İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bugün düzenlediği saldırılarda, Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) ait bir okula daha ve Anadolu Ajansı ofisinin bulunduğu binaya ikinci kez saldırı düzenlenirken kanlı operasyonda ölü sayısı bin 766'ya, yaralı sayısı 9 bin 320'ye ulaştı.
Gazze Şeridi'ne yönelik 28'inci gününde devam eden operasyonda, İsrail kara kuvvetlerinin Gazze'deki bazı bölgelerden tamamen, bazı bölgelerden ise kısmi olarak çekildiği bildirildi.
AA'nın ofisinin de içinde yer aldığı binaya, İsrail tarafından 2'inci kez saldırı düzenlendi. 15 katlı binanın giriş katındaki bir özel sigorta ve yatırım şirketine düzenlenen saldırı nedeniyle AA ofisinde afif çaplı hasar meydana geldi. Olay sırasında ofiste bulunan 10 AA çalışanı yara almadan kurtuldu.
İsrail ordusu, Gazze'ye yönelik saldırılarında bugüne kadar 64 askerinin öldüğünü, 400'ünün yaralandığını açıkladı.
Refah kentinde İsrail'e hedef olmaktan kaçan Gazzelilerin sığındığı Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuruluşu'na (UNRWA) ait Enes el-Vezir" adlı okula düzenlenen saldırıda ilk belirlemelere göre 10 kişi hayatını kaybetti, 50 kişi yaralandı.
Refah kentindeki Ebu Yusuf en-Neccar Hastanesi'nin İsrail saldırıları nedeniyle boşaltıldığını hatırlatan Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, bölgede ölü ve yaralıların her geçen dakika arttığını, kentte bulunan Kuveyt Hastanesi'nin kapasitesinin ise çoktan dolduğunu ve yeni gelen vakalara cevap veremediğine dikkati çekti.
"Yaralıların yüzde 35'ten fazlası sakat kalacak"
Kudra, yaralıların yüzde 35'den fazlasının sakat kalacağını belirterek, bu oranı görme ve işitme duyuları ile kol ve bacaklarını kaybedenlerin oluşturduğu bilgisini verdi.
İsrail ordusu, cuma gün Gazze'de Hamas tarafından kaçırıldığı iddia edilen asker Hadar Goldin'in öldüğünü duyurdu.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un İsrail ile Filistinli gruplar arasında varılan 72 saatlik ateşkesin bozulmasından Hamas'ı sorumlu tutmasına "şaşırdığını" belirtti.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının ele alındığı görüşmede, Katar Emiri Temim, BM Genel Sekreteri Ban'a, İsrail ile Filistinli gruplar arasında varılan 72 saatlik ateşkesin bozulmasından Hamas'ı sorumlu tutması karşısında şaşırdığını vurgulayarak "BM, açıklama yapmadan önce konuyu iyice araştırması gerekirdi" dediği belirtildi.
Halihazırda üst düzey Filistinli heyetin bulunduğu başkent Kahire'ye, Mısır'ın arabuluculuğunda yürütülecek dolaylı görüşmelere katılmak için Katar'ın başkenti Doha'dan gelen Hamas heyeti ulaştı. Heyette Hamas'ın Siyasi Büro üyesi İzzet er-Reşak başkanlığındaki heyette, 6 üyenin bulunduğu belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'de tünellerin yıkılmasının ardından, ABD ve Avrupa'nın Gazze'yi silahsızlandırmaya yönelik desteği önemli olduğunu vurguladı. Netanyahu, Katar'dan Meşal üzerindeki nüfuzunu kullanmasını umduklarını aktardı.
Netanyahu, "İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları ne zamana kadar sürecek '" şeklindeki soruyu da, "Operasyonun ne zaman biteceğini söylemeyeceğim. Ordu, İsrail'in güvenliğini sağlayıncaya ve tünelleri yıkmaya yönelik belirlediği hedefi elde edinceye kadar operasyona devam edecek" şeklinde cevaplandırdı.
Hamas Sözcüsü Fevzi Berhum tarafından yapılan yazılı açıklamada, Gazze'ye saldırıların sonucundan İsrail'in sorumlu olduğuna değinilerek, "Filistin direnişi, hedefleri gerçekleşene dek, saldırılara karşı koymaya devam edecek" denildi.
Saldırıların durdurulmasına yönelik girişimler
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Katar Dışişleri Bakanı Halid bin Muhammed El-Atiyye, Gazze'deki gelişmeler ve bölgedeki son durumu görüştü.
Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre, Davutoğlu ile El-Atiyye'nin 3 saat süren görüşmesinde İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonrası sükunetin sağlanması ve tansiyonun düşürülmesi için neler yapılabileceği konuşuldu.
Görüşme sonrasında iki bakanın ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile ortak bir telekonferans görüşmesi yaptığı ifade edildi.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed'i Cidde'deki sarayında kabul etti. İkili, görüşme sırasında bölgedeki son gelişmeleri, Filistin davasını, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını, akan kanı durdurma yollarını ve iki ülke arasındaki ilişkileri ele aldı.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı zulmün devam ettiğini, şu ana kadar bin 500'ün üzerinde insanın öldüğünü söyledi. Dünyanın, İsrail'in saldırılarına karşı takındığı tavrın enteresan olduğunu ifade etti. Atalay sözlerine şöyle devam etti:
"Dünya niye böyle bir tavır takınıyor, hangi korkularla, sebeplerle' Almanya'nın İsrail'e verdiği destek... Almanya kendisini İkinci Dünya Savaşı ezikliğinden bir türlü kurtaramadı. Amerika'nın İsrail'e verdiği destek, Arap dünyasının küçük politikalarla takındığı tavır. Bütün bunları genç kuşaklar, düşünen insanlar, bu konuları dert edinenler değerlendiriyor. ve insanların vicdanlarında bunlar iz olarak kalıyor. Belki şu anda açık tepkiye ulaşmıyor ama bu ulaşacak. İsrail, inşallah büyük bir tokat yiyecek. Medeniyetler, dinler tarihine bakın, hepsinde zulüm artık gözle görülür ve herkesin lanetlediği bir seviyeye geldiğinde tokat da gelmiştir ve İsrail o tokadı inşallah bir gün yiyecektir. O seviyeye geldi."
Atalay, İsrail ve Filistin arasındaki 72 saatlik ateşkesin bozulduğu gün, 70 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 1 de İsrailli subayın kaybolduğunu hatırlatarak, "Dünyanın gündeminde o 70 kişi hiç olmadı, o 1 subay oldu" dedi.
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Gazze'de siyasi çözüm için ateşkesin sağlanarak sınır kapılarının uluslararası gözetimde açılmasını önerdi.
Steinmeier, "Gazze'de yaklaşık iki milyon insan abluka altında, dış dünyadan koparılmış bir şekilde yaşıyor, bunların yarıdan fazlasını kadın ve çocuklar oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
AK Parti Çorum Milletvekili ve Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Murat Yıldırım, İsrail'in modern haçlı seferine çıkmış gibi davrandığını söyleyerek, tüm Müslümanların bunu kınaması ve vicdan sahibi olan Musevilerin de buna dur demesi gerektiğini vurguladı.
Medya sendikalarından İsrail'e tepki
Tunus'un başkenti Tunus'ta bir araya gelen gazeteciler, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını ve Gazze'de basın mensuplarına karşı uygulanan şiddeti protesto etti.
Tunus Ulusal Gazeteci Sendikası Başkanı Naci el-Beguri, "Gazze'de ve işgal altındaki Filistin topraklarında Siyonistlerin işlediği suçları belgeleyerek, büyük ve zor bir sorumluluk üstlenen gazeteci meslektaşlarımıza da desteklerimizi iletmek istiyoruz" dedi.
Medya İşçileri Sendikası (Medya-İş) Genel Başkanı Gürsel Eser, İsrail'in saldırılarında basın mensuplarını hedef almasını, yarın İsrail'in Ankara Büyükelçiliğine siyah çelenk bırakarak protesto edeceklerini anımsatarak, tüm basın mensuplarını eyleme destek vermeye çağırdı.
Medya çalışanlarından İsrail'in gazetecilere yönelik uygulamalarına karşı sessiz kalmamalarını isteyen Eser, yarın saat 15.00'te yapacakları eyleme tüm basın mensuplarını davet etti.
Uluslararası kamuoyundan İsrail'e tepki
Berlin'de gençler ve çocuklardan oluşan yüzlerce kişi saldırıları protesto etti. Alman yayınevi Axel Springer Binası'nın önüne yürüyen protestocular, Bild gazetesine tepki gösterdi.
ABD'nin başkenti Washington'da İsrail'in Gazze'ye saldırılarını protesto eden 20 bine yakın kişi, Beyaz Saray'dan Washington Post gazetesine yürüdü.
Şu ana kadar başkent Washington'daki en geniş katılımlı İsrail karşıtı protestoya sahne olan yürüyüşte eylemciler, Beyaz Saray'dan Washington Post binasına uzanan caddenin tamamını doldurdu.
Amerikan medyasını da taraflı yayın yapmakla suçlayan eylemciler, Washington Post gazetesinin önüne sembolik çocuk tabutları bırakarak, "Utanın" şeklinde sloganlar attı.
İslam Konferansı Gençlik Forumu'nun (İKGF) twitter üzerinden başlattığı "İsrailli akranıma mektup" kampanyası dünya trend listesinde 4. sıraya kadar yükseldi.
Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, "İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırıma ulaşan saldırıları Batı ve İslam dünyasının foyasını ortaya çıkardı" diyerek, İsrail'in bu süreçteki ateşkes oyunlarıyla aslında barışı istemediğin bir kez daha ortaya koyduğunu, uluslararası sistemin üstünde kendisini konumlandıran bu ülkenin bazı İslam ülkelerinin desteğini de arkasına alarak bu soykırımı gerçekleştirdiğini kaydetti.
İşbilir, Suudi Arabistan'ın İsrail'in en büyük destekçisi Mısır'da 2013 yılında darbe gerçekleştiren yönetimi finanse ettiğini dile getirerek, "Artı 14 Ağustos 2013 tarihinde Rabia katliamına ses çıkarmayan da aynı Suudi Arabistan yönetimidir. İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına başından beri hiç tepki vermeyen, bin 500 kişi katledildikten sonra buna karşı çıkan Suudi Arabistan yönetimi asıl kendi iktidarını kaybetmekten korkmaktadır. Filistinliler, son direnişleriyle bölge halklarına yeni bir uyanış aşısı yapmışlardır" değerlendirmesinde bulundu. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Derleme<br/>dün Geceden Bu Yana 'İsrail'in Gazze'ye Saldırıları' Başlıklı Haberlerimizi... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?