
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli hükümetin hazırlığını yaptığı anayasa değişiklikleri teklifine güven duymalarının mümkün olmadığını belirterek "Kapalı kapılar ardından siyaset belirleyen bir zihniyetin sözde demokrasi aradığını ve anayasayı demokratikleştirmek istediğini söylemek tam mir garabettir, buna aldanacak kimse de yoktur" diye konuştu. Bahçeli anayasa değişikliği için önerilerini "Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu oluşturulması, Demokratik Sözleşme yapılması ve değişikliği öngörülen anayasa maddelerinin kararının erken ya da zamanında yapılacak milletvekilliği genel seçimlerinden sonra oluşacak 24'ncü dönem TBMM'nin iradesine bırakılması" şeklinde sıraladı.
Bahçeli partisinin Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmada Haiti'de yaşanan depremin etkilerinin büyük olduğunu ve herkesi derinden üzdüğünü söyledi. Depremin yol açtığı büyük can kayıplarının, Haiti'nin içinde bulunduğu trajediyi daha da artırdığını ifade eden Bahçeli, "Konunun uzmanlarının uyarılarını artırdığı şu günlerde dileğimiz, Cenab-ı Allah'ın böyle bir felaketten insanlığı ve elbette ki ülkemizi koruması, hükümetin ve yerel yönetimlerin ise muhtemel kayıpları en aza indirecek bütün tedbirleri mutlaka almış olmasıdır"dedi.
-"HÜKÜMETİN TEKLİFİNE GÜVENLE BAKMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"-
Konuşmasının büyük bölümünü anayasa değişikliğine ayıran Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve hükümetin yoksulluğun, yolsuzluğun, terörün, gerginliğin, kutuplaşmanın, işsizliğin ve çaresizliğin nedeni olarak "AKP zihniyeti değil anayasanın maddeleri'ni gösterdiğini ifade etti. Anayasalara, iktidarın sıkıştığı yerde, çözümlerin tıkandığı anda demokrasiyi ve hatta Türkiye'yi kurtarma misyonunu yüklemenin abartılı bir talep olduğunu kaydeden Bahçeli, "ihtiyaç duyulacak değişikliklerin, anayasanın, gerçek bir Toplum Sözleşmesi Belgesi olması için mümkün olabildiğince geniş bir uzlaşma ile gözden geçirilmesi ve gerekli değişikliklerin iç dinamikler hesaba katılarak yapılması'nın şart olduğunu söyledi. MHP'nin anayasaları değişmez kurallar bütünü olarak görmediğini, anayasayı değiştirme konusunda da milli hassasiyetler dışında olumsuz düşüncelere sahip olmadığına işaret eden Bahçeli şöyle konuştu:
"Siyasetin gerçek ve doğru bir süreç haline gelmesi, demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesi, her şeyden önce uygun bir zihni iklimin ve aktörlerin varlığına bağlıdır. Ne kadar mükemmel anayasalar çıkarırsanız çıkarın, siyaset, eğer ince rekabetten uzaklaşır ve bölünme ve kavga üzerine kurgulanırsa, bunun toplumda kaos olarak yansıması kaçınılmazdır. Bu yönüyle siyaset kendi kuyusunu kazan bir siyasi organizmaya dönüşür. Bugün karşımızdaki tehlikenin adı budur ve AKP de bu açmaza sürüklenmiştir. Uluslar arası dayatmalara karşı teslimiyetine baktığımız zaman hükümetin hazırlığını yaptığı anayasa değişiklikleri teklifine güven duymamız mümkün görülmemektedir."
-"TAM BİR GARABETTİR, BUNA ALDANACAK KİMSE DE YOKTUR"-
"Uzlaşma arayışları, işbirliği arzusu, farklı görüşlere saygı gibi temel erdemlerin olmadığı bir siyaset ekolünün' anayasa gibi önemli bir konudaki yaklaşımlarını temkinle karşılamak gerektiğine işaret eden Bahçeli, dokunulmazlıkların kaldırılması, Alevilerin taleplerinin karşılanması, terör ve şiddet dışındaki hallerde parti kapatmak yerine bireysel sorumluluk getirilmesi, siyasi ahlak yasası çıkarılması, YÖK Kanunu'nun değiştirilmesi gibi ortaya koydukları tekliflere bugüne kadar AKP'nin kayıtsız kaldığını ve kaçtığını söyledi. Bahçeli "Kapalı kapılar ardından siyaset belirleyen bir zihniyetin sözde demokrasi aradığını ve anayasayı demokratikleştirmek istediğini söylemek tam bir garabettir. Buna aldanacak kimse de yoktur"dedi. Türkiye'de etnik ayrımcılığa zemin oluşturacak ve Türk milletini bölerek ayrı bir millet şuuru yaratılması amacına hizmet edecek dayatmalara yasal kılıf arama ve "hazmettirme' sürecinin başlatıldığını savunan Bahçeli "Bizden hiç kimse adına ne denilirse denilsin, milli kimliğin parçalanarak yeni azınlıklar yaratılmasına izin vermemizi, bin yıllık kardeşliğin Meclis eliyle bozulmasını ayrışma ve parçalanmaya götürecek bir çıkmaz yola göz yummamızı beklememelidir. Böylesi bir alçaklık hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir" diye konuştu.
-"ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ 24'NCÜ DÖNEM TBMM'YE BIRAKILMALI"-
Yeni bir anayasa hazırlanması veya mevcut anayasada köklü değişiklikler yapılmasının ancak siyasi istikrarın olduğu ve uzlaşma zemininin bulunduğu bir ortamda düşünülebileceğini kaydeden Bahçeli, siyasi normalleşme süreci başlatılmadan ve bugünkü hükümete dayalı siyasi tablo değişmeden yeni anayasa hazırlanmasının doğru ve mümkün olmadığını ifade etti. Bahçeli anayasa değişikliğine ilişkin önerilerini ise şöyle sıraladı:
"Adalet ve Kalkınma Partisi anayasa değişikliğiyle ilgili ısrarını sürdürecekse MHP'nin önerileri şunlar olacaktır: Öncelikle TBMM'nde temsil edilen siyasi partilerden teşekkül etmiş bir Anayasa Değişikliği Uzlaşma Komisyonu oluşturulmalıdır. Bu komisyonun değişiklik talepleri üzerinde mutabakata varacağı maddelerle ilgili Demokratik Sözleşme yapılmalıdır. Değişikliği öngörülen anayasa maddelerinin kararı, erken ya da zamanında yapılacak milletvekilliği genel seçimlerinden sonra oluşacak 24'ncü Dönem TBMM'nin iradesine bırakılmalıdır."
-"TEMENNİMİZ SAĞ SALİM GENEL SEÇİMLERE ULAŞILABİLMESİ"-
Anayasa değişikliklerinde vazgeçilmez ölçülerinin Anayasanın başlangıç ilkelerinde anlamını bulan temel değerler ve her değişiklik teklifinin bu değerlere nasıl yansıyacağının kapsamlı analizimden geçeceğini ifade eden Bahçeli, bütün temennilerinin bu konunun Türkiye'de yeni gerginlik ve kutuplaşmalara yol açmaması ve Türkiye'nin "sağ-salim genel seçimlere kadar ulaşabilmesi' olduğunu söyledi.
-RUSYA İMZALANANAN NÜKLEER SANTRAL ANLAŞMASINA TEPKİ-
Bahçeli konuşmasında, Başbakan Erdoğan'ın Rusya gezisi sırasında imzalanan "Türkiye'de Nükleer Santral Tesisi Konusunda İşbirliği Ortak Beyannamesi'ne de tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan'ın şeffaf ve rekabet şartlarını içinde barındıran bir ihalesi süreci yerine, tahsisle nükleer santral inşa etme yolunu seçmesinin son derece şaibeli bir durum olduğunu belirten Bahçeli, "Daha önceki ihale sürecindeki eksiklikleri ve hukuki yanlışları düzeltmek yerine, ben yaptım oldu mantığıyla nükleer santral yapım işinin doğrudan doğruya yabancı bir ülkeye verilme kararının, AKP hükümetinin karanlık siciline yeni bir ilaveden başka bir anlamı olmayacaktır."dedi. Başbakan'ın Erdoğan'ın bu ilişki ağını tamamen yandaşlarını kayırma üzerine temellendirdiği şüphesinin olduğuna dikkat çeken Bahçeli, "Taşıdığı unvanlarla kartvizitinde yer kalmayan Başbakan şimdi de uluslar arası iş takipçisi olarak yeni bir sıfata haiz olmuştur. Eğer bu iddialarımızın hilafına gelişmeler varsa; AKP iktidarının, bu son olayla ilgili gerçekleri açıklaması siyasi namus meselesi haline gelmiştir. Ortadoğu ülkeleriyle iç içe olduğundan beri kendisini şeyh, sultan ya da emir gibi görmeye başlayan Başbakan Erdoğan bilmelidir ki bu ülke ve kaynakları kendi malı ve hanedanının dilediği gibi kullanacağı mirasyedi hazinesi değildir." diye konuştu.
-"AKP YOLSUZLUK SANTRALLERİ KURACAK"-
Enerji üssü olan ülkelerle enerjiyi kullanan ülkeler arasında geçiş güzergahında bulunan Türkiye'nin küresel projelerde, AKP iktidarıyla birlikte taşeron ülke olarak kullanılmasının alabildiğine arttığını da belirten Bahçeli, şunları söyledi:
"Sürekli olarak enerji köprüsü ve terminali olmakla iftihar eden iktidar partisi, uluslar arası dayatmalarla enerji projelerinin pasif bir unsuru olmaktan bir rahatsızlık duymamaktadır. Geçiş güzergahında bulunduğumuz başlıca enerji projelerine rağmen çiftçimiz yine artan fiyatlardan mazot almaya devam etmekte, vatandaşlarımız arabalarına koyacak benzini almakta yine zorlanmaktadır. Enerji koridoru olmamız, boru hatlarının ülkemizden geçmesi Başbakan Erdoğan'ın yakınlarına ve destekçi işbirlikçi çevrelere yarıyor olabilir. Ne var ki bu konuda milletimizin menfaatine ve ağırlaşan enerji faturasının hafiflemesine bir katkı sağlamadığı bu zamana kadar ki tecrübelerle sabittir."
-"BAŞBAKAN ENERJİ BESLEMESİ YANDAŞLARIYLA HESAP VERECEK"-
"Enerjide koridor olmaya talip olan, köprü olmakla övünen, terminal haline gelen AKP hükümeti, milletimizin gelirlerine bağladığı nakil hatlarıyla yolsuzluk santralleri kurarak yağmaya son sürat devam etmektedir" diyen Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve "enerji beslemesi yandaşlarıyla' birlikte çok yakın zamanda hesap vereceğini savundu.
-"BAŞBAKAN TEKEL İŞÇİLERİYLE İNATLAŞMAKTAN VAZGEÇMELİ"-
Grup toplantısında TEKEL işçilerinin devam eden eylemlerini de değerlendiren Bahçeli, Başbakan Erdoğan ve hükümeti TEKEL işçileriyle girdikleri "inatlaşmadan' vazgeçmeye çağırdı. TEKEL işçilerinin sahip oldukları özlük hakları korunarak değişik kamu kurumlarına nakillerinin bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Bahçeli, "İnanıyorum ki Türk devletinin kudreti, Türk milletinin şefkati ve hükümetin de iradesi binlerce TEKEL işçisinin sorunlarını çözmeye ve onları kucaklamaya yetecektir." dedi.
-MHP'YE KATILIMLAR-
Bahçeli konuşmasının ardından MHP'ye katılan bazı belediye başkanlarına rozetlerini takarken "Geçen hafta iktidar partisi Antalya'nın bir beldesinde belediye başkanımızı çalmışlardı. Biz ise gönülleri birleştiriyoruz. Yapılan odur. "dedi. (ANKA)
(EG/BÜN)
Son Dakika › Güncel › AKP'ye Anayasa Değişikliği Tavsiyesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?