AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz Suriye halkına aynen Irak'ta davrandığımız gibi 'bu Sünni'dir, bu Şii'dir, bu Nusayri'dir, Kürt'tür, Arap'tır, Türkmen'dir' gibi bakmıyoruz. Zulmün nasıl rengi yoksa mazlumun da rengi yoktur" dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin ve Kurucular Kurulu üyelerinin katıldığı Genişletilmiş Grup Toplantısı'nda, Suriye'de başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere uluslararası camianın kayıtsızlığından güç olan katliamların artarak devam ettiğini vurguladı.
Son olarak Suriye'nin Dara kentinin dış dünyayla bağlantısını 1 hafta süreyle kesen rejim yanlılarının, evleri tek tek basarak 300'ün üzerinde masum sivili katlettiğine işaret eden Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bizdeki bölücü terör örgütünden bunların hiçbir farkı yok. Artık Suriye'de rejim bir terör devletidir. Bu hale gelmiştir. 2011 yılının Mart ayından bugüne kadar Suriye'de katledilen, şehit edilenlerin sayısı neredeyse 30 bine yaklaştı. Bunların 2 bin 200'ü çocuktur arkadaşlar. Suriye'de şu anda 76 bin kişi kayıp, kendilerinden haber alınamıyor ve 250 bin kişi de çeşitli ülkelere göç etmiş durumda. Şu anda sadece bizdeki kardeşlerimizin sayısı 80 bine yaklaşıyor, zaman zaman bin, 2 bin azalıyor. 150 bin civarında Ürdün'de var, bizimki kadar Lübnan'da var, bu şekilde bir dağılım söz konusu. Suriye'de büyük bir insanlık dramı yaşanıyor, ne yazık ki her zaman olduğu gibi uluslararası camia Müslümanların kıyımına, katline, yok edilmesine sadece ve sadece seyirci kalıyor.
Bir kere şunu herkes anlamak zorunda. Suriye için, Suriye halkı için Türkiye sıradan bir ülke değildir. Bizim ana muhalefet partisinin anlattığı gibi bir ülke değildir. Her zaman söyledik, 910 kilometre sınırı olan, akrabalık bağları olan, tarihten gelen birlikteliği olan bir ülkeyiz. Biz, burada ne Amerika'yız, ne Fransa'yız, ne İngiltere'yiz. Biz, burada İran da değiliz, Rusya da değiliz, Çin de değiliz. Bizim böyle bir iç içe geçmişliğimiz var. Afrika'daki herhangi bir ülke de değiliz, onlar Suriye'ye karşı kayıtsız kalabilir, Asya'daki herhangi bir ülke kayıtsız kalabilir ama Türkiye'nin kayıtsız kalması düşünülemez, böyle bir lüksümüz yok. Düşünün ki Suriye bu kadar uzun bir sınıra sahip olduğumuz ülke, böyle bir komşuluğumuz var. Düşünün ki Suriye bizim kardeşlerimizin, akrabalarımızın yaşadığı bir ülke, düşünün ki Suriye bölgenin istikrarıyla, refahıyla, barışıyla doğrudan alakalı bir ülke ve böyle bir komşumuz."
-500 bin Peşmerge akını-
Suriye'nin, "bölgenin istikrarıyla, refahıyla, barışıyla doğrudan alakalı" bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan,"Suriye kaynarken Suriye acımasız katliamlara, acımasız zulümlere maruz kalırken, biz Suriye'ye sırtımızı dönemezdik ve dönmedik. Zaten isteseniz bile bu kadar uzun sınırı paylaştığınız bir ülkedeki kaosa sırtınızı dönemezsiniz" dedi.
Bölgedeki tüm ülkelere mülteci akını yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, Saddam Hüseyin döneminde Türkiye'ye sığınan peşmerge sayısının 500 bini aştığını hatırlatarak, "O dönemi hatırlayın, iktidarda biz mi vardık ama biz yine insani görevimizi yaptık, kardeşlik görevimizi yaptık, oradaki peşmerge kardeşlerimizi bağrımıza bastık ve burada ağırladık. Hangi dil, hangi ırk böyle bir ayrım yapmadık" diye konuştu.
Suriye'de devam eden olaylara "soğukkanlılıkla yaklaştıklarını" söyleyen Erdoğan, "Attığımız her adımı inceden inceye hesap ediyoruz. Suriye'de ortaya çıkabilecek yeni durumları, yeni şartları önceden hesaplıyoruz. Yeni durumlar karşısında, akılcı politikalarımızı kararlı şekilde devreye alıyoruz. Şunu da en başından itibaren tekrar tekrar ifade ediyoruz. Biz Suriye halkına aynen Irak'ta davrandığımız gibi, 'bu Sünni'dir, bu Şii'dir, bu Nusayri'dir, Kürt'tür, Arap'tır, Türkmen'dir' gibi bakmıyoruz. Zulmün nasıl rengi yoksa mazlumun da rengi yoktur. Dünyanın neresinde olursa olsun mazlum, mağdur, ihtiyaç sahibi olanlar bizim nezdimizde sadece ve sadece insandır. Biz onu yaratıldığında neyse aynen o şekilde kabul ederiz" diye konuştu.
-"Suriye'de herkese eşit uzaklıktayız"-
Başbakan Erdoğan, "Suriye'yi 10 yıldır maalesef bu zulümle yönetenlerin, bugün de Suriye'de kendi halkına karşı toplu katliam gerçekleştirenlerin hangi dünya görüşüne, hangi inanca, hangi mezhebe bağlı olduklarıyla ilgili olmayacağız, değiliz. Zalim zalimdir" dedi.
Suriye'de tüm etnik kökenlerin, tüm renklerin, tüm inanç ve mezheplerin demokratik katılımla herkesin temsil edildiği bir Parlamento ile herkese eşit uzaklıkta bir anayasayla yönetilmesini en başından beri arzuladıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Şimdi Suriye'de birileri çıkıyor, sağ olsun bizim sosyal medyadan bir kısmı bunlara destek kıtası... Neymiş 'sandıkla gelene herkes saygı duymak zorundadır' Suriye'de sandık mı var- Zaten sandık olsa Suriye halkının böyle bir ayağa kalkışı olur mu- Bu insanlar çocuğuyla, kadınıyla, yaşlısıyla niçin acaba ayağa kalktı. Sandığı önüne getirmediğiniz için, onun iradesine saygı duymadığınız için, Suriye halkının iradesini yok farz ettiğiniz için bugüne gelindi" diye konuştu.
-"CHP teröre dolaylı lojistik destek sağlıyor"-
Esed yönetiminin, Arap baharının bölgede yayıldığı süreçte yaptıkları uyarıları dikkate alması ve demokratik parlamenter sistem konusunda Türkiye'nin desteğini hayata geçirmesi durumunda Suriye'de bugünkü ortamın yaşanmayacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, "Biz Suriye'de herhangi bir etnik grubun, herhangi bir mezhebin yanında veya karşısında değiliz. Biz Suriye'de herkese ama herkese eşit uzaklıkta, herkese eşit yakınlıktayız" dedi.
"CHP, bir süredir Suriye üzerinden bizi pervasızca hedef alıyor" diyen Erdoğan, şöyle devam etti :
"Bizim Suriye karşısında takındığımız objektif tavrı maalesef CHP takınamamıştır. CHP, Baas Partisi ile duygusal bir ilişki tesis etmiştir ve bu duygusal ilişkinin neticesi olarak şu anda başta Hatay olmak üzere Türkiye genelinde çok ciddi provokasyonların fitilini tutuşturmanın gayreti içindedir. Çok enteresan şu anda terör örgütü Doğu ve Güneydoğu'da adeta intihar edercesine çocuk yaştaki mensuplarıyla yoğun bir terör uyguluyor. Aynı anda CHP, senkronize şekilde, paralel şekilde Suriye üzerinden tahriklere girişerek hem Suriye'deki katliama hem de dolaylı olarak teröre lojistik destek sağlıyor. Bunu milletimin görmesini istiyorum. CHP'nin tavrını özellikle de CHP seçmeninin görmesini rica ediyorum."
Hatay'da son dönemde düzenlenen Esed yanlısı bazı toplantılara vurgu yapan Başbakan Erdoğan, "Bugün Hatay'da yapılan toplantılara baktığınızda legal-illegal bütün toplantıların organizasyonuna baktığınız zaman bunların içinde yer alanların bir kısmının terörle ilişki halindeki insanlar olduğunu görürsünüz. CHP'nin milletvekilleriyle birlikte hareket ettiklerini görürsünüz. Onlarla beraber maalesef, terörle her an iç içe olan bazı örgütlerin orada olduğunu görürsünüz. Şu anda CHP, Türkiye'nin çıkarlarını değil Türkiye'ye hasmane tutum içinde olan çevre ve rejimlerin çıkarlarını tutuyor" diye konuştu.
-"CHP, kurda merhamet gösteriyor"-
"Kurda merhamet etmek kuzuya zulümdür. Kurda merhamet edersen o da gelir o güzelim kuzuya yazık eder" diye konuşan Erdoğan, "CHP, kurda merhamet gösteriyor. Suriye'de akan kanı, yapılan toplu katliamları, işkenceleri, çocukların katledilmesini görmeyen, bunu dile getirmeyen CHP, sabah akşam kampları konuşarak gizli ya da açık şekilde doğrudan Baas rejimine destek veriyor" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bazı CHP milletvekillerinin cesaretle dile getiremedikleri niyetlerini CHP güdümündeki gazetelerin dile getirdiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onlar doğrudan Esed zulmüne çanak tutuyorlar. Şimdi bir kere, CHP'nin, CHP'nin bazı malum milletvekillerinin, onlarla birlikte bazı medya kuruluşlarının Hatay üzerinden, mülteci kampları üzerinden yürüttükleri çirkin senaryonun farkındayız. Buyrun İnsan Hakları Komisyonu daha önce gitmişti, hazırladıkları rapor vardı. Tekrar yeni bir talepte bulunmuşlardır, kendilerine yine Apaydın Kampı ile ilgili izin verilmiştir. Oraya gitmişlerdir, çok ilginç CHP'li temsilci olan milletvekilleri gitmemiştir, BDP'li milletvekili gitmemiştir. Dedim ya beraber yatıyor, beraber kalkıyorlar, eğer samimiysen ve bu işte en yetkili komisyon olan İnsan Hakları Komisyonu'ndaki üyelerin niçin kampa gitmediler- Gitseydiler. Şov yapmaya o şekilde giderlerse müsait olmayacak da onun için. Kusura bakma Sayın Kılıçdaroğlu, bundan sonra oraya gideceksen, sen tek başına girebilirsin, ama senin yanında şov yapman için hiçbir zemini bu kamplarda sana hazırlamayız. Bunu böyle bil. Gideceksen tek başına, oradaki yetkili arkadaşlarımızı görevlendiririz, gidersin. Şov yapmana müsaade etmeyeceğiz, çünkü bu kamplar şov yapma yeri değildir, bu kamplar hizmet yeridir. Biz, burada ev sahibiyiz, şu anda bu ev sahipliğimizi de senin bu şovuna asla kattırmayız."
-"Kılıçdaroğlu'nun hukukla alakası yok"-
Başbakan Erdoğan, Hatay'da huzuru bozmak, Hatay'ı karıştırmak için gazetelere atılan manşetlerin de farkında olduklarını belirterek, "Bakıyorsun bir, iki kişiyi konuşturuyorlar. 'Yok parayı Tayyip'den alın' dedi, şöyle dedi, böyle dedi. Bu kadar edep dışı bir yaklaşım olur mu- 'Sakın evleri vermeyin, evleri verdiyseniz bunları kovun...' Valiyle konuşuyoruz o da 'Başbakanım böyle bir şey söz konusu değil' diyor" dedi.
Uluslararası hukuk içerisinde pasaportu olan herkese kapıların açılması gerektiğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, pasaportuyla giriş yapan Suriye vatandaşlarının şehirlerde rahatça gezebildiğini, bir müddet kalmak isteyince de kalabileceğini anlattı.
Başbakan Erdoğan, "Biz onlara kapımızı açık tutarız, niye hukuk bu ama Kılıçdaroğlu'nun hukukla alakası yok ki. Onun hukuk dili başka. 28 Şubat sürecini aratmayan, sanal irtica kampanyalarını aratmayan o malum, o bildik, o bayat manşetlerinin hepsinin farkındayız ve hepsini ibretle takip ediyoruz, şu anda yapılan budur" diye konuştu.
(Bitti)
Muhabir: Kadir Karakuş-Hasan Öymez
Yayıncı: Eda Ay - ANKARA
Son Dakika › Güncel › 'Biz Suriye Halkını Ayırmıyoruz' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?