"Hükümetin, Hukuka Çaresizce Sığınmasını İbretle İzliyoruz" - Son Dakika
Politika

"Hükümetin, Hukuka Çaresizce Sığınmasını İbretle İzliyoruz"

"Hükümetin, Hukuka Çaresizce Sığınmasını İbretle İzliyoruz"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, İstanbul operasyonuna ilişkin, "Masumiyet karinesi gereği süreç tamamlanana kadar suçsuzluk esastır." dedi.

20.12.2013 20:02  Güncelleme: 20:06

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, İstanbul merkezli soruşturmaya ilişkin, "Masumiyet karinesi gereği süreç tamamlanana kadar suçsuzluk esastır. Biz elbette bu ilkeye geçmişte olduğu gibi bugün de saygı gösteriyoruz. Ancak bundan önceki soruşturmalarda 'Türkiye'nin bağırsakları temizleniyor' diyerek masumiyet karinesini yok sayan hükümetin, hukukun bu en temel ilkesine çaresizce sığınmasını da ibretle izliyoruz" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2012 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki son konuşmalar sürüyor.

Öztrak, CHP Grubu adına yaptığı konuşmada, iktidarın 11 yıldır ülkeyi tek başına yönetmesine ve göreve geldiğinde dünyada hakim olan olumlu ekonomik iklime karşın vatandaşa verdiği sözleri yerine getiremediğini, gerekli adımların atamayarak ülkeyi pek çok uluslararası kuruluşa göre dünyanın en kırılgan ekonomileri arasına soktuğunu söyledi.

AKP'nin iktidarı süresince "Gücün hukuk ile dengelenmezse kirleneceğini, kibirle zehirlenmiş gücün ise mutlaka kirleneceğini" tüm Türkiye'nin gördüğünü ifade eden Öztrak, Sayıştay raporlarının TBMM'ye gönderilmemesini eleştirdi. İktidarın Meclis'in denetim yetkisini kullanmaması için olağanüstü gayret gösterdiğini ileri süren Öztrak, İstanbul merkezli yürütülen soruşturmaya değindi.

Öztrak, "Elbette soruşturma sürüyor. Masumiyet karinesi gereği süreç tamamlanana kadar suçsuzluk esastır. Biz elbette bu ilkeye geçmişte olduğu gibi bugün de saygı gösteriyoruz. Ancak bundan önceki soruşturmalarda 'Türkiye'nin bağırsakları temizleniyor' diyerek masumiyet karinesini yok sayan hükümetin, hukukun bu en temel ilkesine çaresizce sığınmasını da ibretle izliyoruz" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmemiş bir tablo ile karşı karşıya olunduğunu, bir hükümet krizi yaşandığını ileri süren Öztrak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin iddialarda adı geçen bakanları sahiplendiğini, soruşturmanın selametini etkileyecek atama ve görevden alma işlemleri yaptığını ifade etti.

Bu olayla da hükümetin ülkeyi yönetemediğinin, açıkça ortaya çıktığını savunan Öztrak, şöyle devam etti:

"Bu hükümet döneminde bürokraside belirli grupların çıkarlarına göre hareket eden örgütlerin olduğu bizzat Başbakan tarafından dile getirilmiştir. Bu yönetimde bir cinnet halidir. AKP devr-i iktidarında Anadolu'da ikinci fetret dönemi başlamıştır. Hükümet kendi atadığı bürokratları devlet içinde devlet olmakla, siyasi mühendislik yapmakla suçluyor. ve kendilerine psikolojik harp ilan etmekle suçluyor. Bugün çete olmakla suçladığınız bu bürokratların atama kararlarının altında kimin imzası vardır Sayın Başbakan? Bu ülkede devlet içinde paralel devletin varlığından şikayet eden Sayın Başbakan'ın bunda hiç mi sorumluluğu yoktur? Bunu söyleyen Başbakan, hele hele 11 yıldır iktidarda ise görevi ihmal suçu işlemiş olmaz mı? İktidar bu olayda artık mağdur rolünü oynayamaz. Artık bu sökmez. 11 yıldır iktidar olan bir iktidarın bugün bunları söylemesi olsa olsa aczinin ifadesi olur. Hükümet suçluluğun ve suçluların telaşı içindedir. Bu telaşla yapılan müdahaleler kuvvetler ayrılığı prensibini ayaklar altına alarak Hükümet krizini adım adım bir sistem krizine doğru götürmektedir."

- "Yolsuzluğu örtelim noktasına gelmiştir"

Hükümetin olayın üstünü örtmeye çalıştığını iddia eden Öztrak, "11 yıl önce 'yolsuzluğu bitireceğim' diyerek iktidara gelen bu Hükümet, şimdi 'yolsuzluğumu nasıl örterim?' noktasına gelmiştir" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın İstanbul merkezli soruşturmaya ilişkin, kamu bankalarını yaralama hedefi olduğu yönünde de ifadelerini olduğunu belirten Öztrak, şöyle devam etti:

"Sayın Başbakan, Genel Müdürün evinde ayakkabı kutularından fışkıran dolarlar sizi ve bu bankayı yaralamıyor da bunu soruşturmak mı yaralıyor? Halk Bankası'nda neler oluyor Sayın Babacan? Başbakan, Ziraat Bankası kar etti diye övünüyor ama Ziraat Bankası kar ederken çiftçimizin 2 Trakya büyüklüğündeki tarım alanını ekemez hale geldiğini kimseye söylemiyor. Başbakanın "Görev zararı vermiyor" dediği Ziraat Bankası, daha bu eylül ayında göz göre göre tüm Cumhuriyet tarihinin en büyük batık kredisine imza attı, bir özel bankanın aynı projeye daha önce verdiği kredilerin batmasını engelledi. Ziraat Bankası'nın batan firmaya açtığı kredi 756 milyon Türk lirası yani eski para ile 756 trilyon Türk lirası. Ziraat Bankası da Sayın Babacan'a bağlı. Sayın Bakan, bu konularda acaba hangi adımları attınız, gerçekten çok merak ediyorum. Sayın Bakan, size bağlı kurumların bulaştığı iddia edilen yolsuzlarda, yaptıkları yanlışlarda sizin sorumluluğunuz yok mudur? 'Görmedim, duymadım, konuşmuyorum' diyerek üç maymunu nereye kadar oynayacaksınız? Devlette görevi ihmal diye bir suç olduğunu biliyor musunuz?"

-"Engel Başbakan ve hükümet"

Öztrak, Türkiye'nin 2023 yılında dünyada ilk 10'da yer almasının önündeki tek engel,in bugünkü Başbakan ve hükümet olduğunu ileri sürerek, "Ülkeyi on bir yıldır yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar ile yönetenler mutlaka bunun hesabını verecektir. Milletimizin umutsuzluğa düşmemesi gerekir, demokrasiye sahip çıkarsak çare her zaman bulunur. İçinde bulunduğumuz asrın sunduğu imkanlar hiç olmadığı kadar büyük ve parlaktır" diye konuştu.

-Tutuklu milletvekilleri hakkındaki karar

Öztrak'ın konuşmasının ardından söz alan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, KCK davalarının tutuklu sanıkları BDP Milletvekilleri Selma Irmak ve Faysal Sarıyıldız ile Bağımsız Milletveki Kemal Aktaş hakkında verdiği "tahliye talebinin reddi" yönündeki kararını eleştirdi.

CHP milletvekili Mustafa Balbay hakkındaki kararın emsal oluşturduğunu belirten Baluken, bu konudaki mücadelelerini sürdüreceklerini, bu ayıbın sorumlusunun AK Parti iktidarı olduğunu söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da aynı konuda söz alarak Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının milli iradeyi hiçe saymak olduğunu savundu. Altay, tutuklu milletvekillerinin biran önce TBMM'ye gelerek görevlerini yapması dileğinde bulundu.

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise hukukun Diyarbakır'da farklı İstanbul'da farklı uygulanamayacağını söyledi. Sakık, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in ve parlamentonun bu duruma söyleyecek sözleri olması gerektiğini ifade ederek, "Söyleyecek sözünüz yoksa, bu konuşmalar, bu bütçe bizim için, Kürtler için hiçbir şey ifade etmiyor. Boş konuşmalardır ve barış da olmaz" dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın da yargının bu kararını kendilerinin de tartışmalı gördüklerini söyledi. Balbay hakkındaki kararı anımsatan Aydın, bu örnek varken diğer milletvekillerinin tutuklu kalmasının anlaşılır bir yönü olmadığını kaydetti.

HDP İstanbul Milletvekili Sırı Süreyya Önder de kararı eleştirdi. Önder, bu durumun Meclis iradesine rest çekme anlamına geldiğini ileri sürerek, parlamentonun milletvekillerinin tahliyesinin önü açacak düzenlemeleri yapması gerektiğine işaret etti. Önder, "Başka türlü bu bütçe hiç umurumuzda değil. Savaş başlayacak Başkan, savaş. Bölge ateş topuna dönecek, bağrımızı yırtıyoruz, yarın öbür gün niye böyle oldu, nasıl bu duruma geldi diye herkes bağrını yırtacak" dedi .

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ise söz alarak milletvekillerinin tutukluluk kararını eleştirdi. CHP olarak bunu engelleyecek yasal düzenlemeleri gündeme getirdiklerini, ancak AK Partili milletvekillerinin TBMM gündemine gelmesini engellediğini ileri sürerek, "Sizler samimi değilsiniz" dedi.

Tanal daha sonra Bakanlar Kurulu sıralarına dönerek, "Ayrıca Meclis'in itibarını sarsan, adı rüşvet ve yolsuzluğa bulaşmış olan bir bakan, bakanlık koltuğuna yakışamaz, oturamaz. Meclis'in itibarını sarsamaz. Öncelikle bu bakanın Meclis salonundan çıkarılması lazım" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de tutuklu milletvekillerinin durumuna değinerek, Balbay ve Haberal kararlarının emsal olması gerektiğini söyledi. Hamzaçebi, "Mahkemeler hukukun gereğini yerine getirmiyorsa, parlamentoya düşen bir görev vardır" diyerek, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'ten öncülük etmesini istedi.

-İstanbul merkezli operasyon

AK Parti Grup Başkanvekili Ahmet Aydın yeniden söz alarak İstanbul merkezli operasyona ilişkin muhalefetin sözlerine yönelik "İncelemesi devam eden, gizliliği olan soruşturmayı nedense muhalefet çok iyi biliyor, gazeteler iyi biliyor. Yargı sonuna kadar gidecek. Yargı kimin suçu varsa cezasını versin".

Tartışmaların uzaması üzerine TBMM Başkanı Çiçek, birleşime ara verdi. - TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika 'Hükümetin, Hukuka Çaresizce Sığınmasını İbretle İzliyoruz' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement