TEM'DE ZİNCİRLEME KAZA: 1 ÖLÜ, 15 YARALI
BOLU'da, TEM Otoyolu'nda 6 aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında Kübra Alıç (15) hayatını kaybetti, 15 kişi yaralandı.
Kaza, saat 16.30 sıralarında TEM Otoyolu Köroğlu Park mevkiinde meydana geldi. İstanbul istikametine giden 79 DP 811 plakalı hafif ticari araç, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda sürücüsünün direksiyon kontrolünü yitirmesi sonucu bariyerlere çarptı. Kimsenin yara alamadığı kazada sürücü, aracını yoldan çektirmek için olay yerine çekici çağırdı. Kaza yerine gelen 14 KP 111 plakalı çekici, kaza yapan hafif ticari aracı çektiği sırada aynı yönde seyir halinde olan 77 BS 254 plakalı hafif ticari araç, 34 JV 9630 plakalı otomobil, 06 GAN 77 plakalı otomobil ve 41 AAY 102 plakalı cip, yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda duramayarak hafif ticari araca ve çekiciye çarptı. Maddi hasarlı kaza yapan hafif ticari araçta olduğu öğrenilen Kübra Alıç, olay yerinde yaşamını yitirdi. Kazaya karışan araçlardaki 15 kişi ise yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda 112 Acil, polis ve jandarma ekibi sevk edildi. Yaralılar, olay yerinde yapılan ilk müdahalelerinin ardından İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi ve İzzet Baysal Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı.
Kaza nedeniyle ulaşımın tek şeritten sağlandığı TEM Otoyolu İstanbul istikametinde uzun araç kuyrukları oluştu. Araçların yoldan kaldırılmasıyla trafik tekrar normale döndü. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kaza yapan araçlar
-Yolda oluşan trafik
-Yaralılara müdahale
-Ölenin yakınlarının ağlaması
-Cesedin cenaze aracına koyulması
-Detaylar
Süre: 03.97-Boyut: 376 MB
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,
====================================
TREN FACİASINDA ÖLENLERİN SAYISI 25'E YÜKSELDİ
TEKİRDAĞ'ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz'da, 24 kişinin öldüğü tren kazasında yaralanan Fetiye Yıldız (59) yaşamını yitirdi. Yıldız'ın ölümüyle tren faciasında hayatını kaybedenlerin sayısı 25'e yükseldi.
Çorlu'nun Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz Pazar günü meydana gelen tren kazasında, 24 kişi ölmüş, 341 kişi yaralanmıştı. Yaralılar arasında bulunan ve Çorlu'da özel bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde tedavisi süren Fetiye Yıldız, bugün yaşamını yitirdi. Yıldız'ın ölümüyle tren faciasında hayatını kaybedenlerin sayısı 25'e yükseldi. Fetiye Yıldız'ın cesedi otopsi yapılmak üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------------------
Ölen Fetiye Yıldız'ın fotoğrafı
Haber: Mehmet YİRUN/ÇORLU(Tekirdağ), -
=====================================
SEYİR HALİNDEKİ ÖZEL HALK OTOBÜSÜNDE YANGIN ÇIKTI
ANTALYA'da, seyir halindeki belediye otobüsünün motor kısmında yangın çıktı. Otobüs şoförü Cuma Dereli aracı hemen durdurup yolcuları tahliye ederken, yangın büyümeden itfaiye ekiplerince söndürüldü.
Muratpaşa ilçesi Dilek Sabancı Bulvarı'ndaki olay, saat 18.00 sıralarında meydana geldi. Varsak- Sarısu seferini yapan DS18 tabelalı Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne ait Cuma Dereli'nin kullandığı 07 ECP 21 plakalı otobüs, Dilek Sabancı Bulvarı'na geldiği sırada motor kısmından duman yükseldi. Aracı hemen yol kenarına park eden Cumali Dereli, yolcuları tahliye ederek 112 Acil Çağrı Merkezi'nden yardım istedi.
Kısa süre sonra gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale ederek büyümeden söndürdü. Yangın nedeniyle araçta hafif çaplı maddi hasar meydana geldi. Yolcular ise başka bir araçla olay yerinden ayrıldı.
Olayın kısa süre içinde gerçekleştiğini belirten Cuma Dereli, "Kullandığım otobüste bir sorun olduğunu alayınca dikkatli bir şekilde şeridimi değiştirdi. Daha sonra duman çıkmaya başladığını fark edince bütün yolcuları tahliye edip, gereken yerlere bilgi verdi. Şansımız varmış ki kimseye bir şey olmadı" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
Röp: Yolcular
Yolcularından görüntü
Röp: Kaptan Cuma Dereli
Otobüs ve polis ekibinden görüntü
Detaylar
Haber- Kamera: Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,
================================
Yol emniyeti alan polislere otomobil çarptı: 1 şehit, 1 yaralı (2)
YARALI POLİS ANKARA'YA SEVK EDİLDİ
Çankırı- Kastamonu karayolu Kenbağ mevkiinde saat 15.00 sıralarında, Satılmış Ağaoğlu (53) yönetimindeki 18 KZ 841 plakalı hafif ticari aracın çarpması sonucu yaralanan ve Çankırı Devlet Hastanesi'ne kaldırılan polis memuru Mehmet Akif Yıldırım (27), buradaki ilk müdahalenin ardından ambulans helikopterle Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi.
Aynı kazada şehit olan polis memuru Harun Şahin'in (20) cenazesi, incelemelerin ardından Çankırı Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı.
Haber: ÇANKIRI
=====================================
MAVİ KART İLE DENİZ KİRLİLİĞİ ÖNLENECEK
ÇEVRE ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, teknelerden atık alımına ilişkin 'Mavi Kart' sistemini tanıttı. Mavi Kartın Türkiye'deki tüm limanlarda uygulanmaya başladığını belirten Birpınar, "Milyon dolarlık teknelerle gezip, ondan sonra da gezdiği denizi kirletmek, medeni bir davranış değil" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Mavi Kart sistemini tanıtmak ve denetlemelerde bulunmak için İzmir'in Çeşme ilçesine geldi. Birpınar'ı, Çeşme Kaymakamı Hacı Mehmet Kara, Çevre Yönetimi Genel Müdürü Sebahattin Dökmen, Sahil Güvenlik Ege Deniz Bölge Komutanı Albay Mete Çağlar, Çeşme İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Emin Yılmaz, Çeşme Sahil Güvenlik Komutanı Kıdemli Üsteğmen Önder Bulut, Çeşme İlçe Emniyet Müdürü Gürcan Alev, Çeşme Belediyesi Temizlik İşleri Müdürü Nurettin Sipahican karşıladı.
Bakan Yardımcısı Birpınar ve beraberindekiler, 2 Sahil Güvenlik botu ve 1 Gümrük Muhafaza botu eşliğinde, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'ne ait botla deniz açılarak, Çeşme denizi ve marinalar hakkında bilgi aldı. Ilıca Körfezi'nde gerçekleştirilen deniz turunun ardından bir otelin marinasına çıkan Bakan Yardımcısı Birpınar, gazetecilere Mavi Kart sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.
'GELECEK NESİLLERİMİZ İÇİN DENİZLERİMİZİ KORUMALIYIZ'
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, Türkiye'nin tüm denizlerini korumak için 2 yıldır yoğun bir çalışma başlatıldığına dikkat çekerek, "Avrupa Birliği sürecinde Barselona Sözleşmesi kapsamında, bölgenin Akdeniz'e kıyısı olan bütün denizleri koruma altındadır. Biz denizlerimizi gelecek nesillerimiz için korumak istiyoruz. Dünyada en çok oksijen üreten yerler, denizlerimiz ve okyanuslarımızdır. Gelecek nesillerimizin faydalanmasını istiyorsak, oradaki canlı varlığı korumak ve yaşatmak zorundayız. Gelecek nesillerimizin buralarda denize girmesini, tatillerini geçirmesini veya bu bölgenin insanlarının buradan turizm geliri elde etmesini istiyorsak, denizlerimizi korumamız gerekiyor" dedi.
'DENİZDE KİRLİLİK HEM KARADAN HEM TEKNELERDEN OLUŞUYOR'
Denizlerdeki kirliğin en önemli nedeninin kıyılardan gelen çöpler olduğunu ifade eden Birpınar, "Kara kökenli kirletici dediğimiz atıklar, vatandaşımızın sokağa attığı pet şişeler, yağmurla denize ulaşıyor ve denizlerimiz böyle kirleniyor. Ayrıca teknelerden dolayı kirlilik oluşuyor. İstanbul'dan biliyorum, teknelerinin içinde yaşayan insanlar var. Yiyor, içiyor, lavaboya gidiyorlar. O sıvı atıkları aynı yere basmaya başlıyorlar. Çünkü onların atık depolama sistemi yok" diye konuştu.
'TÜRKİYE'DEKİ HER LİMANDA MAVİ KART UYGULAMASI BAŞLADI'
Türkiye'de 296 limanda, yani Türkiye'nin bütün yat limanlarında, teknelerin yanaştığı her yerde Mavi Kart uygulamasını başlattıklarını açıklayan Birpınar, "Tekne sahibi vatandaşlarımız teknesinde tuvalet, lavabo varsa, o sıvı atıkları belli aralıklarla kıyıdaki sisteme veriyorlar. Atığı verdiğini de Mavi Kart sistemiyle belgeliyorlar. Biz bu konudaki denetim yetkisini, Sahil Güvenlik Komutanlığı'na devrettik. Onlar sürekli olarak denizlerimizi ve tekneleri kontrol ettikleri için zaman zaman tekneleri durduruyor ve mavi kart numarasını soruyor. O teknenin atığını en son ne zaman verdiğini, hangi limandan ne zaman hareket ettiğini sistemden online olarak görüyor. Biz bakanlığımızda da bu sistemi görüyoruz. Eğer o tekne sıvı atıklarını vermemişse, 'Bu kadar zamandır denizdesin, atıklarını ne yaptın' diye soruyorlar. Eğer cevap veremiyorsa, o tekneleri cezalandırıyoruz. Milyon dolarlık teknelerle gezip, ondan sonra da gezdiği denizi kirletmek, medeni bir davranış değil. Bu denetimler, sadece Türk bandıralı tekneler için değil, yurt dışından Türkiye'ye gelen tekneler de, 3 gün süresince burada kaldığı zaman mavi kartı almak zorundadır. Onlar da atıklarını verdiğini online olarak sisteme işletmek zorunda. Bu sistemi bütün Türkiye'de kurduk" dedi.
'KATI ATIKLAR DA AYRI AYRI TOPLANACAK'
Ayrıca sıfır atık çerçevesinde bütün limanlarda plastiği, camı, metal ve organik atıkları ayrı ayrı toplayacak sistemi de kurduklarını ifade eden Birpınar şöyle devam etti:
"Teknede yaşayan insanlar atıklarını ayrı ayrı toplayarak, limanda da ayrı ayrı atabilecekler. Böylece o atıkların da ekonomiye kazandırılmasını istiyoruz. Sahil Güvenlik Komutanlığımız, sürekli olarak yetkileri çerçevesinde kontrolleri yapacaklar. İstanbul gibi yerlerde de Büyükşehir Belediyesi kontrol ediyor. Bu kontrollerimiz devam edecek. Vatandaşlarımızın ve gelecek nesillerimizin, daha temiz, daha güzel denizlere kavuşması için bu kontrolleri yapacağız."
'MAVİ BAYRAKTA BİRİNCİ SIRAYA YÜKSELME İHTİMALİMİZ VAR'
Ülkeye gelen turistlerin mavi bayraklı plajları internetten inceleyerek geldiklerini vurgulayan Birpınar, "459 mavi bayraklı plajımız ve 22 de mavi bayraklı marinamız var. Turistler, internetten bunları görüyorlar ve buraya geliyorlar. Mavi bayrakta, dünyada üçüncü sıradayız. Böyle gidersek, İspanya ve İtalya'nın da önüne geçip, birinci sıraya yükselme ihtimalimiz var. Yeter ki, vatandaşlarımız denizleri kirletenleri bize ihbar etsinler. Denize herhangi bir şekilde bir tekne sintine atığını veriyorsa, vatandaşlarımız Alo 181 hattımıza ihbar etsinler. Bizler de onları Sahil Güvenlik ya da Kıyı Emniyeti ile bularak onlara ceza yazalım. Bu denizler hepimizin. Denizlerimizi korumak, kollamak görevi bize düşüyor. Sadece devletten kontrol beklemeyin. Her vatandaşımız, çevre gönüllüsü ve müfettişi gibi çalışmalı. Bunu yapabilirsek, her iki kişiden birisini çevre gönüllüsü yapabilirsek, çok şeyi başarmış oluruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Yat görüntüleri
Kıyı Emniyeti botundaki protokolün görüntüleri
Bakan Yardımcısı'nın basın açıklaması
Haber- Kamera: Güneş ATAGÖZ/ ÇEŞME (İzmir),
=====================================
'Uyku Festivali'nde, teknoloji uykuya yatırıldı
İZMİR'de, Buca Belediyesi'nin bir radyo işbirliği ile düzenlediği ve cep telefonu, tablet gibi dijital dünyaya açılan hiçbir teknolojik cihazın alınmadığı, bir nevi 'dijital detoks' programının uygulandığı Teknolojik Uyku Festivali'nin üçüncüsü başladı. Festivale kurayla belirlenen 200 kişi ve yanlarında getirdikleri birer misafirleri katıldı.
Buca Belediyesi'nin bir radyo işbirliği ile gerçekleştirdiği Teknolojik Uyku Festivali'nin 3'üncüsü, dün (cuma) kamp alanında çadır kurulması sonrasında başladı. Kaynaklar'ın eşsiz doğasında gerçekleşen ve tüm ihtiyaçların ücretsiz olarak karşılandığı festivale katılan 200 kişi, İzmir 16'ncı Noteri huzurunda, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina'nın da katıldığı kura ile belirlendi. Katılımcıların yanlarında misafirlerini de getirme şansı yakaladığı festivalde, teknolojiden ve onun getirdiği bilgi kirliliğinden arınmış, yüz yüze iletişimin, dostluğun, arkadaşlığın egemen olduğu bir dünyanın yaratılması amaçlandı.
TEKNOLOJİK CİHAZLAR GİRİŞTE BIRAKILDI
Kurada festivale katılma şansı yakalayanlar, sanal dünyanın bilgi kirliliğinden ve ilişkileri bitirip yalnızlaştıran yapısından 48 saat uzaklaşma fırsatı yakaladı. Festival alanının girişinde cep telefonu, tablet gibi teknolojik cihazlarını yetkililere teslim eden katılımcılar, doğanın, arkadaşlığın, yüz yüze iletişimin ve lezzetli yiyeceklerin tadını çıkarmaya başladı.
TEKNOLOJİ UYKUYA YATIRILDI
Çadırların kurulduğu, doğayla baş başa kalınan ve teknolojinin uykuya yatırıldığı festivaldeki tüm gıda ihtiyacı, Buca'daki köylülerin ürettiği meyve ve sebzelerin festival alanında açtığı kolektif manavdan karşılanıyor. Alanda, doğanın kendine has sessizliğinde kitap okuyup dinlenmek isteyenler için kitaplarla çevrili okuma bölümü bulunurken, yeşile ve oksijene doymak isteyenler için ise doğa yürüyüşleri ve çeşitli spor aktiviteleri yapılıyor. Yakan top, ip çekme, çuval yarışı gibi unutulmaya yüz tutmuş onlarca oyunu hep birlikte oynama fırsatı yakalayan katılımcılar, alandaki manava gidip diledikleri yiyeceği ücretsiz bir şekilde alabiliyor. Büyük kazanlarda ortaklaşa şekilde yemek yapan misafirler, sıcak havanın etkisinden kurtulmak için doğal limonatalar ve çeşitli meyve suları da yapmayı ihmal etmiyor. Ayrıca, Buca Belediyesi yetkilileri alanda yaktıkları kamp ateşinde, tüm festival katılımcıları için kuzu çevirme yaptı. Olası sağlık problemlerine anında müdahale edilebilmesi için, alana revir de kuruldu.
FESTİVALE KATILANLAR NE DEDİ?
Festivale katılan şanslı kişilerin birçoğu, teknolojiden uzakta geçirdikleri zamanları önce yadırgadıklarını, ancak sonra bunun büyük bir konfor olduğunu fark ettiklerini söyledi. Katılımcıların görüşleri şu şekilde:
Emir Bayram Acar (33): "İnsanlarla birlikte olmak, doğal ürünler tüketmek, şehrin hengamesinden ve gürültüden kurtulmak, telefondan, tabletten ve kölesi olduğumuz tüm elektronik aletlerden kurtulmak çok güzel, keşke bunu tüm yaşantımızda uygulayabilsek. Tabiri caizse doğumdan ölüme kadar bunlar bizi sarmış vaziyette. Buraya geldiğimiz zaman bunların bizi ne kadar sık boğaz ettiğini anladık."
Zeynep Özreçber (8): "Akşamları şarkılar söylüyoruz, birbirimizi alkışlıyoruz. Burada çok güzel oyunlar oynuyoruz. Aşağıda çay var, orada baraj yapıyoruz, bazen canım sıkılıyor ama genel olarak burada eğleniyorum."
Burçin Balkan (22): "Dün başladık festivale. Telefonlarımızı ve tüm teknolojik cihazlarımızı girişteki yetkililere teslim ettik. Burada bir sürü yeni insanla tanıştık, doğayla iç içeyiz. 'Story' atma derdi, fotoğraf paylaşma derdi, çağrılara cevap verme derdimiz yok. İlk başlarda biraz garipsedim ama sonra bunun ne kadar büyük bir konfor olduğunun farkına vardım, hatta normal hayata dönmek istemiyorum."
Sudenaz Kılıç (12): "Aslında burada çok güzel fotoğraflar çekilecek yerler var ama telefon yasak olduğu için çoğu kişi fotoğraf makinelerini yanında getirerek çekiliyor. Telefon yasak olduğu için çoğu zaman, 'Acaba şarjım mı bitti, ondan mı kullanmıyorum' diye düşünüp sonra nerede olduğumu anlıyorum."
PİRİŞTİNA: "HAYATI VE İNSANI HATIRLIYORUZ"
Buca Belediye Başkanı CHP'li Levent Piriştina, bu yıl 3'üncüsü düzenlenen festivale büyük ilgi olduğunu belirterek, "İnsanlar burada, doğanın tam ortasında, doğal yiyeceklerle keyifli vakit geçiriyor. Şehrin gürültüsünden uzakta, yeni insanlarla tanışarak keyifli vakit geçiriyor. İlgi çok yoğun ve çok güzel tepkiler alıyoruz. İlginin yoğun olması sebebiyle, Ekim ayında aynı organizasyonun daha geniş kapsamlı uluslararası versiyonunu düzenleyeceğiz. Bu festivali artık bir gelenek haline getirdik ve bunu sürdüreceğiz. Her sene daha kalabalık, daha coşkulu ve daha istekli bir kalabalık geliyor. Temiz bir hava var, ortam çok güzel, burada tek olmayan şey teknoloji. Her şeyi kapıda bırakıyoruz, telefonlarımızı, tabletlerimizi, tüm teknolojik cihazlarımızı girişte teslim ediyoruz. Peki ne yapıyoruz? Bol bol kitap okuyoruz, kuzular çeviriyoruz, organik meyve suları yapıyoruz, yeni insanlarla tanışıyor ve sohbet ediyoruz, ağustos böceği sesini dinliyoruz. Buna ihtiyacımız var. Hep sosyal medya, Facebook, Twitter, uyarı mesajları derken hayattan ve insandan kopuyoruz. Biz, burada hayatı ve insanı hatırlıyoruz" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Festival katılımcılarıyla röportajlar
Buca Bld. Bşk. Levent Piriştina ile röportaj
Festival alanından renkli detay görüntüler
Festivalde oynanan geleneksel oyunlardan görüntüler
Haber-Kamera: Davut CAN/ İZMİR,
================================
Son Dakika › Güncel › Dha Yurt Bülteni 16 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?