Sigorta Acenteleri Burhan Cahit Bingöl'ü Haklı Çıkardı

Sigorta şirketlerinin sanayinin bazı sektörlerine yönelik son üç yıldır yürüttüğü anlamsız sigorta ambargosunu Türkiye gündemine taşıyan Ulusal Pamuk Konseyi Üyesi Burhan Cahit Bingöl'ün açıklamaları, Türkiye'nin dört bir yanından yankı buldu. Cahit Bingöl'ün açıklamaları sigorta acenteleri yetkilileri tarafından da doğrulandı.

Uzun yıllardır Gaziantep'te sigorta alanında faaliyet gösteren ve kamuoyunun yakından tanıdığı ünlü sigortacı Erkan Tural, 1983 yılından bu yana Gaziantep'te serbest sigorta acenteliği yaptığını ve 30 bini aşkın müşterisi bulunduğunu söyledi. Yıllardır sigortacılık yaptığı için bir çok konuya vakıf olduğunu ifade eden Tural, Burhan Cahit Bingöl'ün açıklamasının doğru olduğunu ve son üç yıldır Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde birçok iş koluna yönelik yabancı menşeli sigorta şirketlerinin ambargo uyguladığını ve bu sektörlerle ilgili sigorta işlemlerini yapmadığını aktardı. Tural konuyla ilgili şu ifadeleri kaydetti:

"Bu olayları daha geniş düşünmek lazım. 2007 yılından bu yana Türk sigorta sektörü son beş yıl içerisinde özelleştirmeler ve şirket satışlarıyla yabancı sermayenin eline geçti. Yüzde 10-15 gibi küçük bir dilim Türk sermayesinin geriye kalan yüzde 85-90'lık bölümü yabancı sermayenin ve sigortacıların eline geçti. Böylece sigorta sektöründe iş seçmek, risk seçmek gibi bir takım şeyler ön plana çıktı. Eskiden her yer sigortalanırdı. Şimdi bakıyorsunuz pamuk sektörü sigortalanmıyor, deri sektörü sigortalanmıyor, mobilya sektörü sigortalanmıyor, geri dönüşüm tesisi sigortalanmıyor, plastik ve ambalaj sektörü sigortalanmıyor, iş makinaları sigortalanmıyor. Sırada halı sektörü var. Yakında halı sektörü de sigortalanmayacak. Peki neyi sigortalayacağız? Risksiz bir şeyi sigortalayacaksak bu işi yapmamamız lazım. Dolayısıyla vatandaş ve sanayici zor güçlerle meydana getirdiği birikimlerini sigorta yaptırmakta güçlük çekiyor, az önce saydığım sektörler ise sigorta yaptıramıyor."

Tural, Türk sigortacılığının yabancı sermayenin eline geçmesinin ardından son beş yıldır başlayan ve son üç yıldır ağırlığını daha fazla hissettiren sigorta sorunlarıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Tural, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde faaliyet gösteren aynı iş kolundaki firmaların teknik koşullarıyla batıda faaliyet gösterenlerin eşit şartlara sahip olduğunu ve bu sektörlerin aynı özellikler gösterdiğini, ancak batıda bulunanların sigorta edilmesine rağmen Gaziantep'in de içerisinde bulunduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tesislerin riskli bulunarak sigortalanmadığını dile getirdi.

Bazı konulara dikkat çeken Tural, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Batıdaki iplik fabrikasının Gaziantep'teki iplik fabrikasından ne farkı olabilir ki? Pamuk depolama sistemlerinin standartları vardır. Bu İzmir'deki pamuk antreposunda da aynı şekilde depolanmaktadır. Adana'daki depolarda da aynı şekilde depolanmaktadır. Gaziantep'teki tesislerde de aynı şekilde depolanmaktadır. Bunun bence bir farkının olmaması lazım. Neden İzmir'deki Bursa'daki pamuk tesisi sigortalanıyor da Gaziantep'teki Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki, diğer illerdeki rizikolar sigortalanmıyor diye sormamız lazım."

Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sigorta acenteliklerinin de peşpeşe kapatıldığını ifade eden Tural, "Gidişat çok iyi değil. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki sigorta acentelikleri kapatılıyor. Mevcut yaşayan acenteliklerin işlerine son veriliyor, yeni acentelikler verilmek istenmiyor. Diğer iş kolları ve riskler sigortalanmadığı gibi iş marinaları da sigortalanmıyor. Biz neyi neye karşı sigortalayacağız" dedi.

Yabancı kökenli sigorta şirketlerinin hedefinde Türk ekonomisinin ve sanayicisinin de olabileceğini ileri süren sigortacı Erkan Tural, sanayici ve tüccarın cesur ve atak olması gerektiğini vurgulayarak, "Bir sanayicinin, bir tüccarın cesur ve atak olması lazım. Şahıslar rizikosunu güvence altına alabilsin ki biraz cesur olsunlar, korkusuzca ticaret yapsınlar, dolayısıyla kişiler ve kuruluşlar gerekli sigortayı bulamadıkları için korkuyor, ürküyor. Korkuyla ticaret yapıyor. Korkak bir tüccar, korkak bir iş adamı, ürkek bir sanayici ne derecede başarılı olur? Bunu kendi kendimize ve yetkililere sormak lazım. Sanayicinin, tüccarın, üreticinin önünü açmak, arkasında durmak gerekir. Bunlara gerekli destek verilmek zorunda. Finans, sigorta, bankacılık desteği verilmek zorunda. Bu tür destekler sanayiciden çekilirse sanayici nasıl sanayicilik yapsın, üretici nasıl üreticilik yapsın. Saydığımız sektörlerde riskin sigorta edilmemesi nedeniyle bankalar kredi desteği verememekte. Bu çok ciddi bir durum. Sigortaların bu uygulaması bölgeye davet edilen yabancı yatırımcıları da ürkütmektedir. Yatırımlarını garanti görmeyen yabancı yatırımcılar buralara gelip nasıl yatırım yapsın, nasıl sanayicilik yapsın" diye konuştu.

Son üç yıldır yabancı kökenli sigorta şirketlerinin bazı sektörlerde riskleri sigorta etmediğini aktaran Erkan Tural, "Bugün Gaziantep'te OSB ve diğer illerdeki aynı durumda bulunan tesisler arasında; deri sektörü, geri dönüşüm sektörü, plastik işiyle iştigal eden firmalar, ambalaj sektörü, pamuk sektörü, iplik tesislerinin bazıları sigorta edilmezken, yarın öbür gün sıra halıya gelecek bu gidişle. Mobilya imalat sektörü kesinlikle sigortalanmıyor. Boya imalat sektörleri, solvet ve tiner kullanan tesisler sigorta edilmiyor. Bu ürünleri kullanan tesisleri sigorta etmeyiz diyor sigorta şirketleri. Biz neyi sigorta edeceğiz o zaman? Taşı mı sigorta edeceğiz? Biz bu sektörlerin hiç birisini sigorta edemiyoruz" şeklinde konuştu.

Son üç yıldır birçok sektöre yönelik sigorta şirketleri tarafından uygulanan olumsuzlukların giderilmesinde Ekonomi Bakanlığı'nın ve hükümetin alacağı kararların etkili olacağını da ifade eden deneyimli sigortacı Tural, açıklamasını şöyle tamamladı:

"Zorunlu sigortalar ülkemizde şart koşuluyor. Sanayi tesislerinin de tamamının zorunlu sigorta kapsamına alınması gerekir. Sigorta şirketlerine de gözdağı verebilir hükümetimiz. Bu tip karaları almak TBMM'nin elinde. İktidarıyla muhalefetiyle, milletvekillerinin bir araya gelerek bu ciddi duruma el koyması, sorunun çözümü için acil gerekli tedbirleri alması gerekir. Bu sorun büyük, bu soruna geniş bir bakış açısıyla bakmak gerek." - GAZİANTEP