Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, IŞİD ile mücadeleye ilişkin, "Biz bölgesel istikrarı ve refahımızı tehdit eden terör yapılanmaları karşısında, bölgesel eşgüdüm mekanizmalarına önem vermekteyiz çünkü biz terörle mücadelenin bütün dünya için bir ortak platform haline gelmesinin netice alıcı olabileceğini düşünüyoruz. Tehditler karşısında Türkiye, tüm dost ve müttefikleriyle yakın bir işbirliği içinde hareket etmeye her zaman gayret, özen gösterdi" dedi.
Arınç, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin IŞİD ile mücadele planına yönelik Türkiye'nin konumunun nasıl olacağının sorulması üzerine Arınç, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Türkiye ziyaretinde çeşitli toplantıların, ardından da açıklamaların yapıldığını ifade eden Arınç, Türkiye'nin Cidde'deki toplantı ve NATO Zirvesi'ne katıldığını belirtti. Ayrıca ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel ile ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin Türkiye'de ziyaretlerde bulunduğuna değinen Arınç, şunları söyledi:
"Bugün de Paris toplantılarında ülkemizin bu noktadaki görüşleri veya düşünceleri açık bir şekilde ifade edildi. Biz bölgesel istikrarı ve refahımızı tehdit eden terör yapılanmaları karşısında, bölgesel eşgüdüm mekanizmalarına önem vermekteyiz çünkü biz terörle mücadelenin bütün dünya için bir ortak platform haline gelmesinin netice alıcı olabileceğini düşünüyoruz. Tehditler karşısında Türkiye, tüm dost ve müttefikleriyle yakın bir işbirliği içinde hareket etmeye her zaman gayret, özen gösterdi. Eğer 'Türkiye koalisyona katılmadı' derken, Cidde Bildirisi'ne imza atmamayı kastediyorsanız Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu, bu konuyu çok açık bir şekilde geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında söyledi. 'ABD'nin ne istediği ne kadar belliyse bizim de neden imza atmadığımız o kadar açıktır. Arife tarif gerekmez. Herkesin bildiğini tekrar ifade etmeye de gerek yoktur' demiştir. Türkiye'nin yaklaşımı bellidir, bu yaklaşımı nedeniyle terör örgütlerinin hedefinde de olabilir. Bugün bir isim altında ortaya çıkan krizin temelinde siyasi nedenler olduğunu, bu anlayışla çözümün diğer araçların yanı sıra siyasi yöntemleri de kapsaması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye uluslararası toplumun önemli bir parçasıdır. Uluslararası toplumla kendi çıkarları, beklentileri ve öncelikleri doğrultusunda birlikte hareket etmeye ve işbirliğine de her zaman açık durumdadır."
-"Sayın Başbakanımızın talimatı budur"-
Aynı gazetecinin, maden işçileri ve taşeronlukla ilgili yeni bir düzenlemenin olacağına yönelik bazı açıklamaların olduğunu belirterek böyle bir çalışmanın Bakanlar Kurulunda ele alınıp alınmadığını sorması üzerine, Arınç, "Bugün konuştuğumuz konu, İstanbul'da meydana gelen iş kazası çevresinde iş güvenliği konusunda bir eylem planı hazırlanmasına yöneliktir. Bu konu detaylı olarak görüşüldü ancak önümüzdeki Bakanlar Kurulunda da sonuçlandırılacağını ifade ettim" karşılığını verdi.
Son çıkan çok maddeli kanuna kamuoyunda "torba" denildiğini ancak kendisinin bu sözü kullanmamaya özen gösterdiğini vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
"İnşallah bundan sonra da bu ismi hiç kullanmamak istiyoruz. Yani çok maddeli yasa tasarıları yerine sadece o işle ilgili tasarıları getirmeye gayret edeceğiz. Yoksa her kanunun bir maddesini değiştiren, sonunda da maalesef haklılık payı da olan 'torba' gibi bir lafı yasama literatürüne sokma gayreti içinde değiliz. Bunu literatürümüzden çıkaracağız inşallah. Yasama sıfır hata kabul eden bir şeydir. Çok uzun çalışmaların sonucunda ve en iyi şekilde uygulanmak üzere çıkarılmalıdır. Ama o kanunun bir maddesini, bu kanunun iki maddesini, bir başkasının üç maddesini değiştirerek sonunda 49 kanundan ayrı ayrı değişikliğe gidecek, belki zaman yetersizliği sebebiyle veya bir başka anlayışla bunlar getirilmiş olabilir. Bundan sonra bu kadar maddeli bir tasarıyı umarım ki görmeyeceksiniz, Sayın Başbakanımızın talimatı budur. Artık 3-5-10-15 ne ise o iş için gerekli olan, tasarılar Meclisimize gönderilmiş olacaktır. Taşeronlarla ilgili bu kanun içerisinde olmayan hükümleri şüphesiz Meclis'e getireceğiz. Ama onun da sadece öze yönelik bir çalışma, düzenleme olacağını söyleyebilirim. Artık bu kadar yüksek maddeli, çok maddeli tasarılar Meclis'e gönderilmeyecektir. Bugün veya dünden itibaren de 'yeni bir torba yasa çalışması var. Bunun içerisine şu da girecek mi, bu da girecek mi' diye bir tartışma var. Bir torba yasa çalışması veya hazırlığı içinde değiliz. Onu da bugünden söylemem doğru olabilir."
- "Bu anlayışla karşılanacak bir şey değildir"-
Zonguldak'taki bazı maden işletmelerinin kendilerine mali külfet getireceği düşüncesiyle işçilerini işten tazminatlı olarak çıkarmalarına ilişkin değerlendirilmesi sorulan Arınç, şu yanıtı verdi:
"İş güvenliği gerçekten yüksek boyutta masraf gerektiren veyahutta maliyeti yüksek olan bir iştir. Biz devlet olarak bunu karşılamayı, her zaman insan hayatı karşısında gerekli görüyoruz. Şüphesiz madende çalışanların da maliyetleri yükselecekse bu maliyetlerini piyasadan karşılama imkanları olabilir. Ancak onların iş güvenliği, iş kazaları ve diğer konularda çalışan işçilerin primlerine yönelik bazı talepleri olursa ve hükümetimiz bunu en azından bir miktarını kendisi karşılamak isterse bunlar tartışılabilir. 'Ama ne yapayım maliyetler yükseldi ben burayı kapatıyorum' bu anlayışla karşılanacak bir şey değildir. Demek ki bugüne kadar maliyetler çok düşüktü, insan hayatı çok ucuzdu, sen bu işe devam ediyordun. Bu kadar ucuz değil insan hayatı Türkiye'de de dünyada da en kıymetli birşeydir. O yüzden bu maliyetler şüphesiz artacak. Bizim Zonguldak'ta kendi madenlerimiz de özel maden şirketleri de var. Bunlar hepsi düzenleme içerisinde dikkate alınacak unsurlardır. Dolayısıyla 300'den fazla maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma olayları Türkiye'de 76 milyon insanın gözünü açmalıdır. Hükümet olarak biz bundan gerekli dersimizi aldık, özel sektör de çalışan işçiler de işverenler de işin maliyeti konusunda biraz daha gayretli olmak durumundadır."
-Bedelli askerlik-
Başka bir gazetecinin, kamuoyunda bedelli askerliğe yönelik bir beklenti olduğunu, bunun hükümetin gündeminde bulunup bulunmadığını sorması üzerine, Arınç, bunun internette çok uzun zamandır konuşulduğunu söyledi. Arınç, "Bazı, siyasi pozisyonu olan arkadaşlarımızın da sözleri yorumlanmak suretiyle bu konu üzerinde duruluyor. Bir beklentinin olduğunu biliyorum. Ama bu her gün konuşulacak bir konu değildir. Özellikle bugünkü toplantımızda bedelli askerlik konusunda bir cümle bile sarf edilmemiştir" diye konuştu.
Son Dakika › Güncel › Başbakan Yardımcısı Arınç - Taşeronlukla ilgili düzenleme - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?