Adana Gençlik Stadyumu'nda gerçekleşen iftarda Bakan Çelik masaları tek tek gezip partililerle sohbet etti. Orucunu vatandaşlarla birlikte açan Çelik, iftarın ardından hemşehrilerine hitap etti.
"Bu sofralarda sizlerle her buluşmamızda büyük okyanusumuzun, büyük davamızın büyük insanlarının sayısı biraz daha artıyor. Geçen sene yine sokaklarda yapılan iftarlarda hep beraber Adana'mızın bu güzel havasında gök kubbenin altında beraber olmuştuk. Geçen sene hep beraber dua etmiştik. Cenab-ı hakka şükürler olsun ki bu sene de sizlerle iftar yapmak bizlere nasip oldu. İnşallah, hepiniz çocuklarınızla, ailelerinizle, bütün sevdiklerinizle bayramlara ve gelecek Ramazana da yine afiyetle kavuşursunuz. Şimdi değişik mahallelerde çeşitli vesilelerle gördüğüm kardeşlerimizi bu iftar sofrasında gördüm, bu beni çok memnun etti. Bizim için iftar sofrası nimeti paylaştığımız sofra olduğu kadar kendi aramızdaki halleri paylaştığımız dertleri paylaştığımız, birbirimizin halini ve hatırını sormada bir fırsat olarak gördüğümüz sofralardır. Bu sofralarda sizlerle her buluşmamızda büyük okyanusumuz, büyük davamızın büyük insanlarının sayısı biraz daha artıyor. Mazlum coğrafyaların da kadersiz ve mazlum insanlarına ulaşmaya çalışıyoruz. Biz Türkiye'yi sizlerin sayesinde, sizlerin bu meydanları doldurmanız sayesinde her geçen gün bir başka noktaya taşırken sizlerin verdiği güç ve enerjiyle kendi medeniyet coğrafyamızın, mazlum coğrafyaların kadersiz ve mazlum insanlarına ulaşmaya çalışıyoruz.
Geçenlerde arkadaşlarımızın bir kısmı izlemiştir, bir haber düştü internete. Bir yerde çeşitli soruları cevaplayan bir âlime Somali'den arayan birisi şöyle bir soru soruyor: "Biz öylesine fakir bir yerdeyiz ki iftar için yiyecek bir şey bulamıyoruz, sahur için de yiyecek bir şey bulamıyoruz. Acaba iftarsız ve sahursuz, yiyecek bulamadan bu tuttuğumuz orucumuz kabul olur mu?" Tabi bu sorunun cevabı yok. Bu soruya bir âlimin vereceği cevap yok. Fakat biz içimizde bugün bu stadta toplanan bütün kardeşlerimizle birlikte şöyle bir duada bulunuyoruz. İftar için ve sahur için yiyecek bir şey bulamayanlara, bir lokma ekmek bulamayanlara bile inşallah ulaşmayı Rabbimiz bize nasip etsin. Biz biliyoruz ki sadece istikrarın, refahın ülkemizde olması bize yetmiyor. Biz bu iftar sofasından Somali'deki, Gazze'deki, Bosna'daki, Tunus'taki, Halep'teki kardeşlerimize selam gönderiyoruz. Bugün zor günler geçiren Mısır'daki bütün kardeşlerimize selam gönderiyoruz. Bu Ramazan ayında, bu mübarek ayda Rabbimizden niyaz ediyoruz ki, bu mazlumların, bu çaresizlerin içinde yaşadıkları halleri değiştirmeye bizi de vesile kılsın. Ama biz en çok şuna güveniyoruz, biz sizlerle beraber oldukça, sizlerden bu gücü aldıkça inşallah bundan sonrasında hep beraber daha ileriye, daha uzak coğrafyalara, daha büyük bir güçle ve kuvvetle yürüyeceğiz. Biz biliyoruz ki sadece istikrarın, refahın ülkemizde olması bize yetmiyor. Zenginliğin ülkemizde artması bize yetmiyor. Kendi ülkemizdeki her insanımıza ulaşmak azmimiz ve irademiz kadar, coğrafyamızdaki her insanımıza ulaşmak azmimiz ve irademizle işte bu mübarek Ramazan ayında, bu güzel iftar sofrasında sizlerle bir kere daha bir arada bulunarak daha da güçleniyoruz. Böyle zamanlarda dille konuşmaya çok fazla gerek yok. Gönlümüz zaten birbirimizle konuşuyor. Hepinizin mübarek Ramazanını ve yaklaşan bayramını şimdiden tebrik ediyorum, hepinize sevgiler saygılar sunuyorum.
Konuşmasının ardından Bakan Çelik'in programa gelen çocuklara bir sürprizi vardı. Bakan Çelik iftara katılan çocuklara çeşit çeşit oyuncaklar dağıttı.
İftar programının ardından Bakan Ömer Çelik'in programı bir hayli yoğundu. Çelik ilk olarak Adana'da yaşayan Mardinlilerin kurduğu Mardinliler Dayanışma Vakfı'na (MARDAV) gitti.
Mardinlilerle bir süre sohbet eden Bakan Çelik, daha sonra 2 kahvehaneye giderek vatandaşların dertlerini dinledi. Adanalıların isteklerini tek tek not eden Çelik, bölgeye yapılacak hizmetler konusunda bilgi verdi.
İftarı hemşehrileri ile yapan Bakan Çelik sahurda da Adana Ulu Camii'ndeydi. İlahiler ve hoş sohbetlerle geçen gecede Bakan Çelik gençlik yıllarında yaşadığı anılarını anlattı.
"Geçen sene sizinle hep beraber dua etmiştik, bir sonraki Ramazana hep beraber hayırla varalım, sağlıkla ulaşalım diye. Allah nasip etti bugün yine bir sahurda bir aradayız. Benim için buranın, Ulu Cami'nin ve etrafının ayrı bir yeri ve önemi var. Arkadaşlar, Ulu Cami'nin etrafında sahur yapacağız diye söylüyorlardı. Ama bütün o yoğunluk içerisinde benim zihnimde tam olarak karşılık bulmamıştı. Şimdi buraya gelince çok duygulandım. Bunun sebebi şudur, benim buralarda, buradaki ağaçların altında, bu çevredeki kitapçılarda ömrümden çok vakit geçmiştir. Ben lisedeyken, üniversitedeyken, derslerden çıktıktan sonra arkadaşlarımızla fikir tartışmalarını, entelektüel tartışmaları hep bu çevrede yapıyorduk. Bu çevrede çok güzel çay ocakları vardı. Sıcak çaylar içerdik ve sıcak sohbetler ederdik. Benim zihnimin, fikri dünyamın, manevi dünyamın ilk şekillenmesine buradaki ağaçlar şahittir. Dolayısıyla ben bu civarda, bu binaların, bu duvarların, bu ağaçların şahitliğinde ömrümün çok önemli bir zamanını geçirdim. Burada yürürken, arkadaşların elini sıkarken hep o anlar geldi gözümün önüne. O zamanlar, aradığımız, okumak istediğimin bazı kitapları bulmak da o kadar kolay değildi. Saatlerce buradaki kitapçıların kitaplıklarının alt raflarında arzuladığımız kitapları arardık ve burada sabahın geceye gecenin gündüze karıştığı uzun uzun sohbetler ederdik. Ne sohbeti ederdik biliyor musunuz? İşte bir gün Türkiye'deki bütün o köhne yapılar, o köhne zihniyetler nasıl aşılır, bugünlere nasıl ulaşırız diye, o günlerde bu sohbetleri yapıyorduk. Şimdi Allah nasip etti o günlerde buralarda gençliğimizin en güzel yıllarını geçirdiğimiz, en güzel yıllarını seferber ettiğimiz, harcadığımız pek çok arkadaşımızla birlikte bugünlere ulaştık. Ve ne büyük nasiptir ki, Allah'ın ne büyük bir nimetidir ki, şimdi burada sizlerle ben yıllar sonra bu anıları yâd etme fırsatı buluyorum. İnşallah hepimizin kafasında bir ideal var ya, diyoruz ki Türkiye'yi 2023'e götürürüz, 2071'e götürürüz. Tabi ömrümüzün yetmeyeceği hedeflerde var. İnşallah umuyorum ki, bizim çocukluğumuzun gençliğimizin bugünler için kurduğu hayallerin şahidi olan bu ağaçlar, bu taşlar bu duvarlar bugün aramızda oturan bu çocukların kurduğu hayallerin Türkiye'si, 2071 Türkiye'sinin gerçekleşmesine vesile olur."
"Türkiye son on yılda çok büyük bir mesafe kat etti. Hep beraber nice yasaklardan, nice köhneliklerden, nice yoksulluklardan ve nice yoksunluklardan geçerek bugünlere geldik. Sizin verdiğiniz büyük mücadele sayesinde Türkiye büyük hedeflere büyük maliyetler ödemeden, büyük kazalara uğramadan geldi. Bakın hala güneyimizdeki demokrasi sancılarını görüyorsunuz. Biz askeri darbeleri yaşadık, partimize karşı kapatma davasını yaşadık, hala yasaklarla boğuşan ülkelerin bugün yaşadıklarını geçmişte çok daha acı bir biçimde yaşadık. Ama şimdi bu sofralarda hep yan yana oturuyoruz. Yan yana oturarak vardığımız şey, omuz omuza nasıl soframızı paylaşıyorsak, nasıl ekmeğimizi, çorbamızı paylaşıyorsak işte Türkiye'deki mihnetleri, Türkiye'deki meşakkatleri de öyle paylaştık. Ve bu ülkenin çocuklarına, şimdi kucaklarınızdaki, yanlarınızda oturan bu çocuklara, Türkiye'nin nimetlerini daha çok paylaştırmak için hep beraber mücadele ediyoruz. İnşallah bu ekmeği paylaştığımız gibi, bu sofraları paylaştığımız gibi, bu çorbaları paylaştığımız gibi bunları daha bereketli sofralar haline getiririz, Ramazanın bereketiyle bu çocuklara hep beraber daha güzel bir Türkiye bırakırız."
"Eski Türkiye'nin bütün köhneliklerinden kurtulmuş değiliz. Çok uzun bir yol kat ettik. Ama 2023'e kadar Allah sağlık verir, ömür verirse hep beraber kat edeceğimiz çok daha fazla yol var. Türkiye'nin içinde sürekli olarak demokratik reformlar güçlü bir şekilde gerçekleştiriliyor. Türk ekonomisinin güçlenmesi için çok büyük bir vizyon ortaya koyuluyor. Türkiye'deki çözüm süreciyle Türkiye'nin içerisindeki toplumsal barışın daha kuvvetli bir şekilde tesis edilmesi Türkiye'nin üzerinde otuz yıldır yük olan bir takım prangaların atılması için hep beraber daha çok uğraşıyoruz. Ama şunu bilin ki, en büyük kuvvet ve kudret kaynağı bu sizin, bu sofralarda omuz omuza oturarak bu dayanışmayı göstermenizdir."
"Şimdi sizin buradaki gücünüz, kuvvetiniz birliğiniz, beraberliğiniz emin olun ki sadece Adana'yla sınırlı kalmıyor, Türkiye'yle sınırlı kalmıyor. Siz bu gücünüzü, kuvvetinizi, iradenizi ne kadar büyütürseniz iftarda ve sahurda, iftarı açmak için ya da sahuru yapmak için ekmek bulamayan Somalili kardeşlerimize de ulaşıyorsunuz. Türkiye bugün oralara yardım yapıyorsa, o kardeşlerimize ekmeğini paylaşmak üzere yardım götürüyorsa, sizin bu kuvvetli dirayetiniz sayesinde oluyor. Bugün burada bir mesele olduğu zaman Bosna'nın duası milletimizin üzerindeyse, Gazze'nin duası milletimizin üzerindeyse, eğer milletimiz dünyanın unuttuğu ve terk ettiği Myanmar'daki, Arakan'daki kardeşlerimize ilk yardım götüren ülke oluyorsa ve dünyanın neresinde olursa olsun herhangi birisi zulme uğradığı zaman "Türkiye ne zaman yardımımıza gelecek" deniyorsa, Mezopotamya'dan Kut'ul Amara'ya, Afrika'dan Asya'ya kadar herkesin gözü kulağı buradaysa, bilin ki bu cazibeyi yaratan, bu gücü, bu kuvveti yaratan işte sizin bu sofralarda yan yana oturarak, omuz omuza oturarak bu dayanışmayı ortaya koymanızdır. O sebeple istiyoruz ki bu sofralar daha çok uzasın, bunun bereketi buradan Somali'ye uzansın, Ulan Batur'a, Saray Bosna'ya uzansın. Biz buradan, Adana'dan, Ulu Cami'den Mostar Köprüsü'ne, Somali'ye, Gazze'ye, Humus'a, Halep'e selam söylüyoruz. Dünyanın her yerindeki mazlumlara selam söylüyoruz. Ve diyoruz ki, bizim bir dilim ekmeğimiz varsa yarısı sizindir, bir tas çorbamız varsa yarısı sizindir. Allah bu milletin gücünü, kuvvetini arttırsın. Çünkü bu milletin gücü, kuvveti ne zaman artmışsa sadece kendisi için değil bütün bu mazlum coğrafyalar için bir umut olmuştur, bir himaye olmuştur. O sebeple sizlerin bu gücünüzü, kuvvetinizi selamlıyorum."
Son Dakika › Güncel › Bakan Çelik Adanalılarla İftar ve Sahurda Buluştu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?