Babacan (2/son): Bankacılık Sektörünü Hırpalamamamız Gerekiyor - Son Dakika
Ekonomi

Babacan (2/son): Bankacılık Sektörünü Hırpalamamamız Gerekiyor

Babacan (2/son): Bankacılık Sektörünü Hırpalamamamız Gerekiyor

Babacan, "Yine bazı bankalarımızdan "katılım bankacılığı penceresi açabilir miyiz?' gibi talepler geldi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacılık sektöründe karlılığın tartışıldığına işaret ederek, "Türkiye'nin ekonomik istikrarının temel"...

28.05.2013 13:56

Babacan, "Yine bazı bankalarımızdan "katılım bankacılığı penceresi açabilir miyiz?' gibi talepler geldi Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankacılık sektöründe karlılığın tartışıldığına işaret ederek, " Türkiye'nin ekonomik istikrarının temel direklerinden birisi olan bankacılık sektörümüzü hırpalamamamız gerekiyor. Bankacılık sektörünü her gün yıpratmak, haksız yaklaşmak, kendi istikrarımıza da zarar verir" uyarısında bulundu.

Babacan, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) Sabancı Centar'da düzenlenen 56.Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Genel Kurul'un bankacılık ve finans sektörü ile ekonomiye hayırlı olması temennisinde bulunarak, bankaların finans sistemini en önemli aktörleri olduğunu söyledi. Sağlıklı işleyen bir bankacılık sisteminin önemini vurgulayan Babacan, "Bankacılık sistemi, nasıl bir ülkenin gelişmesine, kalkınmasına katkı verir, onun lokomotifi olursa, bankacılık sistemiyle ilgili problemler, aksaklıklar da ekonomiyi olumsuz etkileyecek potansiyele sahip" değerlendirmesinde bulundu.

-"TBB İLE KURUMLARIMIZ ARASINDA TİTİZ, UYUMLU ÇALIŞMA VAR"-

Bankacılık sektörünün iyi düzenlenmediği, düzenlenmelerin akılcı yapılmadığı ve denetimde de yeterli hassasiyetin gösterilmediği zaman dünya ekonomisini nasıl olumsuz etkilediğinin hep birlikte görüldüğüne işaret eden Babacan, Türkiye'de ise Bankalar ve Birliği ile düzenleyici kurumları arasında yoğun ve sürekli bir iş birliği olduğunu belirterek, titiz ve uyumla çalışmalarından dolayı TBB Başkanı Hüseyin Aydın ve bankalara teşekkür ettiğini söyledi. Dünya ekonomisinin oldukça zor dönemlerden geçtiğine de işaret eden Babacan, "Daha önce de söylediğim gibi, bu kriz bitmiş değil. Sadece safhalar değiştirerek devam ediyor" uyarısında bulundu.

-"HAZİNE, GİRİŞİM SERMAYESİYLE İLGİLİ FONLARA ORTAK OLABİLECEK"-

Konuşmasında son bir yılda yapılan çalışmalardan da bahseden Babacan, bu kapsamda VOBAŞ ve Borsa İstanbul'un birleşme sürecine işaret ederek, "Şimdi VOBAŞ, Borsa İstanbul'a katılıyor, birleşiyor. Borsa İstanbul, uluslar arası birliktelikler arayış sürecinde ortaklıklar kurmaya çalışıyor" dedi. Deprem sigortası yaptırılan konut sayısının da son yedi ayda 4 milyondan, 5 milyon 200 bine çıktığını açıklayan Babacan, öte yandan Hazine Müsteşarlığı'nın ise fonların fonuna katılabileceği, ortak olabileceği yasal çerçeveyi de hazırladıklarını hatırlatarak, "Girişim sermayesiyle alakalı kurulacak fonlara, şimdi Hazine ortak olabilecek, sermaye koyabilecek" dedi.

-CEP VE İNTERNETTEN PARA TRANSFERİNE DÜZENLEME GELİYOR-

Babacan, yeni bir düzenleme olarak şu anda "ödeme sistemleriyle" üzerinde çalıştıklarını açıklayarak, çalışmanın detaylarını şöyle açıkladı:

"Bankacılık dışı ödeme kuruluşlarının bir düzenlemeye ve denetime tabi olmasını istiyoruz. Yine internet üzerinden yapılacak tüm para transferleri, ödemelerinin bir düzenleme ve denetleme içinde olmasın istiyoruz. Cep telefonu gibi bir bakıma bankacılık sektörünü "by pass' eden her türlü para transferini, bir düzenleme çerçevesi içerisine koyacağız. Bunla ilgili yetkileri ağırlıklı olarak BDDK'ya veriyoruz yeni yasamızda. Bazı durumlarda Merkez Bankası'ndan görüş alarak BDDK hareket ediyor. Hızla geliştiğini düşündüğümüz bir alanda artık, hukuki bir boşluğun olmasını arzu etmiyoruz."

İnternet üzerinde para işlemleri yapıldığını hatırlatan Babacan, "Birileri elektronik para basıyor.Birileri itibar edip bu paraları alıyor. Alışverişte kullanıyor. Bunların kuru oluşuyor bunların. Günlük, anlık alınıp satıldığı döviz piyasaları oluşuyor. Böyle bir ortamdayız. Dolayısıyla çok dikkat etmemiz lazım ve oralardan gelecek yeni risklere karşı şimdiden hazırlıklı olmamız lazım" uyarısında bulundu.

-ÜCRETSİZ KREDİ KARTLARI-

Bir başka önemli alanın ise tüketicilerin korunması noktasında finansal hizmetlerin olduğunu belirten Babacan, bunun özellikle G20'de de çalışılan bir konu olduğunu kaydetti. Bu konuda bazı ülkelerde özel birimler oluşturulduğunu dile getiren Babacan, pek çok ülkede düzenlemelerin yapıldığını ve yapılmakta olduğunu kaydetti. Tüketici iyi korunmadığı ve mali yapısı bozulduğu zaman, onun da ülkenin ekonomisine çok olumsuz etki yaptığının altını çizen Babacan, "İşe bunun içindir ki yeni "Tüketiciyi Korum Yasamız'a, "Finansal hizmetlerden yararlanan tüketiciler' ile alakalı bir bölüm ekledik. Burada, bazı alanlarda yeni düzenlemeler var. Örneğin bunlardan bir tanesi standartlaştırılmış, basit bir kredi kartı. Yani hiçbir ilave ücreti olmayan, puan, mil, bonus hiçbir şey kazandırmayan. Düz, basit bir kredi kartı Ancak aynı zamanda da aylık aidatı ya da sabit bir masrafı olmayan bir kredi kartı. Bu önemli düzenlemelerden bir tanesi" diye açıkladı.

-"KEŞKE BÖYLE BİRŞEY YAPMAK ZORUNDA HİÇ KALMASAYDIK"-

Babacan, yine bir çalışmanın, bankaların uygulayacağı hizmet ve komisyon ücretleriyle alakalı BDDK'nın, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın görüşünü alarak sınırlar koyabilmesi olduğuna işaret etti. Babacan, şöyle devam etti:

"Aslında bunu biz, gerçekten hiç arzu etmezdik. Keşke böyle bir şey yapmak zorunda hiç kalmasaydık. Aslında bankacılık sektörümüzün, şöyle bir geneline baktığımızda da çok olağanüstü bir tablo görmüyoruz. Ancak öyle örnek, aşırı uygulamalar oluştu ki bir düzenleme ihtiyacı oluştu. Bunlar tabii çok dikkatli yapılmalı. Bunlar yapılırken bankacılık sistemimizin, bilançoların genel yapısına zarar verici boyutlara ulaşmamalı, sektörün içindeki aşırılıkları belki şöyle sınırlayıcı, rötuşlayıcı bir anlayışla yaklaşılmalı. Bununla ilgili kanunu dünkü Bakanlar Kurulumuz'da konuştuk, bazı rötuşlar, düzeltmeler gerekmekte. Onlar da tamamlandıktan sonra TBMM'e sevk edilecek ve yasama sürecine girecek."

-"BANKACILIKTA POPÜLİZM YENİ HASTALIK, İNŞALLAH TÜRKİYE'YE BULAŞMAZ"-

Türk bankacılık sektörünün, dünyada artık parmakla gösterilen, başarı örneği haline gelmiş bir sektör olduğunu özellikle belirtmek isteğini dile getiren Babacan, "Burada çok açık olmamız lazım. Bankacılık sektörünü bir popülizm alanı haline getirmememiz lazım. Dünyada maalesef öyle bir rüzgar var. Bankacılıktaki popülizm yeni bir hastalık. Türkiye'ye de inşallah bulaşmaz diye ümit ediyoruz. Gerçekçi, makul olacağız, doğruyu söyleyeceğiz asla aldatan olmayacağız. Kuralları tamamen kaldırdığınızda kaos olur. Haksızlıklar, aşırılıklar olur. Aşırı düzenleme yaptığımızda da bu sefer sektörle alakalı, pek çok yan hastalık meydana gelir" dedi.

-"MERKEZ BANKASI ADIM ATMAK ZORUNDA KALDI"-

Babacan, bankacılık sektöründe gerekli asgari düzenleme ile birlikte, mümkün olduğunda rekabetin iyi işlediği bir tablo görmek istediklerine dikkati çekerek, "Ancak bazı alanlarda ölçü kaçıyor. İşte geçen hafta Merkez Bankası'nın atmak zorunda kaldığı adım Diyorum ki "bu ticari kredi faizler niye bu kadar yüksek?' Ortalama bakıyoruz makul değil. Tüketici kredileri normalde, ticari kredilere göre daha maliyetli olması lazım. Bir toptan alışveriş, biri perakende Sonra baktık ki orada bir alan var. Adına kısa vadeli hesap mı derseniz, eksiye döndüğünde kısa süreli eksi çalışabiliyor. Oralarla ilgili Merkez Bankamız adım atmak zorunda kaldı. Aylık yüzde 5-6, yüzde 7 aylık faizler söz konusu olmaya başlamıştı. Tüm bankalarda değil. Ancak bazı bankalarda Aylık yüzde 5-6 olduğu zaman, ortalamayı yukarı çekiyor. Bir de gerçekten sıkışmış, eksiye düşmüş hesaba, onda da ölçülü olmak zorundayız. Keşke bunu yapmak zorunda kalmasak, bankacılık sistemimiz kendi içinde bunları yönetse ancak her zaman mümkün olmayabiliyor" dedi.

-"MÜŞTERİ İÇİN "İPİNİ TUTTUM, AVUCUMA DÜŞTÜ' ANLAYIŞINDA OLUNMAMALI"-

Bankalara uyarılarda da bulunan Babacan, "Şöyle bir anlayışta olmamamız lazım. "Bu müşteri benim avucuma düştü, ben bunu üzerinden işte ilave ne para kazanırım' bunu yapmamamız lazım. Müşterilerimize hep adil olmamız gerekiyor. Yani, "Ben bunu bağladım, ipini tuttum, şimdi bunun üzerinden nasıl daha fazla para kazanırım?' diye bir anlayışın asla olmaması gerekiyor" dedi. Bunu bütün bankalar yapıyor diye de söylemediğinin altını çizen Babacan, "Yanlış anlama olmasın. Bu konularda çok hassas, müşteriyi korumayı her şeyin üzerinde tutan çok bankamız var. Ancak zaten o bankalar uzun vadede başarılı oluyor. Yani elindeki müşteriye eziyet edenin bir bankanın uzun süre başarılı olması çok zor. Bu konularda da çok dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.

-BANKALARIMIZI HIRPALAMAMAK GEREKİYOR-

Babacan, bankacılık sektörünün karlılığının tartışıldığına da değinerek, "Bakın 1 trilyon 400 milyar TL'lik bir bilanço büyüklüğüne sahip bir sektörden bahsediyoruz. Bu karlılıkta dönemselliği de asla unutmayın. Bunun da iletişimini bankalarımızın iyi yapması lazım" dedi. Bankaların bu karlarının ağırlıklı bölümünün sermayeye eklendiğini hatırlatan ve bankaların yıpratılmasını istemeyen Babacan, şöyle devam etti:

"Bu kar sermayeye eklenmese ne olacak? Bir süre sonra diyecek ki BDDK, "senin bilançon büyüdü, sermayen az kaldı, bir yerden bul sermaye koy' O nedenle BDDK en baştan, "sağdan, soldan, ortaklardan, patronlardan sermaye isteyeceğine karını tut, kimseye ilave sermaye diye başvurmak zorunda kalma' diyor. Bu çok doğru bir yaklaşım. Şimdi, dünyada artık parmakla gösterilen, Türkiye'nin ekonomik istikrarının temel direklerinden birisi olan bankacılık sektörümüzü de algı olarak hırpalamamamız gerekiyor. Türkiye eğer kendini farklılaştırdıysa, ekonomik krizde sağla bir şekilde ayakta duruyorsa, bunun ikin temel direği vardır. Biri sağlam kamu maliyesi, biri sağlam bankacılık sektörümüz. Sağlam bankacılık sektörünü her gün yıpratmak, her gün bir başka popülizm meselesi ile sektöre haksız yaklaşmak tabii ki kendi istikrarımıza da zarar verir" diye konuştu.

-TBB VE KATILIM BANKALARININ BİRLEŞMESİNİ İZİN VERİLMEDİ-

Bankacılık sektöründe son yıllarda katılım bankaları ve TBB'nin çok güzel bir ortak çalışma kültürü geliştirdiğini belirterek, "Hatta geçenlerde "birleşsek mi?' gibi bir öneri de Bankalar Birliği tarafından geldi. Ben de "çok doğru olmayabilir, çünkü katılım bankalarının kendine has bir çizgisi var, özellikle o bankalarla çalışan müşteri kitlesinin bazı hassasiyetleri var, zaten o farklılıklar nedeniyle oraları tercih ediyorlar, dolayısıyla birleştirirsek o farklılıklar gider, yakın çalışın ancak ayrı kimliğinizi koruyun' dedik" diye konuştu.

-BANKALARA "KATILIM BANKASINA PENCERE AÇMA' İZNİ YOK-

Mevduat bankalarının katılım bankacılığı yapıp yapamayacağı konusunda ise Babacan, şu açıklamalarda bulundu:

"Yine bazı bankalarımızdan "katılım bankacılığı penceresi açabilir miyiz?' gibi talepler geldi. Buna da kesinlikle "hayır' diyoruz. Türkiye'de katılım bankacılığı yapmak isteyen bankalarımız, hemen yeni bir kuruluş kurabilir. Sıfırdan bir katılım bankası kurabilir, bunun lisanslarını vermeye hazırız. Yeter ki şartları uysun. Daha çok katılım bankacısını Türkiye'de istiyoruz. Belki bazı büyük bankalarımız yanında isteyebilir. Zaten Halkbank ve Ziraat Bankası çalışmaya başladı. Arkadan Vakıfbank, öyle bir sıralama koyduk. Özel bankalarımızdan da ayrıca bir katılım bankası kurmak isteyen varsa, şartları yerine getirdikten sonra bunun da önü açık. Ancak, "ben mevcut sistemi çinde pencere açayım, bilançosunu ayrı tutayım' yok. Şubesi, kasası, muhasebesi her şeyi ayrı olacak, bir birine karışmayacak. Oradaki prensibiz bu." (ANKA/SON)

(HMD/ÖZK) - İstanbul

Kaynak: ANKA

Son Dakika Ekonomi Babacan (2/son): Bankacılık Sektörünü Hırpalamamamız Gerekiyor - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement