DHA YURT BÜLTENİ - 11 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 11

DHA YURT BÜLTENİ - 11

Suruç Belediye Başkanı HDP'li Çevik gözaltına alındı (3)SURUÇ BELEDİYESİ'NDE GERGİNLİKSuruç Belediye Başkanı HDP'li Hatice Çevik'in gözaltına alınmasının ardından belediye binasına gelen HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü ile polisler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı.

15.11.2019 12:35

Suruç Belediye Başkanı HDP'li Çevik gözaltına alındı (3)

SURUÇ BELEDİYESİ'NDE GERGİNLİK

Suruç Belediye Başkanı HDP'li Hatice Çevik'in gözaltına alınmasının ardından belediye binasına gelen HDP Şanlıurfa Milletvekili Ayşe Sürücü ile polisler arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Polis ekipleri, Sürücü'yü belediye binası önünde uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak Sürücü ve yanında bulunan parti meclisi üyesi kadınlar belediye önünden ayrılmadı. Aramaların devam ettiği Suruç belediye binasının çatısına özel haraket polisleri yerleştirilirken binaya Türk Bayrağı asıldı.

Görüntü Dökümü

--------------HDP'li milletvekilli Ayşe Sürücü belediye önüne gelmesiPolis ile Sürücü arasında yaşanan gerginlik Belediye önünde önlemlerini sürdüren polisGenel ve detay görüntüler

Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL-ŞANLIURFA - DHA)

====================

'Abora-IV' gemisi Patara Antik Limanı'na taşındı

ALMAN arkeolog Dr. Dominique Görlitz tarafından tasarlanan ve antik dönemin gemicilik teknikleriyle kamıştan inşa edilen 'Abora-IV' adlı gemi, kalıcı olarak sergileneceği Patara Antik Limanı'na nakledildi. Nakliye anından görüntüyü sosyal medyada paylaşan Prof. Dr. Havva İşkan Işık, 'Abora IV Patara'da, başardık. Teşekkürler' yazdı.Arkeolog Dr. Dominique Görlitz tarafından 1993'te, Nübye Çölü'ndeki kazılarda rastladığı antik döneme ait kaya resimlerinden esinlenmesiyle tasarlanan ve Bolivya'dan getirilen kamıştan yapılan antik gemi replikası 'Abora- IV', Bulgaristan'ın Varna Limanı'ndan 1 Ağustos'ta denize indirildi. Almanya, Bolivya, Bulgaristan, Hollanda, Rusya ile ABD'den yolculuğa katılan 12 kişilik mürettebatı olan ve 2 bin yıl önceki denizcilik yöntemleriyle 'Barış ve uluslararası anlayış için yelken açmak' sloganıyla Karadeniz'den Akdeniz'e yol alan, 14 metre uzunluğundaki gemi, 20 Eylül'de Kaş Limanı'na demirledi.Kaptan ve personelin çiçekle karşılandığı geminin, kalıcı olarak Kaş'a bağlı Patara Antik Limanı'nda sergilenmesine karar verildi. Bu kararın ardından nakliye çalışmaları için hazırlıklara başlandı. Gemi, ana gövdesi kalacak şekilde parçalandı. TIR dorsesine yüklenen ana gövdenin, Patara Antik Limanı'na taşınma işlemi tamamlandı. Limanda tekrar birleştirilmesi planlanan gemi, burada sergilenecek.Nakliye aşamasını sosyal medya üzerinden fotoğraflar ve video görüntüleri ile paylaşan Prof. Dr. Havva İşkan Işık, 'Abora IV Patara'da başardık. Teşekkürler' notunu yazdı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ-------------------Geminin tır üzerinden görüntüTırla taşınması

Haber: İbrahim LALELİ- Kamera: Antalya-DHA)

================

Alanya Kalesi için UNESCO hedefi Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) ve Kent Konseyi tarafından UNESCO Kültürel Miras Listesi için, 20 yıldır geçici listede bekleyen Alanya Kalesi'nin hedef olarak belirlenmesi, gözleri tarihi kaleye çevirdi.Yılın 12 ayı yerli yabancı binlerce turistin ziyaret ettiği Alanya Kalesi'ni gezip dolaşanlar tarih ile iç içe zaman geçirmenin ayrıcalığını yaşıyor. ATAV ve Kent Konseyi, her yıl sadece bir eserin asıl listeye alındığı UNESCO Kültürel Miras Listesi'ne Alanya Kalesi'nin girmesi için çalışma yürütüyor. Kale ve çevresindeki tarihi ve doğal güzelliklere dikkat çekerek UNESCO hedefine ulaşmayı amaçladıklarını söyleyen ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege, yıllarca geçici listede birden fazla eserin beklemesi yerine bir yere yoğunlaşarak listeye alınmasını sağlamanın örnemine dikkat çekti.HEDEF ALANYA KALESİYeliz Gül Ege, "UNESCO'nun kriterlerinde o bölgenin gelişimi ve sürdürülebilirliğiyle ilgili çok önemli kriterleri var. Eserin kent ve çevresiyle uyumu, iyi korunabileceği ve gelecek yıllarda da bunların sürdürülebilirliğiyle ilgili adeta ÇED raporu gibi çok detaylı bir rapor hazırlanması gerekiyor. Eserlerimizin geçici listede bu kadar süredir beklemesi çok iyi bir şey değil ve asıl listeye alınması için gerekli çaba gösterilmelidir" dedi.AKLIN YOLU BİRKent Konseyi ve ATAV'ın bu konudaki ortak çalışmalarında Antalya'dan geçici listede bekleyen 9 eserden birine yoğunlaşılırsa, bu yıl o eseri asıl listeye aldırmak hedefinin konulması gerektiği fikrinin çıktığını anlatan Gül Ege, kriterler açısından en uygun eserin ise Alanya Kalesi olduğunu söyledi. Ege, "Emin ve güçlü olduğumuz eseri bildirip onu listeye aldırmak çok daha mantıklı. Çalışmalar bunun üzerine yapılmalı" dedi.ATAV'ın sosyal medya hesaplarından Alanya Kalesi'nin UNESCO hedefi için fotoğraf paylaşılırken, kaleyle ilgili görseller de #UNESCO hashtag'iyle paylaşılıyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ----------------Alanya Kalesi drone görüntüsüZiyartçilerden detayKale detaySahil detayTurist detay

Haber: İbrahim LALELİ- Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA-DHA)

=============================

Atatürk'ün Diyarbakır'a gelişinin 82'nci yıl dönümü kutlandı

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Diyarbakır'a gelişinin 82'nci yıl dönümü, tren garındaki temsili karşılama töreniyle kutlandı.Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhurbaşkanı olarak 15 Kasım 1937'de Diyarbakır'a gerçekleştirdiği ziyaretin 82'nci yıl dönümü, düzenlenen törenle kutlandı. Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Hasan Basri Güzeoğlu'nun yanı sıra askeri erkan, protokol üyeleri, şehit ve gazi yakınlarıyla vatandaşlar, tren garındaki temsili karşılama töreninde hazır bulundu. Güzeloğlu, trenden inen gazilerin kendisine takdim ettiği Türk Bayrağı'nı gençlere emanet etti. Tören folklar gösterisiyle devam etti.Vali Hasan Basri Güzeloğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün Diyarbakır'a her gelişinde coşkuyla karşılandığını belirterek şöyle dedi: "Cumhuriyetinin kuruluşu ve bu günlere gelişi bütün bir milletin toplu mücadelesi devletine ve milletine sahip çıkmasıyla olmuştur. Uğruna can verilen değerler; vatan, millet, devlet, bayrak ve ezan her zaman hepimizin kutsalı ve vazgeçilmezi olmuştur. Bu şuur ve iman oldukça inşallah Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacak. Biraz önce Gazi Mustafa Kemal'in Diyarbakır'a teşrifi bağlamında karşıladığımız bayrağımız sonsuza kadar gönderde bugün olduğu gibi, gençlerimizin elinde olduğu gibi nazlı nazlı dalgalanacak ve inşallah ebediyen bu  topraklar Türk yurdu ve bizim yurdumuz olacak."Tören, Güzeloğlu ile Garnizon Komutan Vekili ve 8'inci Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Ali Özmen'in Atatürk'ün valilik önündeki anıtına çelenk sunmasıyla sona erdi.

Görüntü Dökümü-------Tren garıKarşılama bandosuTemsili trenin gelişiGazilerin Türk Bayrağı'nı valiye teslim etmesiValinin bayrağı gençlere teslim etmesiHasan Basri Güzeloğlu'nun konuşmasıFolklor gösterisiVali ve garnizon komutanının Atatürk anıtına çelenk sunmasıSaygı duruşu ve istiklal marşıGenel ve detay görüntüler

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 505 MB

Haber-Kamera: Mehmet Mucahit CEYLAN, Selim KAYA/DİYARBAKIR,

===================

Uzmanı uyardı; 'Diyabet hastalığı değil, düzensiz yaşam öldürür'

AYDIN'ın Kuşadası ilçesinde düzenlenen panelde konuşan Adnan Menderes Üniversitesi Endokronoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Şarer Yürekli, diyabet hastalarının sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için diyet programlarına bağlı kalmaları gerektiğine dikkati çekip, "Diyabet hastalığı değil, düzensiz yaşam öldür" derken, Diyetisyen Efe Torunbalcı da diyabetlilerin tedavisinde en büyük rolün hastanın kendisinde olduğunu söyledi. Kuşadası Belediyesi, Kuşadası Rotary Kulübü ve Kuşadası Diyabet Derneği tarafından 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında panel düzenlendi. Diyabet hastalarının sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamak için Kuşadası Belediyesi İbramaki Sanat Galerisi'nde düzenlenen panele Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Endokronoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Banu Şarer Yürekli ve Diyetisyen Efe Torunbalcı konuşmacı olarak katıldı. Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan ile Kuşadası Altın Güvercin Kültür Sanat ve Tanıtım Vakfı (KUSAV) Başkanı Levent Köylü'nün de dinleyici olarak katıldığı panelde konuşan Doç. Dr. Banu Şarer Yürekli, diyabet hastalarının sağlıklı bir yaşam sürebilmeleri için diyet programlarına bağlı kalmaları gerektiğinin altını çizdi. 'DİYABETLE YAŞAMAK MÜMKÜN'Tedavisi mümkün olmayan diyabet hastalığının organ yetmezlikleri gibi ölümcül vakalara neden olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Yürekli, "Doğru tedavi ve programla uzun yıllar yaşanabilir. Diyabet hastalığı, doğuştan gelen 'Tip 1' ve çevresel koşullardan kaynaklanan 'Tip 2' olarak ayrılmakta. Diyabet hastalığının yüzde 80'lik bir kısmını Tip 2 grubu oluşturur. Risk grubunda olan kişiler sürekli kontrol altında olmalıdır. Organ ve benzeri dokularda hasar oluşumunu engellemenin tek yolu kan şekeri, tansiyon ve kan yağlarının çok iyi bir şekilde kontrol altında tutulmasından geçer. Diyabetle yaşamak mümkündür. Yeter ki kendinize dikkat edin" dedi. 'HER ZAMAN İNSÜLİN GEREKMEYEBİLİR'Dr. Banu Şarer Yürekli'nin ardından konuşan Diyetisyen Efe Torunbalcı da diyabet hastalarının beslenmesi ile ilgili bir sunum yaptı. Diyabet hastalığı ile ilgili bilgi veren Torunbalcı, "Diyabet, insülin hormonunun eksikliği veya etkisizliği sonucu ortaya çıkan ve kan şekeri yüksekliği ile seyreden, kronik ve ilerleyen bir hastalıktır. İnsülin, vücudumuzda pankreas tarafından salgılanır. Yemeklerle alınan besinlerdeki şekerin hücre içine girerek enerji olarak kullanılabilmesi için anahtar görevi görür. İnsülinin yokluğu veya etkisizliği sonucu hücre içine giremeyen şeker kanda yükselmeye başlar. Tip 1 diyabette, insülin salgısı hiç yoktur veya yok denecek kadar az olduğundan tedavisinde mutlaka insülin kullanılır. Tip 2 diyabette ise vücutta insülin salgısı yetersizdir, salgı bozukluğunun yanı sıra insülin direnci vardır. Bu nedenle de tedavisinde her zaman insülin gerekmeyebilir. Bazen beslenme tedavisi ve egzersizin yanı sıra ağızdan şeker düşürücü ilaçlarla tedavi edilebilirken, ilerleyen dönemde insülin kullanılması gerekmektedir" dedi.'TEDAVİDE EN ÖNEMLİ ROL DİYABETLİ HASTADA'Tedavide en önemli rolün diyabetli hastada olduğunu belirten Torunbalcı, "Hekim diyabetli kişiyi yönlendirecektir ama beslenme şeklinden başlayarak yaşam tarzındaki tüm değişiklikleri yapmak hastanın sorumluluğundadır. Tedavide en önemli rolün hastaya verilmesi ve hastanın bunu başarabilmesi eğitimle mümkün olmaktadır. Diyabetle birlikte sağlıklı olarak yaşamak mümkündür. Diyabetli kişiler yıllarca diyabetle birlikte normal insanlar gibi yaşayabilmektedir. Diyabet, yaşamı kısıtlayıcı bir hastalık değildir. Diyabetli çocuk, okuluna rahatlıkla gidebilir; günlük aktivitesini yapabilir. Diyabetliler spor yapabilir. Diyabetliler arasında maratoncular bile bulunmaktadır" diye konuştu.

Görüntü Dökümü------------Doç. Dr. Banu Şarer Yürekli'nin konuşmasıDiyetisyen Efe Torunbalcı'nın konuşmasıPanelden görüntü

Genel ve detay görüntüler

Haber - Kamera: Eşber OKAYER/ KUŞADASI (Aydın),


Kaynak: DHA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement