CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmasıyla ilgili yaptığı açıklamaları, "Türbanlı milletvekili konusunda Erdoğan'ın ezberi bozuldu. Beklediği tepki olmadı. Tepki olmayınca, 'ne yapacağım' dedi şimdi. Kalktı öğrenci evleri olayını gündeme getirdi. 'Kızlar-erkekler bir evde kalıyorlar. Yurtları ayıracağız' yani aklın mantığın kabul edemeyeceği, saçma sapan bir düşünce" sözleriyle değerlendirdi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Kanaltürk'te yayımlanan bir TV programına katıldı. Programdan önce, vatandaşların CHP ve siyasetle ilgili sorulara verdikleri cevaplardan oluşan bazı röportajlar yayınlandı. Programda soruları cevaplandıran Kılıçdaroğlu, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün CHP'ye katılımıyla ilgili herhangi bir pazarlığın olmadığını ve İstanbul'daki ilçelerde belediye başkanı adayları belirleme sürecinde Sarıgül ile karar verilmesinin söz konusu olmadığını söyledi.
Her seçim çevresiyle ilgili bağımsız bir aday belirleme süreci olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne adaylığı konusunda ise kendisinin değil MYK'nın ve parti içi diğer organların yetkili olduğunu vurguladı.
"SİZİN ADAY OLMA ŞANSINIZ SIFIR"
Daha fazla aday adayı çıkmasının demokrasi açısından sevindirici olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Verdiğim bir talimat var. Hiçbir aday aday kendi aleyhinde veya bir başka aleyhine bir konuşması olmayacak. projeleriyle yarışacaklar. Eğer siz kalkar da mevcut CHP'li belediye başkanını veya başka bir aday adayını kötülüyorsunuz, hiç çıkmayın çünkü sizin aday olma şansınız sıfır" dedi.
30 Ekim'de yapılacak yerel seçimlerin Türkiye ve CHP açısından önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin iyi yönetilmediğini, Başbakan'ın toplumu bir kavga ortamına çektiğini ve Başbakan Erdoğan'ın konuşmalarının ürkerek dinlendiğini söyledi.
"Mustafa Sarıgül'ün CHP Genel Başkanlığı'na gelmesi gibi bir korku yaşıyor musunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, kendisinin parti tüzüğünü değiştirdiğini ve genel başkanlığın değişmesiyle ilgili var olan düzenlemeleri kaldırdığını anlattı. Kılıçdaroğlu, beldedeki parti yöneticilerinin dahi genel başkanlığa talip olmasının kendisini mutlu edeceğini belirtti.
"DÜNYA LİDERİNİN BASIN MENSUBUNU SUÇLAMA HAKKI YOK"
Sarıgül'ün "Başbakan Erdoğan İstanbul ile uğraşmasın o artık bir dünya lideri" sözlerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Sayın Erdoğan'ın dünya lideri olup olmadığını şöyle yakın çevreye bakıp görelim. Dünya lideri olan bir kişinin, öncelikle kendi komşularıyla ilişkilerinin iyi olması lazım. İyi mi? Hayır. İran 'la mı iyi Irak'la mı iyi, Suriye'yle mi iyi Mısır ile mi iyi? Hayır değil. Liderlik farklı bir şeydir. Kendi ülkesinde lider olamayanın, dünyada lider olma şansı yoktur. Sizin kendi kendinizi dünya lideri olarak ilan etmenizin anlamı yoktur. Başkalarının sizi lider olarak görmesi gerekir... Size yabancı bir basın mensubu soru sorduğu zaman siz o lider olan kişinin o basın mensubunu suçlama hakkı var mı? yok" diye konuştu.
Liderlik konusunun farklı bir olgu olduğuna değinen Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün sözlerine katılmadığının altını çizdi.
"Gezi eylemlerine katılan kişilerden bazılarını aday gösterecek misiniz" sorusuna Kılıçdaroğlu, Gezi eylemlerinde de özgürlük istendiğini kendilerinin de bunu istediğini anlattı.
CHP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'ndan çekildiği yönündeki iddialara da cevap veren Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu komisyondan çekilmediğini ve üzerinde uzlaşılan maddelerin Genel Kurul'dan geçirilmesi teklifine "evet" diyeceklerini anımsattı.
"BU BAŞBAKAN ZİNA SUÇUNU KALDIRMADI MI?"
Öğrenci evlerine yönelik Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamayı değerlendiren Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Başbakan türban olayını hep siyasette kullandı. Kadının kılık-kıyafeti üzerinden oy devşirmeye çalıştı. Son Parlamento'da il olarak 4 sonra 5'e çıktı türbanlı milletvekili geldi ve biz tavrımızı Genel Kurul'da belirledik. Muharrem İnce konuştu, Şafak Pavey konuştu. Erdoğan'ın ezberi bozuldu. Beklediği tepki olmadı. Tepki olmayınca, 'ne yapacağım' dedi şimdi.
Kalktı öğrenci evleri olayını gündeme getirdi. 'Kızlar-erkekler bir evde kalıyorlar. Yurtları ayıracağız' yani aklın mantığın kabul edemeyeceği çok özrü dilerim ama saçma sapan bir düşünce. Kız yurdu, erkek yurdu bunlar zaten ayrı. Sonra olayı döndürdü evlere. Hiçbir siyasetçi bunu yapamaz. Anne ve babaları üniversiteye gönderdiği çocukları dolayısıyla böyle ağır bir suçlamayla karşı karşıya bırakamaz. Yazıktı, günahtır, kendi çocuklarımıza acıyalım. Nasıl yaparsınız böyle bir şeyi? Bu Başbakan zina suçunu kaldırmadı mı? Kaldırdı. Şimdi neyin hesabını yapıyor? Gidip kapıyı çalacaksınız, 'bu evde mi oturuyorsunuz? Verin Bakayım evlilik cüzdanını. Hadi sizi karakola götürüyorum'. Götürdünüz karakola ne ile suçlayacaksınız? Bana TCK'da bir madde gösterin, ne ile suçlayacaksınız?
Getirsin bir yasa bakalım. Buradan tekrar bir oy devşirmeye yani 'efendim evlerde kadınlar-kızlar kalıyorlar. Ben onların namus bekçiliğini yapacağım'. Gençlerin Namus bekçiliğini ne zamandan beri siyasetçilerin işi oldu. O çocukları siz nasıl bu kadar ağır suçlarsınız? Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Ruh hali sağlıklı birinin yapacağı bir şey değildir bu. Önce Bakanlar; 'yok başbakan böyle bir şey söylemedi' diye olayı ört bas etmeye çalıştılar. Sonra kalktı açıkça kendisi suçladı. Bütün dünyaya bizi rezil ediyor.
Bakın Finlandiya'da bir gazeteci sorunca hiddetlendi kızdı. 'Sizi buraya birisi mi gönderdi?' diyor. O ülkenini gazetecisi zaten, başka bir yerden gelmedi ki o. Dünyanın neresine giderse bu soru sorulur."
"NİYE ÖĞRENCİ YURDU YAPMIYORSUN?"
Muhafazakar insanlara saygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, yurt sorunu çözülmediği için öğrencilerin evlere gittiğini anlattı. "Niye yurt sorununu çözmediler?" diye soran Kılıçdaroğlu, "TOKİ'ye konut yaptıracağına, satılamayan dünya kadar konut var. Niye öğrenci yurdu yapmıyorsun?" dedi. Bu konuyla ilgili Denizli'den bir şikayet geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Siz kalkıyorsunuz o şikayetten yola çıkarak evlerde kalan bütün genç kızları, bütün genç erkekleri töhmet altında bırakıyorsunuz yazık günahtır, Allah'tan korkun bari. Kendi gençliğini bu kadar ağır töhmet içinde bırakan başka bir ülkenin başbakanı var mı acaba? Bu kafa bu ülkeyi yönetemez. Bu kafada sağlıklı bir ruh hali yoktur. artık o insanları birey olarak düşünün" diye konuştu. Bu konuyu Başbakan Erdoğan'ın mütedeyyin insanların oyunu kazanmak için gündeme getirdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, türban konusunda Erdoğan'ın ezberinin bozulduğunu belirtti.
"HOŞ GELDİLER, SEFA GELDİLER"
TBMM'de başı kapalı milletvekillerin girmesiyle ilgili kendi düşüncelerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz kadının giysisi üzerinden siyaset yapılmasına karşıyız. Kimlik üzerinden siyaset yapılmasına da karşıyız. Kadın nasıl giyinirse giyinir. Kadın adabıyla erkanıyla giyinir, sokağa nasıl çıkıyorsa öyle çıkar" dedi. Meclis'e başörtüsüyle gelinmesinde kendisince bir sorun olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Orada İç Tüzük dolayısıyla itirazlar vardı. İç Tüzük buna izin vermiyordu. Ama dediler ki 'İç Tüzük buna izin veriyor' ve geldiler. hoş geldiler sefa geldiler" ifadesini kullandı.
Yerel Seçimlerde kadın aday sayısının, geçen dönemdeki yerel seçime kıyasla çok daha fazla olacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kadınlardan, engellilerden ve gençlerden aday adaylığı için ücret almıyoruz. Bu konuda pozitif ayrımcılık yapıyoruz" diye konuştu.
"KEŞKE O İFADEYİ KULLANMASAYDIM DEDİĞİMİZ OLUYOR"
"Bazen özeleştiri yapıp, 'şu ifadeyi kullanmasaydım' dediğiniz oluyor mu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Çünkü siyasete girerken şu sözü verdim; 'her koşulda doğruları söyleyeceğim' diye. Zaman zaman biz de insanız, 'keşke o ifadeyi yada, cümleyi kullanmasaydım' dediğimiz cümleler oluyor" diyerek cevap verdi.
BAŞBAKAN'LA NEDEN TOKALAŞMADI?
Kılıçdaroğlu, 29 Ekim kutlamaları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la tokalaşmamasının dikkati çektiğinin hatırlatılması üzerine ise bir yere sonra gelenin, önce gelenin elini sıkması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "O sizin elinizi sıkmıyorsa, siz koşa koşa gidip onun elini sıkar mısınız? Sonra gelen sizi görmemezlikten gelirse, asıl ayıplanması gereken kişi odur, ben değilim" değerlendirmesini yaptı.
"BEDELLİ ASKERLİKLE İLGİLİ TEKLİF VERECEĞİZ"
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine ileriki günlerde bedelli askerlikle ilgili kanun teklifi vereceklerini ve bu uygulamadan yararlanamayanların önünü açacaklarını dile getirdi.
"Neden resepsiyonlara eşinizle katılmıyorsunuz?" yönündeki bir soruyu yanıtlarken de Kılıçdaroğlu, "Pek denk düşmediği için. Aslında katılmamak için hiç bir neden yok" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine aday adaylarıyla ilgili kendilerine yolsuzluk dosyası ulaşması halinde ciddi bulduklarını değerlendireceklerini söyledi.
TEKİN Mİ, SARIGÜL MÜ?
"İstanbul'da Gürsel Tekin mi? Sarıgül mü?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, İstanbul'da adayın kimin olacağına İstanbullular'ın karar vereceğini belirtti.
İZMİR'DEN KADIN ADAY
Kılıçdaroğlu, İzmir adayıyla ilgili bir soru üzerine ise bu konuda kararı Parti Meclisi'nin vereceğini, İzmir'de de en az bir kadın belediye başkan adaylarının olacağını vurguladı.
"BAŞÖRTÜLÜ VEKİL NEDEN OLMASIN?"
"Önümüzdeki süreçte CHP'den başörtülü bir milletvekili adayı çıkar mı?" sorusu üzerine de Kılıçdaroğlu, "Başvuru gelirse bakarız tabii. Özel bir belirlememiz ya da özel bir önceliğimiz yok. Bizim için önemli olan kadın olması, onun başının açık veya kapalı olması çok önemli değil" açıklamasında bulundu.
"ESAD'I SAVUNMUYORUZ"
Kılıçdaroğlu, başka bir soruyu yanıtlarken de Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed ile hiç bir zaman yakın olmadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Halkına baskı yapan hiç bir yöneticiyi, ne savunduk, ne de yanında olduk" dedi.
CHP NEDEN TEK BAŞINA İKTİDAR OLAMIYOR?
Kılıçdaroğlu, "CHP neden tek başına iktidar olamıyor?" sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
"Gençler, Erdoğan'ın, AKP'nin son tutumuna, yaşamına bakacaklar. Kurban paralarını yiyenlerden hesap sormayan, zekat paralarını yiyenlerden hesap sormayan ama gencin namusunu masaya yatıran bir kişiden hesap soracaklar. Hesap sormazlarsa bu ülkeye karşı görevlerini yapmamış olurlar. Bütün gençlere söylüyorum; eğer siz gerçekten siz 'bu ülkeye özgürlük ve demokrasi gelsin' diyorsanız, gerçekten özgür yaşamak istiyorsanız, gerçekten de her üniversitenin kampüsünde rahat kalabileceğiniz öğrenci yurtları istiyorsanız, bu iktidarın gitmesi için çaba harcayacaksınız. Demokrasinin kuralı budur. 'Niye iktidara gelmediniz?' Oy vereceksiniz geleceğiz. Ben istisnasız tüm gençlerden, kadınlardan oy istiyorum. Bu ülkenin aydınlığı, kendi çocuklarının geleceği için. Şikayet ediyorsan oy vereceksin."
"İstanbul'u alan Türkiye'yi alır sözüne inanıyor musunuz?" sorusu üzerine ise Kılıçdaroğlu, "İstanbul önemli tabii, dünya kenti. 81 ilin bileşkesi" dedi.
Kılıçdaroğlu, söze katılıp katılmadığının sorulması üzerine de "Türkiye'yi alır" yanıtını verdi.
Son Dakika › Güncel › Kılıçdaroğlu: 'Yurtları Ayırmak' Saçma Sapan Bir Düşünce - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?