Çavuşoğlu: Uluslararası sistemin güncellenmemesi sorunlara çözüm bulunmasını zorlaştırıyor
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, küresel sistemde zamanın akışının da hızlandığını belirterek, "Uluslararası ilişkilerde hala değişmeyen en önemli hususlardan birisi 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan düzen. Cep telefonlarımıza bile haftada birkaç yazılım güncellenmesi geliyorken uluslararası sistemin 80 yıldır güncellenmemiş olmaması başta Birleşmiş Milletler olmak üzere sistemin sorunlarına çözüm bulmasını zorlaştırıyor" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Uluslararası İlişkiler Konseyi Derneği tarafından çevrim içi düzenlenen Uluslararası Güvenlik Akademisi'nin kapanışında 'Türkiye'nin Güvenlik Sorunları ve Politikalar' konulu konuşma yaptı. Akademinin geçen yılki toplantısındaki konumasını anımsatan Çavuşoğlu, küresel duruma ilişkin tespitler yaparak buna göre uyarlanan dış politika adımlarına ilişkin bilgi paylaştığını aktardı. O dönem koronavirüs pandemisinin ürkütücü boyutlarda olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Önümüzde karanlık bir tablo mevcuttu. Şimdi de pandemi sürüyor. Hatta yeni varyantlar herkesi tedirgin ediyor. Bazen bunları abartıyoruz ama sonuçta rakamların arttığını, özellikle Avrupa ve Afrika'da görüyoruz. Ancak insanoğlu her zorlukta olduğu gibi pandemiyle nasıl yaşayacağını öğrenmeye başladı. Daha önce 'Pandemi sonrasına kendimizi nasıl hazırlarız?' diye konuşuyorduk. Şimdi 'Pandemi sonrası ne zaman gelecek?' onu bilmediğimiz için 'Pandemiyle birlikte günlük hayatımıza nasıl devam edebiliriz?' bunları konuşmaya başladık" diye konuştu.
'SABİT KALIPLAR İÇİNDE HAREKET ETME ŞANSIMIZ YOK'Bakan Çavuşoğlu, küresel güvenlik ortamındaki kırılganlığın arttığına işaret ederek konuşmasına şöyle devam etti: "Soğuk savaş sonrası yeniden büyük güç rekabeti Ukrayna, Balkanlar, Karadeniz, Tayvan, Güney Çin Denizi gibi farklı bölgelerde gerilimleri körüklüyor. İkim değişikliği, terörizm, siber saldırılar, düzensiz göç ve salgın gibi nispeten modern sınamaların etkileri her yerde hissedilir hale geliyor. Küresel sistemde zamanın akışı da hızlanıyor. Yeni buluşların arası adeta kısalıyor. Örneğin Tarım Devrimi 10 bin yıl sürmüştü. Sanayi Devrimi'nden bu yana yaklaşık 200 yıl geçti. İnternetin tarihi 30, cep telefonun tarihi ise 25 yıllık. Savunma paradigmasını değiştiren SİHA'lar mevcut operasyonal kapasitelerine ulaşalı 10 yıl oldu. Her ay yeni bir icat ve keşifle karşı karşıyayız. Çin donanmasının büyüklüğü ABD'yi geçti. Hipersonik füzeler savunma konseptlerini değiştiriyor. Her şeyin bu kadar hızlı değiştiği bir ortamda uluslararası ilişkilerde hala değişmeyen en önemli hususlardan birisi 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan uluslararası düzen. Cep telefonlarımıza bile haftada birkaç yazılım güncellenmesi geliyorken uluslararası sistemin 80 yıldır güncellenmemiş olmaması başta Birleşmiş Milletler olmak üzere sistemin sorunlarına çözüm bulmasını zorlaştırıyor. Pandeminin ilk günlerinde çok taraflılığa olan ihtiyaç bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu yolda son 1 yılda ciddi bir mesafe kat edildiğini söyleyemeyiz. Ama yine de çok taraflılık ve dayanışma gibi kavramların en azından söylem düzeyinde daha öne çıktığını görüyoruz. Bu dönüşüm karşısında politikalarımızı ve elimizdeki enstrümanları sürekli güncelliyoruz, güncellemeye çalışıyoruz. Aslında bu bir seçenek değil buna mecburuz. Sabit kalıplar içerisinde hareket etme şansımız yok. Örneğin bugün Rusya ile Ukrayna ve Rusya ile NATO arasındaki rekabet tehlikeli boyutlara tırmandı. Rusya ile kapsamlı ilişkilerimiz var diye ilkelerimizi ve Ukrayna ile yakın ilişkilerimizi yok sayacak değiliz. Bunun gibi çok sayıda zorlu denklemde zamanın ruhu ve milli güvenliğimiz ne gerektiriyorsa onu yapıyoruz ve yapmaya çalışıyoruz. Bu zor bir, iş ancak diplomasi de bunun için var."'Yepyeni bir dünya kuruluyor' sözünün abartı olmadığına değinen Çavuşoğlu, yeni düzenin kuruluşunu izlemekle yetinilemeyeceğini bu dönüşümün doğru okunarak doğru teşhislerde bulunulması gerektiğini vurguladı.'KALKINMA VE REFAH YOLUNU AFRİKA İLE BİRLİKTE YÜRÜYORUZ'Çavuşoğlu, insani dış politika ilkeleriyle girişimci dış politikanın sahadaki gerçeklere dayandığını belirterek, "Örneğin geçen hafta sonu 38 Afrika ülkesinden 16 devlet ve hükümet başkanı tam 100 bakan İstanbul'daydı. Biliyorsunuz Afrika ile bu çapta zirveleri çok az sayıda devlet ya da kuruluş gerçekleştirebiliyor. Örneğin Fransa ya da Avrupa Birliği ya da ABD ya da Çin belki Hindistan. Böyle bir zirve yapabilmemizin temelinde hem ilkeli hem aktif dış politika anlayışımız yatıyor. Bu zirvenin temasında da vurguladığımız üzere kalkınma ve refah yolunu Afrika ile birlikte yürüyoruz. TİKA, Türk Hava Yolları, Yurtdışı Türkler, Diyanet, Kızılay, Maarif gibi kuruluşlarımız ve pek çok sivil toplum kuruluşlarımız Afrika'nın en ücra köşelerine kadar ulaşıyor" dedi.'NATO AVRUPA ATLANTİK GÜVENLİĞİ'NİN TEMEL UNSURU OLARAK KALMALIDIR'"Ulusal güvenliğimizin en önemli teminatlarından biri caydırıcı gücümüz. Caydırıcı bir güce sahip olmak için de askeri güç, nüfus, ekonomik güç gibi unsurların yanı sıra etkin diplomasi gerekir" diyen Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:"Biz de geniş bir coğrafyada diplomatik inisiyatif üstünlüğüne dayalı gerçekçi bir dış politika izliyoruz. Olayların bizi yönetmesine izin vermeden tepkisel değil proaktif diplomasi anlayışımız var. Diplomasiye her zaman öncelik veriyoruz. Bundan sonra da diplomasiye öncelik vermeye devam edeceğiz. Kıbrıs'ta, Libya'da, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz'de, Suriye'de 'önce diplomasi' dedik. Diplomasinin tıkandığı durumda da sahaya indik. Bu kararlılık, milli güç algımızı ve caydırıcılığımızı öneli ölçüde artırdı. Sadece bölgemizde değil tüm dünyada. Bu yılki Güvenlik Akademisi'nde ele alınan önemli konulardan biri de NATO'nun geleceği. NATO'da bir dönüşüm geçiriliyor. Kendisini yeni gelişmelere adapte etmeye çalışıyor. NATO'da 2030 sürecinde siyasi boyutun güçlendirilmesine odaklanılıyor. Biz de NATO'nun en büyük 2'nci ordusuna sahip, NATO harekat ve misyonlarına en fazla katkı sağlayan 5'inci ülke olarak bu çalışmalarda aktif bir rol üstleniyoruz. Yaz aylarında Madrid Zirvesi'nde kabul edilecek stratejik konseptin yazımına önemli katkılar yapıyoruz. NATO, Avrupa Atlantik Güvenliği'nin temel unsuru olarak kalmalıdır. Bazı ülkelerce AB'nin NATO'ya alternatif olarak sunulması çabaları var. Bu yapıcı ve gerçekçi bir yaklaşım değil. Transatlantik güvenliğin bölünmezliği temel ilkemizdir. En son NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda da buna tüm oturumlarda vurgu yaptık."
Görüntü dökümü:
- Çavuşoğlu'nun konuşması
Haber: ANKARA,
Son Dakika › Güncel › Çavuşoğlu: Uluslararası sistemin güncellenmemesi sorunlara çözüm bulunmasını zorlaştırıyor - Son Dakika
Sizin düşünceleriniz neler ?