İit Üye Ülkeleri Birinci Arabuluculuk Konferansı

Siyasi İşlerden Sorumlu İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreter Yardımcısı Büyükelçi Abdullah Alim, örgütün ihtilafların çözülmesi konusunda arabuluculuğu önerdiğini belirterek, "Arabuluculuk mekanizmasına önem veriyoruz. Devletler arasında adalete, saygıya, iyi komşuluğa dayalı ilişkiler için çalışmaktayız. İlişkilerde güç kullanma tehdidinden kaçınmamız gerekir." dedi.

Uyuşmazlıkların çözümünde arabuluculuğun öneminin giderek arttığı bir dönemde "Güçlü Arabuluculuk: İİT'nin Rolü" temasıyla düzenlenen İİT Üye Ülkeleri Birinci Arabuluculuk Konferansı'nın açılışında konuşan Alim, toplantıda arabuluculuk konusunun İslam teşkilatındaki rolünün tartışılacağını söyledi.

İİT'nin kurulduktan sonra barış, istikrar, uyum ve güvenliği geliştirmek için çabaladığını ifade eden Alim, teşkilatın İslam ümmetinin bireylerini bir araya getirmek, kardeşlik ve dayanışma için çalıştığını söyledi.

Alim, teşkilatın İslam dünyasında önemli rolü olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"İhtilaflarının barışçıl şekilde çözümlenmesine katkıda bulunuyor. Üye devletler kolektif olarak ve oy birliğiyle karşılaştığımız ciddi zorlukların üstesinden gelmek için iş birliği ve güç birliği yapmak zorundadırlar. İİT, ihtilafların çözülmesi konusunda arabuluculuğu önermektedir. Ümmetimizin beklentilerine cevap vermeye çalışıyoruz. Arabuluculuk mekanizmasına önem veriyoruz. Devletler arasında adalete, saygıya, iyi komşuluğa dayalı ilişkiler için çalışmaktayız. İlişkilerde güç kullanma tehdidinden kaçınmamız gerekir."

Alim, ülkeler arasındaki ihtilafların hangi mekanizmayla çözümleneceği konusunda Akil Adamlar Konseyi'nin kurulduğunu belirterek, bunun bir danışma kurulu olduğunu söyledi.

"İnsanlığa karşı suçlar işlenmekte"

Abdullah Alim, İslam dünyasında ihtilaflar yaşandığını, korkular ve aşırıcılığın beraberinde getirdiği umutsuzluğun adaletsizliği, temel hak ve özgürlükleri tehlikeye düşürdüğünü vurgulayarak, terör gruplarının yer aldığı bölgelerde ihtilaflar meydana geldiğini söyledi.

Myanmar, Keşmir, Suriye, Yemen, Irak, Libya gibi ülkelerde Müslümanların yaşadıkları sorunları arabuluculukla önlemeye çalıştıklarını vurgulayan Alim, bu ülkelerdeki ortamların daha da kötüye gitmesini bu yöntemle engellemek zorunda olduklarını dile getirdi.

"Sürdürülebilir barış ve istikrar için İİT'den faydalanılmalı"

Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, Türkiye'nin, İİT Zirve Dönem Başkanlığını İslam dünyasının ortak sorunlarına ortak çözümler bulmak anlayışıyla yürüttüğünü ve bu anlayış doğrultusunda ilk İİT Üyesi Ülkeler Arabuluculuk Konferansı'na öncülük ve ev sahipliği yapmaya karar verdiğini söyledi.

Yıldız, İslam dünyasının karmaşık ve çok boyutlu sınamayla karşı karşıya bulunduğunu ifade ederek, coğrafi erişimi ve temsil ettiği nüfus bakımından BM'den sonra en büyük uluslararası örgüt olan İİT'nin, küresel barış ve istikrara katkı yapma bakımından karşılaştırmalı üstünlük sahibi olduğunu kaydetti.

Arabuluculuğun İİT'in bu potansiyelini daha iyi değerlendirmesine katkı sağlayacak faydalı bir araç olduğunu dile getiren Yıldız, sürdürülebilir barış ve istikrarın sağlanması için İİT'den daha iyi şekilde faydalanılması gerektiğini belirtti.

Yıldız, Türkiye'nin İİT'nin arabuluculuk konusundaki çabalarını desteklediğini, bu alanda bazı başarı hikayelerine sahip olan örgütün arabuluculuk alanındaki kapasitesinin önümüzdeki dönemde daha fazla geliştirilmesinin önem taşıdığını belirterek, arabuluculuğun daha etkin ve yaygın şekilde kullanımının girişimci ve insani bir yaklaşıma dayanan Türk dış politikasının başlıca hedeflerinden birisi olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ahmet Yıldız, geleceğe yönelik ihtilafların ortadan kaldırılabilmesi için dünyanın bugünkü durumuna yönelik arabuluculuğa ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İslam dünyası ne yazık ki çalkantılı dünyada bir istisna teşkil etmemektedir. 2015 yılında 30-40 ihtilafa tanık olduk. Bunların hepsi İslam İşbirliği Teşkilatı'na mensup ülkelerde yaşandı. Dünyada yerinden yurdundan edilen insanların yüzde 65'i bizim bu bölgeden gelmektedir. Aynı zamanda insani yardıma ihtiyaç vardır. Kaçınılmaz olan gelişmeler yaşandı. Tarih boyunca pek çok uluslararası ve bölgesel barış, güvenlik, istikrar, ihtilafların çözümlenmemesi nedeniyle hep ortaya çıkmıştır. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz güçlükler çok farklı ihtilafları beraberinde getirmektedir."

İslami dayanışma ve iş birliğine dayalı olarak gerçek bir İslami ruh ile çalışılması gerektiğini vurgulayan Yıldız, bu şekilde İslam'ın bir barış dini olduğunun ispatlanabileceğine dikkati çekti.

Yıldız, ihtilaflardan en fazla zarar görenlerin Müslümanlar olduğunu dile getirerek, "Arabuluculukta daha etkin ve daha kapsamlı bir uygulamayı sağlarsak, bu Türkiye'nin temel hedefidir, bu şekilde insani bir dış politikayı da uygulayabiliriz. Türkiye her şeyden önce barışçıl bir şekilde her türlü ihtilafın önlenmesi amacıyla bunu önermektedir. Bu anlayışla biz arabuluculuğu Birleşmiş Milletler'de bir barış girişimi olarak görüyor ve bunu AGİT çerçevesinde de uyguluyoruz." dedi.

Konferansa 40 İİT üyesi ülkeden ve uluslararası kuruluşlardan kıdemli yetkililer, akademisyenler, arabuluculuk uzmanları ve uygulayıcıları katılıyor. İİT'de ilk kez düzenlenen bu konferansta örgütün arabuluculuk alanındaki mevcut faaliyetleri, potansiyeli ve bu alandaki rolünü güçlendirmek amacıyla geleceğe yönelik atılabilecek adımlar ele alınıyor.