Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 3

1- ŞİMŞEK: TÜRKİYE'YE AVAZ AVAZ BAĞRIŞILMASI DÖNEMİ KAPANMALIBaşbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek,"Bizim en az istediğimiz şey OHAL'in Türkiye'de uygulanıyor olmasıdır.

05.04.2017 14:14

1- ŞİMŞEK: TÜRKİYE'YE AVAZ AVAZ BAĞRIŞILMASI DÖNEMİ KAPANMALI

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek,

"Bizim en az istediğimiz şey OHAL'in Türkiye'de uygulanıyor olmasıdır. Ancak Türkiye'nin demokrasisine, hukukun üstünlüğüne yapılan tehditler ve saldırılar karşısında başka seçimimiz yoktu. OHAL, Türkiye açısından geçici bir süreçtir. Bir geçiş döneminde uygulanacak süreçtir"

Enver Alas, İstanbulDHA

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ve Avrupa Birliği(AB) ilişkilerinde her iki taraf için tatmin edici bir ilişki istediklerini belirterek, "Şimdi artık Türkiye'nin lafının edilmesi veya Türkiye'ye avaz avaz bağrışılması dönemi kapanmalı. Birbirimizle anlaşma sağlamalıyız, diyalog kurmalıyız" diye konuştu.

AVRASYA EKONOMİ ZİRVESİNDE KONŞTU

Mehmet Şimşek, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen "20. Avrasya Ekonomi Zirvesi"nin Yeşilköy WOW Otel'de düzenlenen açılışına katıldı. Burada konuşan Mehmet Şimşek, darbe girişiminden sonra Türkiye'nin verdiği tepkinin doğru anlaşılması gerektiğini belirttti. Şimşek, "Bizim en az istediğimiz şey OHAL'in Türkiye'de uygulanıyor olmasıdır. Ancak Türkiye'nin demokrasisine, hukukun üstünlüğüne yapılan tehditler ve saldırılar karşısında başka seçimimiz yoktu. OHAL, Türkiye açısından geçici bir süreçtir. Bir geçiş döneminde uygulanacak süreçtir" dedi.

"SURİYE'DEKİ DURUM TRAJİK"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Suriye İdlib'de dün gerçekleşen kimyasal silahlı saldırının beklenmeyen bir olgu olarak karşılarına çıktığını ifade etti. Suriye'deki durumun trajik olduğunu belirten Şimşek, "Türkiye'nin sınırları içinde 3 milyon mülteciye kucak açtık, en az yarım milyon Suriyeli'ye de sınırda destek verdik" diye konuştu.

ANAYASA REFERANDUMU SÜRECİ

Türkiye'nin anayasa referandumu sürecinden geçtiğini vurgulayan Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi hakkında açıklamalarda bulundu.

"HALKIN CUMHURBAŞKANINI VE PARLAMENTOYU DOĞRUDAN SEÇMESİNİ İSTİYORUZ"

Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı'nın çok büyük yetkilerinin bulunduğunu kaydeden Şimşek, şunları söyledi:

"1980 askeri darbesinden sonra askeri cunta, hükümeti yeniden tasarladı. Bu durum, Cumhurbaşkanı'nın kim olacağına karar verilmesiyle ilgilidir. Dolayısıyla burada Cumhurbaşkanı'nın gücü var. Ancak hiçbir şeffaflık yok, hiçbir hesap verilebilirlik yok ve hiçbir sorumluluk yok. Bu bizi ikinci bir duruma getiriyor. Şöyle ki; bir başbakanınız var elinizde. Başbakan parlamento tarafından seçiliyor. Aynı zamanda doğrudan halk tarafından seçilmiş gücü ve yetkisi güçlü olan bir Cumhurbaşkanı var. Gelecekte bu ikili sistem krize yol açabilir. Bu nedenle bizim bu sorunu bir şekilde ele almamız gerekiyor. Mevcut sistem tamamen kontrole dayalı. Geçmişte sistem kontrol sağlama yani Türk demokrasisini ya askeri veya bürokrasi ya da yargının kurtarmasını bekliyordu. Hayır, bugün farklı bir amacımız var. Bugün halkın Cumhurbaşkanını ve parlamentoyu doğrudan seçmesini istiyoruz. Cumhurbaşkanı da diğer demokrasilerde olduğu gibi görevini bu şekilde yapabilecektir."

"PARMENTODA BİR MEVZUAT TEKELİ OLACAK VE HÜKÜMETLERİ DENETLEYECEKTİR"

"Parlamentoda bir mevzuat tekeli olacaktır ve hükümetleri denetleyecektir" diyen Başbakan Yardımcısı Şimşek, " Üst yargı mensupları parlamentodaki çoğunluk tarafından hem de nitelikli çoğunluk tarafından seçilecektir. Bugün bir oylama yapılacak olsa veya yüksek yargı organlarının atanması söz konusu olsa benim partim bunu yapamaz. Neden? Bir uzlaşı yaratmak lazım. Çünkü burada nitelikli çoğunluğa ihtiyaç vardır. Parlamentoda bu yüksek yargı konusunda endişeli kimseler olduğunu biliyoruz. Yargının bağımsız olması ama aynı zamanda iyi işliyor olması gerekir. Dolayısıyla Türkiye'de önerilen anayasal değişikliklerin temel amaçları idarede, yönetimde istikrarı sağlamak, adaleti sağlamak ve daha iyi işleyen bir yürütmenin sağlanması adil ve hakkaniyetli bir yargının sağlanmasıdır" ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE - AB İLİŞKİLERİ

Mehmet Şimşek, konuşmasında Türkiye ve Avrupa Birliği(AB) ilişkilerine de değindi. Şimşek, "Biliyorum ki epey bir kızgınlık, asabiyet ve üzgünlük ortaya çıkmıştır. Türkiye, AB çerçevesi içindeki reformları gerçekleştirmekte kararlıdır. Biz, Türkiye halkına bunu vereceğiz ve bundan vazgeçmeyeceğiz. Ancak, AB'nin de bir dizi sorunu halletmesi lazım. Çünkü popülizm yükseliyor. İslam düşmanlığı artıyor, aşırı sağ yükseliyor. Bütün bunlar AB ile Dünyanın geri kalanı özellikle Türkiye arasında çok büyük gerginliklere, çözümsüzlüklere yol açıyor. Biz her iki taraf için tatmin edici bir ilişki istiyoruz. Bunun için Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği'nin güncelleştirilmesi gerekiyor. Şimdi artık Türkiye'nin lafının edilmesi veya Türkiye'ye avaz avaz bağrışılması dönemi kapanmalı. Birbirimizle anlaşma sağlamalıyız, diyalog kurmalıyız" dedi.

"DİNİ BİR KÜLT VE GİZLİ BİR GÜNDEMİ VAR"

Mehmet Şimşek, 15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğünü çökertme amacını taşıdığını dile getirdi.

Şimşek, "Biz meşru ve seçilmiş demokratik hükümetler kurmak istiyorken bu darbe girişimi Türkiye'deki demokrasi ve hukukun üstünlüğünü çökertme amacını taşıyordu. Ancak AB ülkeleri buna farklı perspektiflerden değerlendirdiler. Ancak durum bu değil. Çünkü, dini bir kült, gizli bir gündemi var. Bu gizlilikle 40 yıldan bu yana devlete sızmışlar. Bütün devlet mekanizması bunun etkisi altında kalmış. Neredeyse emekli bir imama, Pensilvanya'da oturan bir kişiye mi sadakatlerini sunacaklar ya da Türk halkına ve Türk devletine mi liyakatlarını sunacaklar?" ifadelerini kullandı.

"PKK AVRUPA'NIN BİRÇOK ŞEHRİNDE KORUNUYOR"

Türkiye'de yaşanan terör olaylarına da değinen Başbakan Yaradımcısı Şimşek, "Terör örgütü PKK, Avrupa'nın birçok şehrinde korunuyor. En acıklısı, ABD PKK'nın bir kolu ile Suriye'de işbirliği yaparak IŞİD ile mücadele etmeye çalışıyor. Ancak Türkiye bu bölgede ayakları yere basan, IŞİD ile gerçekten savaşan tek ülkedir. 2 bin kilometrekarelik Suriye toprağını IŞİD'ten kurtardık. Terörizm ve terörist küresel bir sorundur ve bu mücadeleyi birlikte yürütmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

"KONUK CUMHURBAŞKANLARINDAN TEŞEKKÜR KONUŞMASI"

Öte yandan ana konusu "Bir Yol Ayrımında Olan İnsanlık" olan zirvenin açılışına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in yanı sıra Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Mladen Ivanic, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov, Birleşmiş Milletler Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Nassir, Abdulaziz A-Nasser'in ile yurtiçinden ve yurt dışından çok sayıda davetli katıldı. Programda Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Akkan Süver'in ardından konuk cumhurbaşkanları da birer teşekkür konuşması yaptı. Zirve bugün ve yarın çeşitli oturumlarla devam edecek.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Mehmet Şimşek ve konuk Cumhurbaşkanları

-Protokolden görüntüler

-Açılış konuşmaları

-Mehmet Şimşek'in konuşması

-Bosna Hersek ve Arnavutluk Cumhurbaşkanları konuşması

-Genel ve detaylar

==========================

2- TÜRSAB'TAN "BOOKING.COM" TOPLANTISI

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy,

" (BOOKİNG.COM FAALİYETLERİNİN TÜRKİYE'DE DURDURULMASI) Gelsinler, şirketlerini kursunlar, eşit şartlarda mücadele etsinler, diyecek bir şeyimiz yok. Ama siz kalkıp da 'en iyi fiyat bizde' derseniz… Yurtdışında gelenlere müdahale yapmadık, biz tamamen yurtiçindeki satışlara yönelik yaptık"

" Ben aynısını Almanya'da, İsviçre'de yapabiliyor muyum? Onların kanunlarına uyuyorum, gittiğimiz yerin kanununa uyuyoruz, uymak mecburiyetindeyiz"

TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürsel,

" Birkaç gündür gerçekten çok ses çıkaran, esas bilgi kirliliğini yaratan küçük çaplı butik otellerin, küçük otellerin yüksek perdeden konuşan birlikleri var. Birlikleri onlara bir çözüm bulmaya çalışsın. Booking.com ve benzeri portallara verdikleri fiyatları üyelerimize versinler, Türkiye'deki portallara versinler, bakın nasıl satılıyor"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA/ İstanbul DHA

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy ve TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün açtıkları dava sonrası

Booking.com'un kapatılmasıyla ilgili basın toplantısı düzenledi.

"ONLAR DA HER HALDE MAHKEMENİN BU KARARI VERECEĞİNİ BEKLEMİYORLARDI"

Toplantıda konuşan Başaran Ulusoy, "Hukuk devleti olan Türkiye'deki kanunlar çerçevesinde mücadelemizi yaptık. Mahkeme bunu haklı gördü. Türkiye Otelciler Birliği bize teşekkür yazısı yazdı. Onlar da herhalde mahkemenin bu kararı vereceğini beklemiyorlardı. Onlar en iyi fiyatı verdiği zaman, burada portalları olanlar en iyi fiyatı vermiyorlar mı? Onların portalları yok mu? Onlar otel satmıyorlar mı? Ama onlar da rekabet edemiyorlar. Sabrettiler onlar da bize güvendiler. Biz de gereğini yaptık. Bu adımlar haksız rekabeti ortadan kaldıracak olan adımlar. Gelsinler, şirketlerini kursunlar, eşit şartlarda mücadele etsinler, diyecek bir şeyimiz yok. Ama siz kalkıp da 'en iyi fiyat bizde' derseniz… Yurtdışında gelenlere müdahale yapmadık, biz tamamen yurtiçindeki satışlara yönelik yaptık. Biz ayrı bir portal mı kuracaktık, o zaman bizim acentelerimiz ne olacak? Onlar bu işleri yapıyorlar ve gayet başarılılar. Garanti oda adı altında 30-40 odayı kapatıyorsunuz sonra ben oda istediğim zaman bana yok diyorsunuz, otel boş" dedi.

"BEN AYNISINI ALMANYA'DA, İSVİÇRE'DE YAPABİLİYOR MUYUM?"

Ulusoy, "Haksız rekabeti ortadan kaldıracak çalışmalar yapacaklar. Ne demek 'en iyi fiyat bizde, en iyi oda bizde, en iyi otel bizde'. Peki arkadaşlarımın yaptıkları ne oluyor? Onlar da eşit şartlarda sahaya çıksınlar. Garanti oda sayısında anlayış göstersinler ve şirketlerini burada kursunlar. Ben aynısını Almanya'da, İsviçre'de yapabiliyor muyum? Onların kanunlarına uyuyorum, gittiğimiz yerin kanununa uyuyoruz, uymak mecburiyetindeyiz. Dışarıya en fazla açılan kurumlardan bir tanesiyiz" diye konuştu.

"BOOKİNG.COM'A KARŞI OLAN BİR KURUM DEĞİLİZ"

Başaran Ulusoy, "Booking.com'a karşı olan bir kurum değiliz. Ama bizim arkadaşlarımızın eşit şartlarda çalışabileceği, eşit şart mücadele edebileceği, haksız rekabeti ortadan kaldıran davranışların olması lazım" dedi.

KÜÇÜK OTELLERE ULAŞIM

Başaran Ulusoy ve Çetin Gürcün açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladılar. Başaran Ulusoy, bir gazetecinin küçük otellerin durumda şikayetçi olduğunu ve tüketicilerin bu otellere nasıl ulaşacaklarını sorması üzerine "Onlar hiç meraklanmasınlar ulusal gazetelerimizin sayfalarını açsınlar, portalları gördükleri zaman girsinler" dedi.

"BOOKİNG.COM VE BENZERİ PORTALLARA VERDİKLERİ FİYATLARI ÜYELERİMİZE VERSİNLER"

TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürsel de aynı soruyla ilgili olarak, "Bu birkaç gündür gerçekten çok ses çıkaran, esas bilgi kirliliğini yaratan küçük çaplı butik otellerin, küçük otellerin yüksek perdeden konuşan birlikleri var. Birlikleri onlara bir çözüm bulmaya çalışsın. Booking.com ve benzeri portallara verdikleri fiyatları üyelerimize versinler, Türkiye'deki portallara versinler, bakın nasıl satılıyor" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Ulusoy'un açıklamaları

Gürcün'ün açıklamaları

Detaylar

05.04.2017 - 13.21 Haber Kodu : 170405099

===============================

3- MÜJDAT GEZEN SANAT MERKEZİ'NİN YAKILMASI DAVASI ;SANIK ALİGÜL "SİZDEN VE TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLİYORUM"

Haber-Kamera: Yüksel KOÇ/İSTANBUL,

Kadıköy'de Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni (MGSM) kundaklayan Mehmet Ali Aligül'ün yargılanmasına başlandı.

"Mala zarar verme" ve "Kasten yangın çıkarma" suçlarından 9 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan tutuklu sanık Aligül, amacının binayı yakmak oladığını, böyle bir eylemi gerçekleştirdiği için pişman oluduğunu belirterek, "Sizden ve Türkiye'den özür diliyorum" dedi.Sanık Aligül'ün tahliye talebi reddedilirken, Müjdat Gezen'in davaya katılma talebi kabul edildi.

İstanbul Anadolu 49. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Ali Aligül ile kundaklanan MGSM'nin İdari Müdürü Mehmet Atilla Sarıkayalı müşteki sıfatı ile katıldı. Müşteki Sarıkaya'nın Avukatı Celal Ülgen de duruşmada hazır bulundu.

BARODAN AVUKAT İSTEDİ

Kimlik tespitinden sonra sorgusuna geçilen tutuklu sanık Mehmet Ali Aligül, Mahkeme Başkanı Gökhan Pala'nın avukatının neden olmadığını sorması üzerine, "Ben avukat tutamadım. Baro tarafından zorunlu bir müdafi görevlendirilmesini istiyorum. Bu hususta cezaevinden dilekçe göndermiştim ancak dosyaya ulaşmamış olabilir" dedi.

Osmanlı hayranı olduğunu belirterek savunmasına başlayan Aligül, "Müjdat Gezen'in şahsen tanımam, kendisine yönelik bir husumetim yoktur" dedi.

'ÇAKMAĞI YAKARAK BENZİNİ TUTUŞTURDUM'

Olay günü sosyal medya üzerinden Müjdat Gezen'in bir televizyon kanalında yayınlanan söyleşisini gördüğünü söyleyen Aligül, "Osmanlı sultanlarından 2. Abdülhamid Han ve torunu olduğunu söyleyen bir bayan hakkında uygunsuz sözler sarfedince bir anda öfkelendim. Zoruma gitti. Konuşmada geçen bayanla herhangi bir tanışıklığım ve yakınlığım olmasa da tam olarak anlatamadığım bir his altında Kadıköy İlçesi'nde bulunduğunu bildiğim Müjdat Gezen Sanat Merkezi binasının bulunduğu yere arabamla gittim. Yanımda plastik bidon içinde getidiğim benzin vardı. Arabamı yolun karşısına park ettim. Elimde bidonla o tarafa doğru yürürken bir kişinin binadan çıktığını, dış aydınlanma lambasını yakıp bina kapısını kilitledikten sonra ayrıldığını gördüm. Bu şahıs ayrıldıktan sonra binanın önüne yaklaştım. Bina içinde açık kalmış herhangi bir lamba yoktu. İçeride herhangi bir insan olmadığına kanaat getirdikten sonra elimdeki bidonun içinde bulunan benzini binanın giriş kısmında bulunan bankların üzerine döktüm. Benzini saçarken bina giriş kapısına dökmüş olabilirim. Tam bu anda eşim cep telefonuyla aradı. Telefonu kapattıktan sonra bir an vazgeçtim, ancak görüntüler aklıma gelince yanımdaki çakmağı yakarak benzini tutuşturdum, arabama binerek evime döndüm" dedi.

Dört çocuğu olduğunu, bu olay öncesinde herhangi bir suça karışmadığını söyleyen Aligül, "Hakkımda hüküm verilirken bu hususun dikkate alınmasını istiyorum" dedi.

Yanıgana ilişkin dosya içerisinde binada oluşan 30 bin TL'lik bir maddi zararden bahsedildiğini hatırlatan Aligül, "Benim bu rakamı ödeme gücüm yok. Ancak müşteki taraf makul bir rakamı kabul eder ve taksit imkanı da sağlarsa zararı gidermek isterim" dedi.

Duruşmada müşteki olarak hazır bulunan Mehmet Ali Sarıkayalı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nin Müjdat Gezen Sanat Vakfı'na bağlı bir okul olduğunu, öğrencilerden para almadıklarını belirterek, "Bu okulun idari şefiyim. Olay anında orada değildim. Haber alıp gittiğimde soğutma çalışması başlatılmıştı. Güvenlik kamera görüntülerinden sanığı ve olayı ne şekilde yaptığını gördük. Sanıktan şikayetçiyim" dedi.

Müşteki Mehmet Ali Sarıkaya'nın Avukatı Celal Ülgen, sanığın doğru söylemediğini belirterek, "Olay anında gece bekçisi binanın içerisindedir. Sanıktan şikayetimiz devam ediyor.

Bunun üzerine söz alan sanık, "Ben yangını başlattığımda gece bekçisi binada değildi. Gece bekçisinin binadan ayrıldığını gördüm. Bina içinde olduğunu bilerek yaktığmı şeklindeki iddiayı kabul etmiyorum" dedi.

GECE BEKÇİSİ TANIK OLARAK DİNLENDİ

Gece bekçisi Mahmut Aksu tanık olarak dinlendi. Olay sırasında içeride televizyon izlediğini söyleyen Aksu, "Benden başka kimse yoktu. Televizyon izlerken bir anda dışarıda bir parlama gördüm. Pencerelerden içeriye doğru bir aydınlık oldu. Önce kendimi dışarıya attım, telefonumu içeride unuttuğumu anlayınca yan kapıdan tekrar içeriye girdim telefonumu aldım. Dışarı çıktım, bahçedeki hortumla yangını söndürmeye başladığımda itfaiyeyi de aradım. Olay mahallinden kaçan birini görmedim. Yangından dolayı dışarıya çıkarken ayağımın tutuştuğunu fark etmedim. Sonra güvenlik kamerasından izlerken gördüm.

'SİZDEN VE TÜRKİYE'DEN ÖZÜR DİLİYORUM'

Daha sonra duruşma salonunda bulunan bilgisayarlarda olay anına ait güvenlik görüntüleri izlendi. İzlenen görüntülere ilişkin görüşü sorulan sanık Alagül, "Amacım binayı yakmak değildi, böyle bir eyleme karıştığım için çok pişmanım. Sizden ve Türkiye'den özür diliyorum" dedi.

MÜJDAT GEZEN'İN KATILMA TALEBİ KABUL EDİLDİ

Müjdat Gezen'in avukatı Celal Ülgen aracılığı ile sunduğu dilekçede katılma talebinde bulunduğunu belirten Hakim Gökhan Pala, Gezen'in katılma talebini kabul etti.

TAHLİYE TALEBİ REDDEDİLDİ

MSGM'nin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı ya da denetiminde hizmet veren bir kurum ya da kuruluş olup olmadığının Kadıköy Kaymakamlığı'na sorulmasına karar veren mahkeme, sanığın tahliye talebini redderedek duruşmayı erteledi.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Kadıköy Ziverbey'de bulunan Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde (MGSM) 20 Şubat 2017 tarihinde giriş kapısında çıkan yangın sonucu izlenen güvenlik kameraları görüntülerinde kimliği tespit edilen Mehmet Ali Alilgül, Terörle Mücadele Şubesi ekipleri tarafından gözaltına alındı.

Adliyeye sevk edilen Alagül, tutuklanma talebiyle gönderildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından serbest bırakılmış, savcılığın itirazı üzerine tekrar gözaltına alınan Alagül, bu kez yine tutuklanma gönderildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanmıştı.

Alagül hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Alagül'ün olay tarihinde MSGM'ye elinde bulunan benzin şisesi ile gittiği, benzini binanın giriş katına dökerek yangın çıkardığı belirtiliyor.

İddianamede Alagül'ün, "Mala zarar verme" ve "Kasten yangın çıkarma" suçlarından 1 yıl 2 aydan 9 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.

İddianamede, Müjdat Gezen'in Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamit'in torunu hakkında sarf ettiği sözlerin, bu padişahı seven kişilerde tahrik oluşturacak nitelikte olduğu belirtilerek, sanık lehine "Haksız tahrik" indiriminin uygulanması istendi.

DURUŞMADAN SONRA BASIN AÇIKLAMASI

Duruşma bitiminde gazetecilere açıklama yapan Müjdat Gezen ve Mehmet Ali Sarıkayalı'nın Avukatı Celal Ülgen, sanığın duruşmada bir çok konuda yalan söylemeyi tercih ettiğini ifade ederek, şunları söyledi:

"İçeride ışığın söndüğünü, bekçinin dışarı çıktığını söyledi ama olayın öyle olmadığı yargılama aşamasında belli oldu. Mahkeme 30 bin liralık bir zarardan söz etti. Bu zararı ödeyecek gücüm yok dedi. Fakat Müjdat Gezen sanık tutuklandığı gün bana 'ya bu adamın şimdi orada ekonomik durumu da iyi değildir, perişan olmuştur. Acaba ne yapsak' gibi bir sancılı döneme girmişti. Burada da Müjdat Gezen'in 30 bin lirayı isteyeceğini asla düşünmüyorum. Bizim burada anlatmak istediğimiz şey, bu suçu fevri olarak işlemiş bir sanık değil, aslında bilinçli olarak işlemiş bir sanık var. Bu sanığın kendisiyle değil bu düşüncede olan insanların bu düşünceleriyle mücadele etmek istiyoruz."

Görüntü Dökümü

-----------------

-Celal Ülgen, Mehmet Ali Sarıkayalı ve tanık Mahmut Aksu'nun adliye önünde görüntüsü

-Celal Ülgen'in açıklama yapması

05.04.2017 - 14.08 Haber Kodu : 170405111

============================

4- DURUŞMA BOYUNCA BAŞINI YERDEN KALDIRMADI

BOŞANMAK İSTEYEN KARISINI, SON BİR KEZ KONUŞMAK İÇİN ÇAĞIRDIĞI EVDE SİLAH SESİNİN DUYULMAMASI İÇİN TELEVİZYON SESİNİ AÇIP ÖLDÜRDÜĞÜ İDDİA EDİLİYOR.

Özden ATİK - Ümit TÜRK, İstanbulDHA

Kağıthane'de boşanma davası açan eşi Nisa Ece İnçke'yi, dışarıdan silah sesinin duyulmaması için televizyonun sesini sonuna kadar açtıktan sonra 3 kez kurşunlayarak öldürdüğü belirtilen Recep İnçke hakim karşısına çıktı. Avukatı olmadığı için savunması alınmayan Recep İnçke, duruşma boyunca başını yerden kaldırmadı. Öldürülen Nisa Ece'nin ağabeyleri, cinayetin planlı olduğunu belirterek sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ettiler.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİSLE YARGILANIYOR

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen tutuklu sanık Recep İnçke getirildi. Şikayetçiler öldürülen Nisa Ece İnçke'nin ağabeyleri Bedrettin Ece, Hasan Ece ve annesi Caziya Ece de duruşmada hazır bulundu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı da duruşmaya katılma talebinde bulundu.

SAVUNMASI ALINMADI

Sanık Recep İnçke kimlik sorgusunda, teksil işçisi olduğunu, 3 bin lira aylık geliri olduğunu belirtti. Sanığın savunması avukatı olmadığı gerekçesiyle alınmadı.

"EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILSIN"

Bunun üzerine şikayetçilere söz verildi. Ağabey Bedrettin Ece, "Sanık kardeşimi tasarlayarak öldürmüştür. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

"KARDEŞİME SÜREKLİ ŞİDDET UYGULUYORDU"

Ağabey Hasan Ece ise sanığın kardeşine sürekli şiddet uyguladığını, kızkardeşinin bu şiddete dayanamayarak olaydan 8 ay önce evini terk ederek annesinin evine döndüğünü söyledi. Hasan Ece, "Sanık, maktülü sürekli tehdit ediyordu. Bir gün elinde bıçakla eve geldi. Eve götürmek için tehditlerde bulundu. Kapıyı kapatarak kendisini engelledim" dedi. Olay günü kızkardeşinin iş görüşmesi için Pendik'e gittiğini, sanığın da birlikte gitmek istediğini söylediğini anlatan Hasan Ece, "Akşam eve dönmeyince akşam kendisini aradım. Ertesi gün kardeşimin öldürüldüğünü öğrendim. Boşanacağı için kardeşimi planlı bir şekilde öldürmüştür" diye konuştu.

SANIĞIN TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA

Mahkeme heyeti, maktülün kullandığı telefona ait bir aylık görüşme kayıtlarının dökümünün istenilmesine karar verdi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın katılma talebini kabul eden heyet, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma ertelendi.

ÖLDÜRÜLEN KADININ AİLESİ AÇIKLAMA YAPTI

Duruşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan ağabey Bedrettin Ece, kardeşini arayan katilin "Duruşmaya bir hafta kaldı. Boşanacak mıyız, barışacak mıyız?" diyerek son bir kez görüşme bahanesiyle kardeşi Nisa Ece'yi evine götürüp, daha ayakkabılarını çıkarmadan öldürdüğünü söyledi. Ece, katilin en ağır cezaya çarptırılmasını beklediklerini belirtti.

AVUKAT: CİNAYET PLAN DAHİLİNDE İŞLENDİ

Ailenin avukatı Mustafa Haki Okuducu da katilin cinayeti işlemeden önce perdeleri kapattığı ve müziğin sesini yüksettiğine dikkat çekerek cinayetin hile kullanılarak planlı bir şekilde işlendiğini vurguladı. Okuducu, "Eve giden polisler ilk olarak müziğin sesinin çok yüksek olduğunu duymuşlar. Kapı ziline basılmasına rağmen açılmayınca da kırıp içeri girmişler. İçeri girdiklerinde de Nisa Ece'nin üzeri giyinik ayağında botları olacak şekilde cesediyle karşılaşmışlar. Yani eve götürür götürmez bütün hilesini kullanarak, plan dahilinde ilk atışını da alnına yapmış. Ayrıca Nisa ölmesine rağmen sağ ve sol göğüs kısmına da birer el ateş etmiş" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Ağabey Bedrettin Ece

-Avukat Mustafa Haki Okuducu

-Ailenin birlikte fotoğrafı ve görüntüsü

-Genel ve detaylar

Arşiv: Nisa Ece İnçke ve sanık Recep İnçke'nin fotoğrafları...

05.04.2017 - 14.09 Haber Kodu : 170405112

===============================

5- BAĞCILAR'DA NOTER ÇALIŞANI KADINI GASP EDEN KİŞİ YAKALANDI

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA

Bağcılar 100.Yıl Mahallesi Veysel Karani Caddesi'nde bulunan Bakırköy 48. Noterliği'nde çalışan kadın, geçtiğimiz gün noterin paralarını bankaya götürdüğü sırada silahlı bir kişi tarafından gasp edildi.

Olayla ilgili Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri yatığı çalışmalarda kaçarken güvenlik kamerasına yakalanan gaspçının H.A. olduğunu belirledi. Ekipler yaptığı çalışmalarda H.A.'yı aynı gün yakalayarak gözaltına aldı. H.A.'nın gasp ettiği para dolu çanta noter görevlilerine teslim edildi.

8 SUÇTAN KAYDI VAR, 3 SUÇTAN ARANIYORDU

Bağcılar Asayiş Büro Amirliğine götürülen H.A.'nın yapılan sorgulamasında 8 suçtan kaydının bulunduğu 3 ayrı suçtan da aranmasının olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan H.A. sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı.

Görüntü Dökümü

---------

(Güvenlik Kamerası ve Polis Kamerası)

-H.A.'nın gasp sonrası kaçması

-H.A.'nın sağlık kontrolünden getirilip adliyeye sevk edilmesi

-Genel ve detay görüntüler

05.04.2017 - 13.17 Haber Kodu : 170405098

==================================

6- OTOGARDA UYUŞTURUCU OPERASYONU

Elektrikli el süpürgesi ile hediye paketinden uyuşturucu çıktı

Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA

Güven Timleri, 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda yaptığı çalışmalarda elektrikli el süpürgesi içinde uyuşturucu hap ve kokain, hediye paketi yapılmış poşette de esrar ele geçirdi.

İstanbul Güven Timleri Şube Müdürlüğü ekipleri 15 Temmuz Demokrasi Otogarı'nda geçtiğimiz gün denetim yaptı. Polis ekipleri durumundan şüphelendiği kişileri durdurarak inceleme yaptı.

ELEKTRİKLİ SÜPÜRGEDEN KOKAİN VE UYUŞTURUCU HAP ÇIKTI

Polis ekipleri yaptığı incelemelerde A.Y. isimli bir kişinin elindeki poşette bulunan elektrikli el süpürgesi içinde bin 12 uyuşturucu hap ve 13,60 gram kokain ele geçirildi.

HEDİYE PAKETİ İÇİNDEN ESRAR BULUNDU

Makedonya uyruklu S.B. ve Irak uyruklu A.A.K.A.'yı durduran Güven Timleri, şüphelilerin tedirgin davranması üzerine ellerindeki hediye paketi yapılmış poşeti inceledi. Ekipler poşette yaptığı aramalarda 4 paket halinde 2 kilo 640 gram esrar buldu.

Gözaltına alınan A.Y., Makedonya uyruklu S.B. ve Irak uyruklu A.A.K.A. gözaltına alınarak Otogar Polis Merkezi Amirliği'nde götürüldü.

1 KİŞİ TUTUKLANDI, 2 YABANCI UYRUKLUNUN İŞLEMLERİ DEVAM EDİYOR

Şüphelilerden A.Y. emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından tutuklandı. Makedonya uyruklu S.B. ve Irak uyruklu A.A.K.A. ise detaylı inceleme ve sorgulama için Vatan Caddesi'nde bulunan Uyuşturucu ile Mücadele Şube Müdürlüğü'ne sevk edildi. Şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.

Görüntü Dökümü

-------------

(Polis Kamerası)

-Elektrik süpürgesinden çıkan uyuşturucu haplar ve kokain

-A.Y.'nin adliyeye sevk edilmesi

-Hediye paketinden çıkan 4 paket esrarın görüntüsü

-Genel ve detaylar

05.04.2017 - 12.39 Haber Kodu : 170405087

================================

7- SADRİ ALIŞIK KLASİK OTOMOBİLİYLE MEZARI BAŞINDA ANILDI

Haber-Kamera: Erhan TEKTEN İstanbul DHA

Yeşilçam'ın efsanevi oyuncusu Sadri Alışık, doğum gününde uzun yıllar kullandığı 1957 model otomobiliyle mezarı başında anıldı.

5 Nisan 1925 tarihinde doğan ve 200'ün üzerinde filme imza atan ünlü aktör Sadri Alışık'ın Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki kabri başındaki anmaya oğlu Kerem Alışık, ünlü senarist ve Alışık'ın yakın arkadaşı Sefa Önal, sanatçı dostları, Sadri Alışık Kültür Merkezi öğrencileri ve klasik otomobil severler katıldı. Uzun yıllar Sadri Alışık tarafından kullanılan ve pek çok filminde de ekranda gözüken 34 AR 781 plakalı sarı renkteki 1957 model Chevrolet Belair marka otomobil de İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği tarafından mezarlığa getirildi. Sadri Alışık'ın o zamanlarda birçok filmde kullandığı otomobili yoğun ilgi gördü.

SEFA ÖNAL: ARAMIZDAKİ UZAKLIK GİTTİKÇE KAPANMAKTA

Ünlü senarist Sefa Önal Sadri Alışık ve eşi Çolpan İlhan'ın mezarı başında bir konuşma yaptı. Önal konuşmasında, "Beni sevindiren bir şey var; bunca zaman sonunda, zaman benden çalmakta ve beni onlara yaklaştırmakta. Aramızdaki uzaklık gittikçe kapanmakta. Bir tek bunu bilmekteyim. Bu beni rahatlatmakta" dedi.

"KALBİMİZDE SADRİ ALIŞIK. SADRİ ALIŞIK DA KALBİMİZ"

Kerem Alışık da basın mensuplarına yaptığı açıklamada, babasının sevgisini koruduklarını, özlemini soluduklarını söyleyerek, "Bizim denizimiz, dağımız, ışığımız, yere, göğe kalbimize sığdıramadığımız insanları böyle bir avuç toprağın içine sığdırmak çok zor. Ülkesinin bütün yüreklerine ulaşan bir kişi. Burada olduğu gibi yanında hep Çolpan İlhan… Sağında solunda her zaman Çolpan İlhan… Bu durum onun tüm yaşamını özetliyor. Çok arıyoruz, Çok özlüyoruz. Kalbimizde Sadri Alışık. Sadri Alışık da kalbimiz" ifadelerini kullandı

Basın mensuplarının otomobil ile ilgli sorularına ise Alışık, "Kendi özel arabasıydı. Hiç değiştirmedi. Çok severdi. Her zaman çok iyi bakardı arabasına" diye yanıt verdi.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Mezarlıktan görüntü

-Sadri Alışık'ın mezarı

-Çolpan İlhan'ın mezarı

-Katılanlar

-Sefa Önal'ın gelişi

-Kerem Alışık'ın görüntüsü

-Dua edilmesi

-Önal'ın konuşması

-Alışık'ın açıklamaları

-Sadri Alışık'ın otomobilinden detaylar

-Klasik otomobiller

-Genel ve detaylar

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 3 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement