TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının 2016 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor.
MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal, bakanlık bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, 50 ili kapsayan teşvik sisteminin olamayacağını belirterek, dar bölgeli ve sektörel bazlı sisteme geçilmesi gerektiğini söyledi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin hizmet sektörüne bağlı olduğunu savunarak, sanayiye dayanmayan ekonominin kırılgan olduğunu vurguladı. Sanayinin kan kaybettiğini, önlem alınmaması halinde ilk küresel krizden en çok Türkiye'nin etkileneceğini savunan Aydoğan, ülkenin batısı kalkınırken belli bölümde hiçbir kalkınma olmadığını, hatta geriye gidiş yaşandığını ifade etti.
CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, tasarruf ve yatırım açısından zor dönemden geçildiğini belirterek, Türkiye'nin işe başlama kolaylığında 4 sıra geriye gittiğini, bunun yabancı yatırımcıyı olumsuz etkilediğini söyledi. Organize sanayi bölgelerini güçlendirecek dönüşümün yapılması gerektiğini dile getiren Tamaylıgil, "Akıllı binalar yapıyoruz diye övündük. Dünya artık akıllı makine ve akıllı üretime gidiyor. Biz bu konuda yeterli noktada değiliz" dedi.
HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, "Özgürlüğün olduğu yerde bilim vardır. Bilimin sınırı çizilemez. Bilim; yaratıcılıkla, özgür düşünceyle, araştırmayla ilgidir. Ülkemizin orta gelir ve orta teknoloji tuzağına hapsolmasının nedeni, her anlamda bilimi özgür kılamamamızdır. Üniversitelerimiz, bilim insanlarımız özgür değil, kalıplara dökülmek isteniyor. Şimdiki kalıbımız da milli ve yerli anlayış... Cumhurbaşkanı'nın kullandığı bu paradigma, bir kalıp belirtiyor. Buna aykırı her türlü düşünceyi, haine kadar vardırıyor" diye konuştu. Türkiye'nin beyin göçü riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade eden Paylan, "Ülkemiz ateş çemberinin ortasında. Bakanlığınız barış için ne yapıyor? Şu andaki çatışma noktalarında ne tür bilimsel çalışma ve araştırmalar yapılıyor?" diye sordu.
Yerli otomobilin fetişe dönüştüğünü savunan Paylan, "Yapacağınız otomobilin yüzde kaçı yerli olacak? Otomobil bir montaj sanayidir. Bunun fetiş haline getirilmesini doğru bulmuyorum" görüşünü savundu.
Elektronik kimlik kartı konusuna da değinen Paylan, vatandaşlarla ilgili bütün verilerin bir yere yükleneceğini, konuyla ilgili sorulara "merak etmeyin güvende olacak" denildiğini anlattı. Verilerin nasıl güvende tutulacağını soran Paylan, "Çipli olacak denmişti. Din hanesini niye çipe sokuyorsunuz? Niye bir insanın dinini kaydetme gereği duyuyorsunuz. Herkesin dini kalbindedir. İlla nüfus cüzdanına yazılması gerekmiyor" dedi.
AK Parti sıralarından "bilgiler istatistik için tutuluyor" denilmesi üzerine Paylan, "Yüzde 99,9'ü Müslüman olan ülkede neyin istatistiği?" karşılığını verdi.
MHP Samsun Milletvekili Erhan Usta, Türkiye'nin gerçek anlamda sanayi stratejisinin bulunmadığını savunarak, üretim olmadığı için genç işsizliğin yüksek olduğunu söyledi. "15 yıl içinde yüksek gelirli ülkeler içine giremezse siz sağ, biz selamet. Yapacak bir şey kalmaz" diyen Usta, Ar-Ge, sanayi ve dış ticaretle ilgili politikaların eşgüdümle yürütülmesi gerektiğini söyledi.
Usta, "Yerli ürün olarak otomobil yerine ara ürüne odaklanmalıyız. Enerji fiyatlarının ucuzlatılması, ihracatta pazar çeşitlenmesi önemli. AB öyle kolay gözden çıkarılacak pazar değil" dedi.
AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora, TÜBA ve TÜBİTAK gibi kurumların muhalefet gibi davranmadığında "iktidarın arka bahçesi" olarak değerlendirildiğini belirterek, kurumların özgün yapıda devam etmesine katkı sağlanmasını istedi.
"Diploma bankası..."
MHP Ankara Milletvekili Erkan Haberal'ın, bazı davalarda sahteliği ispat edilen CD'lerle ilgili raporlara imza atan personeli kimin işe aldığını sorması üzerine Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Kimin aldığını bilmiyorum ama ben attım" dedi.
Haberal, yanında getirdiği iki kitabı çıkarıp Bakan Işık ve milletvekillerine göstererek, "Mecliste milletvekillerinin odalarına gönderilen Harun Yahya ve Adnan Oktar'ın kitapları, toplatılacak kitaplar kategorisinde yer alıyor mu? Bu kitaplar, din kitapları. Bunlar; Meclise gelip, milletvekili odalarına dağıtma cesaretini buluyorsa, bir yerde sıkıtı var demektir" dedi.
Sahte diploma konusuna işaret eden Haberal'ın "TÜBİTAK diploma bankası oluşturamaz mı?" sorusuna Bakan Işık, "YÖK başlattı. 5 milyon diploma gözden geçirildi" karşılığını verdi.
CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, yerli otomobil projesinin Ar-Ge çalışmalarıyla çeliştiğini savunarak, konunun "popülist" hale geldiğini söyledi. Kuşoğlu, "Artık belki de bu işten vazgeçmemiz lazım. Hedef sürekli erteleniyor, hala ortada bir şey yok" diye konuştu.
Akademisyenler bildirisi
AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, 17 ve 25 Aralık operasyonlarının "darbe girişimi" olduğunu, bunun teyit ve tescil edildiğini belirtti. Akademisyenlerin bildirisinden bazı bölümler okuyan Dağ, bildirideki ifadelerin yanlış olduğunu söyledi.
HDP'li Aydoğan'ın "hepsi doğru" diye laf atması üzerine Dağ, "Burada maliyeci, iktisatçı, tıpçı, iletişimci, mühendis, kimya, fizik, ekonomistin içinde olduğu bir metin. Böyle bir metin yok. Böyle bir bilim adamı da bilim insanı da olmaz. Bilimsel bir metin yazarsanız, başımızın üstünde yeri var. Çelişki içinde olmanın bir anlamı yok. AK Parti iktidara gelmiş ve ülkeyi yönetme noktasında hak ve hukuka sahip. Bunun kuralları vardır" dedi.
HDP'li Aydoğan söz alarak, akademisyenlerin bildirisindeki her şeyin doğru olduğunu savundu ve şöyle devam etti:
"Ağır silahlarla saldırı var. En son Sur'da Melek adlı kadın arkadaşımız, maalesef yerde kahvaltı yaparken havan atılması sonucu başı koparak yaşamını yitirdi. Ben morgda cenazesini gördüm. Kafası kopmuştu, otopsi yapılmıştı. Orada ele geçen havan topu, savcılığa teslim edildi, Alman malı. Şu anda Diyarbakır Başsavcılığının elindedir. Bunu kullanan ne yazık ki bu ülkenin silahlı kuvvetleri ya da emniyetidir. Bunu yalanlayarak nereye varacağız? Sivil insanlar ölüyor bu operasyonlarda. Nereye kadar gidecek bu? Güneydoğu'nun ayaklanmasına kadar mı gidecek? 'Artık yeter' diyoruz, bunları konuşmaktan, doğruları anlatmaktan bıktık."
CHP'li Çam da "Metnin içeriğine katılmayabiliriz. Cumhurbaşkanı muhtarları, kaymakamları, rektörleri toplasın. Ama şu bin 128 akademisyen içinde '20 kişi toplanıp gelsin' demiş olsaydı, bu yargısız infazlar yapılmayacaktı. Sorun dinlememekten kaynaklıdır. 17-25 Aralık... Sorun şu; baba ile oğul arasında para alışverişi var mı, yok mu? Mesele budur. Önemli olan o telefon görüşmesindeki avrolar eritildi mi, eritilmedi mi meselesidir. Bunu hiç kimse inkar etmiyor" görüşünü savundu.
Son Dakika › Politika › 2016 Yılı Bütçesi, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?