2015 Yılı Bütçesi Genel Kurul'da

MHP Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş, İran'ın IŞİD bahanesiyle bölgedeki nüfuzunu artırdığını belirterek, "İran'ın bölgedeki faaliyetleri Türkiye'nin milli çıkarlarına ne kadar uygun?" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşan Türkeş, PKK'nın ilk çıkış yıllarında olduğu gibi yeniden "bağımsız Kürdistan" tezini sahiplenmeye başladığını ifade ederek, terör örgütünün "Rojava" diye adlandırdığı bölgedeki sözde kantonlar ve sözde parlamento vasıtasıyla ilk aşamada uluslararası meşruiyet hedeflediğini söyledi.

IŞİD'n bölgedeki paylaşım siyaseti sonucu meydana getirildiğini anlatan Türkeş, "Somali korsanlarını bugün kaçımız hatırlıyor? IŞİD da silinip gidecek ama sonrasında bölgede miras olarak ne kalacağı sorgulanmalı. Birbirine düşman bir coğrafya... Bölgedeki halkların demokratik taleplerinin meşruiyetine inanıyoruz" dedi.

Ortadoğu'da kimin elinin kimin cebinde olduğunu kestirmenin güç olduğunu, Hükümet'e görev düştüğünü belirten Türkeş, "İŞİD bahanesiyle İran, bölgedeki nüfuzunu artırmaktadır. Peki İran'ın bölgedeki faaliyetleri Türkiye'nin milli çıkarlarına ne kadar uygun? İran bölgedeki Şii nüfusunu doğrudan kontrol etmeye başlamıştır.  Keza, Irak ve Suriye'deki Şii Türkmenler üzerindeki etkisi de gün geçtikçe büyümektedir. Bu da yetmiyor, son günlerin popüler İranlı Generali Kasım Süleymani, peşmerge güçleriyle fotoğraf çektiriyor, poz veriyor. Bununla da bitmiyor, İran, nükleer müzakerelerinde ciddi bir yol katediyor ve bu arada uranyum stokunu da geliştiriyor. Nükleer bir İran bölgedeki tüm dengeleri altüst eder. İran bir nükleer güç olacaksa Türkiye'nin önünde iki seçenek vardır; ya Türkiye de bir nükleer güç olacak ya da İran'ın nükleer güç olması engellenecektir. Dolayısıyla, Türkiye'nin uluslararası platformda bu doğrultudaki kaygılarını daha gür bir sesle dillendirmesi gerektiğini düşünüyorum. İran bölgede bu denli dinamik ve kendine göre milli bir siyaset izlerken, Türkiye'nin niçin aynısını yapamadığını anlamak çok zor" diye konuştu.

Mülteci sorunu konusunda Türkiye'nin bölgesel politikalarının "herkesi topraklarına kabul etmek" şeklinde olmaması gerektiğini savunan Türkeş, önceliğin soydaşlarını ve  akrabalarını oldukları yerlerde rahat ettirmek olması gerektiğini söyledi. Bunun tek yolunun, diyalog kanallarını kesmemekten geçeceğini dile getiren Türkeş, "Türkiye'nin Kırım meselesinde sesini yükseltmesini beklerdik. Dünya Kıbrıs'ta bir karış toprak için mücadele ediyor, siz ise bu yükten kurtulmanın peşindesiniz. Bu size yakışmıyor. Yazık" görüşünü savundu.

-"Bin odalı sarayla itibar kazanma peşindesiniz"

MHP Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı üzerinde yaptığı konuşmada, bütçede neye, ne kadar para ayrılmasının gizli ajandaları açığa çıkardığını, Türkiye'nin gelir eşitsizliğinde ilk 10 ülke içinde yer aldığını belirterek, "Bin odalı sarayla itibar kazanma telaşındayız" dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın "Türk erkeklerinin Suriyeli kadınları ikinci, üçüncü eş olarak alması Türk misafirperverliğine uygun değil" dediğini belirten Demirel, "Türk kadınları bu durumda değil mi Sayın Bakan? Öyle bir cümle kuruyorsunuz ki hayalleri aşıyor. Nikahsız evlilikler var. Türk kadınlarının ikinci, üçüncü eş olarak alınmasından bilgi sahibi değilsiniz, yoksa bu cümleyi kurmazdınız. Kadına şiddet konusunda soru önergeleri verdik, Bakanlıktan gelen yanıtta 'konuyla ilgilenmiyoruz' deniyor.  135 minibüsle aile içi şiddet veya kadına yönelik şiddeti nasıl önleyeceksiniz? Şiddete uğradıktan sonra sağ kalanları olay yerinden hızla uzaklaştıracaksınız herhalde" diye konuştu.

Demirel, 12 Haziran 2014 günü Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmeliği "dram ve ayıp" olarak tanımlayarak, mutlaka düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Yönetmelikte, "Sosyal haklardan faydalanabilmesi için devlet korumasındaki bir çocuğun 18 yaşından önce, reşit olmadan önce en az iki yıl devlet korumasında hizmet almış olması gerektiğinin" yer aldığını belirten Demirel, "Bir kız çocuğu düşünün; 16-17 yaşında tecavüze uğradı, doğumunu yaptı, doğumdan sonra bebeği devlet aldı ama bu kız çocuğu kalan hayatını dışarıda geçirmek zorunda. Yani siz, 16-17 yaşında tecavüze uğramış bir kız çocuğunu '18 yaşından önce en az iki yıl devlet korumasında geçirmedi' diye kapıya koyuyorsunuz. Yani bu çocuk şunu mu desin; '13-15 yaşında keşke tecavüze uğrasaydım' dedi.

Devletin koruyamadığı çocukların Türkiye'nin toplumsal vicdanın fotoğrafını oluşturduğunu belirten Demirel, "Bu fotoğraf çok çirkin. 18 yaşından önce koruma kararı kaldırılan kaç çocuk var, niye kaldırıldı? Olmayan annesine teslim edilen kız çocukları var. Tacize uğramış ama üvey babasına teslim edilen kız çocukları var.  Bunları bile bile geceleri nasıl uyuyorsunuz?  Bakanlığın bir başka ayıbı daha var. Eylül ayında sosyal medya adresinden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir afiş paylaştı: 'Tüketen tüketir.' Tek başına yaşayanların çok fazla tüketim yaptığı, bu tüketimle tükenecekleri… Poşetlerde kesik başlarıyla resimlenmiş afiş paylaştı bu Bakanlık. Aile ve Sosyal Politika Bakanlığı, vahşet bakanlığı olsa daha iyiymiş. IŞİD gibisiniz ya, ayıptır. Bu ülkenin yalnız yaşayan insanları sizin bu afişinizi hiçbir zaman unutmayacak, o kesik başlı poşetleri hiçbir zaman unutmayacak 17-25 Aralık yolsuzluklarını unutmadığı gibi. Kesik başlarıyla yalnız yaşayan insanların kafalarını poşete koyup 'Tüketen tükenir' demek cüretini göstermek hadsizliktir" diye konuştu.

-"Sayın Cumhurbaşkanı Fuat Avni'ye özeniyor"

MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da Kalkınma Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Kalkınma Bakanlığı'nın işlevini yavaş yavaş yitirdiğini savunarak, plan ve program denilerek milletin oyalandırıldığını söyledi.

Günal, "Paralel Başbakan çıkıyor ' hop inşaata dur diyemeyiz' diyor. Paralel yapı kaçak sarayda kurulmuş. Başka yerde aramayın. Yakında bu Kalkınma Bakanlığı da kapanacak. Cumhurbaşkanı nasıl binayı Başbakanlık'tan aldıysa, kendisine bağlı izleme değerlendirme birimi kuracak. Ey Erdoğan sen nesin karar ver; Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, BOP eş başkanı mı  başmadenci mi, baş müzakereci mi yoksa başsavcı mı? Dün Ergenekon ve Balyoz'un, bugün sözde paralel yapının başsavcısı... Bence Sayın Cumhurbaşkanı Fuat Avni'ye özeniyor. 'Olsa olsa ben haber veririm' diyor. 'İnlerine girdik, faili meçhullere karışmışlar, daha neler göreceksiniz' diyor. Bunun Fuat Avni'nin tweetlerinden farkı yok. Nereden biliyor kaç kişinin içeriye alınacağını. Biliyor çünkü başsavcı. Sabahleyin bir kısmı oldu. 17-25 Aralık operasyonlarının üstünü örtmek için Ocak ayından beri kaç kanun çıkardınız?  Daha kaç kanun çıkaracaksınız, kaç kişiyi içeriye tıkayacaksınız?" dedi. - TBMM