DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - TEKRAR - Son Dakika
Güncel

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - TEKRAR

DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - TEKRAR

YOUTUBER ÇOBAN İLGİ GÖRÜYOR KONYA'nın Bozkır ilçesinde çoban Hüseyin Ay (30), dağlık arazide keçilerini otlatırken çektiği videoları 1 yıl önce YouTube'ye yüklemeye başladı.

25.04.2020 12:45

YOUTUBER ÇOBAN İLGİ GÖRÜYOR

KONYA'nın Bozkır ilçesinde çoban Hüseyin Ay (30), dağlık arazide keçilerini otlatırken çektiği videoları 1 yıl önce YouTube'ye yüklemeye başladı. Şu an yaklaşık 110 bin takipçiye ulaşan YouTuber çoban Ay, "110 bine yakın takipçim var. Onlara, köy hayatını, hayvancılığı, doğayı, yaşadığımız ne varsa aktarmaya çalışıyorum. Tabi insanlar, beni sevdi, doğallığımızı ve gerçekliğimizi sevdi. Birlikte 15- 20 dakika zaman geçiriyoruz" dedi.

Bozkır ilçesine bağlı eskiden köy statüsünde olan Karacahisar Mahallesi'nde oturan ve çobanlık yapan bekar Hüseyin Ay, 1 yıldır keçileri otlattığı sırada, cep telefonu kamerasıyla hayvanları, doğayı ve kendini görüntülüyor. Ay, çektiği görüntüleri, video paylaşım sitesi YouTube'a yüklüyor. Gün geçtikçe YouTube'taki takipçi ve izlenme sayısı artan Ay, videolarını çeşitlendirmeyi sürdürdü. 1 yılın sonunda yaklaşık 110 bin takipçiye ulaşan Hüseyin Ay, çevresinde ve sosyal paylaşım sitesinde 'YouTuber çoban' olarak anılmaya başlandı.

İŞ BULMAK İÇİN GİTTİĞİ İSTANBULDAN KÖYÜNE DÖNDÜ

Köyde çobanlık yaparken iş bulmak için gittiği İstanbul'da 10 yıl kaldıktan sonra 2 yıl önce tekrar köyüne döndüğünü belirten Ay, "10 yıl İstanbul'da ikamet ettim. Köyde 'evlenemezsin, bu işi yaparsan bekar kalırsın, kız bulamazsın' diye İstanbul'a gurbete gitmek zorunda kaldım. 10 yıl gurbette geçti ömrümüz. Orada zorluklar çektik. Olmayınca da sılamıza, köyümüze, babamın devam ettiği hayvancılığa geri dönüş yaptık. Şu an 2 yıldır babamla birlikte hayvancılık yapıyoruz" diye konuştu.

KEÇİ OTLATTIĞI ANLARI PAYLAŞIYOR

İstanbul'da İçerde ve Çukur dizilerinde figüranlık yaptığını belirten Ay, YouTube'a video çekmeye başladığı süreci şöyle anlattı:

Benim YouTube içerik üretme gibi bir isteğim, hayalim vardı. Kendi işimizden, çobanlıktan, köy hayatından 1 yıldır videolar atmaya başladım. İlk sıralar kitlelere ulaşmak zor oldu. Sonra yaklaşık 3 ay önce ilerleme kaydettik şu an 110 bine yakın takipçimiz var. Onlara köy hayatını, hayvancılığı, doğayı, yaşadığımız ne varsa onlara aktarmaya çalışıyorum. Tabi insanlar, beni sevdi, doğallığımızı ve gerçekliğimizi sevdi. Birlikte günlük 15-20 dakika zaman geçiriyoruz. Onlarda biraz huzur buluyorlar. Yurt içinden ve yurt dışındaki takipçilerimde güzel yorum yapıyor. Bizde keyif alıyoruz bu işi yapmaktan. Hem çobanlık yapıyorum hem de YouTube içerik üretiyoruz. Her şeyimiz gerçek ve doğal. Senaryosuz, projesiz içerikler üretiyorum. Belki bu işi, bu hayatı, keçi nasıl doğum yapar, keçi nasıl otlar, keçi en çok neyi sever, hiç bilmeyen arkadaşlarımız var. Onlara da eğitici ve öğretici videolar olmuş oluyor. Daha büyük ve güzel kitlelere ulaşmak için elimizden geleni yapacağız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ ------------------------------Çoban Ay'dan detayOğlakla ilgilenmesi ve ateş yakması Ay röp.-Ay'ın youtube yüklediği videolardan detay

Haber- Kamera: Hüseyin DUMRU BOZKIR KONYA

Haber Kodu : 200425036

===============================

BEYŞEHİR GÖLÜ SAHİLİNE DEV PROJE

TÜRKİYE'nin en büyük tatlı su gölleri arasında olan Beyşehir Gölü kenarındaki 188 hektarlık alanda; plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler yapılacak. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, "Beyşehir, Konya için deniz niteliğindedir. Bu projeyle Konya'mızın, İç Anadolu'nun yazlığı olacak bir yer hazırlıyoruz" dedi.Konya ve Isparta sınırları içinde kalan 650 kilometrekare alana sahip Beyşehir Gölü, turizme kazandırılmaya çalışılıyor. Türkiye'nin en büyük tatlı su gölleri arasında olan gölün Karaburun mevkisine; plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler yapılacak. Turizme kazandırılması planlanan bölgenin 188 hektarlık bir alanı kapsadığını belirten Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır, projeyle ilgili şunları söyledi: "Beyşehir Karaburun'da 188 hektarlık bir alanda plaj, marina, kamping alanı, bungalovlar ve çadır kamplı tesisler olmak üzere kapsamlı bir çalışma yaptık. Projenin animasyonunu sosyal medya yoluyla vatandaşımıza izlettik. Görüşlerini aldık. Beyşehir, Konya için deniz niteliğindedir. Bu projeyle Konya'mızın, İç Anadolu'nun yazlığı olacak bir yer hazırlıyoruz. Bu sene plaj, karavan ve günü birlik kamping alanını çözeceğiz. Manzaraya hakim bir yerde kademeli bir biçimde bungalovlar yerleştireceğiz. Plajın arka planında, sazın içinde çakma ağaçlarla ahşap yapı kavramıyla yine bungalovlar ve kameriyeler çözeceğiz. Plajımız, Akdeniz de ne varsa; şezlonguyla, çadırıyla, şemsiyesiyle tabi gözetleme kulelerine kadar düzenli bir biçimde, buraya gelen vatandaşın hem kendini dinleyeceğiz, hem yüce Mevla'nın bu verdiği cömert bu güzellikleri yerinde yaşayacağı bir manzarayla güzel tatiller yapmalarını sağlayacağız."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------------------Drone ile Karaburun plajından detayPlajdan detayProje anımasyonu Adil Bayındır röp.

Haber- Kamera: Muhammed SIDAL BEYŞEHİR KONYA DHA))

Haber Kodu : 200425025

====================================

ŞANLIURFA'NIN ASIRLIK ÇINARLARI YAŞADIKLARINI ANLATTI ŞANLIURFA'da, TBMM'nin kuruluşu ile aynı yaşta olan vatandaşlar, anılarını ve geçmişe olan özlemlerini anlattı. Şanlıurfa Valiliği'nin tespit ettiği 57 asırlık çınardan biri olan ve 23 Nisan'da 100 yaşına giren Perişan Bizci, hayatında hiç unutamadığı olayın kıtlık döneminde ekmeği karneyle alması olduğunu söyledi. Bizci, günümüzde ekmeklerin çöpe atılmasına da tepki gösterdi.  Şanlıurfa Valiliği, kent merkezi ve ilçelerinde 1920 yılında doğan ve halen hayatta olan 57 vatandaşı tespit etti. Valilik daha sonra, TBMM'nin kuruluşunun 100'üncü yılı dolayısıyla bu kişilere sürpriz doğum günü kutlaması gerçekleştirdi. Doğum günü sürprizi yapılan 57 asırlık çınardan biri olan, 12 çocuk 35 torun sahibi Perişan Bizci, tüm dünyayı saran koronavirüsün son bulması için dua ediyor.'HAYATIM BOYUNCA HER ŞEYİN KIYMETİNİ BİLDİM'Çocuklarından 5'inin vefat ettiğini belirten Bizci, "Ben en küçük oğlum Yasin'le birlikte kalıyorum. Oğlum ve torunlarım bana iyi bakıyor. Halimize sürekli şükrediyoruz. Ayağım sakat olmasına rağmen namazımı hep kılıyorum. Hayatım boyunca her şeyin kıymetini bildim. Kıtlık ve yoksulluk döneminde yaşadığımız o zorlu yıllar hep aklımda ekmeği karneyle alırdık. Şimdi ise ekmekler çöpe gidiyor. Allah bir an önce bu hastalıktan dünyayı temizlesin. Devletimize ve Cumhurbaşkanımıza uzun ömürler versin" dedi.'İBADETİNİ HİÇ AKSATMIYOR'Annesine 32 yıldır baktığını belirten 4 çocuk babası Yasin Bizci ise, "Annem TBMM'yle aynı yaşta. İlerlemiş yaşına rağmen hafızası yerinde, telefon kullanabiliyor. İhtiyacını kendisi gidermeye çalışıyor. Bunca yıl yaşamasının sırrı sağlıklı ve doğal beslenmesinden geliyor. İbadetini hiçbir zaman aksatmıyor" diye konuştu.'BUNCA YIL YAŞAMASININ SIRRI, HAYATI ÇOK SEVİYOR'100 yaşına giren 4 çocuk ve 22 torunu olan Duduhan Bedlek ise kızı Benveş Bedlek ile yaşadığını söyledi. Annesine 36 yıldır baktığını anlatan Benveş Bedlek şunları söyledi: "21 yıl önce babam hayatını kaybetti. Anneme biz bakıyoruz diğerleri farklı yerlerde yaşıyor. Annem en çok geçmiş yılları özlüyor. Bunca yıl yaşamasının sırrı ise hayatı çok seviyor. Yediği içtiğine çok dikkat ediyor. 100 yaşına rağmen hiç Türkçe konuşmayı öğrenmemiş bütün ihtiyacını kendisi görüyor."TBMM'yle yaşıt olan 8 çocuklu 35 torun sahibi Abdullah Kılınç da oğlu Sabri Kılınç'ın evinde 30 yıldır kaldığını söyledi. Köylerde çoban olduğu için hiç Türkçe konuşamadığını anlatan asırlık çınar Kılınç, doğal yiyecekler yediğini, halen anne ve babasını unutamadığını söyleyerek, kendisine bakan evlatlarına çok teşekkür etti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------------------------------4 çocuğu ve 22 torunu olan Duduhan Bedlek8 çocuklu 35 torun sahibi Abdullah Kılınç12 çocuk annesi 35 torunu olan Perişan BizciGenel ve detay görüntüler

Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL -ŞANLIURFA - DHA)

Haber Kodu : 200425034

====================

'ÇEKİRGE İSTİLASINA KARŞI İLAÇ KULLANILIRSA 50'YE YAKIN TÜR ZARAR GÖRÜR' DİCLE Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Zooloji Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, son dönemde gündemde olan çekirge istilasına karşı ilaçlama yapılması halinde 50'ye yakın türün zarar göreceğini söyledi. Satar, "En büyük endişemiz arıların ölmesi. Bir yerde bir kimyasal kullanıldığı zaman sadece bir türü öldürmüyorsunuz. Çin gibi tedbirimizi alırsak, devlet destekli köylülere ördek ve tavuk verilirse bir mücadele başlatılmış olur. Ekinler de zarar görmemiş olur" dedi.DÜ Fen Fakültesi Zooloji Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Satar, son dönemde gündemde olan ve çiftçileri endişelendiren çekirge istilasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Bölgede iki çekirge istilası görüldüğünü ve bunları daha önce tespit ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Satar, " Siverek'teki tür Fas Çekirgesi. Bu Akdeniz ülkeleri için çok baş ağrıtıcı bir çekirge türüdür. Akdeniz'den tutun Afganistan'a kadar yayılış gösteriyor. Bizim bölgemizde de vardı. İki yıl önce bunlarla müthiş bir ilaç mücadelesi yapıldı. Yok edildiğini zannettik, ama yavruları vardı. Bunların sayılarında artış meydana geldi. Siverek'te bunu görüyoruz" dedi.'EN BÜYÜK ENDİŞEMİZ ARILARIN ÖLMESİ 'Bingöl'de bulunan ekiplerin orayı istila edebilecek bir çekirge türü gözlemlediklerini aktaran Prof. Dr. Satar, şunları kaydetti:

"Burada ilaç kullanılırsa orası arıcılık yapılan bir bölge. En büyük endişemiz arıların ölmesi. Bir yerde bir kimyasal kullanıldığı zaman sadece bir türü öldürmüyorsunuz. Onunla bağlantılı olarak 50'ye yakın tür zarar görmüş oluyor. Suya karışıyor. Sudaki balık zarar görüyor. Balıkla beslenen kuş zarar görüyor. Dolayısıyla o çekirgenin de doğal düşmanını da biz yok ediyoruz. Burada bir sıkıntı söz konusudur. İlaçlama son çaredir. Tarımsal ilaçları biz önermiyoruz, ama diyelim ki Afrika Çöl Çekirgesi saldırısına karşı yapılacak tek ve en son şey çevreyi kirletme pahasına ilaç kullanımıdır. Çin gibi tedbirimizi alırsak devlet destekli köylülere ördek ve tavuk verilirse bir mücadele başlatılmış olur. Ekinler de zarar görmemiş olur. Bir tavuk günde 70 tane çekirge yiyorsa, ördek bunun yaklaşık 3 katını tüketiyor. Dolayısıyla hiç yoktan iyidir. Çekirge için doğal bir düşman olur. Yavruyken tavuklar bunları daha fazla sayıda tüketebilir ya da ördek bu yavruları daha fazla sayıda tüketebilir. Dolayısıyla popülasyonda düşüş olur ve sürü halinde gelemezler. Bizim bölgemizde bu istila ortaya çıkacak. Bunun için önlemlerin alınması lazım. Tarla sürülmesi, tarlanın yanındaki alanın da sürülmesi lazım. Çünkü bunların yumurtaları soğukta dışarı çıkar. Alanı sürdüğünüz zaman onlar yok olur. Tabi adam kendi tarlasını sürecek diğer tarafa nasıl mazot harcasın düşünmek lazım. Bu yüzden başaramadık. Ben diyorum ki eğer biyolojik mücadele göz önünde bulundurulursa belki mücadele edebiliriz. Yerel türler için söylüyorum bunları. Diğer büyük Afrika Çöl Çekirgeleri için bu söz konusu olmayabilir. Birleşmiş Millet Dünya Tarım Örgütü var. Onlar izliyorlar bu çekirgeleri. Önümüzdeki bahar döneminde Yemen, Suudi Arabistan ve İran'da büyük bir zarara sebep olacaklarını söylüyorlar. Fas çekirgelerinin çok büyük boyları var. Bir de yerel bir tür var. Bingöl'de risk var. İlaçlama olursa çok büyük zararlar olacağını düşünüyorum. Çünkü arıcılık var orada. Devletimizin özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne ve sınır bölgesinde bulunan köylere tavuk ve ördek desteği verilmesi gerekir diye düşünüyorum."

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT ÖZEL GÜNDEM - TEKRAR - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement