyat 5 kat. Şimdi bu yaptığımız yeni düzenlemeyle Türk Standardları Enstitüsü (TSE) buna eş değer parça onayı belgesini verdiği anda aynı orijinal parça olarak satacak. Yan sanayi için son derece önemli bir destektir bu. Türkiye'de şu anda kamunun sadece mal alımı 30 milyar Türk lirası. Yapım için 40 milyar Türk lirası. Hizmet alımı 41 milyar Türk lirası ve toplamda danışmanlık alımı, kapsam dışı alımlar toplamda 113 milyar liralık Türkiye bir yılda kamu alımı yapıyor. Bu kamu alımı yerli, yenilikçi ve yeşil üretimi destekler nitelikte yapılırsa inanın Türkiye çok daha hızlı yol alır. Hükümet olarak üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Bakanlık olarak adeta bu işe baş koyduk. Bütün arkadaşlarım bu iş için gece gündüz çalışıyor. Bakanlıkta mesai mefhumumuz yok. Şükürler olsun çok kısa sürede çok önemli düzenlemeleri hayata geçirdik."
Yerli malı belgesi alımının çok hızlandığına da değinen Işık, "Şu anda bin 241 adet yerli malı belgesi alındı. Bunu, Türkiye'de bu işe verilen önemin bir göstergesi olarak değerlendiriyorum" ifadesini kullandı.
"Otomotiv test merkezi için kamulaştırma başladı
Yenişehir ilçesinde kurulması planlanan otomotiv test merkezine ilişkin Bursa'ya her geldiğinde kendisine sorular yöneltildiğini anımsatan Işık, bu iş için kamulaştırma işlemlerine başladıklarını ve yakın zamanda çalışmaları bitirip tesisin inşaatına başlamayı hedeflediklerini anlattı.
Hükümet olarak ellerinden gelenin en iyisini yapmanın gayretinde olduklarını ancak bunların sadece kendilerinin gayretiyle gerçekleşecek işler olmadığını ifade eden Işık, şöyle konuştu:
"Bütün bürokratlarımıza, devlette kamu alımı yapacak bütün bürokratlarımıza seslenmek istiyorum; lütfen kamu alımlarında bu kanunun uygulanmasına harfiyen dikkat ediniz. Bu artık bir tercih değil, bir zorunluluk. Ne olursa olsun, anlayışımız yerli üretimi desteklemek üzerine olsun. Burada bürokratlar zaman zaman bir açmazla karşılaştıklarını ifade ediyorlar. 'Yerli bir ürün alırsam, bir kalite problemi ortaya çıkarsa mahkeme mahkeme süründürürler.' Biz de diyoruz ki hayır, korkmayın, usulüne uygun alımınızı yapın ve ondan sonra inanıyoruz ki Türkiye'nin malının kalitesi kabul görecektir. Burada bürokratlarımıza çağrım, bu kanunu harfiyen uygulamaları, bu noktada en küçük bir tereddüt göstermemeleri, 'Ya ben şuradan bir boşluk bulursam farklı bir ürün alabilir miyim?' gibi bir anlayışa girmemeleridir. Bunu bakanlık olarak yakinen takip ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. İkinci çağrım üreticilerimize; kamu alımlarının devlet teşvik ve desteklerinin bir riski vardır. Bu, korumacılığa kaçarsa o zaman kaliteden uzaklaşma riski baş gösterir. Arzumuz şu; bu alımlar, kaliteyi artıran, niteliği yükselten alımlar olarak değerlendirilmeli. Onun için özel sektöre ve üreticilere çağrımız; kaliteye yatırım yapın, kaliteye odaklanın, yerli malı denildiği zaman dünyanın en kaliteli malı anlaşılsın. Üçüncü çağrım da halkımıza; Türkiye'de üretilen malı tüketme konusunda daha hassas olalım. Kamu alımlarında bu hassasiyeti gösteriyoruz. Hangi düzenlemeleri yaparsak yapalım toplum sahip çıkmazsa bu düzenlemelerin etkisi sınırlı kalır."
Bakan Işık, sözlerini, "Türkiye istikrarını sürdürdükçe hem Bursa hem Türkiye çok daha hızlı büyüyecek, inşallah yüzde 5-7'lerin üzerinde büyüme rakamlarını tekrar yakalayacağız" diyerek tamamladı.
- "Devrim niteliğinde"
TOBB Başka Rifat Hisarcıklıoğlu da sanayicilerin, kamu idaresinin ihalelerinde milli şirketlere öncelik vermediği gerekçesiyle her platformda şikayetçi olduğunu hatırlattı.
Gelişmiş ülkelerin bile öncelikle yerli ürünlerini desteklediğini anlatan Hisarcıklıoğlu, görüşlerini şöyle anlattı:
"Kamu alımları, kalkınma sürecindeki en önemli araçtır. Bugün ABD'ye dahi baktığınız zaman sanayinin ve teknolojinin dönüşümünün arkasında kamu alımları yatmaktadır. Kamu alımlarının doğru yönetilmesi, milyarlarca liralık teşvik politikalarından çok daha etkili sonuçlar verebilmektedir. İşte bugüne kadar bu alanda geride kalmıştık. Bu kapsamda seneler önce kamu alımlarında yerli üretime yüzde 15 fiyat avantajı tanınması kanunu geçmişti fakat bu maalesef bugüne kadar uygulanamamıştı. Sayın Bakanımız sağolsunlar bu kanunu çıkarttı. Artık kamu eğer bir malın alımında yerli üretimin fiyatı ithale göre yüzde 15 daha pahalıysa yerli malını tercih etmek mecburiyetinde. Tercihi, kamu bürokrasisinin elinden bu kanun almıştır. Sanayici kardeşim için, yeni dönüşüm için, eskiden terk ettikleri veya yapmayı düşündükleri işi tekrar yapabilmeleri için müthiş bir fırsat sunuluyor. Açık söylüyorum; bu devrim niteliğindeki bir iş, en büyük teşvik bu, bundan daha büyük teşvik olmaz."
Toplantıya, Vali Münir Karaloğlu, BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay ile sektör temsilcileri katıldı.
Son Dakika › Yerel › Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?