Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ağaoğlu Açıklaması

Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, Bakırköy projesinin yüksekliğine ilişkin, "Bugün gazeteyi okudum, her gazetenin her yazdığına siz de inanmıyorsunuzdur herhalde. Bölgedeki bütün silüet yüksekliği 70 metredir, 63 metre lafı nereden çıktı onu ben de bilmiyorum. O bölgedeki Ağaoğlu'na tanınan özel bir şey değildir" dedi.

Ağaoğlu düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, 17 Aralık sürecinden sonra aslında kabuğuna çekilmediğini belirterek, Türkiye'nin talihsiz bir dönem yaşadığını, ekonominin dışında her şeyin gündem maddesi olduğunu kaydetti.

İnşaat sektörünün günah keçisi olduğunu ifade eden Ağaoğlu, şunları söyledi:

"Bu sektörde de biz, özellikle de ben mağdur oldum. Bakırköy'de bir arazim var. O arazinin yeri sanayi arsasıydı ve imar da vardı. Ben burayı almadan önce belediye başkanımız Kadir Topbaş'a danıştım. 'Burada imar var ama 18. madde uygulaması bulunuyor. Bunu kaldırıp burayı hemen imara açabilir miyiz dedim.' Başkanımız da memnuniyetle karşıladı. Orası metruk, uyuşturucu kullananların olduğu kötü bir alandı. Başkan bundan memnun olacağını söyledi. Başkan Sütlece'de kentsel dönüşüm ile ilgili toplantıda 'Bakırköy Kartaltepe'de ünlü müteahhit kentsel dönüşüm ile müraacat etti, bu ay planını çıkarıyorum' dedi. Bu araziyi aldım ve imar düzenlemesi için belediyeye müracaat ettim. Bu ay dediği şey üzerinden 2 yıl geçti. Ben de dönemin Başbakanına bir toplantıda Kadir Bey'i şikayet ettim. Orayı alırken de sordum. Oraya milyonlarca dolar yatırdım. Kanuni bir hakkımdır. Belediye 3 ay içinde işinizi halletmezse bakanlığa müracat edebiliyorsunuz ben de hakkımı kullandım ve bunun için beni gözaltına aldılar. Ben kul hakkı yemedim. Tek suçum işimi takip etmek."

Ağaoğlu, Türkiye'de geçmişe bakıldığında bütün ekonomik krizlerden sonra iktidar değişikliği olduğunu anlatarak, 17 Aralık operasyonunda asıl amacın ekonomiye darbe vurmak olduğunu ve kendisinin de bu sürece kurban gittiğini dile getirdi.

Türk ekonomisini taşıyan ana sektörlerden birinin inşaat olduğuna dikkati çeken Ağaoğlu, "İki kişi kendi arasında konuşuyor, 'Ağaoğlu buna karşılık Ataşehir'de 20 dönümlük TÜRGEV'e verdi.' Bu sakız oldu. Ana muhalefet partisi bunu çok kullandı. Bunu tapudan çıkarmak çok kolay. En yetkili kişilerini aradım. Ondan sonra Kılıçdaroğlu özür diledi. İmar planı karşılığında ne bir maddi destek sağladım ne bir arsa verdim. Sadece işimi takip ettim" diye konuştu.

Ağaoğlu, Türkiye'de bürokratik oligarşinin olduğunu ifade ederek, "Benim Yeniköy'de arazim var. Anıtlar Kurulu'ndan 2009 yılında projem geçti, yıl 2014 oldu hala ruhsatımı alamadım. Dönemin başbakanına şikayet etmiştim şimdi size şikayet ediyorum. ya kardeşim 2009'da tasdiklenen projemin ruhsatını niye vermiyorsunuz? Bir yanlış varsa reddedin. Amcazade Yalıları projesinde boğazdaki Türk sivil mimarinin ilk örneğidir, kültürel varlığımızdır. Aynı şekilde 2009'da tasdik oldu ruhsatını alamadım. Milyonlarca dolar para yatırdım yatırmaya da devam edeceğim" şeklinde konuştu.

Kendi kafasına göre "50-100 katlı bina yapacağım" diyemediğini, bunun ruhsatını belediye verdiğini belirten Ağaoğlu, "Bir rant dağıtılıyorsa bunu belediye dağıtıyor, ne karşılığı dağıttığını gidip belediyeye sorun, vermediğinde bu şekilde sürünüyorsun. Biz bu memleketin yatırımcısıyız. İstihdam ve katmadeğer sağlıyoruz. Bir iş adamı para için çalışmaz, biz başarı için çalışıyoruz" dedi.

"Beni küstürdüler"

Ağaoğlu, hayatı boyunca erken saatlerde kalktığını, ancak şimdi saat 11.00'den önce işe gitmediğini ifade ederek, "Beni küstürdüler. Ben eşek gibi çalışan bir insanım, kazmanın ucuyla para kazanıyorum. Ben kavga, mücadele adamıyım" diye konuştu.

Babasının kendisine verdiği en büyük servetin iş yapma yeteği olduğunu anlatan Ağaoğlu, "Küskünüm ama yılmadım. Bundan sonra çalışmaya tam gaz devam, yeni projeler de üreteceğim hiç merak etmeyin" şeklinde konuştu.

"İnşaat kendi kaynağını kendi yaratıyor"

İnşaat sektörüne yönelik eleştirilere ilişkin Ağaoğlu, inşaatın teşvik isteyen değil, kendi kaynağını kendi yaratan bir sektör olduğunu belirterek, AK Parti iktidarının başarısının altında yatan en büyük etkenin inşaat sektörü olduğunu söyledi.

Ağaoğlu, 1984 yılında tuğla bulamadığı için fabrika satın aldığını belirterek, "Türkiye'de üreten hep cezalandırılmıştır. Sanayi zor ve meşakkatli bir iştir. Dönem dönem sıkıntılar da yaşanır. Sanayicinin desteklenmesini en çok destekleyen adamlardan biri de benim" dedi.

Türkiye'deki gelir dağılımının adil yapılmadığını ileri süren Ağaoğlu, "Bir işçiye 100 lira vermek için patron 189 lira ödüyor. 5 bin 400 için 10 bin 200 lira ödüyoruz. Böyle bir yük dünyada yok. ABD'de işçiye 100 lira için patron 116 liraya ödüyor. Ben bunu ödemeyeyim demiyorum. Ödediğim çalışanıma gitsin. Alt gelir grubunun kazancının artırılması gerekiyor" diye konuştu.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) "Enerji Piyasası Dinamitleme Kurumu"na dönüştüğünü öne süren Ağaoğlu, şunları kaydetti:

" Seferihisar'da rüzgar santrali projem var. 2009'da bu şirketi satın aldım. 2 senedir imar planı onaylanmadı. Enerji Piyasası Dinamitleme Kurumu bu şekilde olan 200 küsür lisansı iptal etme kararı aldı. 30'u iptal oldu. Bütün yatırımları yapmışım, resmi kurumlardan müsademi bekliyorum. Zamanı geçti diye lisansımı iptal ediyor. Dün itibarıyla EPDK'nın Yönetim Kurulu hakkında ceza, iptal, görevi kötüye kullanmaktan davalar açtım. Sen bunu yapıyorsan kim yatırım yapacak? "

Ağaoğlu, sanayicinin ucuz finansman ile desteklenmesi gerektiğini belirterek, "Eğer Türkiye'de konut sektörü canlı olmasın inşaatta kullanacak malzeme bulamazdık. İnşaatta malzeme üreten yan sanayi de kendini geliştirdi" dedi.

"Yılda 1 milyon konut yapmamız lazım"

Türkiye'de nüfusun yarısının canlı canlı tabutta yaşadığını, 7 milyon konutun acil bir şekilde yıkılıp yenilenmesi gerektiğini ifade eden Ağaoğlu, "Türkiye'de yılda 600 bin çift evleniyor. Bizim yılda 1 milyon konut yapmamız lazım. Deprem olsun, İstanbul'a ordu giremez" dedi.

Ağaoğlu, Mütekabiliyet Yasası'na değinerek, kalkınmış ülkelere bakıldığında belli miktarda yabancıya mülk satarak kazanç elde edildiğini söyledi.

Yabancıya mülk sattığında ülkeye döviz girişi sağladıklarını belirten Ağaoğlu, "Bizden 500 bin dolar civarında daire alan Suudi Arabistanlı dostumuz yılın 2 ayını burada geçiriyor. Bundan 5-6 ay önce 3 saate İstinye Park'ta 2,4 milyon dolarlık alışveriş yaptı. Türkiye kalkınacaksa bu tür gelirlerle kalkınması gerekiyor" diye konuştu.

Şişli'deki asansör kazasına yönelik değerlendirmede bulunan Ağaoğlu, "Torunlar'ın başına gelen olay sektör için çok acı verici. 10 arkadaşımızın hayatını kaybetmesi sektörümüz açısından da çok kötü oldu. Ölen kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Üzerimize düşen çok görev var. Maslak 1453 projemde 3 bin 400 kişi çalışıyor. Şu andaki iş güvenliği kadrom 119 kişi çalışıyor. Bunların yılda maliyeti 10 milyon liranın üzerinde bir 10 milyon lira daha harcarım yeter ki böyle bir olay olmasın alınabilecek her türlü önlemi alıyoruz" şeklinde konuştu.

"Ruhsatın altına imza atandan sor"

Ali Ağaoğlu, toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Sıkıntılarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşıp paylaşmadığının sorulması üzerine Ağaoğlu, Cumhurbaşkanı ile sık görüşen bir insan olmadığını, toplantılarda karşılaştığında sektörün sorunlarını aktardıklarını söyledi.

Türkiye'nin dinamik bir ülke olduğunu ve kalkınması gerektiğini anlatan Ağaoğlu, ancak ekonomi birinci madde olması gerekirken, son 1,5 yıldır Türkiye'nin enerjisini başka şeylere verdiğini ifade etti.

Ağaoğlu, mühürlenen Bakırköy 46 projesi ile ilgili, projenin durdurulduğunu anımsatarak, oradan satış yapılan müşterilere paralarını geri ödediklerini ifade etti. Söz konusu proje için "İstanbul'a yapılan en masum imar planıdır" diyen Ağaoğlu, yasal sürecin devam ettiğini anımsattı.

İstanbul finans merkezi ile ilgili de konuşan Ağaoğlu, İstanbul Finans Merkezi'nin sadece Ataşehir için değil, Türkiye için önemli olduğunu, buraya küresel oyuncuların da çekilmesi gerektiğini söyledi.

Bölgenin 3-5 güzel bina yapmakla finans merkezi olamayacağının altını çizen Ağaoğlu, "Ben Sayın Babacan'a sesleniyorum; Eğer biz buraya küresel oyuncuları sokmak istiyorsak, bunun vergisel altyapısını muhakkak halletmemiz lazım, finans ihtisas mahkemelerinin kurulması lazım. Bugün Türkiye'de en çok tartışılan konu hukuk, hukuk bugün işlemez noktalarda" şeklinde konuştu.

Ağaoğlu, iktidara kızgınlığının söz konusu olmadığını belirterek, "Türkiye'de yolunda gitmeyen bazı şeyleri dile getirdim. Artık ekonominin ön plana çıkması gerektiğini savunuyorum" dedi.

Bir gazetede yer alan kendisine ait dinleme kaydı ile ilgili soru üzerine ise Ağaoğlu, şunları söyledi:

"Bugün gazeteyi okudum, her gazetenin her yazdığına siz de inanmıyorsunuzdur herhalde. Bölgedeki bütün silüet yüksekliği 70 metredir, 63 metre lafı nereden çıktı onu ben de bilmiyorum. O bölgedeki Ağaoğlu'na tanınan özel bir şey değildir. Bölgede daha yüksek binalar var, hatta onlar da şu anda tartışma konusu. Onaltıdokuz'u diyorum sayın Mesut Toprak. Mesut Toprak, ben buraya 150 metre bina dikeceğim deyip de kendisi mi dikti? Gidip adam gibi ruhsatını aldı, binasını yaptı. Onu veren vermeseydi. O hesabı Mesut Toprak'tan soramazsın, git o hesabı o ruhsatın altına imza atandan sor. O bölgedeki silüet 70 metredir, bizim yüksekliğimiz de 70 metredir. Ağaoğlu'na tanınan bir şey yok. Dediğim gibi Mesut Toprak'ın da sonuna kadar arkasındayım. Adam büyük haksızlığa uğradı, uğramaya da devam ediyor. Eğer idam edilecekse, yatırımcıyı idam etme, o ruhsatın altına imza atandan hesap sor."

Ağaoğlu, kendi inşaatlarındaki işçilerin sigorta girişi yapılmadan, iş güvenliği eğitimi almadan kesinlikle işbaşı yaptırılmadığını dile getirdi. Ağaoğlu, asıl müteahhidin taşeronun herşeyine kefil ve sorumlu olduğunu ifade etti.

Ataşehir'deki Finans Merkezi Projesi'nin sınırlarının Ümraniye'ye dahil edilmesiyle ilgili ise Ağaoğlu, "Projenin Ümraniye ya da Ataşehir sınırları içerisinde olması önemli değil. O bizi ilgilendirmez, biz işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ben her zaman ağaca değil, ormana baktım. Önemli olan Türkiye'de bu projenin yapılması" ifadelerini kulllandı.

Özel sektörün, arsaların ateş pahasına olduğu İstanbul gibi bir yerde kendi cebinden arazi alıp dar gelirliye konut yapma şansının olmadığını aktaran Ağaoğlu, "Devlet bize arazi tahsis etsin, biz de dar gelirliye 20-30 sene vadeli uygun şartlarda konut yapalım. Biz buna varız. Asıl gözümüz de burada. Çünkü pastanın büyüğü orada zaten. Sosyal devletin de bunu yapması lazım. Ben devletin kesinlikle ticari faaliyette bulunmaması gerektiğini savunan bir yapıya sahibim. Ama buna rağmen TOKİ'nin bu konuda bir açığı kapattığına inanıyorum. TOKİ'yi bu konuda çok başarılı buluyorum" şeklinde konuştu.

Her yıl vergide aşağı yukarı ilk 100'ün içerisinde oldukları bilgisini veren Ağaoğlu, bu yıl yine takdir belgesi yollandığını, ancak iade ettiğini, patronların vergi ödemesi, ama verginin de adil olması gerektiğini ifade etti.

"Devlet arazi teslim etsin ben maliyetine ev yapıp teslim edeyim"

Belediyelere ilişkin açtığı davalara ilişkin soru üzerine Ağaoğlu, "Sancaktepe Belediyesi, ben 2003'te çok güzel bir proje yaptım. Teslim ettik oturuyorlar. Aradan 10 sene geçti. Sancaktepe Belediyesi bölgede yeni plan yapıyor. Binaların olduğu yere yeşil alan koyuyor. Oradaki emsali alıyor başka yerde rant yaratmak için transfer ediyor. Oradan aldığı emsali nereye verdi, kaç lira aldı?" dedi.

İnşaat sektörünün denetleyici kuruma ihtiyacının olup olmadığına yönelik soruyu Ağaoğlu, "Özellikle imarlar konusunda koy kuralı, kuralına göre oynayayım" ifadelerini kullandı.

Alt gelir seviyesine göre konut yapılmasına ilişkin soruya Ağaoğlu, devlet arazi teslim ederse kendisinin maliyetine ev yapıp teslim edebileceğini söyledi. - İstanbul