Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de yaşananlara değinerek, "Bizim için temel öncelik, akan kanın durdurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasıdır" dedi.
Devlet Başkanlığı Rezidansında gerçekleştirilen toplantıda, yaptıkları görüşmelerle ilgili bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin, basın mensuplarının sorularını da cevaplayarak gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Rusya'ya son iki ay içerisinde ikinci ziyaretini gerçekleştirdiğine, 2016 Ağustos ayından bu Rusya Devlet Başkanı Putin ile beşinci kez bir araya geldiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinin sık sık telefonla da devam ettiğini aktararak tüm bu görüşmeler sayesinde iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde arzu edilen ivmeyi yakaladıklarını söyledi.
AKKUYU NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ PROJESİ
Münasebetlerin çok daha ileri taşınması noktasında her iki tarafta da güçlü bir irade bulunduğunu ve bunda iki ülke liderlerinin çeşitli sınamalar karşısında gösterdiği sağduyulu yaklaşımın büyük önemi olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerinde ekonomik ve ticari konular başta olmak üzere atılması gereken adımlar hususunda istişare ettiklerini, 10 Mart'ta Moskova yaptıkları Üst Düzey İşbirliği Konseyinin 6. toplantısında aldıkları kararları ve bu kapsamda yapılanları tekrar gözden geçirme fırsatı bulduklarını aktardı.
Her iki ülkenin ekonomi kurmaylarının Moskova ve Ankara'da sık sık bir araya gelerek ticari ve ekonomik ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması için yoğun çaba sarf ettiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki günlerde bu çalışmaların neticelerinin görülmeye başlanacağını, bunun yanı sıra Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali konusundaki iki ülke arasındaki iş birliğinin de kendi mecrasında hassasiyetle ilerlediğini bildirdi.
"SURİYE'DEKİ KRİZ BAŞTA OLMAK ÜZERE BÖLGESEL SORUNLARI DA ELE ALMA FIRSATI BULDUK"
Güreşmelerinde Suriye'deki kriz başta olmak üzere bölgesel sorunları da ele alma fırsatı bulduklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'kimin neresi ağrıyorsa onunla ilgili konuşur' şeklindeki Rus atasözüne atıfta bulunarak, "Evet, ülkelerimiz için de Suriye 6 yıldır kanayan bir yara. Dünyanın diğer bölgelerinde çocuklar sokaklarda neşe içinde oynarken, baharın, yeşilin, güneşin güzelliğini doyasıya yaşarken, Suriyeli çocukların her gün ölümle burun buruna gelmeleri bizleri ortak acısıdır" diye konuştu.
"Suriye'yle 911 kilometre sınır olan, aynı kumaştan kesilmiş bir ülkeyiz. Hemen yanı başımızda yükselen çocuk feryatlarına nasıl duyarsız kalabiliriz? Çocukların, kadınların, yaşlıların kimyasal ve konvansiyonel silahlarla katledilmesine nasıl gözlerimizi kapatabiliriz?" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu acıların içinden gelen 3 milyon kişinin Türkiye topraklarında yaşadığını hatırlattı. Bu acılar sürdükçe, ülke olarak Suriye hakkında konuşmaya, görüşmeye devam edeceklerini, masumların çığlıklarına kulak tıkamadan sorunu çözmeye, bunlara yönelik arayışları sürdüreceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dostum Putin de bu drama son vermeyi samimi şekilde arzu ediyor. Ateşkes rejiminin hayata geçirilmesinde kendisinin büyük emeği ve çabası olacağına inandım, inanıyorum" diye ekledi.
"ASTANA GÖRÜŞMELERİ SAYESİNDE ATEŞKESİN TAHKİM EDİLMESİ HEDEFİNE BİR AN ÖNCE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Türkiye-Rusya- İran garantörlüğünde uygulanan ateşkes veya yeni adıyla 'çatışmasızlık', siyasi çözüm çalışmalarının başarıya ulaşması için önemli bir fırsat penceresi oluşturmuştur. Bu altın fırsatın heba edilmemesi gerekir. Garantör olarak yükümlülüklerimizi yerine getirme konusunda son derece hassas hareket etmeliyiz. Astana görüşmeleri sayesinde ateşkesin tahkim edilmesi hedefine bir an önce ulaşmaya çalışıyoruz. Ancak, bazı çevreler tüm enerjilerini süreci sabote etmeye harcıyor. Bu unsurların sahayı provoke etmek, yeşeren umut tohumlarını yok etmek için neler yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Bunun en bariz örneği, Han Şeyhun'da gerçekleştirilen kimyasal saldırıdır. Böyle vahşi bir saldırı hiç kimsenin yanına kar kalamaz, kalmamalıdır. Bugün Sayın Putin'le bu saldırıların sorumlularının cezalandırılmasının son derece önemli olduğu konusunda hem fikir olduğumuzu gördüm. Ateşkesi bozmaya yönelik her saldırı sahadaki durumu kötüleştirmenin yanı sıra, garantör ülkelerin emeklerini de baltalıyor. Tüm bu konularda Rusya'yla eşgüdüm halinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Suriye krizinin çözümü elbette siyasi süreç neticesinde hal yoluna girecektir."
" YPG, DEAŞ VE EL KAİDE BİZİM NAZARIMIZDA AYNIDIR"
Kendileri için en temel önceliğin, Suriye'de akan kanın durdurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Suriye vekalet savaşlarına sahne olduğu sürece, terör örgütleri zemin kazanmaya devam edecektir. Bu itibarla, Suriye'deki tüm terör örgütleriyle mücadeleyi Suriye'nin geleceği, Suriye halkının bekası ve dünyanın huzuru bakımından gerekli görüyoruz. Bizler bugüne kadar terör örgütleri arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. YPG, DEAŞ, El Kaide, bizim nazarımızda aynıdır, aralarında hiçbir fark yoktur. Bunların tamamı kandan, kaostan ve gözyaşından beslenen vampirlerdir. Terör örgütlerinin kökünün kazanması hepimizin ortak sorumluluğudur" açıklamasında bulundu.
Türkiye'nin, güney sınırı boyunca milli birliğini, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini tehdit eden düşman bir yapının oluşmasına izin veremeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak için gereken her türlü önlemi almayı sürdüreceğiz" dedi.
"TERÖR ÖRGÜTLERİ, İNSANLIĞIN ORTAK DÜŞMANIDIR"
Nisan ayında gerçekleşen terör saldırılarında hayatını kaybeden Rus vatandaşları için de taziyelerimi ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu kalleş eylemler terörün sınır, ilke ve hukuk tanımaz kanlı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi, Moskova'da yapılan eylemlerle İstanbul'da, Brüksel'de, Kabil'de veya Paris'te yapılanlar arasında hiçbir fark yoktur. Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun, terör örgütleri insanlığın ortak düşmanıdır. Terörle mücadelesinde Rus dostlarımızın yanında olduğumuzun özellikle bilinmesini istiyorum" sözlerine yer verdi.
Geçen hafta Karadeniz'de Rus askerlerini taşıyan geminin uğradığı kaza nedeniyle de geçmiş olsun dileklerini tekrarlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kaza haberini alır almaz tüm imkanları seferber ettiklerini aktardı ve kazada can kaybının yaşanmamasının en büyük teselli kaynağı olduğunu dile getirdi.
22 Mayıs'ta İstanbul'da düzenlenecek Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütünün 25. Kuruluş Yıl Dönümü Zirvesi vesilesiyle Rusya Devlet Başkanı Putin'i Türkiye'de ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyacağını da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları istişarelerin ve aldıkları kararların bölge ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisiyle sözlerini tamamladı.
RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN: "İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARETTE MİLLİ PARA BİRİMİNİN KULLANILMASI KONUSUNU ELE ALDIK"
İki ülke arasındaki ilişkilere işaret ederek, "Şu anda kesin bir şekilde kaydedebiliriz ki normalleşme süreci bitmiştir ve tamamlanmıştır ve ortak iş birliğine dönüyoruz" sözlerine yer veren Rusya Devlet Başkanı Putin de, yaptıkları görüşmelerde Rus-Türk orta vadeli iş birliği programının yerine getirilmesi konularını aldıklarını, özellikle ekonomik alana odaklanarak, karşılıklı engellerin ve kısıtlamaların kaldırılması, ticaret ve yatırım ilişkilerinin güçlendirilmesi ve ayrıca iki ülke arasındaki ticarette milli para birimlerinin kullanılması konularını ele aldıklarını açıkladı.
İki ülke arasında yatırım alanında işbirliğinin gayet iyi gittiğini, karşılıklı hizmet ticareti ve yatırımlar anlaşmasının hazırlanmasının tamamlanması konusunda anlaştıklarını söyleyen Rusya Devlet Başkanı Putin, toplantılarda insani alandaki iş birliğini de ele aldıklarını belirterek, "2019 yılında karşılıklı olarak kültür ve turizm yılları düzenleyeceğiz. Bu etkinlikler için hazırlık çalışmaları pratik aşamaya geçti. Mayıs ayında Rus turistlerin üçte birisi Türkiye'yi tercih etmiştir" dedi.
"İDLİB BÖLGESİNDE HALEP'TEN KAÇAN İNSANLARIN YAŞAM MÜCADELESİ VAR"
Toplantıda bir basın mensubunun, "Suriye krizinin çözümü noktasında güvenli bölgelerin oluşturulması konusu gündeme geldi mi? Bu anlamda bir mutabakat sağlanabildi mi?" sorusunu Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle cevapladı: " Şimdi bir yeni açılım doğdu. Şöyle ki; biliyorsunuz ta başından itibaren her yerde 'güvenli bölge' ifadesini kullandım, bugün de kullanıyorum, kullanacağız. O da ağırlıklı olarak Rai- Cerablus arası ve güneye doğru olan şöyle yaklaşık 4-5 bin kilometrekarelik bir alan. Ama şimdi bir de 'çatışmasızlık bölgesi' çıktı ki, bu bölge de İdlib bölgesi. Tabii bu İdlib bölgesinde şu anda malum ağırlıklı olarak Halep'ten kaçan insanların oradaki yaşam mücadelesi var ve bölgenin en büyük yerleşim merkezlerinden birisi olan İdlib'de zaman zaman maalesef ciddi sıkıntılar oluyor. Şimdi ise oradaki bir yeşil hatla bir 'çatışmasızlık bölgesi' ilan edildi. Temenni ederim ki bu 'çatışmasızlık bölgesi' korunmaya devam eder. Bugün Sayın Başkanla onu da yine harita üzerinde ayrıca müzakere ettik, görüştük. Astana'daki önemli konulardan bir tanesi de bu ve bugün oradan da şöyle olumlu kararlar çıkmak suretiyle bu çatışmasızlığın bir karar bağlanması, zaten şu anda Suriye'de önemli bir adımın atılmasına da vesile olur."
Rusya Devlet Başkanı Putin de aynı soruya verdiği cevapta, Suriye krizinin siyasi yollarla çözülebilmesi için çatışmaların durdurulması ve ateşkes rejiminin ilan edilmesi gerektiğine işaret ederek, Rusya, Türkiye ve İran'ın bu formülün oluşturulmasına en büyük katkıda bulunan ülkeler olduğunu dile getirdi. Çatışmasızlık bölgelerinin oluşturulması girişimini ABD'nin de desteklediğini aktaran Rusya Devlet Başkanı Putin, "Kanlı çatışmanın durdurulması gerekiyor ve siyasi diyalogun başlatılmasına zemin sağlamamız lazım. Bu konuda Sayın Türkiye Cumhurbaşkanıyla görüşlerimiz ortak, tamamen aynı" sözlerine yer verdi.
"NORMALLEŞME SÜRECİNİN ARTIK ÖTESİNE GEÇİYORUZ, YENİ BİR SÜREÇ BAŞLIYOR"
Türkiye ile Rusya arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin tam olarak normalleşmesinin ne zaman gerçekleşeceği yönündeki soruya verdiği cevapta, şu anda bir geçiş sürecinin yaşandığına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ara formüllerin bulunmasıyla bu süreci belli bir zemine oturtacaklarını kaydetti ve "Böylece normalleşme sürecinin artık ötesine geçiyoruz. Yeni bir süreç başlıyor, hayırlı olsun" diye konuştu.
Basın toplantısının ardından Rusya Devlet Başkanı tarafından uğurlanarak Soçi Uluslararası Havalimanı'na gecen Cumhurbaşkanı Erdoğan, beraberindeki heyetle Türkiye'ye dönmek üzere ülkeden ayrıldı. - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Erdoğan: Suriye Vekalet Savaşlarına Sahne Olduğu Sürece, Terör Örgütleri Zemin Kazanmaya Devam... - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?