Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika
Güncel

Dha İstanbul Bülteni - 4

Dha İstanbul Bülteni - 4

1- "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE GAZETECİLİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"* HAKİMLİK, DİE WELT GAZETESİ MUHABİRİ İLKER DENİZ YÜCEL'İN TUTUKLULUĞUNA YAPILAN İTİRAZI DEĞERLENDİRİRKEN BU TESPİTİ YAPTI VE İTİRAZI REDDETTİÜmit TÜRK, İstanbulDHAAlman Die Welt Gazetesi muhabiri İlker Deniz...

15.03.2017 15:42
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1- "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE GAZETECİLİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

* HAKİMLİK, DİE WELT GAZETESİ MUHABİRİ İLKER DENİZ YÜCEL'İN TUTUKLULUĞUNA YAPILAN İTİRAZI DEĞERLENDİRİRKEN BU TESPİTİ YAPTI VE İTİRAZI REDDETTİ

Ümit TÜRK, İstanbulDHA

Alman Die Welt Gazetesi muhabiri İlker Deniz Yücel'in tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Üst hakimlik, tutuklama kararını veren 9. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını belirtti.

27 ŞUBAT'TA TUTUKLANMIŞTI

Die Welt Gazetesi muhabiri İlker Deniz Yücel, 27 Şubat'ta "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçlarından 9. Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yücel'in avukatları 6 Mart'ta tutukluğa itirazda bulundu. İtirazı değerlendiren 10. Sulh Ceza Hakimliği, tutuklama kararının usul ve yasaya aykırı olmadığını belirterek, yapılan itirazı reddetti.

"ŞÜPHELİNİN EYLEMİNİN BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE GAZETECİLİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"

Yücel'in tutuklanmasına gerekçe gösterilen haber ve yazılara yer verilen kararda, şu ifadelere yer verildi: "Şüphelinin ifade ve savunması, şüpheli tarafından kaleme alınan yazılar, bu yazılarda kullanılan görsel ögeler, başlıklar, yazılar içerisindeki ifade ve anlatım ile kullanılan dil üslup bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelinin eyleminin basın özgürlüğü ve gazetecilik anlamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, soruşturmaya konu olan yazılarında gerçekleri adeta kasıtlı ve bilinçli olarak saptırarak adeta yasa dışı silahlı terör örgütlerinin amacına hizmet eder şekilde hareket ettiği amaç ve kanaatine varılarak şüphelinin tutuklanmasına karar verilen İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği'nin itiraza konu kararındaki gerekçeler de nazara alındığında, verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından şüpheli müdafilerinin tutuklama kararına yönelik itirazının reddine karar vermek gerekmiştir"

TUTUKLANMA GEREKÇE GÖSTERİLEN İFADELER...

9. Sulh Ceza hakimliği tarafından 27 Şubat'ta verilen tutuklama kararında, Deniz Yücel'in yazılarında Cumhurbaşkanı Erdoğan için kullandığı ifadelere, PKK elebaşı için 'başkomutan' nitelemesinde bulunduğuna, Fethullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgisinin olmadığını dile getirdiğine yer verilmişti. Kararda şüphelinin işlediği iddia edilen suçlar da "Terör örgütü propagandası yapmak" ve ""Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" olara sıralanmıştı. .

=========================

2- ŞİŞLİ BELEDİYESİ BAŞKAN YARDIMCISININ ÖLDÜRÜLMESİ DAVASI

Sanık Şenol Şahin,

" Belediyede bir müdürün burnunun kırılmasını istediler, kabul ettim"

" Uzun boylu ve yapılı olduğunu görünce burnuna vurmaktan vazgeçip silahla ateş ettim"

Haber: Hayati KILIÇ - İstanbulDHA

Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş'ın 18 Temmuz'da belediye binasında başından vurularak öldürülmesine ilişkin 6 şüphelinin yargılanmasına başlandı. Cemil Candaş'ı öldüren Şenol Şahin etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyledi. Azmettirici olarak yargılanan Mithat Yılmaz ise, öldürülen Cemil Candaş'ın yaklaşık 1 milyar Dolar dolar değerinde gayrimenkulun iskanını iptal ettiğini belittti.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen durşmaya tutuklu sanıklar Şenol Şahin, Mithat Yılmaz, Hacı Avcı, Engin Gölve, Metin Şentürk ve Bilal Yaman katıldı. Öldürülen Cemil Candaş'ın eşi Nurcan Candaş ve kardeşleri Cemal, Nedim, Nevzat ve Naci Canbaş duruşmada hazır bulundular. Şişli Belediyesinin avukatı Serhat Saçan'ın davaya katılma talebi, suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddedilirken, öldürülen Cemil Candaş'ın eşi ve kardeşlerinin davaya katılma talebi kabul edildi.

ETKİN PİŞMANLIK TALEBİ

Duruşmada savunma yapan Şenol Şahin "Bu olay sonucu ölümüne sebep olduğum Cemil Candaş'ın ailesine sabır diliyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanıp bildiklerimi anlatmak istiyorum" dedi.

Cinayetten 3-4 gün önce sanık Engin Gölve'nin kendisine birinin burnunun kırılmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini belirten Şenol Şahin, "Daha sonra sanıklarından Mithat Yılmaz'ın eşine ait olduğu belirtilen otoparkta Engin Gölve, Rıza Keten ve Hacı Avcı ile buluştuk. Rıza Keten, belediyede bir müdürün burnunun kırılmasını istediğini söyledi. Bunun nasıl olacağını sordum. Candaş'ın belediyenin 3. katında olması gerektiğini söyledi. Ben de 'tamam' dedim. Bana resmini gösterdi, sonra ayrıldım. Otoparktan çıkarak belediyeye gittim tek başıma. Rıza Keten belediyenin tuvaletinde buluşacağımızı söylemişti. Orada tekrar telkinde bulunacağını söylemişti. Belediyeye gidip 3. kata çıktım, tuvalette buluştuk. Başkan yardımcısının odasını göstererek, bugün halledilmesi gerektiğini söyledi. Bu olayı gerçekleştirdiğimde nasıl çıkacağım sordum 'beni linç ederler' dedim. 'Sana silah vereceğim, burnunu kırdıktan sonra silahını göstererek çıkarsın' dedi. Silaha alışık olmadığımdan yapabilir miyim, yapamaz mıyım diye tereddüt ettim. Müdürün işlerine engel olduğundan bugün yapılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine yapabileceğimi söyledim. Yapamazsam bırakır giderim dedim. 'Bunu yaparsan her türlü kardeşimizsin cezaevinde sana bakarız' dediler. Rıza Keten bana tuvalette silahı verdi. Silahı üzerime aldım. Bana verdiği silahı kamufle etmek için verdiği sarı zarfla tuvaletten çıktım. Koridorda dolandım, maktulü tanımadığım için tedirgin dolandım. Tuvaletin çıkışında farkettim o olduğunu. Peşinden giderek ayağına sıktım. Tam silahı atıp kaçacakken güvenlik üstüme atladı. Maktulün uzun boylu ve yapılı olduğunu görünce burnuna vurmaktan vazgeçip silahla ateş ettim. Otoparkta ilk konuştuğumuzda bana 80 bin TL para teklif edildi, kabul ettim. Ama bana bakmadılar, avukat sağlamadılar. Rıza Keten, İbrahim Kocaman'ın kesilmiş cezası olduğunu ve burada olmadığından 'onun adını verebilirsin bizim dostumuzdur dedi' şeklinde konuştu.

"1 MİLYAR DOLARA YAKIN GAYRIMENKULÜN İSKANLARI İPTAL EDİLMİŞ"

Sanık Mithat Yılmaz ise savunmasında, kendi binasının kaçak olmadığına ilişkin encümen kararı olduğunu belirterek "İddianamede yer alan HTS kayıtları azmettiriciliğe nasıl delil olur. Burada olmaktan utanç duyuyorum. Şenol Şahin ile yoğun bir görüşme kaydım yok. Hacı Avcı ile görüşme kaydım vardır. Çünkü kendisi emlakçılık yapar. Benim de gayrimenkullerim var. Hacı Avcı suçlu ise ben suçlu değilim. Buluşmanın gerçekleştiği otopark eşime aittir. Ancak başkası işletiyor. Bu otopark benim ofisimin yan tarafındadır. Bana gelen evraklar laboratuvarımda değilsem oraya bırakılır. Diyaloğum bundan ibarettir. Bu diyalog nasıl somut delil haline gelir? Cemil bey 7 tane binanın iskanını iptal etmiş. Bunların 4'ü Keten İnşaat'ın. 1 milyar dolara yakın gayrimenkulun iskanları iptal edilmiş. Bu inşaatın sahibinin kardeşi burada yok ama ben buradayım. Soruşturmanın eksik kaldığı şeyler inşallah burada yapılır" dedi.

"BURADA 30 SENEDİR ÇETE VAR"

Sanıklardan Hacı Avcı da gayrimenkul danışmanlığı ve iş takipçiliği yaptığını belirterek, "Selahattin Keten, Hayri başkan dahil birçok kişiyle sorun yaşadı. Başkanla konuştum projenin olmayacağını söyledi. Ben de bunu anlattım Selahattin Keten'e. O da 'Ben bu başkan yardımcısını dövdüreceğim. Hayri başkan randevu da vermiyor' dedi. Cemil Candaş tehdit alıyordu zaten. Kendisi bana anlatmıştı. 'Burada 30 senedir bir çete var. Bunu kırmam gerekiyor' diyordu. İş Keten'le çıkmaza girdiği için Selahattin Keten 'Onu dövdüreceğim. En azından bir yumruk attırayım' dedi. Ben de Engin Gölve'ye 'Bir müdür dövülecek' dedim. Sonra Selahattin'i arayıp 'Birini buldum ama nasıl olacak diyor' dedim. O da 'Rıza'yı göndereceğim' dedi. Olay olduktan sonra Selahattin Keten aradı beni. Neler olduğunu sordu. Rıza Keten'in ruhsatlı silahı vardı' dedi.

"BU İŞTEN CEZAEVİNE GİRECEĞİMİ DÜŞÜNMEMİŞTİM"

Müteahhit Engin Gölve de etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, "Olaydan 3-4 gün önce Hacı Avcı gelerek, "Bir ağabeyimin işlerine taş koyuyor. Birini dövdüreceğim. Birini bulabilir misin' dedi. Şenol'a söyledim. 'Olur' dedi. Ben de gönderdim. Pazartesi günü Hacı ve Rıza Keten geldi. Çocuğa anlattılar. 'Cemil Candaş 20 günlük rapor alsın yeterli' dediler. 'Oradan nasıl çıkacağım' dedi Şenol. Rıza da 'Ben sana silah vereceğim. Burnuna vurduktan sonra silahı gösterip kaçarsın' dedi. Pişmanım keşke tanıştırmasaydım" dedi.

Bu sırada mahkeme başkanı "Soruşturma aşamasında bunlardan hiç bahsetmemişsin" diye sorunca Gölve, "Bu işten cezaevine gireceğimi hiç düşünmemiştim. Saklamak istedim" diye yanıt verdi.

Sanık Metin Şentürk ise, Keten İnşaat'ta 21 Haziran'da evrak takibi yapmak üzere işe başladığını aktararak, "Olay günü Cemil Candaş elektrik projesi ile ilgili bu projenin mühendisler odasından onaylı olmadığını söyledi. Selahattin Keten'i arayarak 'onaylattırmıyorum' dedim. Cemil Candaş'ın vurulduğunu o gün belediyede olduğumdan duydum ama öldüğünü basından duydum. Olay günü başka bir iş yapmadım belediyede" dedi.

"ANNEM ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYOR"

Candaş ağabeyi Cemal Candaş da söz alarak, "92 yaşında bir annenin çocuğuyum. Kardeşimin öldürüldüğünden annemin haberi yok. Trafik kazasında öldüğünü biliyor. Öğrenirse ölür. Bu ülkede namusuyla şerefiyle çalışan kişilere can güvenliği gerekir. Namuslu ve şerefli insanlar adına adalet bekliyorum. Bütün sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Candaş'ın eşi Nurcan Candaş da, "Mart ayında Sabiha Gökçen Havaalanı'nda ilk saldırıdan sonra sürekli bir tedirginlik vardı. Panik halde yaşıyordu. Adalete güveniyorum. Anlatılan hiçbir şeye inanmıyorum, çok güzel hikayeler anlattılar. Hepsinden şikayetçiyim" dedi.

Duruşma tanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tetiği çeken Şenol Şahin'in "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Tutuklu sanıklardan Mithat Yılmaz'ın da cinayeti azmettirme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan diğer şüpheliler Engin Gölve, Hacı Avcı, Metin Şentürk ve Bilal Yaman'ın ise "Kasten öldürmeye yardım etme" suçundan cezalandırılmaları isteniyor.

============================

3- ZEYBEKCİ "E-TİCARET SİTELERİNE ÜYELİK DESTEĞİ"Nİ ANLATTI

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,

"Önümüzdeki günlerde dünyadaki tüm e-ticaret platformlarında tabiri caizse bir Türk işgali yaşanacak. Türk şirketlerimiz, on binlerce ihracatçılarımız e-ticaret sitelerinde bundan sonra boy gösterecek"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA/ İstanbul DHA

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Ekonomi Bakanlığı tarafından hazırlanan "e-Ticaret Sitelerine Üyelik Desteği" basın tanıtım toplantısına katıldı.

Nihat Zeybekci toplantıda yaptığı konuşmasında, "Ayrıntıları şu anda oluşan ve yakında duyuracağımız müteahhitlerimizin yurt dışında üstlendikleri projelerde kullanacakları Türk malı ürünler için yapacakları kredi faiz ödemelerine destek olacağız" dedi. Zeybekci, bu desteğin yüzde 100 ve sıfır faizle olacağını belirterek, "Saydığım tüm bu destekler, küresel ticaretteki konumumuzu sürdürülebilir bir şekilde geliştirme çabalarımızın bir kısmının yansımasıdır" diye konuştu.

TÜRKİYE'DE E-TİCARET

Bakan Zeybekci, " Türkiye'nin toplam ticareti içinde e-ticaretin payı yüzde 2'ler seviyesinde. Bu, gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5'in üzerinde, gelişmiş ülkelerde yüzde 7'nin üzerine çıkıyor. Türkiye'deki bu 2 rakamı önümüzde ne kadar büyük bir potansiyelin olduğunu gösteriyor. Bu yüzden önümüzdeki dönemde Türkiye olarak bu alanda çok mesafe almamız gerektiğini biliyoruz. Bu mesafeyi de normale bırakırsak çok uzun zamanlarda alacağız, bir dönemi ıskalayacağız endişesi içindeyiz. Onun için de e-ticaret konusunda Ekonomi Bakanlığı olarak vizyonumuz ihracatçılarımızın bu çağı, fırsatı kaçırmalarına izin vermemek, müsade etmemek. Dünya ile aramızdaki bu farkı çok hızlı bir şekilde kapatmamız gerektiğine inanıyoruz. Onun için de Ekonomi Bakanlığı olarak ses getirici bir destek mekanizmasını hayata geçirdik. Bu, geçtiğimiz haftalarda hayata geçen bir uygulamadır" dedi.

Bakan Zeybekci, "e-Ticaret Sitelerine Üyelik Desteği" hakkında da açıklamalarda bulunarak, "E-ticaret platformlarına toplu üyeliğini esas alan bu desteğimiz iş dünyamızın küresel açılımı için itici bir güç olacaktır ve aradaki mesafeyi Türkiye hızlı bir şekilde kapatacaktır. Yüzde 2'lik rakamımız hızlı bir şekilde, yakın bir sürede 3'ler, 4'ler, 5'ler, 7'ler, 8'lere doğru çıkacaktır" dedi.

Nihat Zeybekci, yeni düzenlemeleriyle on binlerce ihracatçıların e-ticaret sitelerinden faydalanmalarını öngördüklerini kaydederek, buradaki kilit unsurun işbirliği kuruluşları olduğunu aktardır.

Nihat Zeybekci, ihracatçı birlikleri, ticaret ve sanayi odaları gibi kuruluşları desteğin yararlanıcısı olarak tanımladıklarında desteği sahiplendiklerini, bu nedenle e-ticarete yönelik desteklerini çatısı altındaki firmaları toplu üyeliğe yönlendiren işbirliği kuruluşlar vasıtasıyla vereceklerini söyledi.

"E-TİCARET PLATFORMLARI NEZDİNE MALİYET AVANTAJI DA ELDE ETMEYİ UMUYORUZ"

Nihat Zeybekci, toplu üyeliklerde destek oranlarının yüzde 80 gibi bir oranda olacağını belirterek, "İşbirliği kuruluşları bu destekten yararlanırken mali herhangi bir kısıtla karşılaşmamaları için alınabilecek azami destek miktarını da tanımlamadık. Toplu üyelik yöntemiyle sadece farkındalığı artırma ve e-ticaret dünyasına girişi firmalar için kolaylaştırmakla kalmıyoruz. Aynı zamanda e-ticaret platformları nezdine maliyet avantajı da elde etmeyi umuyoruz. 250 firmadan az olmamak şartıyla üyelerini Bakanlığın belirlediği e-ticaret platformlarına üye yapan işbirliği kuruluşları bu harcamalarının yüzde 80'ini Ekonomi bakanlığından geri alabilecek" diye konuştu.

"DÜNYADAKİ TÜM E-TİCARET PLATFORMLARINDA TABİRİ CAİZSE BİR TÜRK İŞGALİ YAŞANACAK"

Bakan Zeybekci, Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) de bu destekten yararlanacak öncü projelerini başlattığını belirterek, "Belirledikleri 3 e-ticaret platformuna (Alibaba.com, kompass.com ve turkishexporter.net) toplu üyelik öngören bu girişimin diğer işbirliği kuruluşlarına da örnek teşkil etmesini umuyoruz. Önümüzdeki günlerde dünyadaki tüm e-ticaret platformlarında tabiri caizse bir Türk işgali yaşanacak. Türk şirketlerimiz, on binlerce ihracatçılarımız e-ticaret sitelerinde bundan sonra boy gösterecek. İlk başarılı hikayelerinden sonra Türkiye'nin en uzak köşesindeki bir şirketin e-ticaret vasıtasıyla satış yapmaya başladığına dair başarı hikayeleri duyulduktan sonra Türkiye, ihracatçılarımız e-ticaretin farkına varacak" dedi.

Görüntü Dökümü:

---------------------

Zeybekci'nin açıklamaları

Detaylar

15.03.2017 - 14.25 Haber Kodu : 170315117

=========================

4- HOLLANDA İNEĞİ KESİMDEN KURTULDU

Haber: Ezgi ÇAPA/İSTANBUL,

Hollanda ile yaşanan diplomatik kriz sonrası İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nde söz alarak Hollanda ineğini keseceğini açıklayan Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hüseyin Avni Sipahi, yazılı bir açıklama ile "Hollanda ineğini kesmeyeceğini, Hollanda'ya geri göndermeyeceğini, ineğin çiftliğinde yaşamaya ve süt vermeye devam edeceğini" duyurdu.

Beşiktaş Belediye Başkan Yardımcısı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Hüseyin Avni Sipahi "Bazı yurttaşlarımızın belediye başkanıma mesajlarından sonra, Beşiktaş Belediye Başkanımız Av. Murat Hazinedar'ın da ilgililerine 'Sevgili kardeşim, ne Hollanda'nın faşistleşen iç siyasetine ne de ülkemizin iç siyasetine o ineğin kuyruğunu kurban ettirmem" tweetinden sonra, Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'ın Hollanda Başbakanı Mark Rutte'nin Konsolos için özür dilediğini söylemesinin ardından ben de Hollanda ineğimi kesmeyeceğimi, tekrar Hollanda'ya geri göndermeyeceğimi, ineğin çiftliğimde yaşamaya ve süt vermeye devam edeceğini kamuoyuna saygıyla duyururumö şeklinde açıklama yaptı.

========================

5- 'KUYU KÖPEK' MÜŞAHEDE ALTINDA

Haber-Kamera: Ezgi ÇAPA/ İSTANBUL DHA

Beykoz'da düştüğü kuyudan 13 gün sonra kurtarılan Kuyu isimli köpek yavrusu, İstanbul Büyükşehir Hayvan Hastanesi'nde müşahede altına alındı. Durgunluk, halsizlik, belirtileri İstanbul Büyükşehir Hayvan Hastanesi'ne getirilen Kuyu Köpek'e halk arasında "kanlı ishal" olarak bilinen "Parvoviral Enterit" teşhisi konuldu. Kilo kaybettiği ve neşesiz olduğu görünen Kuyu Köpek'in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Beykoz'da düştüğü kuyudan 13 gün sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İtfaiye, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ve Hayvan Severlerin koordineli çalışması ile kurtarılan "Kuyu Köpek" ikincil enfeksiyon riski ve aşı periyodunun tamamlanması için müşahede altında tutuluyor. Karantinada tutulan Kuyu Köpek, sağlık durumu hakkında bilgi vermek için basın mensuplarına gösterildi. Kuyu Köpek'in bir haftalık tedavinin ardından yavaş yavaş kilo almaya başladığı ve hayati tehlikeyi atlattığı belirtildi.

"HAYATİ TEHLİKESİNİ ATLATTIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"

'Kuyu Köpek'le ilgili bilgi veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hekimi Büşra İnal Günay, "Kuyu yaklaşık 1 hafta önce durgunluk ve iştahsızlık şikayetiyle hastanemize geldi. Durumu ciddiydi. Yapılan tetkikler ve testler sonucu 'Parvoviral Enterit' denilen halk arasında kanlı ishal olarak bilinen bir hastalığa yakalandı. Tedavisini yaptık ve tedavisine devam ediyoruz. Şu an kusması ve ishali kesildi, gayet iyi. Hayati tehlikesini atlattığını düşünüyoruz" dedi. Kuyu'nun mutsuz görüntüsünü yorumlayan Günay, "Şu an burası çok kalabalık, hem strese sokmamak hem de ikincil bir enfeksiyona sebep olmamak için ziyaretçi kabul etmiyoruz. Bir de masa stresi var. Kendi ortamında daha mutlu" dedi. Kuyu'nun taburcu olup olmayacağının 2-3 gün içinde netleşeceğini belirten Günay, "Bu hastalığı başka hayvanlardan da kuyudan da kapmış olabilir. Belediyenin barındırdığı alanla ilgili değil, kendi yaşam alanından ya da kuyudan da kapmış olabilir. Aşısız başka hayvanlarla teması ve toprakla temas etmesi yeterli" diye konuştu.

HAYKONFED TEMSİLCİSİ: 30 KİŞİ İÇERİ GİRDİ, BU NASIL KARANTİNA

Kuyu'nun sağlık durumu hakkında bilgi almak için hastaneye gelen Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu (HayKonfed) İstanbul Temsilcisi Barış Şengün, dün Kuyu'yu karantinada olduğu için kendisine göstermediklerini, konuyla ilgili bilgi alamadıklarını söyledi. Şengün, "Aşı protokolü tamamlanmamış bir hayvanın bir bakımevine girmesi demek hastalık kapması demektir. Bütün tereddüdümüz buydu. Bir türlü bize açıklayıcı bilgi vermediler. Dün bandaj sağ bacağında şimdi sol bacağında, karantinada dedikleri hayvanı şimdi öpüyorlar. Dün karantinadaydı bugün 30 kişi içeri girdi. Bu nasıl karantinadır. Şaibeyi kendileri yarattı biz değil" diye konuştu.

"KUYU BİR SEMBOLDÜR"

Kuyu'yu iyi görmediğini söyleyen Şengün, "Kanlı ishal ölümcül bir hastalıktır ve ömür boyu taşıyıcı olacak. Kuyu'nun itfaiyeye geri verilmemesini istiyoruz. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun, itfaiyenin şartları müsait değil. Çok daha iyi bir yere sahiplendirmek istiyoruz" dedi. 'Kuyu gibi binlerce hayvan var' şeklindeki eleştiriler hakkında Şengün, "Kuyu bir semboldür. Kuyu nezdinde diğer hayvanların da hayat şartlarını kolaylaştırmaya çalışıyoruz" dedi.

Görüntü Dökümü

-----------

-Kuyu Köpek'in görüntüsü

-Veteriner Hekimi Büşra İnal Günay ile röp.

-Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu(HayKonfed) İstanbul Temsilcisi Barış Şengün ile röp.

===========================

6- FERMAN AKGÜL, İLK SOLO ALBÜMÜNÜN TANITIMINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Haber: Orhan SENCER/ İSTANBUL,

Şarkıcı Ferman Akgül, ilk solo albümünün tanıtımını dün gece İstanbul'da yaptı.

İstanbul Marriott Hotel Şişli'de gerçekleştirilen lansmanda Manga grubunun vokalisti Ferman Akgül, ilk solo albümü "Yürüyorum İçimde"de yer alan şarkılarını seslendirdi. Geceye Göksel, Aslı Gökyokuş, Aydilge, Pascal Nouma, Birol Namoğlu, Murat Cemcir, Ahmet Kural, İzzet Öz, Ömer Faruk Sorak gibi ünlü isimlerin yanı sıra basın mensupları ve sanatçının yakın arkadaşları katıldı.

Ferman Akgül geceye katılanlara teşekkür ederken, "Bu gece benim için çok özel bir gece. Yaklaşık 1,5 yıldır ilk solo albümümün kayıtları için çok çalıştım ve bu gece böylesi önemli bir izleyici topluluğu önünde ilk kez sizlere çalmaktan dolayı da oldukça gururlu ve heyecanlıyım" dedi.

Ferman Akgül'ün ilk solo albümü "Yürüyorum İçimde", 24 Mart Cuma günü 06 Records işbirliği ve EMI- Universal Türkiye etiketiyle tüm dijital platform ve müzik marketlerde satışa sunulacak. Albümle aynı adı taşıyan çıkış şarkısının klibi ise 17 Mart Cuma günü yayımlanacak.

Görüntü Dökümü:

-------------------------

-Albüm lansmanından detaylar

-Ferman Akgül'ün konserinden görüntüler

Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel Dha İstanbul Bülteni - 4 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement