Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz cari parlamenter sistemin, yani parlamenter sistemlerle saf dışı olan bugünkü sistemin üreticisi olanları göz önünde bulundurarak, Türkiye için en doğru siyasal sistemin başkanlık sistemi olduğunu düşünüyoruz, bunu da açık yüreklilikle konuşmaya her zeminde tartışmaya hazırız" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, anayasanın ruhu ve iskeleti olduğunu belirterek, "Anayasanın ruhu insan ve devlet ilişkisine nasıl bakıldığı ile ilgilidir. Bir anayasanın iskeleti ise ruhlar arası ilişkinin nasıl tazelediği, yönetim sisteminin nasıl olduğu ile ilgilidir. Anayasanın ruhu konusunda toplumun tarihi ekseriyetinin ve siyasi vaatlerimizin tamamı önemli ölçüde ortak vizyona sahip olduğu kanaatindeyim. Anayasa ruhu derken, insanı esas alan bir anayasa ihtas ediyoruz. Biz öyle bir anayasaya yapmalıyız ki insanı esas alsın ve sadece insanı esas alsın. Türkiye, temel hak ve hürriyetler konusunda hiçbir kısıtlamanın yer almadığı, az, öz, net bir anayasa, güçler ayrılığı prensibinin en iyi şekilde gerçekleştirildiği anayasaya ihtiyacımız var. Halkın onayını almamış hiçbir vesayet odağının meşruiyet kazanamayacağı bir yapı öngörüyoruz. Millet iradesini anayasanın ruhuna yerleştirmemiş hiçbir anlayış gerçek anlamda demokratik olamaz. Bunu en iyi şekilde gerçekleştirebileceğimiz sistem hangisiyse bunu da her yerde konuşabilmeli, her türlü önyargıdan arınmış bir şekilde bunları tartışabilmeliyiz. Anayasanın iskeleti ile kastettiğimiz anayasanın öngördüğü siyasal düzenle ilgili. Özgürlükçü, demokratik bir ruha dayanan anayasada siyasal sistem meselesi daha rahat konuşabilmesi ve çözülebilmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Parlamenter sistemin, muhalefet partileri ile yaptığım görüşmelerde kendilerine de ifade ettim. 140 yıllık demokratik meclis tecrübemizde, Teşkilatı Esasiye'den, Kanuni Esasiye'den bu yana yapılan bütün çalışmalarda eksik olan husus. Kimse bize bugüne kadar parlamenter sistemin mükemmel işlediği iddiasında bulunamaz. Tek parti döneminde milli şef kavramının olduğu dönemde bir parlamenter sistemden bahsetmek mümkün müydü? 27 Mayıs'ta parlamenter sistemin içinden çıkmış ve görev üstlenmiş Başbakanın idam sehpasına gönderildiği, yaptığı bir anayasa parlamenter sistem olabilir mi? Millet iradesini meclis ve organlar eliyle kullanır diyerek bazı organlara meclise şirk koşar şekilde yetki veren sistemin parlamenter olduğunu iddia etmek mümkün mü?" diye sordu.
"PARLAMENTER SİSTEMİN KALBİNE GÖNDERİLEN BİR MERMİ GİBİ"
"Bugün parlamenter sistemi savunanların parlamenter sistemin kalbine bir mermi gibi gönderilen 27 Mayıs e-muhtırası günlerinde suskun kalmış olmaları da her türlü soruya ve eleştiriye açıktır" diyen Davutoğlu, "27 Nisan e-muhtırası doğrudan Meclis'e müdahale eden, parlamenter sistemi yok sayarak, meclisin kendi içinde cumhurbaşkanı seçilmesine müdahale eden bir vesayat anlayışıdır. Biz, o vesayet anlayışına karşı dimdik durmasaydık bugün parlamentonun özgür iradesinden bahsetmek mümkün olmazdı. Bugün geldiğimiz çarpık anlayış, parlamenter sisteme yapılan her türlü müdahalelerle artık bu sistemin işlemesi çok zor hatta imkansız hale gelmiştir. Biz cari parlamenter sistemin, yani parlamenter sistemlerle saf dışı olan bugünkü sistemin üreticisi olanları gözönünde bulundurarak, Türkiye için en doğru siyasal sistemin Başkanlık Sistemi olduğunu düşünüyoruz bunu da açık yüreklilikle konuşmaya her zeminde tartışmaya hazırız. Muhalefet partileri ise başkanlık sistemini tartışmadan en baştan reddetmeyi tercih ediyorlar. Neden, Başkanlık sistemi ile Başkanlık sistemini neden her yönüyle masaya yatırıp konuşmayalım, neden herkes elindeki taşı dökerek, bugünkü konjonktürün dışına çıkarak mütaala ve müzakere etmesin?" şeklinde konuştu.
Mevki ve makamların baki olmadığına dikkati çeken Davutoğlu, "Bu mevki ve makamlar hiçbirimize babamızdan miras kalmadı. Çağrımız da budur, hiçbir şahsi hesap yapmadan, hiçbir konjonktürel şartı göz önünde bulundurmadan, insan onuruna dayalı insan haysiyetini esas alan ve devleti insanı yaşattığı için devletin yaşadığı ilkesiyle yaklaşan sivil bir anayasayı hep beraber yapalım. İsimlere makamlara takılmadan bu sistemleri artılarıyla eksileriyle, enine boyuna konuşalım. Bu dönemde hiçbir şey yapmasak ki yapacağız, böyle bir anayasayı yapmak hem muhalefet hem iktidar olarak en büyük şeref" diye konuştu.
"BÜTÜN AYRINTILARIYLA KONUŞALIM AMA KİMSE HİÇBİR TEKLİFİ BAŞTAN REDDETMESİN"
Davutoğlu, "7 Haziran'dan sonra nasıl uzlaşma çabasına girdiysek anayasa konusunda da her türlü uzlaşma samimiyetimizi göstererek, bu uzlaşma ortamını sağlamaya katkıda bulunacağız. Torunlarımızın rahat edeceği, kalıcı bir sistem kurgulama amacıyla çalışmalarımızı yapacağız. Tabuları bir kenara bırakıp konuşmalıyız. Türkiye için hangi sistem doğruysa, ortaya koysun, bütün ayrıntılarıyla konuşalım ama kimse hiçbir teklifi baştan reddetmesin. Aklı selim içinde en doğruyu bulacağımıza samimiyetle inanıyorum" ifadelerini kullandı.
HDP İLE RANDEVU İPTALİ
HDP İLE Yeni anayasa görüşmeleri kapsamında HDP ile olan randevunun iptaline ilişkin konuşan Davutoğlu, "Milli iradeye duyduğumuz saygı dolayısıyla talep ettiğimiz randevu talebini HDP yetkililerin sorumsuz tavırları nedeniyle iptal ettik. Onlar onlarla görüşülecek sorumluluk, ciddiyet düzeyinde olmadıklarını gösterdiler. Bu randevu talebinden sonra yaptıkları açıklamalarda, Sayın Başbakan gelirse Cizre'de neler olduğunu ona soracağız diyerek sanki biz hesap vermek için onların huzuruna gidiyormuşuz gibi bir tavır. Onlar hesap sorma makamında değil, hesap verme makamındalar. Siyasetin meşru zeminde yapılmasını sağlayamadıkları, her türlü ifadeleri ile milletin arasına nifak tohumu ektikleri için onlar hesap verme makamındalar. Bize, kimse ülkemizin bölünmez bütünlüğümüz için sarbettiğimiz çabalar dolayısıyla hesap soramaz, sormayacak. Biz, bu hesabı 1 Kasım öncesi millete verdik" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti:
"Eğer bu ülkede siyaset yapacaklarsa, şiddeti savunmaya, terörü meşru göstermeye, terör örgütüne sözcülük yapmaya bir an önce son vermeliler. 7 Haziran seçim sonuçları tüm partilerimiz için ciddi bir muhasebe imkanı vermiştir. HDP'nin bu muhasebeyi sağlıklı yapamadığı görülüyor. Artık bir karar vermeleri şart. HDP, kandilin kanlı diline mi kendilerini teslim edecek, yoksa siyasetin meşruiyetine mi?"
Türkiye'de herkesin fikirlerini açıklama ve savunma hakkına sahip olduğunu belirten Davutoğlu, "Meclis'te ve Türkiye'nin her yerinde her türlü fikrin savunulmasının önünü açarız. HDP bırakın siyaset yapma hakkının kullanmayı siyasi parti gibi davranmayı da kendisine benimsemiş değil. Sürekli hendekleri barikatları savunuyor, terör örgütlerini mazur gösteriyor, buna karşı her açıklamalarda devlet ve güvenlik birimlerini suçluyor. En ufak eleştiri imasında dahi bulunmuyor. Hendek ve barikatı yanlış bulduklarını ifade ettikleri tek bir açıklamaları yok" diye konuştu.
"HDP, SAVUNDUĞU HENDEK SİYASETİNİN BEDELİNİ KENDİ ÖDEYECEK, KAZDIĞI HENDEĞE MUTLAKA KENDİ DÜŞECEK"
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşanan terör olaylarına işaret eden Davutoğlu, "Biz, Allah'ın izniyle milletimizin elinden almaya çalıştığınız huzuru ve güvenliği tekrar tesis edeceğiz. Türkiye'de özyönetim, söz yönetim yok, demokrasi, milli irade var. Biz, Türk vatandaşlarımızın hakkı hukuku 78 milyon vatandaşımızın huzuru için asla bu tür gayri meşru uygulamalara müsaade etmeyeceğiz. Onların yaralarının sarılması için kılı kırk yardığımızı milletimiz görüyoruz. Kimin haklı kimin haksız olduğunu milletimiz engin ferasetiyle görüyor. HDP, savunduğu hendek siyasetinin bedelini kendi ödeyecek kazdığı hendeğe mutlaka kendi düşecek" dedi.
Davutoğlu, "Türkiyelileşmenin yolu, İstanbul'dan, Edirne'den, Diyarbakır'dan, Trabzon'dan geçer. Moskova'dan geçmez. Türkiyelileşmek isteyenler, Türkiye'yle derdi olan başkentlerde dolaşmaz. Diyarbakır'ın geleceği Moskova'dan Ankara'dan şekillenir" diye konuştu.
"ÖZYÖNETİM HAYALİ KURANLARA SESLENİYORUM"
"İnsanların kanları üzerinden özyönetim hayali kuranlara sesleniyorum" diyen Davutoğlu, "Niye hiçbirinizin çocukları yok o hendeklerde? Başkalarının çocukları üzerinden onların geleceğini çalarak yürüttüğünüz mücadele mi bu özgürlük? Sizin canınız değerli de orada hendek kazdırdığınız o gencecik insanların bedeni ucuz mu? Onları zihinlerine beyinlerine yönelerek, onları okullar yerine hendeklere göndermenin bedelini sizler ödeyeceksiniz. O gençleri kurtaracak olanlar da bizleriz. O gençleri aydınlık üniversite salonlarına, anfilere gönderecek olanlar da bizleriz" ifadelerini kullandı.
Habur Sınır Kapısı'nın 14 Aralık 2015 tarihinden bu yana güvenlik nedeniyle kapalı tutulduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Sayın Bakanımız sınır kapısında inacelemelerde bulundu. Bu kapıları sabah itibarıyla tekrar açtık. Böylece, tır şoförlerinin günlerdir süren mağduriyeti son buldu" dedi.
SUUDİ ARABİSTAN-İRAN ARASINDAKİ KRİZ
Suudi Arabistan- İran arasındaki krize değinen Davutoğlu, "Diplomatik misyonlar uluslararası anlaşmaların koruması altındadır. Her türlü gerilim ortamında bile koruma altına alınmalıdır. Hangi gerekçeyle olursa olsun diplomatik unsurlara yönelik saldırılar kabul edilemez. Ne yazık ki bölgede yaşanan kargaşalar nedeniyle bu hassasiyet korunamıyor. İran ve Suudi Arabistan İslam dünyasının iki önemli ülkesidir. Bu gerilim, bölgemizdeki mevcut gerilimi büyütecek bir potansiyele sahiptir. Aklı selim yaklaşması, gerilimi artırıcı değil düşürücü davranması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
DAVUTOĞLU, GRUP SALONUNDA BAYILAN KADININ DURUMUYLA İLGİLENDİ
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması sırasında bir partili grup salonunda bayıldı. Bunun üzerine Davutoğlu'nun doktoru ve sağlık ekipleri, bayılan kadına yanına giderek müdahalede bulundu. Davutoğlu, konuşmasını bitirmesinin ardından ise bayılan kadının yanına giderek kendisiyle yakından ilgilendi. Daha sonra, bayılan kadının Meclis'teki revire kaldırılması üzerine Davutoğlu revire giderek kadının durumunun nasıl olduğunu sordu. - ANKARA
Son Dakika › Politika › AK Parti Grup Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?