Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 70. Mali Genel Kurulu TOBB Üniversitesi'nde yapıldı. Genel Kurul'a Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı. İlk konuşmayı TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu yaptı. Hisarcıklıoğlu, "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin toplumsal mutabakata vesile olmasını diliyoruz. İhtiyaç bekleyen yapısal reformlar var. Vergi reformu, cari açığı azaltacak sanayi stratejisi, reel sektörün bankalarla çalışma ortamının iyileştirilmesi. Vergi reformu ile herkesten daha adil vergi toplayan bir sistem kurmalıyız. Vergi reformu sadece devlet gelirleri artırmak için düşünülmemeli. Vergisini düzgün ödeyene pozitif ayrımcılık yapalım ki herkes vergisini düzenli ödemeye teşvik edilsin. Cari açığın azalması daha istikrarlı büyüme için şart" dedi.
"BÖYLE DEVAM EDERSEK ANADOLU'NUN ŞİRKETLERİNDEN YARININ KOBİ'LERİ ÇIKMAZ"
"Gelin vergisini aksatmadan ödeyenleri ödüllendirelim" diyen Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi; "İhracatımız içinde orta teknoloji ürünlerin payı artıyor ama ileri teknoloji içeren ürünlerin payı azalıyor. Ürün bazında yatırım teşviki verilebilmeli. Sadece Türkiye'yi değil bölge ülkedeki fırsatları da göz önünde bulundurmalıyız. Komşu bölgelerde içinde Türkçe konuşulan kapısında Türk bayrağı dalgalanan yerler hayal ediyoruz. Bunun ilk adımını Filistin Cenin bölgesinde atıyoruz. Bu tür sanayi bölgelerinin sayısını arttırmalıyız. Dünya için üretip katma değeri Türkiye'ye getirmek hedefimiz olmalı. Müteşebbisler en çok yüksek girdi fiyatlarından çekiniyor. Enerji ile ilgili yüksek vergileri kademeli olarak azaltalım. Demiryollarını OSB'lere, limanlara mutlaka ulaştıralım. İhtiyaç duyulan önemli bir konu da KOBİ'lere pozitif ayrımcılık. İhracatımızın yüzde 63'ünü ithalatın yüzde 39'unu KOBİ'ler yapıyor. Biz kamu alımlarında yabancı ülkelere kucak açtığımızda yabancı ülkelerin şirketlerini desteklemiş oluyoruz. Böyle devam edersek Anadolu'nun şirketlerinden yarının KOBİ'leri çıkmaz. Kamu alımlarında yerli üretime yüzde 15 fiyat avantajı uygulanması kararı alındı ama bürokrasi bunu dikkate almadı. Belediyeler bile yerliyi değil ithali kullanıyor. Hükümetimiz de bunu gördü. Yerli üretime fiyat avantajı sağlayan yeni bir düzenleme getirdi."
"BU VİCDANSIZLIĞI, 'HEP BANA' ANLAYIŞINI BIRAKIN"
Hisarcıklıoğlu, "Bankaların bize yüklediği maliyetler de son dönemde canımızı yakıyor. Reel sektör bankalara farklı isim altında harç, komisyon, dosya ücreti ödemekten bıktı. Bu dönemde reel sektör hapşırsa bankacılık sektörü grip olur. Bankalara sesleniyorum: Bu vicdansızlığı, hep bana anlayışını bırakın. Unutmayın KOBİ varsa siz varsınız" dedi.
"SERMAYENİZ YOKSA ORTAKLIK KURUN"
Hisarcıklıoğlu, "Biz hala küçük olsun benim olsun anlayışını terk etmiyoruz. Ortaklı kurmuyoruz. Şirketlerimiz artık güçlerini harekete geçirsin. Sermayeniz yoksa ortaklık kurun, birleşin ve halka açılın" diye konuştu.
"GİRİŞİMCİLERİMİZİN İTİBARI ÜLKEMİZİN İTİBARIDIR"
Hisarcıklıoğlu, "Yeşil pasaportlu zihniyet buna engel oldu. Ülkemizi sadece bürokratlarımız değil işadamlarımız da temsil ediyor. Girişimcilerimizin itibarı ülkemizin itibarıdır. Bizim ayağımızda şu prangaları söküp atalım ki biz de Türk şirketlerini dünyaya açalım. Kamu ve özek sektör el ele vermeli ve öncelikler ortak akılla belirlenmelidir. Biz rekabetçi seviyede tutacak Pazar AB pazarıdır. Alım gücü en yüksek ve bize en yakın pazardır. İş dünyası olarak AB değerlerini sonuna kadar destekliyoruz. Bu süreçte AB liderlerinin vizyonsuzluğu ve ön yargılı yaklaşımları bizi gerekli reformları yapmaktan vazgeçirmesin. Biz Anadolu kaplanlarıyız. Helal rızık peşinde koşan bu ülke işçin koşan neferleriz. Bizim yolumuz doğru gönlümüz hakta. Davamız sevdamız bir. Kalkınmış, büyük zengin bir Türkiye. Türkiye yerinde saysın diye umanların rüyaları asla gerçek olmayacak. Türkiye dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacak" dedi.
**********
BAŞBAKAN ERDOĞAN "SORUMLULUĞU OLANLAR BUNUN HESABINI VERECEKLERDİR"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 70. Mali Genel Kurulu'nda Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun ardından kürsüye Başbakan Erdoğan çıktı. Soma'daki maden faciası ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan şunları söyledi; "Şimdi önümüzde birkaç önemli husus var, bu hadisenin tüm boyutlarıyla aydınlatılması gerekiyor. Kazayla ilgili idari ve adli soruşturma başladı. İnşallah yapılan inclemeler ve soruşturmalar neticesinde kazanın sebebi tam olarak aydınlatılacak hem de ihmali olan, sorumluluğu olanlar bunun hesabını vereceklerdir. Hükümet olarak bu hadisenin bizzat takipçisiyiz. Bütün tedbirleri almak zorundasınız. Tevekkül asla ve asla tedbirsizlik anlamına gelmez, kaza ve kadere iman asla ve asla her şeyi akışına bırakmak, tabii mecrasına bırakmak, tedbiri elden bırakmak anlamına gelmez. Tayyip Erdoğan, kaza ve kadere iman eder, kaza ve kadere iman edenlerin şu topluluk içerisinde kahirekseriyette olduğunu biliyorum ama buna inanmayanların da olduğunu biliyorum. Toplumda birçok köşe yazarlarının bununla alay ettiklerini de görüyoruz. Benim işveren kardeşim de çalışan işçi kardeşim de en kötü ihtimali düşünmek, en kötü ihtimale karşı tedbiri mutlaka almaz zorundadır"
"İŞ YERİ SAYISININ YÜZDE 111 ARTTI"
Son 12 yılda Türkiye'deki iş yeri sayısının yüzde 111 arttığını belirten Başbakan Erdoğan, "727 bin iş yeri vardı, şu anda 1,5 milyonun üzerinde iş yerimiz var. Çalışan sayısı aynı şekilde yüzde 128 oranında arttı. Türkiye'de 2002'de 5 milyon kişi istihdam ediliyordu. Şu anda 12 milyon kişi istihdam ediliyor. İş yeri sayısı ve işçi sayısı bu kadar artarken, iş kazası oranı yüzde 55 oranında azaldı. Yaşanan facianın ardından Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi olamaz. Çok acı, bedeli çok ağır olan bir hadise yaşadık, bunun artık minimize oLması noktasında hep birlikte çalışmalıyız ve çalışacağımıza da yürekten inanıyorum" diye konuştu.
"MADENCİ ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİ İNANIN UMURLARINDA BİLE DEĞİL"
Başbakan Erdoğan, "Sokak eylemlerinin karalama kampanyalarının seçilmiş bir hükümete yönelik darbe girişimlerinin ekonomiye neler ödettiğini anket gösteriyor. Türkiye tarihi başarıları yaşarken Gezi olayları adı altında şiddet olayları başladı. İçeriden eline geleni ardına koymayanlar oldu. Dışarıdan sistematik bir kampanya başladı. Bu saldırının etkilerini telafi ettiğimiz sırada 17 ve 25 aralık darbe girişimini yaşadık. 30 Mart'ta bu darbe girişimcilerine gereken ders milletimiz tarafından en güzel şekilde verildi. Gerek gezi gerekse 17 ve 25 Aralık şahsım kadar milli iradeyi ve ülkedeki istikrarı, büyüyen Türkiye'yi hedef aldı. Benzeri saldırıların Mısır'ı Ukrayna'yı hangi noktaya taşıdığını görüyorsunuz. Bu gösterilerin yaşandığı yerlerde camı çerçevesi kırılan kim. Benim esnaf kardeşim. Bu camı çerçeveyi yerine koymak isteyen kim devlet. Bankalara kadar saldırılar oldu. Buraları hatta yağmaladılar. Aynı manzarayı şu anda Soma kazasından sonra görüyoruz. Madenci şehitlerimizin aileleri inanın umurlarında bile değil. Buradan nasıl siyasi sonuç çıkarırız diye iftiralar atanlar aleni provokasyon yapanlar var. Bunlara karşı ortak tavır geliştirmek hepimizin sorumluğudur.
"BİZİM ELEŞTİRİDEN KORKUMUZ YOK"
Başbakan Erdoğan, "Bizim eleştiriden korkumuz yok, hukuk içinde yapılan gösteriden, ifade özgürlüğünden asla endişemiz yok, ama eleştiri, protesto, gösteri hakkı adı altında eğer demokrasimiz, milli irade, ekonomi hele hele istiklalimiz hedef alınıyorsa kusura bakmayın buna biz de müsaade etmeyiz, sizlerin de müsaade etmeyeceğine inanıyorum. Basın özgürlüğünün olmadığı söylenen bir ülkede başbakan ve hükümete ağza alınmayacak sözler ediyorlar" dedi.
"ŞEHİT EDENLER HAPSE KONUYOR VE ADLARI HAPİSTEKİ GAZETECİ OLUYOR"
Başbakan Erdoğan, "Soma'da ölen işçilerimizin Ak Parti mitingine gittiği için müstahak olduğunu söyleyenler çıktı. Biz Soma'da yüzde 43 oy aldıysak CHP ve MHP'nin de yüzde 20 civarında oyu var. Aynı patronun bir diğer köşe yazarı 'Ne şehittir ne gazi nokta nokta niyazi' diyebiliyor. Böyle bir nefret suçu aleni şekilde işlenebiliyor ve hala basın özgürlüğü yok deniyor. Polis asker bekçi şehit edenler hapse konuyor ve adları hapisteki gazeteci oluyor. Bu bir algı operasyonundur. ve bu operasyonun hedefi şahsım hükümetin değil 77 milyonun kendisidir" diye konuştu.
"İKİMİZ BERABER BUNU YAPALIM"
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun 60 maddede uzlaştığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "60 maddede uzlaşma var, Sayın Başkan diyor ki biz bunu çözmeye hazırız, diyor. Kendilerine arkadaşlarımı gönderiyorum, o zaman 47'deydi, dedik ki, 'buyurun biz hazırız, hadi gelin bunu yapalım.' Beyefendi bunu kabul etmedi. Dedi ki '4 partinin 4'ünün de buna katılması lazım. İkimizin oyları buna yetiyor, gelin bunu hemen yapalım. Hemen yapalım. Şimdi ise 60 madde var, buyurun 60 maddeyi hadi gelin birlikte yapalım. Yani MHP'yi, HDP'yi niye bekliyoruz. İkimiz beraber bunu yapalım" diye konuştu.
"HALA APOLETLİ ARIYORSANIZ O AYRI MESELE..."
Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak Başbakan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı seçimleri hepimizin gündemindeki konular arasında. Ne diyor başkan, 'sivil bir cumhurbaşkanı' diyor. Sen nesin, sivil değil misin? Hadi aday ol, ben de sivilim. Sayın Demirel sivil değil miydi, Turgut Özal sivil değil miydi, Sayın Sezer sivil değil miydi? Siz, siville neyi ifade ediyorsunuz? Hala apoletli arıyorsanız o ayrı mesele, ama eğer sivil arıyorsanız kusura bakmayın biz demokratik, parlamenter sistem içerisinde sivil milli iradeyi temsil edenleriz, bundan da hiçbir zaman gocunmayacağız" dedi.
**********
KILIÇDAROĞLU : NEDEN PROTOKOL KURALLARINA UYMUYORSUNUZ?
Başbakan Erdoğan'ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) 70. Mali Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmanın ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu çıktı. Kılıçdaroğlu'nun konuşmaya başladığı sırada Başbakan Erdoğan, salondan ayrıldı.
Başbakan Erdoğan'ı salondan ayrılmasını eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Saygın her devletin protokol kuralları vardır. TOBB'un değerli yönetimine seslenmek istiyorum. Siz neden bu protokol kurallarına uymuyorsunuz? Hangi gerekçeyle? Eğer TOBB'un yöneticileri korkuyorlarsa korkmasında bu ülkede Cumhuriyet ve demokrasi var. Neden korkuyorlar? Konuştu ve ayrıldı. Neden beni dinlemiyor ? Cesaret edemiyor" dedi.
'VATANDAŞ VERGİSİNİ VERİYORSA HÜKÜMET DE HESABINI VERECEK' AFİŞİ
Kılıçdaroğlu, "301 kişi hayatını kaybetti. Allah aşkına istifa sözcüğü aklına gelen bir siyasetçi var mı? Kalkıp nelerden bahsediyorsunuz. Akıl alacak bir şey değil. Parasını vererek yayınlanmak üzere 'vatandaş vergisini veriyorsa hükümet de hesabını verecek' afişi hazırlamıştık. Bütçe kanunlarının ne kadar öneli olduğunu biliyorsunuz. Bu ilanların yayınlanmasını Başbakanlık koltuğunda oturan zat yasakladı. 'Bana diktatör diyorsun' diyor. Allah aşkına herhangi bir billboardda bu ilanı yasaklayan bir Başbakan'a dünyanın hangi modern ülkesinde sıradan bir devlet adamı kimliği ile seslenilir. 'Bana diktatör diyor' diyor. Yasama ve yargı benim için ayak bağı diyen anayasayı çiğneyen bir kişiye ne denir? Bana değil gidin bir hukukçuya sorun" dedi.
(ÜK) - Ankara
Son Dakika › Güncel › TOBB 70. Mali Genel Kurulu (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?