Dünya 2015'te Göçmenleri Konuştu (2)

HALİL ŞAHİN - Türkiye, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, 2015 yılı itibarıyla dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi olarak kayıtlara geçti. Türkiye'nin, 2 milyonu aşkın Suriye ve Irak vatandaşına ev sahipliği yaptı. Yasa dışı sınır geçişleriyle yoğun mücadele yürüten Türkiye'nin, sığınmacılar için gerçekleştirdiği harcama 8 milyar doları aştı. Yardım dernekleri ve hayırseverler de sığınmacıların daha iyi şartlarda yaşayabilmesi için yardımlarda bulundu.

Ülkelerinden savaş, açlık ve yoksulluk gibi nedenlerle kaçarak daha iyi bir yaşam hayali kuran binlerce göçmen, yasa dışı yollarla Avrupa'ya geçmeye çalışıyor. "Avrupa'ya göç eden Suriyeliler Türkiye üzerinden gidiyor" şeklindeki algıya rağmen, "Türkiye'den Avrupa'ya geçenlerin, genel göç edenlerin yüzde 30'unu bile karşılamadığı" açıklandı.

Başbakanlık Müşaviri Ali Osman Öztürk, kasım ayındaki açıklamasında, "Bütün maliyeti Türkiye'ye çıkarmak doğru olmaz" dedi. Orta ve Doğu Akdeniz üzerinden Avrupa'ya çok ciddi göçler olduğunu ifade eden Öztürk, Suriye krizinden önce de Akdeniz üzerinden Avrupa'ya çok ciddi bir göç olduğuna dikkati çekti.

Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, bu yıl itibarıyla dünyanın en fazla sığınmacı barındıran ülkesi Türkiye oldu. Türkiye'nin 2 milyonu aşkın Suriye ve Irak vatandaşına ev sahipliği yaptı.

Yasa dışı sınır geçişleriyle yoğun mücadele yürüten Türkiye, zor koşullardaki göçmenlere de yardım elini uzatıyor. Türkiye'nin, sığınmacılar için gerçekleştirdiği harcama 8 milyar doları aştı. Avrupa Birliği (AB) de Türkiye'de bulunan Suriyeli sığınmacıları desteklemek için 3 milyar avroluk mali kaynak ayıracak. AB Komisyonu, mali kaynak mekanizmasının 1 Ocak 2016'dan itibaren çalışmaya başlayacağını bildirdi.

-Sığınmacılara sıcak yuva verdiler

İzmir'den Erzurum'a, İstanbul'dan Hatay'a yurt genelinde yardım dernekleri ve hayırseverler de sığınmacıların daha iyi şartlarda yaşayabilmesi için çeşitli yardımlarda bulundu.

Manisa'da 77 yaşındaki Abdulbaki Demirel, sokaklarda barınan Afgan aileyi nişanlı oğlu için hazırladığı eve yerleştirdi.

Muş'tan Manisa'ya 1987 yılında göç eden 11 çocuk sahibi Demirel, inşaatlarda çalışarak büyüttüğü çocuklarıyla el birliği yaparak Cumhuriyet Mahallesi'nde 3 katlı ev yaptı. Bir süre önce nişanlanan küçük oğlunu evlendirmek üzere hazırlıklarını sürdüren ve evinin en alt katını oğlu için hazırlayan Demirel,  sokakta kalan Afganistanlı Tajik ailesinin çaresizliğini görünce evi aileye açtı.

İzmir'de, Ege Üniversitesi (EÜ) Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şüra Baykan da, Basmane'de ağaç altında rastladığı Suriyeli anne ve 6 çocuğuna sahip çıktı.

Evi bombayla yıkıldıktan, eşi Beşir'i de savaşta kaybettikten sonra en büyüğü 7 yaşında, en küçüğü de 15 günlük bebeğiyle Türkiye'ye sığınan Maha Mansour (32) ile akademisyen Şüra Baykan'ın yolu, Basmane Meydanı'nda kesişti. Anneyi yasa dışı yollardan botla Avrupa'ya geçme hayalinden vazgeçiren Şüra Baykan, hiç tanımadığı aileyi alıp evine götürdü.

Maha ve çocuklarına bir süre evinde bakan Baykan, kendi imkanlarıyla onları Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki çadır kente taşıdı. Suriyeli anne ile bağlantısını koparmayan Şüra Baykan, çadır kent koşullarında küçük çocuklarıyla yaşamakta zorluk çeken aileyi almak için İslahiye'ye gitti. Anne ve 6 çocuğunu yeniden İzmir'e getiren Baykan, bu kez akademisyen ve eczacı arkadaşlarıyla onlara Bornova ilçesinde bir ev kurdu.

İzmir'de, 93 yaşındaki Ahmet Süvari, yıllarını geçirdiği dayalı döşeli evini, Suriyeli aileye "bedelsiz" açtı.

Selanik'ten Türkiye'ye 1946 yılında eşiyle geldikten sonra parasızlık ve kimsesizlik nedeniyle büyük sıkıntılar yaşayan Ahmet Süvari, yıllar sonra dişinden tırnağından arttırdığı parayla mütevazı bir ev sahibi oldu. Eşini kaybedince 44 yıl yaşadığı ve çocuklarını büyüttüğü evinden ayrılarak üst kattaki oğlunun yanına yerleşen Süvari, eşyalı evini de Suriye'deki iç savaştan kaçarak yaşam mücadelesi veren Rohev Jlosy-Muhammed Nabo ile 2 küçük çocuğuna bıraktı.

Kas rahatsızlığı bulunan ve tedavi için Elazığ'a yerleşen Suriyeli Ömer Derviş ve ailesine, komşuları sahip çıkarak gıdadan giyime, yakacağa ihtiyaçlarını karşıladı. Kas rahatsızlığı bulunan ve tedavisini Türkiye'de devam ettiren Derviş, kendilerine gösterilen yakınlık ve sağlanan destekten dolayı duygulandığını belirtti.

Afganistan'ın Mezarı Şerif bölgesinden kaçarak Erzurum'a gelen 6 kişilik Heydari ailesi belediye tarafından bir eve yerleştirildi. 4 çocuklu aileye sahip çıkan Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut, ailenin tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını bildirdi.

Hatay'ın 90 bin nüfuslu Reyhanlı ilçesine sığınan Suriyelilerin sayısı ise ilçe nüfusunu geçerek 95 bine ulaştı. Reyhanlı Belediye Başkanı Hüseyin Şanverdi, sığınmacılara 4 yıldır kucak açtıklarını, Türk ve Suriyeli ailelerin ilçede kardeşlik içinde yaşadığını anlatarak "Vatandaşımız aşını, evini ve işini paylaştı" dedi.

İstanbul'da bir iş adamı sahibi olduğu daireyi Suriyeli ailenin kullanımına açarken, Üsküdar- Ümraniye hattında çalışan dolmuş şoförü Emre Mollahamzaoğlu, "Suriyeli kardeşlerimiz ücret ödemesin, dua bekliyoruz" yazılı not astığı aracıyla  Suriyeli sığınmacıları ücretsiz taşıdı.

Göçmenlerden Türkiye'ye minnet ifadesi

Suruç Konaklama Tesisleri'nde yaşamlarını sürdüren Suriyeli göçmenlerde birçoğu, Afet ve Acil Durum Başkanlığının (AFAD) yardımlarından duydukları memnuniyet nedeniyle Türkiye'de dünyaya gelen bebeklerine "Afad" adını verdi. Kasım ayı başı itibarıyla 160 bebeğin dünyaya geldiği çadır kentteki 6 aile çocukları için "Afad" ismini tercih etti.

Bu bebeklerden "Afad Cuma"nın annesi Semre Cuma, Türkiye'ye geldikleri gün AFAD'ın çalışanları tarafından karşılandıklarını ve ihtiyaçlarının giderildiğini söyledi. Cuma, "AFAD bize sürekli yardım etti, bütün ihtiyaçlarımızı gideriyor. Müdüründen bütün çalışanlarına bize çok iyi davranıyorlar. Biz AFAD'dan çok memnun kaldık. Bu yüzden de kızımıza 'Afad' ismini verdik" dedi.

Türkiye'nin çabalarına övgü

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, 11 Aralık'ta yaptığı açıklamada Türkiye'nin ülkelerindeki iç savaştan kaçan 2,2 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ifade ederek, "Türkiye'nin bu anlamdaki çabalarını takdir ediyorum. Bu, daha önce benzeri görülmemiş bir çabadır" dedi.

Piri, bu krizin Avrupa Birliği (AB) ile yükün paylaşacak şekilde ele alınmasının tam zamanı olduğunu dile getirdi.

(Bitti)