Wulff Onuruna Yemek Verdi - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Wulff Onuruna Yemek Verdi

Wulff Onuruna Yemek Verdi
22.10.2010 00:48

Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ve eşi Bettina Wulff onuruna Dolmabahçe Sarayı'nda yemek verdi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ve eşi Bettina Wulff onuruna Dolmabahçe Sarayı'nda yemek verdi. Dolmabahçe Sarayı'ndaki yemekte Gül, Türkiye’nin üyesi olacağı AB’nin, daha güçlü bir siyasi ve iktisadi birlik olacağını belirtti. Gül, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin, ilk olarak Osmanlı Elçisi Ahmet Resmi Efendi’nin 1763 yılında Berlin’e gönderilmesiyle başladığını hatırlatarak, Birinci Dünya Savaşı’nda ve Soğuk Savaş döneminde “kader birliği" yapan iki ülkenin bugün medeni dünyanın önde gelen üyeleri olarak uluslararası barış, güvenlik ve refaha önemli katkılar sağladığını ifade etti.

"GÖÇMENLER BUGÜN ARTIK ALMAN TOPLUMUNUN VAZGEÇİLMEZ UNSURUDUR"

Almanya’da yaşayan ve yaklaşık 700 bini Alman vatandaşı olan 3 milyona yakın Türk nüfusun, iki ülkeyi birbirine bağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, bu etkileşimin diğer ayağında ise, her yıl Türkiye’yi ziyaret eden 4,5 milyon Alman vatandaşı ile Antalya gibi sahil kentlerimize yerleşen on binlerce Almanın bulunduğunu söyledi. Gül konuşmasında, "Türklerin çoğunluğunu oluşturduğu 'göçmenler' bugün artık Alman toplumunun vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu insanların mensubu olduğu İslam dini de, diğer tüm semavi dinler gibi Almanya’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Görüşleriniz, Türkiye olarak uzun süredir savunduğumuz 'karşılıklı hoşgörü ve uyum' anlayışıyla örtüşmektedir. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, bizi 'ayıran değil birleştiren', 'farklılaştıran değil zenginleştiren' ve 'geçmişe değil geleceğe bakan' değerleri ön plana çıkartmalıyız" dedi.

“AB’YE TAM ÜYELİK VİZYONUMUZ, TARİHİ GEÇMİŞE DAYANAN STRATEJİK BİR TERCİHTİR"

Türkiye’nin son dönemde yakaladığı dinamizme de dikkat çeken Gül, “Türkiye olarak, yakaladığımız bu ivme ve canlılığı, ait olduğumuz geniş Avrasya coğrafyasında barış, huzur, istikrar ve refahın arttırılması için kullanmak temel önceliğimizdir. Öte yandan, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik vizyonu da, köklü tarihî geçmişe dayanan stratejik bir tercihtir. Bu, sadece şimdiki neslin tercihi değil, milletimizin yüzyıllara dayanan yöneliminin bir tezahürüdür. Önümüze ne kadar yapay engel çıkartılırsa çıkartılsın, vazgeçmemiz söz konusu değildir" diye konuştu. Gül, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecini başarıyla tamamlamaya kararlı olduğunu vurgulayarak, bu bakımdan, Türkiye’nin Almanya’dan en fazla dayanışma ve iş birliği beklediği alanların başında AB üyelik sürecinin geldiğini söyledi.

“TÜRKİYE’NİN AB’YE ÜYELİĞİ STRATEJİK ZARURETTİR"

Türkiye’nin üyesi olacağı AB’nin daha güçlü bir siyasi ve iktisadi birlik olacağının altını çizen Gül, sözlerin şöyle sürdürdü:

“Zira, uluslararası güç dengelerinin Doğu’ya ve Asya’ya doğru kaydığı bir konjonktürde, Türkiye’nin AB’ye üyeliği esasen stratejik bir zaruret teşkil etmektedir. Avrupa’daki barış ve istikrarın, çoğulcu, demokratik ve müreffeh toplum modelinin dünyaya örnek teşkil etmesi açısından da Türkiye’nin üyeliği ayrı bir öneme sahiptir. Netice olarak Türkiye’nin AB’ye üyeliği, her bakımından tarihî bir fırsat oluşturacaktır. AB üyelik sürecimizin, adil bir şekilde ele alınması gerekir. Bu, her şeyden evvel 'ahde vefa'nın bir gereğidir."

“İŞ BİRLİĞİ İRADEMİZ VE PAYLAŞTIĞIMIZ ÇAĞDAŞ DEĞERLER İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLÜ KILMAKTADIR"

Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin her alanda geliştiğini, güncel uluslararası meselelere yaklaşımlarının da büyük ölçüde örtüştüğünü belirten Gül, bu bağlamda, Balkanlar’dan Afganistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada uluslararası barış, huzur, istikrar ve refaha katkıda bulunmak için yürüttüğümüz ortak çalışmalara vurgu yaptı. Gül, “İlişkilerimizi asıl güçlü kılan, ziyaretiniz sırasındaki görüşmelerimizde de teyit ettiğimiz üzere, geleceğe dönük iş birliği iradesi ve kararlılığımız ile paylaştığımız çağdaş değerlerdir" şeklinde konuştu.

TÜRK-ALMAN ÜNİVERSİTESİ

Demokrasi, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, insan hak ve özgürlükleri, eşitlik, adalet ve farklılıklara saygı gibi evrensel değerleri paylaşan Türkiye ile Almanya'nın, aynı idealler doğrultusunda müşterek çaba göstermeye devam eden iki müttefik olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, bu bağlamda, 1933-45 yıllarında Nazi rejiminin baskısından kaçarak Türkiye'ye sığınan ve genç Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atılmasında emeği geçen Alman sanatçıları ve bilim insanlarını da minnetle andığını kaydetti. Gül, yarın, Türk-Alman Üniversitesi'nin temelini atacaklarını hatırlatarak, bu eğitim kurumunun faaliyete geçmesiyle, Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin yeni ve çok değerli bir boyut kazanacağını dile getirdi.

WULFF: "AVRUPA'NIN TÜRKİYE'YE İHTİYACI OLUDUĞU GİBİ TÜRKİYE'NİN DE AVRUPA'YA İHTİYACI VARDIR"

Almanya Cumuhrbaşkanı Chiristian Wulff da yaptığı konuşmada, Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı olduğu gibi Türkiye'nin de Avrupa'ya ihtiyacı olduğunu belirterek, "Ben inanıyorum ki ekonomik açıdan etkileyici bir hızla gelişen, aktif bir şekilde komşularına yaklaşan ve bölgesel politikalarda girişimlerde bulunan bir Türkiye, Avrupa için bölgedeki istikrar için bir kazanımdır" dedi. Wulff, Salı günü TBMM'de konuşan ilk Alman Cumhurbaşkanı olma onuruna sahip olduğunu, Türkiye seyahati sırasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün doğduğu şehir Kayseri, Adana ve Tarsus'u gezdiğini ve şimdi İstanbul'da bulunduğunu söyledi.

Yarın İstanbul'da Cumhurbaşkanı Gül ile birlikte Beykoz'da Alman-Türk Üniversitesi'nin temelini atacaklarını belirten Wulff, bu üniversitenin iki ülke arasında eğitim ve araştırma alanındaki köklü işbirliğini sürdüreceğini ifade etti.

Türkiye ile Almanya arasındaki ikili ilişkilerin çeşitliliğinin ve yoğunluğunun kendisini her zaman etkilediğini dile getiren Wulff, "Türkiye'de beni en çok etkileyen husus, ülkenizin geleceğini şekillendirirken gösterdiği olumlu dinamizmdir. Türkiye, Almanya için kendine güvenen önemli bir partnerdir. Ancak elbette karşılıklı anlayışı geliştirmek için daha yapabileceğimiz ve yapmamız gerekene çok şey var. Köprüler oluşturmak ve diyaloğu teyvik etmek benim şahsi arzum ve ortak görevimizdir. Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı oluduğu gibi Türkiye'nin de Avrupa'ya ihtiyacı vardır. Ben inanıyorum ki ekonomik açıdan etkileyici bir hızla gelişen, aktif bir şekilde komşularına yaklaşan ve bölgesel politikalarda girişimlerde bulunan bir Türkiye, Avrupa için bölgedeki istikrar için bir kazanımdır. Birbirimizi bir çok alanda tamamlayabilir ve Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar'daki sorunların çözümü için el birliğiyle çalışabiliriz" şeklinde konuştu.

Dünyada artık hiç bir devletin geleceğin acil sorunlarını tek başına çözemeyeceğinin altını çizen Wulff, "Türkiye, dünyadaki artan ağırlığıyla, iklim politikalarında, terörle mücadele veya mali piyasaların düzenlenmesinde olsun, bir çok alanda bizim içim son derece önemli bir partnerdir. Bu nedenle Alman-Türk partneliğinin ve dostluğunun gittikçe daha fazla derinleşmesi için tüm gücümle çaba sarf edeceğim" dedi. "Tüm AB üye devletleri arasında Türkiye ile en yakın ve en yoğun ilişkilere sahip ülkelerin Almanya olduğunu söylersek, abartmış olmayacağımızdan eminim. Bunu zor konularda da olmak üzere açık ve dostane bir diyalog sürdürerek dikkate almalıyız" diye konuşan Wulff, sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Güzel ülkenizde geçirdiğim bu sürede, işbirliği içinde olursak daha ne kadar çok şeyi başarabileceğimizi belirgin bir şekilde görmüş bulunuyorum. Ancak bu akşam büyük konukseverliğiniz için özellikle teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bunin için Osmanlı Padişahı 2. Mahmut'un 1837 yılında askeri danışmanı Helmuth Von Moltke'yi huzuruna kabul ettiği sırada ona söylediği sözlerini aktarmak istiyorum; 'Siz Rumlar, Ermeniler, Museviler hepiniz tanrının hizmetkarlarısınız ve Müslümanlar gibi benim kullarımsınız. İnançlarınız farklı ancak benim kanunum ve hükümranlık iradem hepinizi korumaktadır.' Çoğulculuk ve hoşgörüye inancın ifadesi olan bu sözlerin, günümüzün Cumhuriyetine aktarılarak halklarımıza yön göstermesini dilerim."

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün deniz yoluyla geldiği yemeğe ayrıca, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Bursa Valisi Şahabettin Harput ile TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Doğan Yayın Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ali Yalçındağ, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı gibi iş dünyasının tanınmış isimleri de katıldı.

Zeynep ÖZONUR- Yaşar KAÇMAZ- İSTANBUL- DHA

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Wulff Onuruna Yemek Verdi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement