DHA YURT BÜLTENİ - 6 - Son Dakika
Güncel

DHA YURT BÜLTENİ - 6

DHA YURT BÜLTENİ - 6

Karadeniz'de 5 ilde 71 noktada yangınlar sürüyor (2)YANGIN SÖNDÜRME ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR, 9 EV TAHLİYE EDİLDİKaradeniz Bölgesi'ndeki 5 ilde toplam 71 noktada çıkan örtü ve orman yangınlarına ekiplerin müdahale çalışmaları sürüyor.

25.12.2019 10:45

Karadeniz'de 5 ilde 71 noktada yangınlar sürüyor (2)

YANGIN SÖNDÜRME ÇALIŞMALAR SÜRÜYOR, 9 EV TAHLİYE EDİLDİ

Karadeniz Bölgesi'ndeki 5 ilde toplam 71 noktada çıkan örtü ve orman yangınlarına ekiplerin müdahale çalışmaları sürüyor. Trabzon'un Dernekpazarı ilçesi, Taşcılar Mahallesi'ndeki dün akşam saatlerinde başlayan örtü yangınına da ekipler müdahale ediyor. İtfaiye ve orman işletme müdürlüğü ekiplerinin yanı sıra vatandaşlar da yangın söndürme çalışmalarına destek veriyor. İlçede şiddetli rüzgarın etkisiyle bazı evlerin çatıları uçarken, bazı noktalarda çıkan ufak çaplı örtü yangınlarının ise kendiliğinden söndüğü gözlendi. Gece boyu süren yangınlar nedeniyle risk altında olan Günebakan Mahallesi'nde 9 ev tahliye edildi.

ANIZ YAKANLARA CEZARüzgarın etkisini sürdürdüğü ilçede ekipler, alevlere güçlükle müdahale ediyor. Bu arada, jandarma ekipleri, bölgedeki bahçelerinde anız yaktıklarını tespit ettiği kişilere de para cezası kesti. Jandarma ve ilçe kaymakamlık ekipleri de bölgede birçok evin kapısını çalarak, bahçelerinde ateş yakmamaları konusunda vatandaşları uyarıyor. Öte yandan ilçeye bağlı Günebakan Mahallesi'nde çıkan örtü yangını ise ekiplerin 13 saatlik uğraşlarının ardından kontrol altına alınarak söndürüldüğü belirtildi.BAKAN PAKDEMİRLİ, TRABZON'A GELİYOR Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Antalya'daki programını iptal ederek, Karadeniz'de orman ve örtü yangınlarının sürdüğü bölgelerde incelemelerde bulunmak üzere Trabzon'a hareket etti. Bakan Pakdemirli'nin, yangınlarla ilgili son duruma ilişkin açıklamalarda bulunması bekleniyor.

HABER: TRABZON-

============================

11 yıl önce düşen gök taşını, ceviz ağacının dibinde buldu, banka kasasında saklıyor

Antalya'nın Kaş ilçesinde, çiftçi Mehmet Güngör (81), 2008 yılında bahçesine düşen meteoriti (gök taşı) 11 yıl sonra ceviz ağacının dibinde buldu. Güngör, "Havada patlama oldu. Patlamadan sonra bana doğru cismin geldiğini gördüm. Eve kaçtım. Benim tarlaya düştüğünü biliyordum. 11 senedir arıyordum. Kırıkkale Üniversitesi'nden Mehmet Yeşiltaş hocam, meteor taşı olduğunu söyledi" dedi.Kaş'a bağlı Çeşme Mahallesi'nin 25 yıl muhtarlığını yapan Mehmet Güngör, Oluklar Yaylası'ndaki 10 dönümlük arazisine, ceviz bahçesi kurmaya karar verdi. Güngör, 2008 yılının Kasım ayı ortalarında araziye ceviz fidesi dikerken, doğa olayıyla karşılaştı. Bir akşam saat 20.30 sıralarında evden çıkan Güngör, patlama sesi duydu. Üzerine doğru cismin geldiğini gören Güngör, eve kaçtı ardından yine yakınlardan patlama sesi duydu.CEVİZ AĞACININ DİBİNİ KAZARKEN BULDUO günden sonra yaşadığı olaya neyin neden olduğunu araştıran Mehmet Güngör, arazisinde ve çevrede aramalar yaptı. Mahalledekilerin 'Muhtar delirmiş' dediği Güngör, yaklaşık 11 yıl sonra olayı çözdü. Bahçesindeki ceviz ağaçlarının bakımını yapan Güngör, bir ağacın dibini kazarken, değişik bir taş buldu. Taşın etrafındaki toprağın yanık olduğunu gören Güngör, 2008'deki olayı hatırladı. Taşı eve götüren Güngör, arkadaşının yardımıyla yaklaşık 80 gramını keserek, incelenmesi için Çanakkale 18 Mart Üniversitesi bünyesindeki Meteorit Laboratuvarı'na gönderdi. Taş, Kırıkkale Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Yeşiltaş'a ulaştırıldı. Yapılan incelemeler sonucu taşın, meteorit olduğu tespit edildi. 3 gün önce de bu bilgi Mehmet Güngör'e iletildi.'BANKA KASASINDA SAKLIYOR'Elinde bulunan 1070 gram ağırlığındaki meteoriti banka kasasında saklayan, 6 çocuk babası Mehmet Güngör, "2008 yılında Kaş ilçesi Çeşme köyü Oluklar Yaylası'nda ceviz bahçesi diktim. Bahçeyi dikerken, evim var yaylada, evimde yattım. Kalktım, tuvalete çıktım. Saat 20.30 sıralarıydı. Bu arada havada bir patlama oldu. Patlamadan sonra bana doğru bir cismin geldiğini gördüm. Eve doğru kaçtım, bana zarar verecek, diye. Benim tarlaya düştüğünü biliyordum. 11 senedir aradım, bulamadım. Bu sene 20 Kasım'da buldum. Buna kim bakıyor, diye sordum. Mehmet Yeşiltaş hocama gönderdik. O da taşın değerli olduğunu söyledi. 'Meteor taşı' dedi, tamam dedi. Taşın ağırlığı 1 kilo 145 gramdı. 80 gramını oraya gönderdik. Şu anda 1 kilo 70 gram" dedi.Mehmet Güngör, taşı bilim insanlarının önerileri doğrultusunda satacağını da söyledi.

Görüntü Dökümü-------------Mehmet Güngör'ün elinde taşın görüntüleriTaşın farklı yönlerden görüntüleriMehmet Güngör taşı elinde çevirirken görüntüleriRÖP: Mehmet Güngör

HABER- KAMERA: Ahmet ACAR/KAŞ (Antalya),

=========================

Pisidia'daki tarihi tiyatro ziyarete açılacak

ISPARTA'nın Yalvaç ilçesinde bulunan Pisidia Antiokheia Antik Kenti içerisinde yer alan antik tiyatro, kazı ekibi tarafından ayağa kaldırılıyor. Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, "Bir aksilik çıkmadığı takdirde 2020 yılında tiyatro ziyarete uygun hale getirilecek" dedi.Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) adına 10 yıldır Pisidia Antiokheia Antik Kenti'nde kazı çalışmalarını yürüten Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, kentin en önemli eserlerinden biri olan antik tiyatronun ziyarete açılabilecek hale getirilmesi için çalışma yaptıklarını belirtti. Kazıya başladıkları günden bu yana çok sayıda binanın ortaya çıkarıldığını belirten Prof. Dr. Özhanlı, "Bir yandan yeni yapıları ortaya çıkarırken, diğer yandan 2 yıldan bu yana ortaya çıkan binaların rehabilitasyon çalışmalarını yürütüyoruz. Bunlardan birisi de antik tiyatrodur. Bir aksilik çıkmadığı takdirde 2020 yılında tiyatro ziyarete uygun hale getirilecek" dedi.GLADYATÖRLERİN KANLI SAVAŞLARINA TANIKLIK ETTİBir zamanlar gladyatör oyunlarıyla kentin ve bölgenin en büyük eğlence merkezi olan Antiokheia Tiyatrosu hakkında bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, şöyle dedi: "Tiyatro MS 8. yüzyıldan itibaren önemini yitirmiş ve yavaş yavaş toprak altına gömülmüştür. Yalvaç Müzesi müdürlerince kurtarma kazıları adı altında farklı tarihlerde tiyatroda kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. En kapsamlı kazı çalışması 2003 yılında yapılmış ve tiyatronun caveaları (oturma yerleri), orkestrası (tiyatronun ortasındaki yuvarlak alan) ve sahne binası açığa çıkarılmıştır. Ancak yukarıdan tıraşlanarak yapılan kazı sonucu oturma sıralarında, orkestrada ve sahne binasında büyük tahribatlar yapılmış ve hiçbir koruma önlemi alınmadığından zamanla tahribat daha da artmıştır. Tiyatronun orkestrayı çevreleyen duvarı yıkılmış ve orkestranın içerisi taşlarla doldurulmuştur. 2019 yılı kazı çalışmaları programına alınan tiyatroda kapsamlı bir konservasyon ve düzenleme çalışması yapıldı. Çizim ve belgeleme çalışmaları tamamlanan tiyatronun orkestrasının içindeki bloklar hazırlanan taş tarlasına kaldırıldı."'TAHRİBAT ONARILDI'Orkestrayı çevreleyen ve çok az bölümü korunmuş duvarın öne doğru yattığını aktaran Prof. Dr. Mehmet Özhanlı, şöyle devam etti: "Oturma sıraları tamamen orkestranın içine doğru kaymaya başlamıştı. Bundan dolayı acilen müdahale edilmesi gerekiyordu. Yapılan temizlik kazılarıyla orkestrayı çevreleyen duvarın temelleri açığa çıkarıldı. Geç dönemde devşirme malzemeyle yapılmış olan duvar, kendi malzemesi kullanılarak yeniden örüldü. Geç dönemlerde gladyatör ve yaban hayvanları oyunları için kullanılan tiyatronun orkestra duvarı 220 santim yüksekliğinde yapılmış ve bir korkulukla taçlandırılmıştır. Duvarın yapıldığı alanda ana kaya tıraşlanarak orkestranın yuvarlak formuna uygun bir duvar hattı oluşturulmuştur. Tiyatronun üst caveasının oturma sıralarının tamamı yoktur. Alt caveanın orta bölümü korunmuş, yanlardaki oturma sıraları eksiktir. Yamaca yaslandırılarak yapılmış tiyatronun orkestra duvarı tamamlanınca yaklaşık 500 blok oturma sırası yerine kondu. Orta bölümde eksik olan oturma sıralarının yerlerine konulması için yapılan temizlik çalışmasında su künkleri (pişmiş toprak veya betondan yapılmış kalın su borusu, büz) açığa çıkarıldı."TABANDA SU KÜNKLERİ BULUNDUTiyatronun kuzeydoğusundan güneye doğru uzanan künklerin oturma sıralarının altından geçirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Özhanlı, "Büyük ihtimalle künkler, tiyatronun güneybatı köşesinde bulunan çeşmeye su taşıyor olmalıydı. Yerleri belirlenebilen oturma sıraları yerlerine konunca alt cavea büyük oranda tamamlandı. Boş kalan alanların yağışlarda aşınıp tahrip olmasını engellemek için bu alanlara uygun düzgün bloklar yerleştirilerek önlem alındı. Alt cavea ile üst cavea arasındaki yürüme koridoruna açılan güney kapısı, düzenlenerek seyircilerin Decumanus caddesinden tiyatroya rahatlıkla girebilecekleri bir güzergah oluşturuldu. Önümüzdeki kazı sezonunda tiyatronun onarımına devam edilecek. Sahne binası ve üst oturma yerleri de tamamlandığında tiyatro perdelerini açmaya tamamen hazır olacaktır" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ--------------RÖP: Mehmet Özhanlı

HABER- KAMERA: Nurettin ARKAN/YALVAÇ (Isparta),

=========================

40 milyon dolara kurulan tesiste organik gübre üretiliyor Şanlıurfa'da, Katar tarafından desteklenen Suriyeli iş adamları, 40 milyon dolar harcayarak 230 dönüm alana organik gübre tesisi kurdu. Bölgedeki besi çiftliklerinden toplanan hayvan atıklarının işlenmesiyle elde edilen organik gübre, Körfez ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. 150 kişinin istihdam edildiği ve günlük 100 ton gübre üretimi yapılan tesisin ilerleyen süreçte kapasitesinin artırılması hedefleniyor.Suriyeli iş adamları tarafından Şanlıurfa- Mardin karayolunun 45'inci kilometresinde 230 dönümlük alana 40 milyon dolara organik gübre üretim tesisi kuruldu. Bölgede bulunan besi çiftliklerinden toplanan büyükbaş hayvan atıkları, 150 kişinin istihdam edildiği tesiste işlenerek organik gübreye dönüştürülüyor. Organik gübre daha sonra Türkiye'nin yanı sıra Körfez ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. Üretilen organik gübrenin bitki ve hayvanlara kesinlikle zarar vermediğini belirten tesisin satış distribütörü Zeki Yıldırım, "Türkiye besicilikte önemli bir ülkedir. Bizler de güvenilir olan bu ülkede ilk etapta 40 milyon dolarlık bir yatırım yapma kararını aldık. Burada hayvansal organik gübre ve paketleme fabrikasını kurduk. Gerekli izin ve ruhsatlarımız alındı. Türkiye'nin yıllık 5,9 milyon ton organik gübreye ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ihtiyacının büyük bölümünü Hindistan ve dış pazardan ithal ediliyor. Burada çoğunluğu Suriyeli iş adamları olarak böyle bir yatırımı yapmaya karar aldık. Burada doğal ve organik olarak elde edilecek gübrenin yüzde 60'ını Türkiye'deki iç piyasaya sunuyoruz. Diğer yüzde 40'lık bölümünü ise Körfez ve Avrupa'ya ihraç ediyoruz" diye konuştu.GÜNLÜK 100 TON GÜBRE ÜRETİLİYORTesisin geçen yıl faaliyete girdiğini ve ilerleyen süreçte günlük 100 ton olan üretim kapasitesini de artırmayı hedeflediklerini anlatan Yıldırım, şöyle devam etti: "Bu tesisimizde şu anda günlük 100 ton gübre üretiyoruz. Tamamıyla doğal ve organik olan bu gübrelerimizi kullanan çiftçilerimizin olumlu geri dönüşleri oluyor. Ülkemizde konvansiyonel tarımda yılda; 6 milyon ton kimyasal gübre 39 bin ton sentetik tarım ilacı ve hormon kullanılmaktadır. Bunların kontrolsüz kullanımıyla doğal dengenin bozulması sonucunda besin zinciri ile tüm canlılara hayati tehlike oluşturmaktadır. Bu kayıpları önlemek ve doğal kaynakları kirletmeden, doğal dengeyi bozmadan sağlıklı besin elde etmek ve kaliteyi yükseltmek için organik gübreler kullanılmasına ağırlık vermemiz gerekiyor. Ürettiğimiz bu organik gübrelerimizin kullanımı ile bitki, zararlı haşere ve böceklere karşı direnç kazanır. Azot, fosfor ve potasyum gibi makro besin elementlerini dengeli olarak içerir ve bunların toprakta dengeli dağılımını sağlar. İçeriğindeki zengin organik madde oranı ile toprağın içeriğini zenginleştirir. Organik madde, toprak verimliliği ve sürdürülebilir tarım açısından son derece büyük bir öneme sahiptir. Ülkemiz topraklarının tamamına yakınında organik madde içeriği yetersizdir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak için organik gübreler son derece önemli bir role sahiptir. Organik gübreler bitkilere besin maddesi sağlamanın yanında toprak düzenleyici olarak da görev yapmaktadır."

Görüntü Dökümü-------------Organik gübre tesisinde çalışan işçilerLabratuvarda yapılan analizlerTesis sorumlusu Zeki Yıldırımla yapılan röpTraktörle sürümü yapılan gübreÇuvallara doldurulan gübreTarlada verimlik kontrolu yapılmasıGenel ve detay görüntüler

Haber: Ali LEYLAK-Kamera: Ömer ŞULUL -ŞANLIURFA -

=========================

Üniversiteli gençler, engelli çocuklara suda umut aşılıyor Bursa Uludağ Üniversitesi Su Altı Topluluğu (USAT) öğrencileri, gönüllü olarak fiziksel ve zihinsel engelleri olan 30 çocuğa yüzme eğitimi veriyor. İlk kez suya girdiklerinde mutlulukları yüzlerinden okunan engelli çocuklar, yüzerek özgüven kazanıyor.Bursa Uludağ Üniversitesi Su Altı Topluluğu, 15 yıldır engelli bireylerin suyla tanışıp yüzebilmeleri için 'Dalmak Özgürlüktür' projesini yürütüyor. Bu yıl üniversiteli onlarca öğrenci, kentin çeşitli yerlerinden gelen engelli çocuklara yüzme eğitimi veriyor. Yüzlerce engellinin suyun iyileştirici özelliğinden faydalanmasını sağlamayı hedefleyen üniversiteli gençler, aynı zamanda onların havuzda sosyalleşmelerini de sağlıyor.Bu projenin kendileri için çok değerli olduğunu belirten BUÜ Su Altı Topluluğu Başkanı Buğra Gezgin, "Her sene öğrencilerle beraber gerek sosyal farkındalığı insanlara aşılamak, gerekse engelli kardeşlerimizle iletişimlerini sağlamak adına biz bu projeyi gerçekleştiriyoruz. Bu projede engelli çocuklarla dalış ve yüzme çalışmaları yapıyoruz. Onları sosyal hayata kazandırmak ve onların da bizden farklarının olmadığını onlara göstermek için bu projeyi yapıyoruz. Engelli çocukları suya sokmadan önce onlarla birkaç gün vakit geçirerek, onların güvenini kazanmayı sağlıyoruz. Daha sonra bir süre suya girmeden suyun başında spor faaliyetlerimiz devam ediyor. En son aşama olarak havuza giriyoruz. Engelli çocukların yüzmesi ve kendilerini geliştirmesi için elimizden geleni yapıyoruz" dedi.'BİZİM AMACIMIZ ENGELLİ ÇOCUKLARI MUTLU EDEBİLMEK'Engelli bir çocukta yüzme eğitiminden sonraki değişimi anlatan BUÜ Su Altı Topluluğu üyesi ve yüzme eğitmeni Billur Kaplan, "Bu projedeki amacımız engelli çocukları mutlu edebilmek. Ben bu projede beyin felci geçirmiş ve vücudunu oynatamayan Yağmur ile ilgileniyorum. Konuşma yetisi yok ve ilk başta tanıştığımızda bana duygularını belli edemiyordu. Fakat Yağmur ikinci gün havuza geldiğinde resmen gözlerinin içinin güldüğünü, suya sokarken hakaret edememesine rağmen mutlu olduğunu fark edebiliyordum. Bizim amacımız engelli çocukları mutlu edip onlarla diyalog kurabilmekti ve bu amaca ulaştığımı düşünüyorum. Ben üniversite son sınıf öğrencisiyim, yoğun olmama rağmen buraya geliyorum. Çünkü mezun olduğunuzda kendinize dersten hariç bir şeyler de katmanız gerekiyor. Final sınavlarımdan kalsam bile şu an içinde olduğum projeye bir daha katılamayacağım için asla pişman olmam" diye konuştu.'ÇOCUKLARIMIN YÜZEREK ÖZGÜVENLERİ ARTTI'Engelli iki çocuğunu yüzmeye getiren Özgül Erkuvvet, "Ben bu projeyi 11 yıl önce bir arkadaşımdan duymuştum. 'Üniversite öğrencileri böyle güzel proje yapıyor, çocuğunu göndermek ister misin?' dediler. İlk buraya geldiğimde büyük çocuğum havuza girerken küçük çocuğumu havuzun kenarında uyutuyordum. 11 yıldan beri projeye iki çocuğumla beraber katılıyorum. Çocuklarımın yüzmekle birlikte özgüvenleri çok arttı. Buraya gelmeden önce sudan çok korkuyorlardı, ama burada bu korkularını yendiler. Benim oğlum da kızım da yürüyemiyor, ama havuz içinde adım atmaya başladılar. Bizim için inanılmaz değişiklikler var. Üniversiteli öğrencilerin özverili çalışmaları, çocuklarımızla böyle güzel ilgilenmeleri, bizi biraz olsun kendi dünyamızdan uzaklaştırıyor ve sanırım biz bunu seviyoruz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü: --------------Yüzen engelli çocuklardan görüntüler-Çocukların annelerinden görüntüler-Detaylar-Topluluk başkanı ve üyesiyle röportaj

-Engelli çocuk annesiyle röportaj

Haber: Muammer İRTEM - Kamera: Huzeyfe ÖZDEMİR/BURSA,

========================


Kaynak: DHA

Son Dakika Güncel DHA YURT BÜLTENİ - 6 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement