Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti olarak genel başkanından sandık müşahidine kadar tüm kadrolarıyla ülke ve millete hizmete devam ettiklerini belirterek, "Peki ana muhalefet partisinin ve onunla aynı dili kullanan kesimlerin böyle bir sorumluluk şuuruyla hareket ettiğini söylemek mümkün mü, maalesef. Gerçekten samimi bir üzüntüyle ifade ediyorum ki, durum tam tersinedir. Dünyadaki en sorumsuz, en tutarsız, en anakronik ana muhalefet partisine sahibiz, maalesef. Genel başkanlarından milletvekillerine ve belediye başkanlarına kadar ana muhalefetin tüm kadroları, yabancı devletlerinden terör örgütlerine kadar herkesin yanındadır. Bir tek kendi ülkesinin ve milletinin yanında değildir." dedi.
Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasında, ülke, millet, dava ve partileri için taş üstüne taş koyanların, teröre bulaşmamış ve ihanet etmemiş olması şartıyla gönüllerinin baş köşesinde yeri olduğunu söyledi.
AK Parti olarak genel başkanından sandık müşahidine kadar tüm kadrolarıyla sorumluluklarının farkında bir hareket olarak, ülkeye ve millete hizmete devam ettiklerini belirten Erdoğan, "Peki ana muhalefet partisinin ve onunla aynı dili kullanan kesimlerin böyle bir sorumluluk şuuruyla hareket ettiğini söylemek mümkün mü, maalesef. Gerçekten samimi bir üzüntüyle ifade ediyorum ki durum tam tersinedir. Dünyadaki en sorumsuz, en tutarsız, en anakronik ana muhalefet partisine sahibiz, maalesef. Genel başkanlarından milletvekillerine ve belediye başkanlarına kadar ana muhalefetin tüm kadroları, yabancı devletlerinden terör örgütlerine kadar herkesin yanındadır. Bir tek kendi ülkesinin ve milletinin yanında değildir. Böyle bir ana muhalefete sahibiz. Türkiye filanca ülkeyle sorun yaşar, karşı tarafla bir olup kendi hükümetlerine saldırırlar." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "ABD ile yaşanan vize krizinin maliyetinin 50 milyar lira olduğu" şeklindeki açıklamasına ilişkin Erdoğan, bu hesabı nasıl yaptıklarını sordu.
"Dünyaya da yalan söylüyorlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye, bir terör örgütüyle mücadeleye girişir, onların elemanlarıyla kol kola girip kendi devletlerinin üzerine yürürler. Sözde adalet yürüyüşü yapıyorlar, kimlerle beraber? Terör örgütü mensupları ve onlarla yan yana olanlarla beraber. Bunlar dürüst değil, hasta, ayakta duracak mecali yok. Cezaevinden bu gerekçeyle çıkanlar, baktık ki bunlarla yürüyüş yapabiliyor. Nasıl da hastaymış, bunları gördük. Türkiye uluslararası kurumların haksız uygulamalarına karşı sesini yükseltir, hemen karşımızdaki koronun içine girerler. Bu koroda bunların yeri bayağı başarılı. Başımıza adeta Feto'nun şakirti, PKK'nın yoldaşı, Avrupa Birliği'nin beşinci kolu kesildiler. 'Bu gece Pensilvanya'dan tehditleri aldık, uçakları buraya saldırabilir, helikopterleri buraya saldırabilirler, arkadaşlarımızın herhangi birine karşı bir terör eylemi yapabilirler.' Dua yapıyor. Nasıl dua ise bedduayla karışık. Ey Amerika, şunlara bir bak, kimi beslediğinin farkında değilsin. Senin ülkende, Pensilvanya'da 400 dönüm arazide böyle bir kişiyi besliyorsun. Ondan sonra belge istiyorsun, al sana belge."
Erdoğan, "Acaba benzer bir şeyi Türkiye'den birileri Amerika'ya karşı yapsa sessiz kalır mısın, hemen buraya bildirirsin. Zaten gönderdiğin bir büyükelçi var ki, adeta Amerika'yı yönetiyor. 'Hükümetimin adına buradayım' diyor ve bir de kendine göre 'bize bunların belgeleri verilmedi' vesaire... Bunun belgesini sana Dışişleri Bakanlığı vermez, yargı verir. ve 4'ünde tutklandı, 4'ünden dün evvelsi güne kadar kimse savcılığa müracaat edip de bu tutukluyla görüşme talebinde bulunmadı. Dünyaya da yalan söylüyorlar çünkü bunların meşrebinde, mizacında bu var." şeklinde konuştu.
"Sosyal demokratlar için de büyük üzüntü duyuyorum"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, Türkiye'de kendini sosyal demokrat hisseden herkese saygı duyduklarını, ancak başkanına saygı duymadıklarını söyledi.
Kimsenin kökenine, inancına, meşrebine, siyasi görüşüne de bakmadıklarına işaret eden Erdoğan, "Şahsen ben bugünkü CHP ile kitaplarda okuduğumuz müntesiplerinin bazılarını, eskilerden az çok tanıdığımız sosyal demokrasi arasında en küçük bir irtibat görmüyorum." dedi.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun kendisine "Ecevit'e sataşmamasına" ilişkin sözlerini anımsatarak, şöyle konuştu:
"Ben Ecevit'in anlayışına sataşıyorum. Çünkü bu milletin temsilcilerinin, Amerika'nın bakanlarının tırabzana oturup, kendisinin de el pençe durmasını kabul edemiyorum, mesele budur. Çünkü bu milletin genlerinde, geleneklerinde bu yok. Ana muhalefetin durumuna bakınca sadece ülkem ve milletim adına değil, açıkçası sosyal demokratlar için de büyük üzüntü duyuyorum. Siyaset yapmak, hele muhalefet duruşu sergilemek elbette kolay değildir. Önemli olan siyasi çıkarla, ülkenin çıkarlarının tefrikini doğru yapabilmektir. Siz ülkenin çıkarlarını siyaset uğruna çiğner geçerseniz, görmezden gelirseniz, yok sayarsanız millet de sizi çiğner, geçer, yok sayar."
"Geçmişin muhasebesini yapmayacak mıyız?" diye soran Erdoğan, ne günlerden, bu günlere gelindiğine ilişkin geçmişin hesabını yapmaktan vazgeçmeyeceklerini, bunun yanı sıra bugünün hesabını ve yarına nasıl odaklanacaklarının da hesabını yapacaklarını ifade etti.
Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun, "şayet iktidara gelirse ülkenin meselelerini nasıl çözeceğini" soranlara, plan, proje anlatmak yerine, "Benim adım Kemal" dediğini belirterek, "(Ben çözerim) diye cevap veren bir zattan kimseye hayır gelmez. Hadi şimdi geçmişle uğraşma, biz Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinin durumlarını gündeme getirmeyelim mi? Orada bu adam genel müdürlük yapmadı mı? Onun genel müdürlük yaptığı dönemlerde bu hastanelerin hali ne durumdaydı, bunu millete anlatmayalım mı?" dedi.
Gençlerin bu hastanelerin durumunu bilmediğine işaret eden Erdoğan, "Anlatacağız. Bugünkü gençlik bunların nasıl genel müdürlük yaptığını bilsin ki bunlar ülke değil, 5 koyun ver, kaybeder gelirler. Bunlar budur." ifadesini kullandı.
"Çanakkale törenlerinde konuşturtmayacaksınız"
Konuşmasında Çanakkale Belediye Başkanının ciddi bir terbiyesizlik yaptığını da ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Orada bizim Meclis üyemize konuşması esnasında, bir bayan, bayan... Hani bunlar kadın hakları savunucusuydu, hani bunların kadınlara saygısı vardı ve seçilmiş bir Belediye Meclis üyesine 'sesini kes', 'çık', 'konuşma', sen bunu nasıl dersin. Sen bunu mu yaptın, 18 Mart geliyor. Bak şimdiden ben de talimatı verdim, bu Belediye Başkanını 18 Mart'ta, Çanakkale törenlerinde konuşturtmayacaksınız. Çünkü oradaki düzenlemenin faili hükümettir, validir. Dolayısıyla onun orada konuşma hakkı bir lütuftur. Dolayısıyla bu, seçilmişler için de böyle bir adımı attı, seçilmişe saygısızlık yaptı. Bunun hesabını verecek.
Öyle havaalanına gelip bizi karşılayacak. Gelme karşılama bizi. Önce demokrasi terbiyesini bilmen lazım. Kalkıp da bir hanımefendiye sen bu şekilde saygısızlık yaparsan, onun sözünü kesersen, onu salondan kovarsan, kusura bakma biz de sizi kovulması gereken yerden kovarız. 15 Temmuz'da şehitlerimize, güvenlik güçlerimize, hakim ve savcılarımıza dil uzatan milletvekillerine, ezan ve Kur'an başta olmak üzere değerlerimize dil uzatan partilisine, velhasıl milletin bizatihi kendisine saldıran hiç kimseye toz kondurmayan bu zatın ana muhalefetin başında bulunması, ülkemizin en büyük talihsizliğidir. Ne oldu? Belediye Başkanı için bir söz söyledi mi? Bir gün, iki gün, üç gün bekledim, baktım ki ses çıkmıyor, dedim ben hafta sonuna bu işi bırakayım. Men dakka dukka. Kim bir kötülük yaparsa, 'dak' ederse, ona da 'duk' edilir. Sessiz kalamayız. Bir yanağa vuracaksın, ondan sonra öbür yanağı da uzat ona da vur. Bizde böyle bir kültür yok. Vurdun, bedelini ödeyeceksin."
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?