Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "New York Times diye bir gazete var, bu kimin nerede olduğunun göstermesi bakımından çok önemli. Şimdi gözü bize dikmişler, ya her yerin gazete olsa, her yerinden kin kussan avucunu yalarsın. 2011'de CHP'ye destek veren The Economist, bu dergi de bu defa bölücü örgütün güdümündeki partiye oy verme çağrısı yapıyor. Aynı şekilde The Guardian gazetesi de 'Türkiye'de Anayasa değişsin ama bunu Erdoğan yapmasın' diyor. Yani Türkiye'de Anayasa'yı milletin değil, bugüne kadar olduğu gibi yine vesayetin yapmasını istiyor" dedi.
"Cumhurbaşkanı Halkla Buluşuyor" programı kapsamında Mersinlilerle bir araya gelen Erdoğan, bölücü örgütün, eş başkanların partisine oy istediğini belirtti.
Mersin'de gerçekleşen bombalama hadisesini hatırlatan Erdoğan, bu olay vesilesiyle bir başka örgütün daha, eş başkanlara desteğini öğrendiklerini dile getirdi.
"Kefenimizi giymişiz de bu yola böyle çıkmışız"
Bu seçimlerde oyunun bir de dış ayağının var olduğunu ifade eden Erdoğan, Amerika ve İngiltere'deki bazı gazeteler ile dergilerin hep bir ağızdan aynı şeyleri söylediğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"New York Times diye bir gazete var, bu kimin nerede olduğunun göstermesi bakımından çok önemli. Şimdi gözü bize dikmişler, ya her yerin gazete olsa, her yerinden kin kussan avucunu yalarsın. 2011'de CHP'ye destek veren The Economist, bu dergi de bu defa bölücü örgütün güdümündeki partiye oy verme çağrısı yapıyor. Aynı şekilde The Guardian gazetesi de 'Türkiye'de Anayasa değişsin ama bunu Erdoğan yapmasın' diyor. Yani Türkiye'de Anayasa'yı milletin değil, bugüne kadar olduğu gibi yine vesayetin yapmasını istiyor. New York Times gazetesi, Sultan Abdulhamid'e suikast yapıldığında bunu büyük bir heyecanla duyurmuştu. Rahmetli Menderes'in idamına yol açan darbeyi de yine heyecanla karşılamıştı. Özal'ın ölümünü de bin bir hakaretle haber yapmıştı. Şimdi de gözü bize dikmişler.
Kim olursa olsun, biz bir şeye teslim olmuşuz, bir şeye inanmışız; kefenimizi giymişiz de bu yola böyle çıkmışız... Milletin yüzde 52 ile oy vererek Cumhurbaşkanı yaptığı kişiden niye rahatsız oluyorsunuz? Bu sözler size tanıdık geliyor mu? Bizi Menderes'in akıbetiyle Mursi'nin akıbetiyle tehdit edenlerin aklı nereden aldıklarını görüyor musunuz, yeni anayasa talebimizin kimleri nasıl korkuttuğunu görüyor musunuz? Eski Türkiye koalisyonunun gerisindeki desteği, motivasyonu görüyor musunuz? Türkiye'yi bunların eline bırakacak mıyız? Mersin'in geleceğini bu kaosçulara bırakacak mıyız? Evlatlarımızın geleceğini bu şer ittifaka bırakacak mıyız? Bunlara değil ülkenin istikbalini 5 koyunu dahi bırakamazsınız. Kaybedip gelirler, sonra da çıkıp karşınıza ne derler biliyor musunuz? Biri, gırtlağına kadar yalana batmış, aldığını dahi inkar eder, 'Yok böyle bir şey' der. Öteki bir takım geometrik hesaplarla size 'Ne yapayım koyunu kurtlar çaldı' der, öyle anlatır. Diğeri derseniz o da ondan çok farklı değil."
"Eğer bu ülke bunların elinde kalsaydı yanmıştık"
Aynı çevrelerin şimdi de Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki klozetle uğraşmaya başladığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlarda seviye yok, bunlarda kalite yok. TRT'de canlı yayında hodri meydan dedim. Eğer dürüstsen, eğer namusluysan, eğer şahsiyetliysen yarın sabah genel sekreterim mektubu yazıyor, yazdı; 'Gel' dedi 'gezdirelim' gelemedi. 'Ben orayı kastetmedim' dedi. Dürüst ol. O zaman nereyi kastettin orayı anlat. Dedim ki 'Eğer böyle bir şey varsa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda ben Cumhurbaşkanlığını bırakacağım ama ben Cumhurbaşkanlığını bırakırken sen de Cumhuriyet Halk Partisi'ne bela olmaktan git'. İki ayrı hayrı birden yapalım; hem bunun yalanı ortaya çıksın, hem de Cumhuriyet Halk Partisi'ni bundan kurtaralım. Zaten bu kasetle gelmiş bir genel başkan değil mi? Bunda yalan çok. Ne dedi Sayın Baykal'ın yanından ayrılınca; 'Aday olmayacağım'. Ondan sonra ne oldu? Aday oldu. Ondan zaten millet 'çarkçı Kemal' diyor. Bizim 40 yıllık siyasi hayatımızda asla böyle bir şey yok. İşte Sosyal Sigorta Kurumunda 6 yıl genel müdürlük yaptı, batırdı. O hastanelerde neler çektiğimizi şu anda yaşı itibarıyla ileri durumda olanlar çok iyi bilir.
Sağlam gir, hasta çıkarsın. Savaş Ay'ın programını izlediniz mi? O programda her şeyi gördünüz değil mi? Aman yarabbim, bu millete neleri layık gördüler... Bir de ne diyor; 'Siyasetçi bunu çözmesi lazım, plan meselesi, program meselesi' diyor. Bir siyasetçiye planı, programı bürokratı getirir bürokratı. Şimdi istediğin hastaneye gidiyor musun? İstediğin eczaneden ilacını alabiliyor musun? Okullarımızın durumu ortada. Elhamdülillah; göreve geldik 76 üniversite, şimdi 193 üniversite... Modern bin Türkiye'yi inşa ediyoruz, inşallah daha iyi olacak. 230 milyar dolar milli gelirle devraldık, şimdi 800 milyar dolar. Bu MHP, bu DSP, ANAP bunlar bize, IMF'ye ne kadar borç bıraktı biliyor musunuz? 23,5 milyar dolar. Onu biz sıfırladık. Şu anda IMF'ye borcumuz var mı? Yok. Çıkıyor bu Bahçeli hala ileri geri konuşuyor. Sayın Bahçeli biraz haddini bil. Bize nasıl bir Türkiye bıraktığın ortada. Merkez Bankası bizim milli bankamız değil mi? Merkez Bankamızın kasasında 27,5 milyar dolar vardı, şimdi 122 milyar dolar var. Her şey ortada. Halep oradaysa, arşın burada. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi enflasyon tek haneli. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şimdi tek haneli. Buralara kolay mı geldik. Eğer bu ülke bunların elinde kalsaydı yanmıştık."
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yönelik de "Ey Bahçeli sen niye meydanlarda dolaşıyorsun? Millet sana zaten hükümeti verdi, 5 yıllığına verdi ama siz 3,5 yıl dayandınız, kaçıp gittiniz, yönetemediniz" eleştirisinde bulundu.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Başbakan oldum, masaya oturdum; önüme iki önemli rakam getirdiler. Bunların bir tanesi zorunlu tasarruf... Bu rakam neydi biliyor musunuz? 15 katrilyon. Yani bugünkü rakamla 15 milyar. Kimin alacağıydı bu? Memurun, işçinin alacağıydı. Bir de önüme Konut Edindirme Yardımı getirdiler. Bu ne kadar? Bu da 3,5 katrilyondu. Toplam 18,5 katrilyon, 18,5 milyar... Bunları kim ödedi? Biz ödedik biz. İdare budur, siyaset budur, milliyetçilik budur. Öyle lafla kuru kuruya milliyetçilik olmaz."
"Bu Pazar, onlara haddini bildirme günüdür"
Erdoğan, bugüne kadar Van'a yaptıkları yatırımın yaklaşık 18 katrilyon olduğunu bildirerek, "Orada Kürtler var bırakın, gitmeyin' demedik. Orada malum partinin belediye başkanı musluklardan kan akıtıyor, biz oraya su getirdik, su" ifadesini kullandı.
Milletin değerlerine yapılan hakaretleri sineye çekemeyeceğini dile getiren Erdoğan, şunları belirtti:
"Cumhurbaşkanıyım' diye çekil, dur. Yok, onun için meydanlardayım. Milletime gerçekleri anlatmak için meydanlardayım, tehditleri göstermek için meydanlardayım, baskıları ortaya koymak için meydanlardayım. Köşemde oturup bunları izleyemezdim. İşte bunun için Rabiamıza sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız. Rabia, bu ülkenin varlığının, birliğinin, dirliğinin, geleceğinin zeminidir. Bu zemini güçlü tutmazsak 2023'ü konuşamayız, 2053'ü konuşamayız, 2071'i konuşmayız."
Erdoğan, "Bu bayrağa eş bayrak olabilir mi? Bu bölücü terör örgütünün güdümündekiler, bayrağımıza alternatif bayrak çıkartıyorlar. Onun için bu pazar onlara haddini bildirme günüdür" dedi.
"Paralel devlete" bu ülkede asla yaşam hakkı verilemeyeceğine işaret eden Erdoğan, bu yapıyı temizleyeceklerini, biraz zaman aldığını ama sonunda bitireceklerini söyledi.
Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mersinlilerle buluşma programı kapsamında vatandaşlara hitap ettiği Tevfik Sırrı Gür Stadyumu yanındaki alana Türk bayrakları ve Erdoğan'ın fotoğraflarının yan yana asıldığı gözlendi.
Erdoğan'ın halka hitap ettiği alanda, "Yeni Türkiye'nin mimarı, Mersin seninle gurur duyuyor", "Dünya lideri sen yürü bu millet senin arkandan yürür", "Cumhurbaşkanımız Mersin sizinle yürüyor" pankart ve afişleri yer aldı.
Mersin'de Erdoğan'a eşi Emine Erdoğan'ın yanı sıra Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, milletvekilleri ve ilgililer de eşlik etti. Tevfik Sırrı Gür Stadı yanında gerçekleştirilen halkla buluşma programı öncesinde vatandaşlara Erdoğan'ın kendi sesinden şiirler dinletildi.
Mersin'de hunharca katledilen Özgecan Aslan'ın ailesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkla buluşuyor programını protokol sıralarında kendilerine ayrılan yerde takip etti. Özgecan'ın babası Mehmet Aslan, annesi Songül Aslan, erkek kardeşi Barış Ali Aslan ve kız kardeşi Beste Aslan, Erdoğan'ı dinleyenler arasında yer aldı.
Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, üzerinde polis kıyafeti olan ve isminin Bahadır Buğra Bilen olduğu öğrenilen 8 yaşındaki ve isminin Büşra Yalçın olduğu öğrenilen 9 yaşındaki bir çocuğu sevdi.
(Bitti)
Son Dakika › Yerel › Cumhurbaşkanı Erdoğan Mersin'de - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?