Dünyada 130 Milyon Kadın 'Sünnetli'

Birleşmiş Milletler (BM) istatistiklerine göre bugün dünyada sünnetli kadın ve kız sayısı 130 milyona ulaştı. Her yıl yaklaşık 2 milyon kız çocuğu da sünnet nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Sünnet, genelde genital bölge uyuşturulmadan ve bıçak, tıraş bıçağı, keskin cam parçaları veya keskin teneke kenarı kullanılarak yapılıyor.

İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, kadın sünneti esas olarak Afrika kıtasının orta şeridinde yer alan 30 Afrika ülkesinde uygulanıyor. Bu bölgedeki kadınların yüzde 72 ile yüzde 99'u, diğer Afrika ülkelerindeki bazı etnik grupların veya kabilelerin kadınlarının yüzde 18-72'si sünnetli. Umman, Yemen, Birleşik Arap Emirliği'nde, Endonezya ve Malezya'nın bazı bölgelerinde, Kuzey Irak'ta bazı Kürt bölgelerinde yaşayan kadınlar arasında da daha az oranlarda olmakla beraber sünnet geleneği yaşatılıyor.

Ayrıca bu ülkelerden gelen göçmenlerin geleneklerini taşımaları ve sürdürmek istemeleri nedeniyle kadın sünneti, Avrupa, Kanada, Amerika, Yeni Zelanda ve Avustralya'da da artık görülmeye başlandı. 'Sünnet' kadın hakları savunucularına göre kadınlara yönelik şiddetin en uç uygulamalarından biri olarak tüm dünyayı ilgilendiren bir kadın sorunu olmaya devam ediyor. Mısır'da yapılan arkeolojik kazılarda bulunan bazı kadın mumyalarının sünnetli olduğu belirlendi. Kadın sünnetinin nasıl yapıldığı M.Ö 1600'lü

yıllardan kalan duvar resimlerinde detaylı bir şekilde tasvir ediliyor. Uzmanlara göre bu durum kadın sünneti geleneğinin kökeninin çok eski çağlara dayandığını gösteriyor. Uzmanlara göre, kadın sünnetinin halen uygulandığı pek çok Afrika ülkesinde, Hristiyan, Müslüman, Musevi ve tek tanrılı olmayan dinlere inanan gruplarda da yoğun olarak uygulanması, sünnet geleneğinin tarihinin tek tanrılı dinlerden daha eski olduğunu ve tek tanrılı din seçiminin bu geleneğin sürdürülmesini etkilemediğini gösteriyor.

Kadın sünneti esas olarak 3 ayrı şekilde uygulanıyor.

1- Klitorisin tümüyle kesilmesi (Clitoridectomy).

2- Klitoris ile birlikte yakın çevresindeki küçük ve bir kısım büyük dudakların kesilmesi (Excision).

3- Klitoris ile birlikte küçük ve büyük dudakların neredeyse tümüyle kesilmesi, açık yaranın dış çeperlerinin bir araya getirilerek yaranın tümüyle dikilmesi, sadece idrar ve aybaşı kanamasının akabileceği ve ancak küçük parmak genişliğinde olan bir açıklık bırakılması (İnfibulation).

Araştırmalar sünnetli kadınların yüzde 80-85'inde 1. ve 2. tür sünnet uygulandığını ortaya koyuyor. Cibuti, Somali, Sudan'da kadınların yüzde 98'i 'firavun tarzı' da denilen ve sünnetin en ağır şekli olan 'İfibulation' yöntemiyle sünnet ediliyor. Ayrıca Mısır'ın güneyinde, Eritre ve Etiyopya'da, Gambia, Çad, Kenya ve Mali'nin bazı bölgelerinde de bu tür sünnetler uygulanıyor. Bu ülkelerdeki inanışlara göre, bu yöntemle sünnet edilen kadınların her doğum sonrasında yeniden sünnet edilmesi gerekiyor.

Doğumu kolaylaştırmak için doğum esnasında sünnet bölgesi yarılan kadınlar doğumdan hemen sonra yeniden dikiliyor. Böylece kadınlar, çocuk sayıları kadar sünnet oluyor bir başka ifadeyle aynı acıları defalarca aynı yoğunlukta yaşamak zorunda kalıyor.

Araştırma sonuçlarına göre sünnet yaşı bölgelere göre değişmekle beraber genelde Etiyopya ve Nijerya'da kız bebek 8 günlük iken, Mısır'da 3-8, Sudan'da 5-8, Somali'de 4-10 ve diğer pek çok ülkede 13-15 yaşları arasında kız çocukları sünnet ediliyor. Sünnet, genelde genital bölge uyuşturulmadan ve bıçak, tıraş bıçağı, keskin cam parçaları, keskin teneke kenarı kullanılarak yapılıyor. Yaranın tutturulmasında akasya ağacı dikenleri, kemik çiviler, iğne, hayvan kıllarından elde edilen iplikler veya deri

iplikler kullanılıyor. Daha sonra kız çocuğu ayağa kaldırılarak bacakları dizden kalçaya kadar bitişik olarak sıkıca sarılıyor ve sünnetlinin birkaç hafta hareket etmeden yatması, idrarını ve dışkısını yattığı yerde yapması sağlanıyor. Sünnetçi dışında, kız çocuğunun etrafına toplanan kadınlardan bazıları kız çocuğunun kollarını, bacaklarını sıkıca tutuyor, bazıları kıpırdamaması için omuzlarından bastırıyor. Dilini yutmasını veya ısırmasını engellemek için kızın ağzına bir bez veya sopa yerleştiriliyor;

diğer kadınlar tarafından da çığlıkları bastırmak için def çalınıp yüksek sesle şarkılar söylenip bir yandan da iyi dilekler iletiliyor.

Öte yandan Dünya Sağlık Örgütü, delme, dağlama, kazıma, vajinanın içine kanama sebebi olan çeşitli bitkiler yerleştirme veya bazı Müslüman topluluklarda 'sünnet/sunna' denilerek klitorisin bir şekilde işaretlenmesi gibi kadının cinsel organına yapılan müdahaleleri de dördüncü uygulama şekli olarak 'mücadele edilmesi gereken' sünnet kapsamına aldı.

(YZE-MAY-NÇ-Y)