Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika
Güncel

Dha Yurt Bülteni-3

1)5 NESİL BAYRAMLAŞMA MUŞ'ta 98 yaşındaki Şefik Toplu, bir bayramda daha çocukları, torunları, torun çocukları ve torunlarının torunlarıyla bir araya geldi.

17.06.2018 10:26

1)5 NESİL BAYRAMLAŞMA

MUŞ'ta 98 yaşındaki Şefik Toplu, bir bayramda daha çocukları, torunları, torun çocukları ve torunlarının torunlarıyla bir araya geldi. 5 nesil bayramlaşmanın mutluluğunu yaşayan Şefik Toplu, ilerleyen yaşına karşın kendisini zinde hissettiğini belirterek, "Tek sıkıntım takma diş kullanmak istemediğim için dişsiz olmam" dedi. Merkez Zafer Mahallesi'nde yaşayan Şefik Toplu, bayramda kendisinden sonraki 4 nesille bir araya geldi. 2'si kız 5 çocuğu olan Şefik Toplu'nun, 30 torunu, 44 torun çocuğu, 12 de torunun torunu var. Yaşına rağmen güçlü hafızasıyla torunlarının torunlarına eski günleri anlatan Şefik Toplu, "Askerlik tekmilini hala unutmadım. Her sabah ev halkına askerlik tekmilini veriyorum. Eşimi 5 yıl önce kaybettim. Hafızam yerinde, 5 vakit namazımı kılabiliyorum. Tek sıkıntım takma diş kullanmak istemediğim için dişsiz olmam. Bayramlar en mutlu olduğum günler. Çocuklarım, torunlarım, torunların torunu, eş dost, akraba, valiye kadar birçok insan ziyaretime geliyor" diye konuştu.

Çocukları Tenzile Güler (70), Necat Toplu (65), Süheyla Mirze (56), İsmail Toplu (54), İlhami Toplu (51) babalarının sadece kendilerinin değil, Muş'un da çınarı olduğunu söyledi. Şefik Toplu'nun çocukları, "Babamız sülalenin direği gibi. Herkes fikrine başvurur. Barışçı, birleştirici yapıya sahip. Bayramlarda hepimizi bir araya getiriyor" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------

Dede gelen misafir, torunları ile bayramlaşması

Röportajlar

Dededen görüntüler

Aileden detaylar

(Haber-Kamera: Eser AYDIN/ MUŞ,

==========================================================

2)TARLADA ÇİFT SÜREREK, ÜNİVERSİTE SINAVINA HAZIRLANIYOR

MUĞLA'da 17 yaşındaki Ece Öztürk, tarlada traktör ile çift sürerken, bir yandan da bu ay sonunda yapılacak olan üniversite sınavına test çözerek hazırlanıyor.

Muğla'nın Menteşe ilçesinin kırsal Çiftlik Mahallesi'nde yaşayan Ece Öztürk, azmi ile takdir topluyor. Menteşe Kanuni Sultan Süleyman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nden bu yıl mezun olan Öztürk, tarlada traktör ile çift sürüyor. Ailesine her konuda yardım eden genç kız, 30 Haziran tarihinde yapılacak olan Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na (YKS) huzur bulduğu tarlada test çözerek hazırlanıyor. Usta şoförlere taş çıkartan Ece, "Babama tarladaki işlerinde yardım ediyorum. İnekleri otlatıp, sağıyorum, çift sürüyorum. Daha 4'üncü sınıftayken babamın kucağında traktör sürmeye başladım. Biraz daha büyünce, kendim kullanmayı öğrendim. Benim için zor olmuyor. Toprakla uğraşmaktan büyük keyif alıyorum. Okulumu takdir belgesi alarak bitirdim. Beden eğitimi öğretmeni olmak istiyorum" dedi. Çiftçi emeklisi baba Recep Öztürk ise, "Kızımla ne kadar gurur duysam azdır. Sürekli annesi ve bana yardım ediyor. Bunların yanı sıra bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Derslerinde başarısını takdir belgesiyle taçlandırdı. Gelecekte kendisinin iyi bir yerde olacağına yürekten inanıyorum. Alçak gönüllülüğüyle elinden geldiği kadar herkesin işini koşmaya çalışıyor" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Ece Öztürk'ün köy yolunda traktör sürmesi

-Ece Öztürk'ün tarlada traktöre binmesi ve çalıştırması

-Ece Öztürk'ün traktörün üstünde görüntüsü

-Ece Öztürk'ün traktör ile çift sürmesi

-Ece Öztürk ile röp.

-Ece Öztürk'ün traktörün yanında oturup ders çalışması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Cavit AKGÜN/ MUĞLA,

=============================================================

3)E-DEVLET SAYESİNDE, ÖLDÜ SANDIĞI BABASINI BULDU

İZMİR'de yaşayan ve annesi tarafından kendisine babasının asker olduğu, yıllar önce çatışmada hayatını kaybettiği söylenen 53 yaşındaki Kenan Bintaş, e-devlet sistemindeki 'alt soy-üst soy sorgulama hizmetini kullanarak, baba tarafından hiç kimseye rastlamayınca şüpheye düştü. Annesine babası hakkında sorular sormaya başlayan Kenan Bintaş, nüfusa kayıtlı olduğu Balıkesir'in Karesi ilçesindeki kırsal Tatlıpınar Mahallesi'nde de kendi soy isminde kimseyi bulamadı. Israrları üzerine annesinin anlatmasıyla babasının Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde yaşayan emekli öğretmen İ.F. (İbrahim Fazlıoğulları) olduğunu öğrendi. İ.F.'ye, babasız geçirdiği her yıl için 10 bin TL olmak üzere, toplam 530 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı.

İzmir'de yaşayan 74 yaşındaki Gülseren Bintaş, yıllar önce, Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi yakınlarındaki bir kuru temizlemecide çalışırken, o sıralarda fakültede eğitim gören İ.F. ile duygusal ilişki yaşadı. Çift bir süre sonra ayrılınca, Gülseren Bintaş Almanya'da işçi olarak çalışmak için başvuru yaptı. Gülseren Bintaş, Almanya'ya gitmek için prosedür gereği kendisine yapılan tetkiklerde, hamile olduğunu öğrendi ve durumu İ.F.'ye bildirdi. İddiaya göre İ.F. bu durumla ilgilenmedi. Karnının şişmeye başlaması üzerine ailesinin tepkisinden çekinen Gülseren Bintaş, İzmir'e yerleşti. Bir süre sonra doğan bebeğe de 'Kenan' ismini vererek kendi kütüğüne kaydettirdi. Nüfus kayıt işlemleri sırasında da oğlunun nüfusundaki 'baba adı' kısmına Mithat Bintaş yazdırdı ve ona da soy ismini babasından aldığını söyledi. Anne Gülseren, "Baban askerdi ve çatışmada öldü. Seni hiç istememişti, sevmiyordu ve ben de bu yüzden tüm fotoğraflarını yaktım" diyerek büyüttüğü oğlu Kenan Bintaş'a, yıllarca gerçeği söylemekten çekindi.

E-DEVLET'TEKİ HİZMET İLE ORTAYA ÇIKTI

Kenan Bintaş, geçen şubat ayında e-devlet sistemi üzerinden başlatılan 'alt soy-üst soy sorgulama' hizmetinden faydalandı. Bintaş, burada yaptığı sorgulamada, baba tarafından kimseye rastlayamayınca şüpheye düştü ve durumu annesine söyledi. Annesinden kaçamak cevaplar alan Kenan Bintaş, şüpheleri artınca nüfusa kayıtlı olduğu Balıkesir'in Karesi ilçesindeki kırsal Tatlıpınar Mahallesi'nde 'Mithat' ismindeki babası hakkında araştırma yaptı. Burada da babasının izine rastlayamayan Bintaş, eve gelip annesinden doğruyu söylesini istedi. Israrları üzerine annesi, durumu anlattı. Anne Gülseren Bintaş, oğluna, babasının İ.F. adında emekli bir öğretmen olduğunu söyledi. Bunun üzerine Kenan Bintaş, babasıyla yüzleşmek için tekrar Balıkesir'e gitti. Ayvalık ilçesinde izine rastladığı İ.F. ile sahil kenarında konuştu. Ancak İ.F., iddiaya göre Kenan Bintaş'a, "Seni resmi olarak kütüğüme alamam. Benim bir ailem ve 2 çocuğum, kurulmuş bir düzenim var. Kullandığım arabayı sana vereyim, bir tane de daire alayım. Sana ancak maddi olarak yardım edebilirim ama kütüğüme alamam" dedi.

BABASIZ GEÇEN HER YIL İÇİN 10 BİN TL

Bunun üzerine Bintaş, İzmir'de avukat Varol Turbay'a başvurdu ve İ.F.'ye, geçen 10 Mayıs'ta, İzmir 12'nci Aile Mahkemesi'nde babalık davası, İzmir 5'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ise 'babalığın benimsenmemesi' nedeniyle, babasız geçirdiği her yıl için 10 bin TL olmak üzere 530 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Avukat Varol Turbay, Anayasa Mahkemesi'nin, kendisinin başvurusu sonrasında 2013 yılında verdiği bir iptal kararı ile soy bağı davalarındaki zaman aşımı sınırlandırmasının tarihe karıştığını belirterek, "Yürürlükteki yasaya göre 18 yaşını doldurduktan itibaren 1 yıl içinde, haberdar değilse de 1 ay içerisinde babalık davası açılması gerekiyor. Buna rağmen Anaysa Mahkemesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde yer alan, 'Her çocuk doğduğu andan itibaren anne ve babasını bilme hakkına sahiptir, soy bağı davaları zaman aşımı ile sınırlanamaz' maddesi gereğince, 2013 yılında, yasalardaki bu hükmü iptal etti. Dolayısıyla Kenan Bintaş'ın davasında, zaman aşımı gibi sınırlama söz konusu olamaz" dedi.

"BANA, 'SEVDİM' DİYEREK SÖZE BAŞLADI"

Kenan Bintaş, annesinin kendisine gerçeği itiraf ederken "Sevdim" diye söze başladığını belirterek, "Annem, yıllarca türlü türlü işlerde çalışarak, binbir zorlukla beni büyüttü. Onun iyi niyeti benim yaşam kaynağım oldu. Onu hiçbir şekilde suçlamıyorum, bilakis ona beni büyüttüğü için müteşekkirim" dedi.

Babasının kendisini çok kaba şekilde karşıladığını öne süren Bintaş, "Ben bu yaşıma kadar babasız büyüdüm. Bu yılların hesabını kim verecek? Kim benim çektiğim acıları dindirecek? Amacım para, pul değil. Bu dava sonuçlandıktan sonra, eğer tazminat almaya hak kazanırsam, paranın bir bölümünü LÖSEV'e ya da başka bir hayır kurumuna bağışlayacağım" dedi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Kenan Bintaş ile röp.

Avukat Varol Turbay ile röp.

Anne Gülseren Bintaş'ın fotoğrafı

Baba olduğu iddia edilen İ.F.'nin fotoğrafı

Genel ve detay görüntü

Haber: Davut CAN - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=======================================================

4)KAS HASTASI NİYAZİ, ENGELLERİ ŞİİRLERİYLE AŞIYOR

MANİSA'nın Turgutlu ilçesinde yaşayan kronik kas rahatsızlığı olarak bilinen 'Duchenne Musküler Distrofi' (DMD) hastası 31 yaşındaki Niyazi Yangın, kol ve bacaklarınıkullanamamasına rağmen şiirleri ile yaşama tutundu. Yangın, şiirlerini bir kitapta topladı. Turgutlu'da, annesi ve ablası ile birlikte yaşayan 31 yaşındaki Niyazi Yangın, kas rahatsızlığı olan DMD ile mücadele ediyor. 7 yaşından bu yana yürüyemeyen ve kollarını kullanamayan Niyazi, yazdığı şiirlerle hayata tutunuyor.Yaşadıklarını anlatan Niyazi Yangın, "7 yaşındayken Çapa Tıp Fakültesi'nde hastalığımın tanısı kondu. İlk zamanlar 9 adım gidip düşüyordum. Sonra yürüme yetimi tamamen kaybettim. 2014 yılında 2 kez kalbim durdu. Mücadele ettim. Solunum makinesine bağlandım. Ancak pes etmedim. 2018 yılının Mart ayında yazdığım şiirlerin yer aldığı ilk şiir kitabımı çıkardım. Cep telefonuma okuduğum şiirlerimi bir program sayesinde not defterime yazıya döküyorum. İlk olarak sosyal medyada şiirlerimi paylaştım. Sonra ise 'Şiirimin Rengi' adını verdiğim 197 sayfalık kitabımı oluşturdum. Şiirlerimde hüzünleri ve yalnızlıkları anlattım. Kitabım ilk olarak 500 adet basıldı" dedi.

'UMUT AŞILAMALIYIZ'

Hastalığıyla mücadele ederken eğitim sürecinde de sıkıntılar yaşadığını anlatan Yangın, "İlk yıllarda yürüyordum, yürüme yetimi kaybettikten sonra annem sırtında her yere beni getirip götürdü. Şimdi günlerim genelde evde geçiyor. Kitap okuyorum, şiir yazıyorum. Kas hastası arkadaşlarım pes etmesinler. 'Hayatta varım' desinler. Asla, 'bir şey yapamıyorum' diye üzülmesinler. Bazı hareketleri yapamıyor olsak da yazma yetimizi geliştirerek umut aşılayabiliriz" diye konuştu. DMD hastalığının bilinen bir tedavisinin olmadığına dikkat çeken Yangın, bu konuda bilimsel çalışmaların yapılmasını istedi.

Fadime Yangın da oğluyla gurur duyduğunu belirterek, "Hiçbir zaman pes etmedim, çocuğumu okuttum. Sırtımda okula götürdüm. Okulunda hademelik yaptım. Şimdi kitabını çıkardı. Her şeyi kitaba döküyor. Şimdi ikinci kitabını çıkarmaya hazırlanıyor" dedi. Oğlunun hastalığının tedavisinin olmadığını, evde makineye bağlı yaşadığını kaydeden Yangın, "Niyazi, kolları  ve ayaklarını hiç kullanamıyor. Sadece parmaklarını az da olsa oynatabiliyor. O nedenle oğlumun her türlü ihtiyacını ben karşılıyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Niyazi Yangın'ın yatağında görüntüsü

-Annesi Fadime Yangın'ın oğluyla ilgilenmesi

-Niyazi Yangın İLE RÖP.

-Şiir kitabından görüntü

-Anne Fadime Yangın ile röp.

-Genel ve detay görüntüler

(Haber-Kamera: Nermin UÇTU/ MANİSA,

====================================================

5)DENİZLERİN JAGUARI SEYRE HAZIR

İZMİR'in Buca ilçesinde yaşayan emekli elektronik öğretmeni Bülent Ömür, 25 yıllık sörf tutkusunun ardından 2.5 yılda yapımını tamamladığı teknesiyle denizlere açılmaya hazırlanıyor. Projesini Kanada'dan satın aldığı tekneyi, baştan sona kendisinin hazırladığını anlatan Ömür, uzun uğraşılardan sonra teknenin denizde seyre hazır olduğunu belirterek "Hedefim tüm Ege'yi yukardan aşağı gezmek. Teknemin hızı 15-20 knot. Denizlerin jaguarı olacak" dedi.

Konak Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde elektronik öğretmenliği yaptıktan sonra emekli olan, evli ve 1 kız babası 68 yaşındaki Bülent Ömür, sörfe olan tutkusuyla yelkenli tekne yapımına soyundu. Kanada'dan Duble V 17 Trimeran'ın projesini satın alan ve 40 metrekarelik atölyesinde çalışmalara başlayan Ömür, 2.5 yılın sonunda teknenin yapımını tamamladı. Hayatında testereyle ağaç kesmediğini ama teknik resimi iyi bildiğini söyleyen Bülent Ömür, "İngilizcem iyi olduğu için projeyi yorumladım. Amatör el aletleri ile ancak 2.5 yılda bitirebildim. Daha hızlı yapılabilirdi ama ben hem yaptım, hem öğrendim" dedi.

"YELKEN BİR TUTKU"

25 yıl boyunca açık denizlerde sörf yaptığını anlatan Ömür, yaşı ilerleyince eşinin isteği üzerine bu hevesine son verdiğini söyledi. Denize ve yelkene olan tutkusunun hiç azalmadığını dile getiren Ömür, "Yelken bir tutku. Bu tutkuya bir kez kapıldığınızda kendinizi alamazsınız. Riskleri var ama rüzgarla dost olduktan sonra çok keyiflidir. Yaşlandıktan sonra eşim, 'Bir gün denizin ortasında kalacaksın, bırak artık' dedi. Bıraktım ama yelkenle bağımı da hiç kesmek istemedim. Denizi seviyorum. Daha sonra internetten bu projeyi araştırdım ve Kanadalı tasarımcılarla iletişime geçtim. Uzun süredir uğraşıyorum. Bazı talihsizlikler de oldu, yelken direğimi çaldılar. Ama hiç vazgeçmedim, nihayet tamamladım" diye konuştu.

TÜM EGE'Yİ GEZECEK

Yelken numarasının 115 olduğunu ve bu tekneyi yapan dünyadaki 15'inci kişi olduğunu anlatan Bülent Ömür, daha önce satın aldığı tekneyi 4 yıl kullandığını söyledi. Üç kez Ege Denizi'nde tur atan Ömür, kendi teknesiyle 4'üncü kez tura çıkmak için gün saydığını belirtti. Ramazan Bayramı'ndan sonra teknesini suyla buluşturacağını belirten Ömür, şunları söyledi:

"Tek eksiği yelkeni ve motoru takılacak. Denize taşımak için direği indirip katlayacağım. Bayramdan sonra ilk kez suya inecek. Donanımı test ettim. Şuan denizde seyire hazır. Her şeye rağmen bir test sürüşü yapacağım. Teknenin içinde konaklayacağız. Kenarlarını tenteyle kapatıp bir kısmını yatak odası olarak kullanacağım. Güneş enerjimiz, buzdolabımız ve seyyar tuvaletimiz var. Bu teknede yazın rahatlıkla kalabilirim. Sıkılıncaya kadar gezebiliriz. Eşim de benim gibi hevesli ama ilk seyire gelmeyecek."

"GÜNEYE İNER FETHİYE'YE BİLE GİDERİM"

Eski teknesini satıp bir dükkan alan ve Duble V 17 Trimeran'ın masraflarını karşılayan Ömür, teknenin sığ sularda dahi kıyıya yanaşmaya uygun olduğunu anlattı. Hiçbir vergisi ve marina gideri bulunmadığını anlatan Ömür, "İşi bitince söküp otoparkıma koyacağım. Kanada'dan planlarını 195 dolara aldım. Teknemin hızı 15-20 knot. Denizlerin jaguarı olacak. Bunu kullanmak için iyi bir yelken bilgisi gerekiyor. Donanımını tek başıma kullanabileceğim şekilde yaptım. Yapımı yaklaşık 7 bin 500 Euro'ya mal oldu. Başka birine yaptırmak istesem 15 bin Euro gerekirdi, yurt dışından getirmek ise en az 22 bin Euro. Seferihisar Sığacık'ta suya bırakacağım. Orada uygun birkaç yer buldum. Kendimizi hazır hissedersek ağustos ortalarında güneye iner Fethiye'ye bile giderim" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

------------------------

-Bülent Ömür ile röp,

-Tekneden detay görüntü,

-Tekneye çıkıp bölümleri anlatmasından görüntü.

Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR,

=======================================================

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha Yurt Bülteni-3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement