Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 5

(drone görüntüleri)1- TÜRK YILDIZLARI BOĞAZ'DA Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA- Ali AKSOYER- Hasan YILDIRIM -Yılmaz BEZGİN / İstanbul DHATürk Yıldızları, TEKNOFEST için İstanbul Boğazı'nda alçak uçuş yaptı.

19.09.2018 15:50

(drone görüntüleri)

1- TÜRK YILDIZLARI BOĞAZ'DA

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA- Ali AKSOYER- Hasan YILDIRIM -Yılmaz BEZGİN/ İstanbul DHA

Türk Yıldızları, TEKNOFEST için İstanbul Boğazı'nda alçak uçuş yaptı. Türk Yıldızları'nın  geçişi Boğaz çevresinde ilgiyle izlendi.

Türkiye Teknoloji Vakfı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) öncülüğünde yarın düzenlenecek TEKNOFEST öncesi Türk Yıldızları Boğaz üzerinde alçak uçuş yaptı

8 Türk Yıldızı uçağı Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden Boğaz'a giriş yaptı. Uçaklar boğaz güzergahında Adalar'a gitti. Adalar'dan geri dönen uçaklar, yine Boğaz güzergahından geçti. Geçiş yaklaşık 7 dakika sürdü. Boğaz boyunca kıyılara akın eden vatandaşlar, gösteriyi cep telefonları ve kameralarıyla kaydetti.

Görüntü Dökümü:

-----------------------

Uçakların geçişinin havadan görüntüsü (DRONE GÖRÜNTÜSÜ)

Uçakların geçişi

Boğaz'da çekim yapanlan

Detaylar

Detaylar

19.09.2018 - 15.35 Haber Kodu : 180919149

19.09.2018 - 15.27 Haber Kodu : 180919147

19.09.2018 - 15.14 Haber Kodu : 180919143

19.09.2018 - 15.05 Haber Kodu : 180919133

===========

2- KEMAL SUNAL'IN AİLESİ "TELİF HAKKI" DAVASINI ANAYASA MAHKEMESİ'NE TAŞIYOR

Haber-Kamera: Enver ALAS - Akın ÇELİKTAŞ/ İSTANBUL DHA

Türk sinemasının usta oyuncusu Kemal Sunal'ın ailesi, 1970 ve 1980'li yıllarda sanatçının rol aldığı filmlerin, sinema gösterimi dışında yayınlanmasına ilişkin açtıkları 'telif hakkı' davasının Yargıtay tarafından aleyhte karar verilmesinin ardından bu kez davayı Anayasa Mahkamesi'ne taşıma kararı aldı. Sanatçının eşi Gül Sunal, "Yargıtay'ın bu kararı bizce hukuksuz ve adaletsiz sonuçlar doğurmuş, yerel mahkemeler de bu bozma kararına uymuşlardır. Kanuna ve adalete karşı bu kararlar için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağız" diye konuştu.

Sanatçının eşi Gül Sunal ile oğlu Ali ve kızı Ezo Sunal, düzenledikleri basın toplantısıyla Kemal Sunal filmlerinin telif haklarına ilişkin başlattıkları hukuk mücadelesine yönelik açıklamalarda bulundu. Ailenin avukatı Uğur Güven'in de katıldığı toplantıda konuşan Gül Sunal, Kemal Sunal'ın 'icracı sanatçı' sıfatıyla oynadığı yeşilçam filmlerinin sinema gösterimi dışında kendisinden izin alınmadan, televizyonda veya farklı platformlardaki gösterimiyle ilgili açtıkları 'telif hakkı' davalarına ilişkin bilgi verdi.

"KEMAL ÇOK ÜZÜLÜYORDU"

Gül Sunal, eşinin 1990'lı yıllarda çektiği bazı filmlerin, özel kanalların yayın hayatına başlamasının ardından sinema seyircisinin azaldığı gerekçesiyle 1970'li ve 80'li yıllardaki kadar seyirciye ulaşamadığını, bunun da yeni filmlerin çekilememesine sebep olduğunu söyledi. 1970 ve 80'li yıllarda çekilen filmlerin sözleşmelerinin sinema gösterimi için yapıldığını ancak yapımcıların televizyon kanalları ile anlaşarak sözleşme şartlarını ihlal ettiklerini savunan Sunal, "Kemal, dizilere ağırlık vermek istedi ancak karşısındaki kanallarda birden fazla eski filmleri oynuyordu ve diziler izlenmiyordu. Bu durum Kemal'i çok üzdü. Yıllar önce 25-30 bin liraya oynadığı filmler milyonlarla anıldığı halde telif hakkı olmadığı için bu dizileri de yapmak zorundaydı. Eğer yıllar önce yaptığı filmler için, bir gün 'özel kanallar olacak, dvd'ler olacak veya internette yayınlanacak' diye düşünülseydi o zaman bütün yapımcılar bütün hakları Kemal'e verirlerdi. Çünkü yılda iki-üç filmde oynuyordu ve yapımcılar bu filmler için ne isterse vermeye razıydı. Kemal, bunları öngörebilseydi bütün hakları o zaman alacaktı" diye konuştu.

"YARGITAY'IN BU KARARI BİZCE HUKUKSUZ VE ADALETSİZ SONUÇLAR DOĞURMUŞ"

Gül Sunal, bugün Kemal Sunal filmlerinin birçok ulusal kanalda oynadığını, yeni nesiller tarafından sanatçının tanınmasının ve sevilmesinin kendilerine mutluluk verse de telif hakları nedeniyle ortada büyük bir haksızlık olduğunu dile getirdi. Sunal, bu kapsamda mirasçıları olarak 2014'te Kemal Sunal ile film çeken bir yapımcıya açtıkları maddi ve manevi ilk davayı yerel mahkemede kazandıklarını, bunun Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından da onandığını belirterek, sonraki süreçte yaşananlara ilişkin şunları söyledi:

"Daha sonra aynı kapsamda başka yapımcılara açtığımız maddi tazminat davalarımız, İstanbul 4. Fikri Sınai Haklar Mahkemesi tarafından kabul edildi. Fakat bu kez aynı konuyla ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 2016 yılında daha önceki içtihatlarına aykırı olarak mahkeme kararlarını bozdu. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kendi emsal kararını gözardı ederek dayanağı aynı olan bu davalarda farklı kararlar verdi. Bu kararın hiçbir hukuki gerekçesi olmayıp, fikri ve sanat eserleri kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ediyor. Yargıtay'ın bu kararı bizce hukuksuz ve adaletsiz sonuçlar doğurmuş, yerel mahkemeler de bu bozma kararına uymuşlardır. Kanuna ve adalete karşı bu kararlar için Anayasa Mahkemesi'ne başvuracağımızı bildiririz. Anayasa Mahkemesi'nin adalete, hakkaniyete ve mevzuata aykırı gerekçesiz bozma kararını hukuka aykırı bulacağına inancımız tamdır."

ALİ SUNAL: BİR YANLIŞ VARSA BU YANLIŞTAN DÖNÜLMESİNİ İSTİYORUZ

Ali Sunal ise telif hakları için babasının da sağlığında konuya yakın ilgi gösterdiğini, kendilerine de vasiyeti olduğunu ve bu yüzden hukuki yollara başvurduklarını kaydetti. Sunal, "Bizlere bu filmleri sevdiren bu değerli sanatçıların bu eserlerde hakları olduğunu düşünüyoruz. Oyuncunun telif hakkı olmayan ülkeleri say deseniz, adını bilmediğimiz ülkeler çıkıyor.  Bence burada oyuncunun hakkı olacağı düşünebilecek, bu hakkı verebilecek kadar gelişmiş bir ülkeyiz. Burada bir açık var ve bunu biz vesile olup kapatırız diye düşünüyorum. Bir yanlış varsa bu yanlıştan dönülmesini istiyoruz" dedi.

"BU FİLMLERİ DEĞERLİ HALE GETİREN OYUNCULARIDIR"

Telif hakkı için birden fazla yapım şirketine dava açtıklarını bildiren Sunal, Yargıtay'ın aynı konuda iki ayrı karar vermesinin bir yanlış olduğunu vurguladı. Sunal, "Bu yüzden bir üst mahkemede  hakkımızı arayacağız. Bu filmleri değerli hale getiren oyuncuların bu filmlerde hakkı olduğunu düşünüyoruz. Adalete, hukuka inancımız tamdır" ifadelerini kullandı.

Toplantıda konuşan ailenin avukatı Uğur Güven ise Yargıtay'ın iki yıl içerisinde davacısı ve dava konusu aynı, davalısı farklı bir konuda iki ayrı karar verdiğini ifade ederek, "Yargıtay, iki yıl önce verdiği kararla çelişir bir karar aldı. Biz karar düzeltilmesi başvurusu yaptık. Bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne  gidecek ve oradan çıkacak kararı bekliyoruz. Eğer 11. Hukuk dairesi bizim talebimizi reddederse  ondan sonra bize düşen hukuk yolu Anayasa Mahkemesi'ne 'hak ihlali' yapıldığı gerekçesiyle gitmektir" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------

-Sunal ailesinin basın açıklaması

-Gül Sunal'ın açıklamaları

-Ali Sunal'ın konuşması

-Avukat Uğur Güven'in bilgi vermesi

-Genel ve detaylar

19.09.2018 - 15.11 Haber Kodu : 180919148

================

3- TREN KAZASINDA YAŞAMINI YİTİREN OĞUZ ARDA'DAN İŞARET VAR

Merve DUNDAR/ İSTANBUL, - TEMMUZ ayında Çorlu'da yaşanan tren kazasında yaşamını yitiren 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz dün oynanan Galatasaray - Lokomotif Moskova maçının ardından tüyleri diken diken eden bir paylaşım yaptı. Anne Öz'ün, Barselona'da oynama hayali olan Galatasaray taraftarı oğlu için "Oğuz Arda'dan işaret var" başlığıyla yaptığı paylaşım okuyanları ağlattı.

Oğlunun sık sık Galatsaray maçlarını izlemeye gittiğini daha önceki paylaşımlarında belirten Mısra Öz, dün Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray - Lokomotif Moskova arasında oynanan ve Galatasaray'ın 3-0'lık galibiyetiyle sonuçlanan maçın ardından çok duygusal bir paylaşım yaptı. Anne Öz  "Oğuz Arda'dan işaret var" başlığı ve oğlunun Galatsaray Müzesi'nde çekilmiş bir fotoğrafıyla yayınladığı paylaşımında şunları yazdı:

"METİN OKTAY İLE CENNET TRİBÜNÜNDESİN"

"Bugün maçı Metin Oktay ile cennet tribününden izleyeceksin demiştim. Çok özledim bir işaret yolla dedim... Şu an ağlıyorum... Şu an bunu bilen herkes ağlıyor. Senin için 9 rakamının özel olduğunu herkes bilir... Doğduğun ev, doğduğun gün ve yıl, okul numaran, Barcelona'ya gittiğin gün ve bize veda ettiğin yaş: "9".

Senden bir işaret istedim bu gece. Maçın ilk golü 9'uncu dakikada geldi. Herkes dedi ki, "Bu Oğuz Arda'nın işareti".  Ah dedim şükürler olsun. Ardından ikinci gol geldi. Bu sefer de golü 9 numara attı. Maç bitmeden dayın dedi ki, "Eğer 3 gol olursa bana işaret vermiş olacak. Çünkü bugün koyduğum fotoğraf Oğuz Arda'm ile ilk Şampiyonlar Ligi maçını izlemeye giderken çekilmişti. Maç Arena'daydı ve 3-0 bitmişti." Maç bitti. 3-0. Üçünü gol 90'ıncı dakika. Arda bizimlesin. İşaretlerin bizimle. Anneciğim ağlattın hepimizi."

Görüntü dökümü:

----------------------

-Sosyal medyada yayınlanan mesajın fotoğrafı

-Oğuz Arda'nın fotoğrafları

-Oğuz Arda'nın GS formalı fotoğrafı

-(ARŞİV)

-Oğuz Arda'nın cenaze töreni

19.09.2018 - 15.30 Haber Kodu : 180919146

==========

4- ESENYURT'TA UYUŞTURUCU OPERASYONU KAMERADA

5 kişinin gözaltına alındığı operasyonda 2 tabanca, 7 kilo 730 gram uyuşturucu madde ile sahte kimlik ele geçirildi.

Haber: Çağatay KENARLI-İSTANBUL DHA

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Esenyurt İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri bir ihbar üzerine uyuşturucu madde üreten ve sattığı iddia edilen kişileri yakalamak için 16 Eylül Pazar günü operasyon düzenledi. Esenyurt Fatih Mahallesi'nde yapılan operasyonda S.D. ve E.E. yakalanarak gözaltına alındı. Aynı gün düzenlenen ikinci operasyonla Esenyurt'ta S.K., Avcılar'da ise K.K, ve H.K. yakalanarak gözaltına alındı. 5 şüphelinin üzerinde ve adreslerinde arama yapan polis ekipleri 2 tabanca, 7 kilo 730 gram Skunk ve Bonzai, sahte kimlik, 7 cep telefonu, uyuşturucu satışından elde edildiği değerlendirilen 785 lira, 3 hassas terazi, 10 şişe aseton ve çok sayıda şeffaf poşet ele geçirdi.

2 ŞÜPHELİNİN 7 SUÇTAN ARAMASI ÇIKTI

Gözaltına alınan 5 şüpheliyle ilgili polis merkezinde yapılan detaylı incelemede şüpheli S.K.'nın 'Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapma' ve 'Silahla ateşme' suçlarından 2 aranma kaydı. H.K.'nın ise, 'Tehdit', 'Dolandırıcılık', 'Basit yaralama', 'Uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak, satın almak ve kullanmak' ve 'Mala zarar verme' suçlarından aranması olduğu tespit edildi.

4 KİŞİ TUTUKLANDI

Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler pazartesi günü adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden H.K., K.K., S.K. ve E.E. çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklanırken, S.D. çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Görüntü Dökümü:

----------

POLİS KAMERASI

-Polis ekiplerini baskın anı

-Evde yapılan aramalar

-Ekiplerin uyuşturucu maddeleri bulması

-Ele geçirilen uyuşturumu maddeler ve silahlar

-Genel ve detaylar

19.09.2018 - 15.44 Haber Kodu : 180919153

==============

5- "TÜRKİYE'DE ERKEKLERİN 5'TE 1'İ, KADINLARIN İSE YARISINDAN FAZLASI OBEZ"

Haber-Kamera: Buse ÖZEL - Ömer HASAR/ İSTANBUL DHA

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Erkan Yardımcı, sağlıklı beslenmenin bebeklik çağından itibaren geliştirilmesi gerektiğini, 3 ile 5 yaşları arasındaki çocukların her gün 60 dakika egzersiz yapmasının önemli olduğunu söyledi. Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan ise Türkiye'de erkeklerin 5'te 1'inin, kadınların ise yarısından fazlasının obez olduğunu söyledi.

"Obezite İçin Harekete Geç" sloganıyla düzenlenen etkinlikte konuşan uzmanlar 2030 yılına kadar obezite oranının dünya nüfusunun yarısına kadar çıkabileceğini söyledi.

Johnson&Johnson Medikal Cihazlar'ın desteği ile düzenlenen toplantı öncesi hastane bahçesine obezite hakkında bilgilendirme çadırı da kurulurken buraya gelen vatandaşlar boy, kilo, tansiyon ve bel çevresi gibi ölçümler yaptırarak sonrasında doktordan tavsiye aldı. Obezitenin önlenmesi amacıyla düzenlenen sosyal sorumluluk projesi kapsamında başka illerde de çadırlar kurulacak.

"TÜRKİYE'DE HER 3 KİŞİDEN 1'İ OBEZ"

Etkinlikte konuşan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Halil Coşkun, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre obezitenin 1975 yılından beri 3 katına çıktığını belirtti ve şunları söyledi: "Dünya Sağlık Örgütü'ne göre de obezite ile ilgili en önemli çözüm engellenmesi. Obeziteyi de obez olmayan bireyleri bilgilendirerek engelleyebiliriz. Obez olmuş bir bireyi ancak tedavi edebiliriz."

Obezite konusunda farkındalığın önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Coşkun, "Bu farkındalık öncelikle ailede başlamalı. Ailenin eğitilmesi gerekiyor ki çocuklarımıza bilgi aktaralım ve onlar da yeme içme davranışları konusunda daha iyi olabilsinler. Son yapılmış çalışmalara göre obezite görülme sıklığımız yüzde 32 oranında. Türkiye'de her 3 bireyden 1 tanesi obez. Eğer fazla kilolu olanları da sayarsak her 3 kişiden 2'si fazla kilolu ve obez konumunda. Bu çok ciddi bir oran. Belki dışarıdan bakıldığında kendimizi o kadar kilolu görmüyoruz. ABD bizden daha kilolu ancak biz de onlara yaklaşmış durumdayız" dedi.

"TÜRKİYE'DE ERKEKLERİN 5'TE 1'İ KADINLARIN YARISINDAN FAZLASI OBEZ"

Türkiye'de erkeklerin 5'te 1'i, kadınların ise yarısından fazlasının obez olduğunu söyleyen Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, "Her 3 kişiden biri ya obez ya da fazla kilolu grubunda. Kadınlarda fazla görülmesinin sebebinin ise kadınlarda yağ oranının erkeklerden 2 kat daha fazla olması. Kadınlarda kas kitlesi erkeklere göre daha azdır. Bazal metabolizma hızı bu nedenle daha düşüktür. Bu nedenle kadınlar obeziteye daha eğilimli olabiliyor" dedi.

İnsanların eskiye oranla daha çok kilo almasının nedeninin ise önceki yıllara göre daha az hareket etmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Taşan, "Hareket etmek, koşmak, avını yakalamak gibi daha çok fiziksel aktivitenin ön planda olduğu bir dönemden geçti insanoğlu. Bizim genetik yapımız olsun gerek metabolik yapımız olsun hep gıdayı toplayıp biriktirmeye yönelik. Ama insanoğlu yerleşik yaşama geçti, tarım yapmaya başladı, gıdaları daha kolay elde etmeye başladı ve daha az hareket etmeye başladı. Böyle olunca daha fazla enerji almasına rağmen bunu harcayamamaya başladı. Genetik yapı da buna zemin hazırlayınca kilo almaya başladık" dedi.

3-5 YAŞ ARASINDAKİ ÇOCUKLAR 60 DAKİKA EGZERSİZ YAPMALI

Toplantıya katılan ve çocukluk çağı obezitesinin önemine vurgu yapan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Erkan Yardımcı ise şunları söyledi: "Dünya Sağlık Örgütü'nün de bu konuda bazı önerileri var. Bunlar, bebeklik döneminde emzirmenin önemi. Özellikle 3-5 yaş arasında en az 60 dakika egzersiz, okul çağı dönemlerinde bol su tüketimi, tahıllı gıdaların tüketiminin artması ve bunun yanında şekerli gıdaların tüketiminin azaltılması önemli. Çocukların elindeki cep telefonu gibi cihazların hareket kısıtlılığına neden olması yüzünden kullanımının azaltılması gibi bir takım tedbirlerin alınmasını Dünya Sağlık Örgütü öneriyor."

"İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ TOPLUMA KARŞI SORUMLUYUZ"

Obezite konusunda farkındalık yaratmak için projeyi başlattıklarını anlatan Johnson&Johnson Medikal Cihazlar Türkiye İş Birimi Direktörü Alper Tandoğan ise proje ile ilgili şunları söyledi: "Hem topluma hem de içinde yaşadığımız dünyaya karşı bireyler ve kurumlar olarak sorumluluklarımız var. Biz de bu alanda içinde bulunduğumuz topluma bir borç olarak bilgilendirmenin önemine gerçekten inanıyoruz. Obezite artık salgın bir hastalık ve toplumda kabul gördüğü şekliyle 'şişmanlık' olarak değerlendiremeyeceğiz. Hipertansiyon, uyku apnesi gibi sorunları da yanında getiren salgın bir hastalık maalesef. Bu durumun önlenebilmesi adına hastalık gelmeden farkındalığın yaratılması ile alakalı bir proje oluşturduk. Projenin ismi "Obezite İçin Harekete Geç." İlgili doktorların da yardımıyla bugün Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nde başlıyoruz ancak Sağlık Bakanlığı'nın da yardımıyla başka iller ve merkezlerde de yapmayı planlıyoruz. Dünya Yürüyüş Günü'nde de "Obezite İçin Harekete Geç" kampanyamızı yürüteceğimiz bir çalışmamız olacak."

Görüntü dökümü:

Obezite İçin Harekete Geç çadırından görüntüler

Prof. Dr. Halil Coşkun ile röportaj

Dr. Erkan Yardımcı ile röportaj

Prof. Dr. Ertuğrul Taşçı ile röportak

Tandoğan ile röportaj

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 5 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement