2018 Yılı Bütçe Tasarısı Plan ve Bütçe Komisyonunda

CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel, " Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti niteliğinin tartışmaya açılmasına hiçbirimizin izin vermemesi gerekiyor. Yeniden hukuk devleti olmanın tartışılmadığı bir konuma gelmeliyiz. Başbakanlığın temel görevi bu." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Başbakanlık ve bağlı kuruluşların 2018 yılı bütçelerinin görüşmelerine devam ediliyor.

Milletvekili Temizel, Türkiye'nin olağanüstü hal (OHAL) ile yönetilen bir ülke durumuna getirildiğini, bu kapsamda çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) de yasal sınırlarının dışında hükümler içerdiğini savundu.

KHK'ların sisteminin hukuki altyapısında kalıcı düzenlemeler içerdiğini ileri süren Temizel, bunun anayasaya aykırı bir yaklaşım olduğunu söyledi.

Temizel, şu değerlendirmelerde bulundu:

" 15 Temmuz'da Türkiye iğrenç bir kalkışmayla karşı karşıya kaldı. Benim kişisel görüşüm, partimi bağlamaz, böyle bir kalkışma karşısında devletin kendisine verilen yetkileri kullanmasından yanaydı ama yanılmışım. Çünkü bunun anayasal kurallar içinde yapılmasını bekledim, öyle olmadı. Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti niteliğinin tartışmaya açılmasına hiçbirimizin izin vermemesi gerekiyor. Derdimiz bu. Ülkemizi korumak zorundayız ve yeniden hukuk devleti olmanın tartışılmadığı bir konuma gelmeliyiz. Başbakanlığın temel görevi bu."

"Duvar örülmesi sığınma hukukunun neresine tekabül eder?"

HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan da Başbakan Binali Yıldırım'ın kamuda tasarruftan söz ettiğini ancak harcamaların bu yönde bir görüntü sunmadığını iddia etti.

Türkiye'deki sığınmacıların durumuna da değinen Ertan, devlet eliyle kurulan kamplarda dahi çok fazla sorun yaşandığını öne sürdü.

Bu kampların şeffaf olması gerektiğini vurgulayan Ertan, cinsel istismar, şiddet gibi iddiaların ancak denetimle önlenebileceğini dile getirdi.

Ertan, "Suriye sınırına duvar örüldü, İran sınırına da duvar örüleceği söyleniyor. 144 kilometrelik duvarın bütçesi hangi kalemden karşılanacaktır? Böyle bir duvar örülmesi sığınma hukukunun, açık kapı politikasının neresine tekabül eder?" diye sordu.

"Bu ihanetin çıbanbaşları kimler?"

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise 15 Temmuz darbe girişimi ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadeleye değinerek, bu mücadele kapsamında suçlu ile suçsuzun mutlaka ayrılması gerektiğine dikkati çekti.

"Bu ihanetin çıbanbaşları kimler?" diye soran Kalaycı, KHK ile mesleklerinden ihraç edilenlerin başvurduğu OHAL Komisyonunun da etkin ve hızlı çalışmasının önünün açılması gerektiğini belirtti.

Diyanet İşleri Başkanlığının da FETÖ ile mücadelede önemli bir rolü olduğuna işaret eden Kalaycı, "Türk milleti olarak en cahil olduğumuz konu kendi değerlerimiz, kendi dinimiz. Bu konuda da Diyanet İşleri Başkanlığına büyük görevler düşüyor. Bazı konularda hem insanımızı bilgilendirme hem de sapkın fikirlerin yer etmemesi konusunda gerekli tedbirleri almak için Diyanet teşkilatımıza önemli görevler düştüğünü düşünüyorum." ifadelerini kullandı.

AK Parti Balıkesir Milletvekili Kasım Bostan, camilerin sayısının arttığını ancak buralara uzman kadrolar tahsis edilemediğini söyledi.

Niteliksiz ve eğitimsiz kişilerin bu boşluklardan yararlanmasının engellenmesinin önemli olduğunu anlatan Bostan, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfının, kadro açıklarının giderilmesi konusunda iş birliği yapmasını önerdi.

"Şikayetimi işleme alacak mısınız?"

HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Başbakanlık bütçesinin görüşmelerine ilginin az olduğunu ileri sürerek, bunun ülkede tek karar merkezinin Cumhurbaşkanlığı haline gelmesi ve bu durumun da anayasaya uygun olduğu şekilde yanlış bir algı oluşturulmasından kaynaklandığını savundu.

Ülkenin OHAL girdabı içinde olduğunu, Türkiye'yi bu girdaptan çıkaracak bir vizyonun da Başbakanlık tarafından ortaya konulması gerektiğini söyleyen Paylan, "Bu girdaptan çıkamazsak başımıza yeni yeni çoraplar örebilirler." değerlendirmesini yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığının tüm din ve mezheplere eşit yaklaşmadığını, hükümetin de buna ilişkin gerekli tedbirleri almadığını iddia eden Paylan, görüşmeler nedeniyle salonda bulunan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Süleyman Arslan'a dönerek, bu durumu şikayet ettiğini belirtti.

HDP'li Paylan'ın "Sayın Başkan, şikayetimi işleme alacak mısınız?" sorusuna Arslan'ın "Alacağım." yanıtını vermesi ise salonda gülüşmelere neden oldu.

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Bekaroğlu ise konuşmasında Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına (AFAD) değinerek, bu kurumu eleştirdiklerini ancak yaptığı pek çok önemli hizmetin de hakkını verdiklerini dile getirdi.

Depreme dayanıklı olmayan bina stokuna ilişkin, ranta açık olmayan yerleşim bölgelerinde projeler geliştirilmediğini savunan Bekaroğlu, bu alanlarda da mutlaka gerekli kaynak aktarılarak depreme dayanıklılık dönüşümü yapılmasını istedi.

"Eşitlik kurumunda 10 erkek bir kadın üye"

CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, Bakanlar Kurulunca oluşturulan TİHEK'in 10 erkek, bir kadın üyesi bulunduğunu, bu durumun eşitliğe aykırı olduğunu ifade etti.

Tamaylıgil, "İnsan Hakları Eşitlik Kurumu diyoruz, kuruma bakıyoruz 10 erkek, bir kadın üyesi var. Bakanlar Kurulunun da bütçede görevlendirdiği kişiler de tamamen erkek. Allah'tan Cumhurbaşkanı yüzde 33 kadın kotası uygulamış da bir kadın üye atanmış ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun kendi içindeki yapısıyla misyonunu ne kadar temsil ettiğini sorguluyorum." diye konuştu.

Milletvekillerinin konuşmalarının tamamlanmasının ardından bütçelere ilişkin soru cevap işlemine geçildi.