Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'nin kültür hayatına yön vermek için çalıştıklarını belirterek, "Bu misyon çerçevesinde, Türkiye'nin en değerli markası ve en değerli kurumlarından biri olarak kültür-sanat, girişimcilik ve eğitim konularını sahipleniyoruz. Çünkü geleceğin Türkiye'sini yaratmanın bankacılığın çok daha ötesinde bir görev olduğunu biliyoruz" dedi.
Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Akbank Sanat işbirliğiyle 20. yüzyılın en büyük uluslararası sanat ağlarından ZERO'yu Türkiye'deki sanat severlerle buluşturuyor.
Kapıları yarından itibaren 10 Ocak 2016'ya kadar açık olacak "ZERO. Geleceğe Geri Sayım" sergisi ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Dinçer, Akbank olarak kurulduklarından bu yana kültür sanatın Türkiye'de gelişmesine aracı olduklarını, kültür-sanat projelerini en temel sorumluluklarından biri olarak kabul ettiklerini dile getirdi.
Türkiye'nin kültür hayatına yön vermek için çalıştıklarını, çok değerli projeleri desteklediklerini ve öncülük ettiklerini aktaran Dinçer, "Bu misyon çerçevesinde, Türkiye'nin en değerli markası ve en değerli kurumlarından biri olarak kültür-sanat, girişimcilik ve eğitim konularını sahipleniyoruz. Çünkü geleceğin Türkiye'sini yaratmanın bankacılığın çok daha ötesinde bir görev olduğunu biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Akbank Sanat ve SSM'nin bu sene de başarılı ve kaliteli bir projede bir arada olduğunu vurgulayan Dinçer, sözlerine şöyle devam etti:
"Yirminci yüzyıla damga vuran en önemli uluslararası avangart sanat anlayışlarından biri olan ZERO'nun Türkiye'deki geniş kapsamlı ilk sergisini düzenliyoruz. İstanbul, gitgide dünyanın sanat denince akla gelen sayılı kentlerinden biri oluyor. Bu sayede Akbank olarak ülkemizin tüm dünyada tanıtımını yapmaktan gurur duyuyoruz. Yenilenme, dinamizm, yaratıcılık, cesaret ve pozitif bakış açısını destekleyen ZERO, Akbank'ın temel değerleriyle de birebir uyuşuyor. ZERO sergisinin, daha özgür düşünen, daha üretken, daha cesur, daha yaratıcı, varolanın ötesini gören, sınırları yıkan yeni nesillere ilham kaynağı olacağına inanıyoruz. ZERO'nun ana rengi, beyaz yani ak. İşte bu da hem isim hem de anlam olarak Akbank'la birebir örtüşüyor."
"Kurumsal sosyal sorumluk faaliyetleri içinde sanat etkinlikleri önemli bir yer tutuyor"
Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil ise ZERO akımının Türkiye'deki ilk geniş kapsamlı sergisini desteklemekten büyük mutluluk duyduklarını söyledi.
Kurumsal sosyal sorumluk faaliyetleri içinde sanat etkinliklerinin önemli bir yer tuttuğunu aktaran Binbaşgil, dünya çapındaki sanatçıları ve sanat akımlarını Türkiye'deki sanatseverlerle buluşturmanın Akbank için önemli bir gelenek olduğunu kaydetti.
20. yüzyılın önde gelen sanat akımlarından ZERO'yu SSM ve Akbank Sanat'la beraber Türkiye'de sanatseverlerin ilgisine sunduklarına dikkati çeken Binbaşgil, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Denenmemişi deneme cesaretini gösteren ve bu şekilde sanat dünyasında kendisine farklı bir yer edinen ZERO akımı, umuyorum ki gençlerimize yaratıcı olma, sorgulama ve farklı bakış açıları geliştirebilmeleri için ilham kaynağı olacaktır. Unutmamalıyız ki, kültür ve sanat, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli mirastır. Akbank olarak, ülkemizin daha da zenginleşmesine katkı sağlayan kültür ve sanat alanındaki çalışmalarımızı, sürdürülebilir değer yaratma misyonumuzla sürdüreceğiz."
"ZERO hareketi içinde bulunduğumuz çağın bir ürünü"
SSM Müdürü Nazan Ölçer de bir üniversite müzesi olma misyonlarıyla birlikte gerçekleştirdikleri tüm sergilerde "aydınlatma" görevi üstlendiklerini söyledi.
Bienal zamanı için tasarladıkları sergilerin çağdaş sanat gündemiyle paralel olmasına dikkat ettiklerini aktaran Ölçer, ZERO sergisini gerçekleştirmelerinin öyküsünün bu önemli sanat ve düşünce hareketinin kurucularından Heinz Mack'la 2014 yılı Mimarlık Bienali ile eşzamanlı açılışı yapılan sergisi sırasında Venedik'te buluşmalarıyla başladığını kaydetti.
Dostluklarının bugün Türkiye'deki sanatseverleri 20. yüzyıl ortasının en önemli avangart akımı olan ZERO ile tanıştırdığına dikkati çeken Ölçer, "ZERO bizi geçmiş yıllara, savaş sonrası dönemin Almanya'sına götürdü. Orada bir avuç genç sanatçının hayalleri ile ütopya gibi görünen bir düşünce kıvılcımının 10 yıl boyunca Avrupa sanat ortamını nasıl da farklılaştırabildiğini hatırladık. ZERO, tüm Avrupa'yı büyük bir yıkıma sürükleyen II. Dünya Savaşı sonrasında savaşın en derin izlerini bıraktığı Almanya'da doğdu. Sanatçılar Otto Piene ve Heinz Mack'ın 'karamsarlıktan silkinip, her şeye sıfırdan başlama' önerisine sanatçı Günther Uecker'in de katılmasıyla ZERO hareketi başladı" şeklinde konuştu.
Akıma ilham veren Yves Klein, Lucio Fontana ve Piero Manzoni gibi isimlerle birlikte kısa sürede Avrupa'nın hemen her köşesinden pek çok sanatçının ZERO düşüncesi etrafında kendisine bir yer bulduğunu, hatta Japonya'ya kadar uzanan bir katılım gerçekleştiğine işaret eden Ölçer, Heinz Mack'ın 1967 yılındaki son sergide ZERO'nun sona erdiğini ilan ettiği zaman, ZERO düşüncesinin sadece 10 yıllık ömrüne rağmen Avrupa 20. yüzyıl çağdaş sanatının bir dönemine damgasını çoktan vurduğunu dile getirdi.
ZERO hareketinin içinde bulunduğu çağın bir ürünü olduğunu belirten Ölçer, şunları söyledi:
"Yepyeni teknolojilerin ortaya çıktığı, uzay yarışının bütün hızı ile sürdüğü, aya hatta yıldızlara ulaşmanın bir hayal olmaktan çıktığı bir dönemde, sanat da bu baş döndürücü gelişmelere ayak uyduracaktı. ZERO geleneksel sanatın tuval ve çerçeveye hapsolmuş durağan anlayışına karşı çıkarken, sürekli devinim içinde, izleyenleri de iletişime davet eden yepyeni bir yol izledi; çağdaş teknolojiler çağdaş sanat anlayışlarında fazlasıyla yer buldu. Ancak odak noktası daima ışık oldu. Dünyaya umut vermek, aydınlık bir gelecek sunmak felsefesi, ZERO'nun güncelliğini hala koruyor olmasının da sebebi aslında. Daha fazla özgürlük, daha fazla şeffaflık, daha insancıl bir gelecek, huzur ve umut arayışı... ZERO akımının kısa ömrünü 50 yıl sonra değerlendirirken, taşıdıkları olanca umut, yaydıkları iyimserlik ve coşkuya saygı duyuyoruz."
Serginin küratörlüğünü ZERO Vakfı Kurucu Yöneticisi Mattijs Visser'in üstlendiği bilgisini veren Ölçer, konuşmasına şöyle devam etti:
"Büyük bilgi ve deneyimi ile bizi farklı koleksiyonlarla buluşturdu. Kendisine bilgi ve yönlendirmeleri için ne kadar teşekkür etsem az olur. Sergimizi büyük bir sanat dostu kurumun, Akbank Sanat'ın koruyucu kanatları altında gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Uzun yıllar boyunca Müzemiz projelerine verdikleri değerli destek için başta Sabancı Dinçer'e, Akbank Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Murahhas Üyesi Hayri Çulhacı'ya; Hakan Binbaşgil'e, Kurumsal İletişim Bölüm Başkanı Murat Göllü ve tüm ekibine bütün destek ve yardımları için teşekkür ediyorum."
Sergi, 10 Ocak'a kadar ziyaret edilebilecek
ZERO Vakfı Kurucu Yöneticisi Visser ise "Sanat öyle bir araçtır ki, sanatçıları ve fikirlerini sanatı izleyenlerle sınırları ve çağları aşan bir bağla bir araya getirir" dedi.
Sanat eserlerinin sürekli zamanda dolaşan yolcular olduğunu; her kuşakta bu eserlere yeni bir bakış açısı geliştirilebileceğini belirten Visser, Avrupa'da savaş sonrasında insanların ve onlarla birlikte sanatçıların II. Dünya Savaşı'nın beraberinde getirdiği var oluş deneyimlerini yaşamak zorunda kaldığını anımsattı.
Özellikle de o dönemin genç sanatçı kuşağının, karşılıklı düşünce ve görüş alışverişi için olanaklar oluşturmaya giriştiğini aktaran Visser, "ZERO işte böyle bir ortamda doğdu. 'ZERO. Geleceğe Geri Sayım' sergisiyle, bu hareketin temelinde yatan sanatsal ve coğrafi sınırların aşılması ve ortadan kaldırılması ilkesini sürdürmüş ve kültürler arası diyaloğu desteklemiş olmaktan gurur duyuyoruz. Bu sayede genç kuşak, ZERO grubunun durduğu yeri, sunduğu olanakları keşfetme ve duyusal düşüncelerinden esinlenme imkanına kavuşacak" şeklinde konuştu.
"ZERO. Geleceğe Geri Sayım" sergisi, yarından itibaren kapılarını sanat severlere açacak. Sergi, II. Dünya Savaşı sonrası dünyaya hakim olan durağan ve olumsuz atmosfere bir cevap olarak doğan ve adını bir roketin kalkmasından önceki geri sayımdan alan ZERO akımına odaklanıyor.
Sergi, 1957 yılında Almanya'da doğan ZERO'nun kurucuları Heinz Mack, Otto Piene, Günther Uecker'in eserleri ile akımın tinsel öncülüğünü üstlenen sanatçılar Yves Klein, Piero Manzoni ve Lucio Fontana'nın farklı tekniklerde ürettiği 100'ün üzerinde eseri bir araya getiriyor.
Küratörlüğünü Visser'in üstlendiği sergi, "ışık, zaman, boşluk, renk ve hareket" temaları etrafında şekillendi.
Sempozyum, konferans, film gösterimleri, sanatçı konuşmaları, workshop'lar, çocuk atölyeleri, rehberli turlar ve sesli rehber hizmetlerinin sunulduğu sergide, küratör Visser eşliğindeki tur ise 3 Eylül Perşembe günü gerçekleştirilecek.
Akıma odaklanan 2014 yapımı "ZERO Saati-ZERO Sanat Akımı" isimli belgesel ise, sergi boyunca hazırlanan Türkçe altyazılar eşliğinde SSM konferans salonunda ziyaretçiler ile buluşacak.
ZERO sergisi, 10 Ocak 2016 tarihine kadar SSM'de ziyaret edilebilecek.
Son Dakika › Güncel › Zero. Geleceğe Geri Sayım' Sergisi Yarın Kapılarını Açıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?