Ankara 13. İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, " Türkiye'de darbe teşebbüslerinin bundan sonra da tekrar etmemesi için kamudaki ayıklama, bazı devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması, Ankara dışına bazı yapıların nakledilmesi ve benzeri pek çok tedbir alındı bundan sonra da gerekli tedbirler ihtiyaç duyulduğunda kararlı şekilde alınmaya devam edecektir. O nedenle bundan sonraki süreçte Türkiye'de yeni bir darbe teşebbüsünün olmasına sadece milletimizin karşı duruşu değil, devleti yöneten hükümetimizin alacağı, aldığı tedbirler de en önemli engel olacaktır." dedi.

Bozdağ, Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen, cezaevindeki hükümlü ve tutukluların ürettiği ürünlerin sergilendiği "Ankara 13. İşyurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı"nın açılışında yaptığı konuşmada, cezaevlerinden çıkanlara iş verilmesi çağrısında bulundu.

Herkesin yeniden bir fırsata ihtiyacı olduğunun altını çizen Bozdağ, pişman olmuş, cezası infaz edilmişlere yeni kapıların açılmasını istedi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin, demokrasiye sahip çıkılmasıyla başarısız olduğunu ifade eden Bozdağ, "15 Temmuz çabuk unutuldu, geçen süreye baktığınızda bu kadar kısa zamanda unutulması, unutturulması milletimiz ve devletimizin hayrına değildir. 15 Temmuz 2016'yı asla unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Çünkü Türkiye, 15 Temmuz 2016'da bölünmekten, rejim değişikliğinden kurtuldu o gece." dedi.

Türkiye'nin büyük badireden, tehlikeden, tehditten ve saldırıdan kurtulduğunu dile getiren Bozdağ, "Terörist Fetullah Gülen'in talimatıyla gerçekleştirilen darbe girişimi başarılı olsaydı ne olurdu?" sorusunun sorulması gerektiğine işaret etti.

Türk milletinin her zaman, her türlü tehlike ve tehdit karşısında bir olarak onları yok etmeyi başardığının altını çizen Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki Milli Güvenlik Kurulunun 15 Temmuz 2016 tarihinin "Demokrasi ve Özgürlükler Günü" olarak anılmasına ilişkin tavsiye kararı aldığını ve bunun da o günü unutmamak için önemli olduğunu aktardı.

"Tedbir alınması Türkiye'yi yönetenlerin ana vazifesi"

Türkiye'nin terörle mücadeleyi etkin bir şekilde, dün yapılanlardan ders alarak, gelecekte de sürdürmesi gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, darbe teşebbüsünün de tekrarlanmaması için tedbir alınmasının Türkiye'yi yönetenlerin ana vazifesi olduğunu söyledi.

Türkiye'de pek çok darbe olduğunu ve eski darbelerden sonra önlemler alınmadığının altını çizen Bozdağ, "80'de darbe oldu kimse bir şey yapmadı, 28 Şubat'ta darbe oldu, darbeler tekrar etmesin diye yine bir şey yapılmadı." dedi.

Bozdağ, darbe teşebbüslerinden sonra, bu teşebbüslerin Türkiye'de tekrar etmemesi için gereken tedbirler alınmadığında Türkiye'nin yarınlarda başka, başka darbelerle mutlaka karşılaşabileceğini kaydetti.

"Gereken adımları attık"

Adalet Bakanı Bozdağ, şöyle devam etti:

"Düşünebiliyor musunuz, Meclisin bir darbe teşebbüsüne karşı polisin elindeki tabancadan başka kendini koruyacak hiçbir silahı yok. Havadan uçak bombalasa uçağa karşı bir tedbir yok, helikopter gelse ona karşı bir tedbir yok. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de öyle, Çankaya Köşkü de, emniyet binaları da öyle. Ülkemizin birliği, dirliği için şehadete koşan özel harekatımızın olduğu yerler de öyle. Yani bu kadar korunaksız bir yapıyı böylesi içimizden gelecek ihanetlere karşı koruyacak tedbirleri Türkiye almamış bugüne kadar. Ama şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Çankaya Köşkü, devletin bütün kurumları içimizden gelecek darbe ihanetlerine karşı da en iyi bir şekilde donanımlı hale getirilmiş ve onlara en etkin cevabı verecek şekilde donatılmıştır. Ders aldık, bundan sonra cüret edenler karşısında yapılması gereken adımları attık."

FETÖ, başka güçlerin talimatıyla ölmeye öldürmeye gidenler olduğu sürece Türkiye'nin güçlü bir devlet olamayacağını dile getiren Bozdağ, ordunun içinde anayasa ve yasalara sadakatle bağlı görev yapanların bulunması gerektiğini bildirdi.

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığını korumak için bir hakkıdır"

Devletin kendisine ihanet edenleri çalıştırmak zorunda olduğunda, devlet olma vasfını muhafaza edemeyeceğini belirten Bozdağ, devletlerin sadakatlerinden şüphe ettikleri kamu görevlileriyle çalışmak zorunda olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

" Almanya'da, Amerika'da, DAEŞ terör örgütüne sadakati üst düzeyde olan birini, Almanya, Brüksel, Paris, Washington kendi kamu hizmetinde istihdam eder mi, etmez mi? Ona iyi gözle bakar mı, bakmaz mı? Kendileri terör örgütleriyle irtibatlı, iltisaklı, üye olanlarla ilgili hiçbir kişiye yer vermez ve onları hukukun önüne çıkarıp hesap vermelerini isterken, Türkiye'nin bu konuda demokratik hukuk devletine sahip çıkma ve Türkiye'de bir daha devletin, sadakati başkalarına, ihaneti devlete olan hainler tarafından ihanete uğramaması için tedbir almasını eleştirmek fevkalade yanlıştır. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığını, birliğini, demokrasisini, korumak için bir hakkıdır."

Bekir Bozdağ, bu konuda Türkiye'nin adımlarını atmaya kararlılıkla devam edeceğini, FETÖ veya bölücü terör örgütü mensuplarının devletin içinden tek tek ayıklanacağını, bundan da hiç kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.

"Adalet doğru biçimde tecelli edecek"

Devlete değil, terör örgütlerine sadakati olanların devlet hizmetinde asla istihdam edilmeyeceğinin altını çizen Bozdağ, "Bu ülkeye ve bu millete ihanet edenler endişe etsin. Hak yerini eninde sonunda bulacak, adalet doğru biçimde tecelli edecek, haklıyla haksız adaletin terazisinde tartılarak en doğru şekilde birbirinden ayrılacaktır. Teröre bulaşmamış, terör örgütlerine destek vermemiş, darbeye karışmamış olan insanlarımızın herhangi bir tereddüt veya endişeye düşmelerine mahal yoktur." dedi.

Adli süreçlerin ve diğer süreçlerin hukuk içinde, hukukun gerektiği şekilde işletildiğini bildiren Bozdağ, adaletin gerektirdiklerinin yapıldığına değindi.

Adalet dışına çıkılması, husumet güdülmesinin asla söz konusu olmadığını ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:

"Türkiye'de darbe teşebbüslerinin bundan sonra da tekrar etmemesi için kamudaki ayıklama, bazı devlet kurumlarının yeniden yapılandırılması, Ankara dışına bazı yapıların nakledilmesi ve benzeri pek çok tedbir alındı bundan sonra da gerekli tedbirler ihtiyaç duyulduğunda kararlı şekilde alınmaya devam edecektir. O nedenle bundan sonraki süreçte Türkiye'de yeni bir darbe teşebbüsünün olmasına sadece milletimizin karşı duruşu değil, devleti yöneten hükümetimizin alacağı, aldığı tedbirler de en önemli engel olacaktır. Engel olmuştur da, bundan sonra da olmaya devam edecektir."

"Kara propaganda"

FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'da yaşadığı bozgunun yarattığı şoku, endişeyi ve paniği atlattıktan sonra yeniden kara propagandaya başladığını ifade eden Bozdağ, çeşitli darbe teşebbüsü söylentilerini yaymaya başladıklarını kaydetti.

FETÖ'ye inanan ama ihanetin içerisinde olmayan samimi vatandaşlara seslenen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Fetullah Gülen yalancıların, müfterilerin şahıdır ve onunla beraber hareket edip milletimizi aldatanlar da hakeza öyle. '17 Aralık'ta bu iş bitiyor, bu hükümet gidiyor' dediler ve hukuk darbesi yaptılar, hükümet gitti mi? Biz buradayız. '25 Aralık'ta gittiler siz hiç merak etmeyin.' dediler, gitti mi, yok. '19 Ocak'ta gidecekler', gitti mi, 'Ocak'ın sonunu göremeyecekler', gördüler mi, gördüler. '30 Mart mahalli idareler seçiminde gidecekler' gitti mi, yüzde 45,5'la bu millet bize sahip çıktı. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday getirdiler, ne oldu yüzde 52 ile millet bunlara bir Osmanlı tokadı vurdu. Gitti mi, yok. Yok etmek istediklerini millet, bir makam daha yukarı çıkardı, milletine ve devletine, şerefli ve onurlu bir baş yaptı, Cumhurbaşkanı yaptı."

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerini de hatırlatan Bozdağ, yargı mensuplarına ve taraftarlarına "vites yükselteceksiniz" diyerek talimatlar verildiğini ve sahte rüyalar görüldüğünü dile getirdi.

Son olarak örgütün "15 Temmuz'da bunların defterini düreceğiz" diyerek darbe teşebbüsünde bulunduğunu ancak söylediklerinin hiçbirisinin doğru çıkmadığını ifade eden Bozdağ, örgüte mensup askerlerin çözülüp gerçekleri yargıya söylemelerine engel olunmasının istendiğini de sözlerine ekledi.

(Sürecek)