AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması - Son Dakika
Ekonomi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması

"Merkez Bankası'nın faiz artırımının, iyi kötü ekonomi bilen birisi olarak çok işe yaramayacağını ve yeni enstrümanlar kullanılması gerektiğini söylüyorum" "Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışmıyoruz.

07.02.2014 13:20

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, " Merkez Bankası'nın faiz artırımının, iyi kötü ekonomi bilen birisi olarak çok işe yaramayacağını ve yeni enstrümanlar kullanılması gerektiğini söylüyorum" dedi.

Kurtulmuş, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen "Gezi ve 17 Aralık Gölgesinde 2014 Türkiye Ekonomisi" konulu panelde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi reformlarını eş zamanlı olarak yapabildiğini söyledi.

Operasyonların arkasında olan şeyin Türkiye'yi olağanüstü bir döneme doğru götürmek olduğunu aktaran Kurtulmuş, "Çok net söylüyorum, biz 67 yıllık çok partili siyasi hayatımızda bir sürü olağanüstü dönem yaşadık. 68 tane parti kapatıldı, başbakanlar asıldı, başbakanların altından zorla koltukları alındı. Bir sürü sokak çatışmaları tezgahlandı. 1 Mayıs'tan Çorum Olayları'na kadar toplumsal birçok olay sergilendi. Birçok siyasi suikastler oldu" dedi.

Kurtulmuş, Türkiye'nin çok partili siyasi hayatında başardığı en önemli şeyin sandığın yolunu açık tutması olduğunu vurguladı.

Türkiye'de bürokratik oligarşinin gücünün zayıflatıldığını dile getiren Kurtulmuş, standardı yüksek olan demokrasilerde bir numaralı sorunun "Meşruiyetin kaynağı nedir?" sorusu, cevabının ise "halkın gücü" olduğunu söyledi.

Demokratik meşruiyete inanan hiçbir kimsenin halkın oyundan başka bir vesayet odağının varlığını kabul edemeyeceğinin altını çizen Kurtulmuş, "Ne askeri vesayet ne sivil vesayet ne bürokrasinin vesayeti ne iş adamlarının vesayeti ne uluslararası vesayet ne iç vesayet ne de dış vesayet ne de yargı vesayeti hiçbir şekilde kabul edilemez. Bunun adına demokrasi demezler. Eğer yargı vesayetini kabul ediyorsanız, bunun adına yargıçlar devleti derler" şeklinde konuştu.

Türkiye ileri gidecekse, polis devleti, asker devleti, STK'ların yönettiği bir devlet veya yargı devleti olarak gidemeyeceğini ifade eden Kurtulmuş, Türkiye Cumhuriyeti devletinin halkın, milletin devleti olarak ileriye gidebileceğini kaydetti.

Kurtulmuş, birçok vesayet odağının dağıtıldığına işaret ederek, "Bundan sonra da hiçbir vesayet odağının milletin egemenliğinin üstünde yer almasına müsaade edilmeyecektir" dedi.

Milletin kendisi vesayete müsaade etmediği gibi, vesayete müsaade edene de müsaade etmeyeceğini belirten Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Onun için yapmamız gereken şey Türkiye'de hiçbir kimsenin, hiçbir grubun, hiçbir çıkar çevresinin bir vesayet odağı haline gelmesine müsaade etmemektir. Tabii demokrasinin önemli hususlarından birisi sivil toplumun gelişmesidir. Herhangi bir dindar ya da seküler cemaat ya da cemiyet, o ya da bu şekilde, toplumun daha ileriye gitmesi için birtakım tezler ortaya koyabilir. İşte ASKON bir STK, tezlerinizi ortaya koyabilirsiniz, bunları anlatabilirsiniz, bu yönde insanların oluşması için toplumda faaliyetler de yaparsınız. Hatta bunun üstünde baskı grupları da oluşturursunuz, lobiler de yaparsınız, bunların hepsi başımızın üstüne. Bunlar kabul edilebilir, hatta demokrasinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Ama herhangi bir dini ya da seküler cemiyet ya da cemaat, 'Hayır ben devleti yöneteceğim, ben şurayı yöneteceğim, siyaseti kontrol edeceğim, siyasetin üstünde rol alacağım' derse, başka bir vesayet ortaya çıkmış olur. Buna da hiçbir demokratik meşruiyet sahibi hükümet rıza gösteremez, demokratik meşruiyete inanan kimse de buna razı gelemez. Dolayısıyla bu çerçevede geçmiş 10 yılın en önemli başarılarından birisi bu bürokratik oligarşinin zayıflatılmasıdır. Tamamen kalktı diyemiyorum, ama tamamen kalkması da inşallah önümüzdeki süreçte gerçekleşecektir."

"Bundan sonra darbelerin görünmeyen yüzü de deşifre edilecek"

Numan Kurtulmuş, şimdiye kadar Türkiye'de bir onbaşı ya da çavuşu bile parlamentoya çağırıp ifadesine başvurmanın mümkün olmadığını belirterek, "Şimdi gerekli kim varsa hepsinin ifadesine başvurulmuş ve darbeler Meclis'te ciddi bir şekilde araştırılmıştır" dedi.

Bundan sonra darbelerin görünmeyen yüzünün de deşifre edileceğini aktaran Kurtulmuş, "Neyi kast ediyorum; 28 Şubat'ın çok kudretli paşası tankları çıkarttı. Tankların palet şakırtılarını duyduk. Ama o tankların palet şakırtıları içerisinde elini ovuşturarak kasasına para katan, gücüne güç katan, sermayesine sermaye katan çevreleri niye ortaya çıkaramıyoruz? Bunların ortaya çıkarılması, medyada, STK'larda, iş dünyasında... Haksız yere 291 milyar dolar... Türkiye'nin parasını o dönemde heba edenlerin de herhalde hesap vermeleri gerekir diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Yeni bir anayasa yapmanın önemine değinen Kurtulmuş, Türkiye'de hangi sorunlar konuşulursa konuşulsun işin yeni bir anayasaya çıktığını söyledi.

Türkiye'deki seçkinci zihniyetin yeni bir anayasa yapılmasına izin vermediğini vurgulayan Kurtulmuş, gelecek dönemde çoğulcu bir anayasanın muhakkak yapılacağını dile getirdi.

Geçmişten gelen bir sürü antidemokratik anayasa olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bu yasaların temizlenmesi ve Türkiye'nin önünün açılması gerektiğinin altını çizdi.

Vesayetin kullandığı en önemli araçlardan birisinin vatandaşı sınıflandırmak olduğunu belirten Kurtulmuş, bunun ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti.

"Dini diyaneti, mezhebi meşrebi, inancı ne olursa olsun; yaşam tarzı, siyasi kanaati, toplumsal aidiyeti, ırkı ne olursa olsun; hiç kimsenin kendisini ikinci sınıf vatandaş hissetmeyeceği bir Türkiye'nin inşası… 'Bu ülkenin sahibi benim' diye 76 milyon yurttaşımızın hepsine söyletebiliyor muyuz bunu?" diyen Kurtulmuş, o zaman kim hangi vesayeti kullanırsa kullansın beş para etmeyeceğini, hangi iç ve dış güç operasyon yaparsa yapsın o operasyonun da boşa çıkacağını söyledi.

"Son operasyon ve gelişmelerle Türkiye'nin 2014'teki büyümesi bir miktar düşebilecek gibi görünüyor"

Kurtulmuş, "Elbette Fed'in kararları önemli. Ama biz 'Fed efendi ne buyurdu' diyerek, onun söyleyeceklerine kulak kabartarak ekonomiyi yönetemeyiz. Onun için Türkiye'nin bu makroekonomik başarılarını mikroekonomik başarılarla taçlandırması lazım" dedi.

Son 10 yılda ortaya çıkan meseleleri aşmanın yolunun daha çok üretmekten geçtiğini belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin önünde iki önemli mesele olduğunu, bunlardan birisinin cari açık konusu olduğunu söyledi.

Türkiye'nin cari açığını ortadan kaldırmak için önce oynanan finans kapitalizminin ve içerdeki birtakım çevrelerin oynadığı oyunlara dikkat etmek mecburiyetinde olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, bundan sonraki dönemde Türkiye'nin cari açık meselesini iyi yönetmesi gerektiğini dile getirdi.

Büyümenin nitelikli büyümeye dönüşmesi gerektiğini aktaran Kurtulmuş, son operasyon ve gelişmelerle Türkiye'nin 2014'teki büyümesinin bir miktar düşebilecek gibi göründüğünü ifade etti.

Türkiye'nin her yıl asgari yüzde 5 büyümesi gerektiğini anlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni bir vizyona, faz değiştirmeye ihtiyacı olduğunu kaydetti.

Artık kont pantolon ve t-shirt üreterek Türkiye'nin ihracatının artırılamayacağını, Türkiye'nin küresel ölçekte büyük bir güç olmasının da sağlanamayacağını bildiren Kurtulmuş, bunların olacağını ama, Türkiye'nin Ar-Ge'ye yatırım yapan, patentlerini ve markalarını geliştiren bir ülke olma mecburiyeti olduğunu dile getirdi.

Ekonominin esas gücünün, orta direğinin gücü ile kaim olduğunu belirten Kurtulmuş, "Hala Türkiye ekonomisinin yüzde 65'ini KOBİ'ler üretiyor. Dolayısıyla KOBİ'lerimizin, orta direğimizin, esnafımızın güçlendirilmesi için her türlü gelişmeyi ortaya koyacağız ve orta sınıfı güçlü bir Türkiye'yi daha ileriye hep birlikte götüreceğiz" şeklinde konuştu.

"Ekonomik ve siyasi reformları eş zamanlı olarak yapmaya devam edersek Türkiye'nin önü açıktır"

Kurtulmuş, son sermaye hareketlerinin Türkiye'nin sadece döviz ve faiz silahlarıyla bu gelişmelere karşı mücadele edemeyeceğini belirterek, "Kurların artışına karşı döviz satıyorsunuz, Merkez Bankası 11 Haziran'dan bu yana 21 milyar dolar döviz satmıştır, şu anda Merkez Bankamızın 33,5 milyar dolar kullanılabilir net dövizi var. Dolayısıyla önemli miktarda dövizi satmıştır ama maalesef döviz kurlarında ciddi oynama olmadı" diye konuştu.

Döviz ve faiz silahlarının her zaman kullanılamayacağını ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Türkiye'nin yüzde 5'lik kalkınmayı sürdürebilmesi için yeterli sermayesi yok. Çok açıktır ki Türkiye'ye dışarıdan sermaye gelmesi lazım. Bunun gelebilmesi için de önce borsanın güçlendirilmesi ve sermaye piyasalarında çok farklı enstrümanların geliştirilmesi mecburiyeti var. Önümüzde güncel olarak bu sorunla karşı karşıya kaldık, yarın başka bir şey ile de karşı karşıya kalabiliriz. Biz ekonomik ve siyasi reformları eş zamanlı olarak yapmaya devam edersek Türkiye'nin önü açıktır ama Türkiye içine kapanır, korkak, ürkek bir ülke haline getirilirse o zaman sıkıntılarımız başlar. Bizim başka yolumuz yoktur. Demokraside söz, karar, güç, ekonomi ve siyaset de milletindir. Türkiye bu süreçlerden güçlenerek çıkacaktır."

"Kesinlikle seçim ekonomisi uygulanmayacak"

Kurtulmuş, konuşmasından sonra bir gazetecinin, "Orta Vadeli Program ve büyümede revizyona gidilebilir mi?" sorusu üzerine, "Kesinlikle bir seçim ekonomisi uygulanmayacaktır. Seçim ekonomisi uygulayan hükümetler Türkiye'de zayıf koalisyonla giden ve seçimden sonra iş başına gelip gelmeyeceği belli olmayan hükümetlerdi. Türkiye'de halkın bugünkü talepleri istikametinde bu hükümet 10 yıl daha devam edecek görülüyor. Bu hükümetin ne politik ne de ahlaki olarak seçim ekonomisi uygulaması mümkündür. Prensip olarak seçim ekonomisi uygulanmayacaktır" diye konuştu.

Kurtulmuş, Merkez Bankası'nın özerkliğine yönelik soru üzerine ise şu yanıtı verdi:

"Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışmıyoruz. Merkez Bankası dünyadaki birçok ülkede bağımsızdır. Merkez Bankası'nın belki bazı fonksiyonları önümüzdeki dönemde tartışılabilir, konuşulabilir. Belki siyasi perspektif ile Merkez Bankası'nın aldığı kararlar arasında bir uyum olması gerekir. Çünkü bütün bu kararların hesabını verecek hükümettir. Bunu söylerken Merkez Bankası siyasete bağlı bir kurum haline gelsin ya da bağımsızlığı ortadan kalksın demiyoruz. Merkez Bankasının enflasyon dışında sorumluluğu yok. Dolayısıyla bütün bunlarda oturulup konuşulması, tanımlanması gerekiyor.

Merkez Bankası'nın faiz artırımının, iyi kötü ekonomi bilen birisi olarak çok işe yaramayacağını ve yeni enstrümanlar kullanılması gerektiğini söylüyorum. Klasik olarak döviz satışı ve faiz artışını biliyoruz. Bunun dışında sermaye piyasalarının yönetilmesi, çeşitlendirilmesi ve derinleştirilmesi gerekiyor. Esasında olan algı yönetimidir. Türkiye olarak algı yönetimini iyi yapmamız lazım. Para politikalarında yönetilmesi gereken algı yönetimidir."

Kurtulmuş, Türkiye'de zayıf bir ekonomiyle karşı karşıya olunmadığını vurgulayarak, "Türkiye'nin makroekonomik dengeleri çok güçlü. Zaten eğer öyle olmasaydı Gezi olayları sonrasında Türkiye ekonomisi çöküşe geçerdi" dedi.

İşsizliğe ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, gelecek vizyonunun üretim ve istihdam üzerine oturtulması gerektiğini söyledi.

Katılımcıların soru yönelteceği kısım ise basına kapalı gerçekleştirildi.

- İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement