Bombalı Eylem Hazırlığında Olduğu İddiasıyla İstanbul'da Yakalanan Şüpheli Tutuklandı

Terör örgütü PKK'nın elebaşılarından Murat Karayılan'ın talimatıyla İran üzerinden Türkiye'ye geçen ve sahte kimlikle İstanbul'da yakalanan bombalı eylem hazırlığındaki Mehdi Mıhçı tutuklandı.

İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü PKK adına faaliyet yürüten ve yasa dışı yollarla ülkeye giriş yapan zanlıların yakalanması için çalışma yürüttü.

Çalışmalar sırasında, İstanbul'da bombalı eylem hazırlığında olduğu tespit edilen "Seydo Botan Gever" kod adlı Mehdi Mıhçı 7 Ağustos'ta Fatih'te yapılan operasyonla yakalandı.

Terör örgütüne 2014'te katıldığı belirlenen teröristin, örgütün sözde özel kuvvetler yapılanmasında bulunduğu, canlı bomba ve sabotaj konularında eğitim aldığı, bomba yapımı konusunda da uzmanlaştığı ortaya çıktı.

Teröristin ayrıca Kandil bölgesinde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının geçiş bölgelerine mayın döşediği, geçmiş dönemlerde eylem yapması için çok sayıda örgüt mensubunu Türkiye'ye gönderen grup içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edildi.

Çalışmaların devamında, Mehdi Mıhçı ile irtibatlı olabileceği değerlendirilen şüphelilerin yakalanması için Güngören'de belirlenen iki adrese baskın yapan polis C.A, E.K. ve M.K'yi de gözaltına aldı.

Mıhçı emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunda görevli savcı tarafından sorgulanan Mıhçı, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanması talebiyle hakimliğe sevk edildi.

İstanbul Nöbetçi 7. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarılan Mıhçı, emniyette susma hakkını kullandığını, savcılıkta verdiği ifadeyi tekrar ettiğini ve serbest bırakılmayı istediğini söyledi.

Şüpheli avukatının beyanı

Şüphelinin avukatı ise müvekkilinin olayı samimi bir şekilde anlattığını ve inkarda bulunmadığını ifade ederek "Ablasının daha önce örgüte katılıp sonra vefat haberini aldıktan sonra duygusal bir çıkış yaşamıştır. Böyle bir katılım söz konusudur. Kendisini, ne zaman gittiğini ve örgütte yapamayacağını anlayıp ayrılmak istediğini açıklamıştır. Orada yapamadı ve geri döndü. Öncelikle İstanbul'da bir yaşam kurmaya çalışmıştır. Müvekkil, kendi suçunun ortaya çıkmasına aracılık etmiştir. Yeni delillerin ortaya çıkmasına öncülük etmiştir." diye konuştu.

Şüpheli avukatı, müvekkilinin patlayıcı maddeye dair eğitim aldığını gösterir bir delil olmadığını savunarak serbest bırakılmasını talep ettiği şüpheli hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi.

Hakimliğin kararı

Hakimlik kararında, polis raporlarında PKK/KCK silahlı terör örgütü faaliyetlerinin deşifre edilmesi ve engellenmesine yönelik yürütülen çalışmalarda firar ve arama kaydı bulunan şüpheliyle ilgili kayıtlarda, şüphelinin PKK/KCK terör örgütünce talimat verilmesi halinde eylemsel faaliyet konularında örgüt adına inisiyatif alarak sansasyonel nitelikli eylem yapabileceği değerlendirildi.

Şüphelinin, Fatih'te bulunan bir iş yerinde olduğunun öğrenilmesi üzerine yanına gidildiği ve kimlik ibraz etmesi istenildiği bildirilen kararda, şüphelinin başkasına ait kimlik ibraz ettiği vurgulandı.

Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünün tutanakları, şüpheli hakkındaki ifadeler ve fotoğraf teşhisli tanık beyanlarını dikkate alan hakimlik, şüphelinin "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan tutuklanmasına karar verdi.

Savcılıktaki ifadesi

Soruşturma savcılığındaki ifadesi ortaya çıkan şüpheli, PKK'ya katılan ablası Jiyan Mıhçı'nın 2010'da öldüğü haberini aldıklarını belirterek "Bu beni psikolojik olarak etkiledi ve 2014'te örgüte katıldım. Öncelikle Avaşin'e gittim ve Şervan eğitimi (sözde yeni savaşçı ekibi acemi birliği) aldım. Ardından 2015 sonuna kadar Behçet Bermani Tepesi'nde kaldım. Sonrasında örgütten kopmak suretiyle Irak'ın Diyana tarafındaki köylere geçtim. Türkiye'ye gelmeye çekindim." diye konuştu.

Orada kendisine bir hayat kurduğunu hatta bir ara çobanlık yaptığını ifade eden şüpheli, Temmuz 2022'de İran'a, oradan da Ağrı Doğubayazıt üzerinden Türkiye'ye giriş yaptığını anlattı.

Şüpheli, insan kaçakçılarına Irak'tan Türkiye sınırına kadar 1200 dolar, Doğubayazıt'tan İstanbul'a kadar da 9 bin lira verdiğini, üzerindeki 4 bin avro ve bin doları bir arkadaşı vasıtasıyla ailesine gönderdiğini, İstanbul'da iş kurup normal bir hayat sürmeyi planladığını savundu.

PKK terör örgütü elebaşılarından Karayılan ile olan fotoğrafının sorulması üzerine şüpheli, "Şervan eğitimi aldığımız dönemde Murat Karayılan eğitim aldığımız yere gelmişti. Orada hepimizle fotoğraf çektirmişti. Bu fotoğraf o zamanların fotoğrafıdır." yanıtını verdi.

Kendisiyle ilgili ifadeleri kabul etmedi

Şüpheli, bir örgüt mensubunun kendisi hakkındaki "2015-2016'da temel devre eğitimi aldı. Metropollerde fedai tarzı eylem yapmak amacıyla bekletilen hazır kadrolardan olan bu örgüt mensubu, son olarak 2020'de görevlendirme için Kandil alanındaki taburda beklemekteydi." ifadesine karşı, bu kişiyi tanımadığını savundu.

Başka bir örgüt mensubunun, hakkında "2018'de Kandil alanında gördüm. Bu adam o dönem özel kuvvetler biriminin sabotajcısı olarak faaliyet yürütmekteydi. O sıralarda 'Türkiye'nin Kandil'e kara harekatı olacak.' diye istihbarat gelmişti. Bu örgüt mensubu da Kandil alanında Türk askerinin geçebileceği güzergahlara mayın yerleştiriyordu. 2019'da gönderildiği taburda hala eğitmen olarak faaliyet yürütmektedir." şeklinde ifade vermesine ilişkin beyanı sorulan şüpheli, bu kişiyi de tanımadığını öne sürdü.

Hakkındaki istihbari çalışmalar, sabotaj eğitimi aldığına dair tanık beyanları, yakalanma süreci, Türkiye Cumhuriyeti sınırlarından geçtiği tarihten itibaren yapılan teknik takipler bir arada değerlendirildiğinde, terör örgütünün sözde özel kuvvetlerinde sabotajcı olarak yer aldığı, İstanbul'a bombalı eylem yapmak üzere geldiği değerlendirilerek şüpheliye bu konudaki savunması soruldu.

Şüpheli, bombalı eylemlere katılmadığını, böyle bir eğitim almadığını ve bomba eylemi yapmak için İstanbul'a gelmediğini iddia etti.