AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika
Politika

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

AK Parti TBMM Grup Toplantısı

Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan: (3) "100 yıldır aynı bayat senaryoyu Türkiye'ye saldırmak için kullanıyorlar.

27.05.2014 14:17

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 100 yıldır aynı bayat senaryonun Türkiye'ye saldırmak için kullanıldığını belirterek, " Okmeydanı'nda olayların başını çeken, eli kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek olan var mı?" dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, Gezi olaylarının ardından aynı çevrelerin yeni bir hazırlığın içine girdiğini, 17 ve 25 darbe girişimlerine başvurduklarını belirterek, orada da hedefin aynı olduğunu, orada "yolsuzluk" kılıfı içinde demokrasi, istikrar, milli iradenin hedef alındığını kaydetti. Kendilerinin bunlara da "eyvallah" demediklerini, orada da dik durduklarını, ülkeyi sağ salim seçime götürdüklerini anlatan Erdoğan, 30 Mart'ta milli iradeyi tecelli ettirdiklerinin altını çizdi.

"Ne oldu?" diye soran Erdoğan,  milletin darbe heveslilerine en güzel cevabı sandıkta verdiğini ifade etti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte şimdi, şu anda Türkiye'yi bir başka meseleyle, bir başka hassas konuyla; mezhep farklılıklarını kaşıyarak yeniden tahrik etmenin mücadelesi içindeler. Hem içeride hem de dışarıda Alevi vatandaşlarımız üzerinden kendi hesaplarını görmek isteyenler, bu konuyu elverişli bir istismar vasıtası  olarak görenler yeniden kollarını sıvadılar, yeniden harekete geçtiler. Bakın bir süredir bunun provaları zaten yapılıyordu. Hafta sonunda, Cumartesi Almanya'daydım. Aynı gün Almanya'da bizim oradaki toplantımızın yapıldığı o muhteşem salonun yakınından bir nehir geçiyor. Nehrin karşı tarafında, oradaki Ali'siz Alevilere miting yapma izni verilmiş. Dert; bizim yaptığımız veya yapacağımız o toplantıyı adeta 'acaba nasıl sabote ederiz', bunun  gayreti içindeler. Bütün bunlara rağmen, Almanya yönetimi orada tedbirlerini iyi almıştı. Gerçi aynı anda bizim toplantımızın olduğu bölgeye yakın beş ana merkezde, o gün bize karşı olan gruplar tarafından toplantılar yapılmış.  Alınan güvenlik önlemleri başarılı olduğu için tabii hiçbirisi arzusuna ulaşamadı. Bizler de orada gerçekten, Almanya'daki kardeşlerimizle muhteşem bir buluşmayı, coşku ve heyecan dolu  buluşmayı gerçekleştirdik."

Türkiye'de Alevi vatandaşların kapılarına işaret konulduğuna işaret eden Erdoğan, "CHP'nin  bazı milletvekilleri. utanmadan, sıkılmadan her türlü iftirayı, yalanı kullanarak Alevi vatandaşlarımızı tahrik ediyor. Reyhanlı saldırısında bunu denediler, Hatay'da bunu denediler, Malatya'da, Adıyaman'da  bunu denediler. Gezi olaylarında, 1 Mayıs olaylarında bunu denediler. Kendi milletvekilleri bizzat bu işin aktörü oldu. Hepsinde başarısız oldular. En son Okmeydanı'nda bir kez daha bunu denediler, orada da başarısız oldular. İşte merhumun kız kardeşinin sesini duydunuz değil mi? Ne diyor? 'Eğer siz bu eylemleri yapmamış olsaydınız benim kardeşim ölmeyecekti' diyor. Vaka bu. Ortada herhangi bir şey yok, herhangi bir sıkıntı da yok. Uğur, GBT'sinde de en ufak bir olumsuz yanı da yok. Sadece kendisi Cemevi'ne gidiyor, orada maalesef böyle müessif olayla karşı karşıya kalıyor" diye konuştu.

-"100 yıldır aynı bayat senaryo..."

Erdoğan, bir şeyin artık görülmesini isteyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu görelim artık...100 yıldır aynı bayat senaryoyu Türkiye'ye saldırmak için kullanıyorlar. 100 yıldır Türkiye'yi yerinde saydırmak, Türkiye'yi meşgul etmek, Türkiye'yi zayıflatmak izin kullanıyorlar. Biz bu bayat senaryonun dışarıda yazıldığını, dışarıdan  desteklendiğini söylediğimizde birileri çıkıyor istihza ile hedefi saptırmaya çalışıyorlar. Allah aşkına Okmeydanı'nda olayların başını çeken, eli kanlı terör örgütünün dışarıdan desteklenmediğini söyleyecek olan var mı? Yerli bir örgüt olduğuna bunun inanan var mı? Bunların nerelerden beslendiğini hepimiz biliyoruz, nerelerde korunduklarını, kollandıklarını biz çok iyi biliyoruz. Biliyorsunuz DHKP-C terör örgütünün kampları Yunanistan'da. O kamplarda eğitim alarak Türkiye'ye gelenleri görüyoruz. En sonunda Yunanistan yönetimi bunlara bir darbe indirdi ve belli bir yere kadar bu işi durdular. Acaba sıfırladılar mı ona hala kani değilim. Hangi ülkelerin bunlara kol kanat gerdiğini,  kimlerin bunlara kamp verdiğini, lojistik sağladığını, kimlerin bu örgütün sırtını sıvazladığını gayet iyi biliyoruz. Bunların da başında olanlara defaatle belgelerle bunları hep gösterdik. Fakat dert başka. Dert, 'güçlenen Türkiye'yi acaba nasıl böleriz, acaba nasıl zayıflatırız?' Bütün mesele bu. Çünkü güçlü bir Türkiye'yi asla kabullenmiyorlar, kabullenemiyorlar. Fakat isteseler de istemeseler de Türkiye, artık güçlenme yolunda damarı yakalamıştır."

Erdoğan, Alevi vatandaşların sorunları ne bu örgütün ne de bu örgütün besleyenleri umurunda olduğunu ifade ederek, "CHP genel müdürüne defalarca çağrı yaptım; 'bu örgütle aranıza mesafe koyun, bu örgütü koruyup kollamaktan vazgeçin' diye defalarca uyarı yaptım. Özelikle de o malum Tunceli milletvekili başta olmak üzere, CHP milletvekilleri, adeta CHP'nin değil, o örgütün vekilleri gibi davranmaktan hiç tereddüt etmediler ve etmiyorlar. Bir tane CHP milletvekili  de çıkıp bunun hesabını sormuyor. Zaten genel müdürünün bu işlerle hiç alakası yok, o genel müdürlük yapıyor. TBMM'nin bir vekili gibi değil, Suriye'deki diktatör, zalim rejimin adeta temsilcisi gibi davranan vekillere CHP içinden birileri çıkıp 'siz ne yapıyorsunuz' demiyor. CHP'li vekilleri Esed'e götüren rehberin Reyhanlı saldırısına karıştığını belgeleriyle ortaya koyduk. Hatay'da bazı CHP'lilerin, bazı  vekil yakınlarının saldırıya karıştıklarını ortaya koyduk. CHP içinden bir tane yürekli vekil çıkıp da 'ne oluyor?' diye sormadı" diye konuştu.

-"CHP; sadece tahrik eder, duyguları istismar eder"

CHP'nin Alevi vatandaşların  duygularını istismar etmekten, onları tahrik etmekten, onlar üzerinden Türkiye'de çatışma senaryolarını beslemekten başka hiçbir bir şey yapmadığını ve yapmayacağını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Faili oldukları Dersim olaylarıyla, aradan yaklaşık  80 yıl geçmiş olmasına rağmen yüzleşme cesaretini gösteremediler. Bugüne kadar Alevi vatandaşlar için, duygularını istismar etmek dışında hiçbir şey ortaya koyamadılar. CHP; sadece tahrik eder, sadece duyguları istismar eder. Biz ise  bu konuda 12 yıl içinde defalarca adım attık, defalarca reform yaptık. Daha fazlasını da yaparız ve yapacağız. Normalleştikçe ülkemiz, Türkiye tabii mecrasına girdikçe, on yıllardır, asırlardır devam eden sorunlar tek tek ortadan kalkıyor. Bütün anlamsız  yasaklar, bütün anlamsız kısıtlamalar ortadan kalkıyor. Biz Alevi kardeşlerimizin sorunlarını da ne içeride ne dışarıda bir istismar ve tahrik aracı olarak kullanılmasına asla rıza göstermeyiz. 100 yıl boyunca zaman zaman yapıldığı gibi  Alevi vatandaşlarımız üzerinden provokasyon yapılıp Türkiye'ye zarar verilmesine asla rıza gösteremeyiz. Hızır Paşa'lar asırlar öncesinde kalmıştır. 'Açılın kapılar Şaha gidelim' diye umutsuzca başka yerlerden medet arama dönemleri de asırlar öncesinde kalmıştır. Türkiye'de kimin ne meselesi, kimin ne derdi varsa bu bizim meselemiz, bizim derdimizdir. Aradan eli kanlı örgütler, istismarcılar, tahrikçiler çekildiğinde inanın her mesele çözülecek, çözüm yoluna girecektir. Birileri yarayı derinleştirmeye çalıştıkça biz yaralara şifa olmanın, yaralara şifa bulmanın samimi mücadelesi içindeyiz.  Alevi vatandaşlarımızın da bu yaşananlardan rahatsız olduğunu biliyoruz. Alevi vatandaşlarımız lütfen aradaki istismarcılara, ikiyüzlü siyasetçilere prim vermesinler. Onları istismar ederek Türkiye üzerine karanlık senaryolar yazanlara lütfen dikkat etsinler. Polisle çatışarak, cam çerçeve kırarak, masum insanların, hatta çocukların ölümüne zemin hazırlayarak hiçbir meselenin çözülmeyeceğini, yararın dahi bir defa bu noktada  şifa bulamayacağını bilmeleri lazım. Halktan silah isteyen bir zihniyet, Türkiye'nin, milletin, özellikle de Alevi vatandaşların dinini düşünüyor olabilir mi? İşte şurada Soma'da yaşananlar... Bakıyorsunuz Alevi vatandaşlarımızı sağdan, soldan toparlayıp Soma'ya götürüyorlar. Niye? Bu defa da Soma'yı karıştıracaklar. 301 evladımız, kardeşimiz şehit olmuş, onlar 'bunun üzerinden ne elde ederiz', bunun gayreti içindeler. "

-"Bilesin ki o cam çerçeveler bir bütünün parçasıdır"

Erdoğan, İstanbul'daki olaylara da değinerek, şunları söyledi:

"Elinde silahlarla İstanbul sokaklarında terör estirmeye çalışan zihniyet; kardeşliğin, birliğin, dirliğin peşinde olabilir mi? Silah ve şiddetle kim ne elde edebilir? Silah ve şiddet hangi sorunu çözdü, hangi sorunu çözebilir? Bizim hiçbir meselemiz çözümsüz değil. Büyüyen, güçlenen bir Türkiye'de hiçbir sorun kalıcı değil. Çıkmış bakıyorsunuz Barolar Birliği'nde konuşma yapıyor. Konuşmasında da söylediği şu, 'Başbakan kırılan cam çerçevenin derdinde' diyor. Başbakan, sadece kırılan cam çerçeveyi konuşmuyor. O da sorunlardan...Ama bu vesileyle  oralarda yaralanan, ölen insanları da bu Başbakan konuşuyor. Bilesin ki o cam çerçeveler bir bütünün parçasıdır. Biz bunu böyle kullanıyoruz. Fakat belki de dünyada yalanı bu adam kadar mahir kullanan bir ikinci kişiyi bulamazsınız. Bulamazsınız. ya bunun eğitimini bir yerde özel olarak aldı veya genlerinde var. Böyle birisi...Bizim derdimiz var. Biz 77 milyonun huzuru için çalışıyoruz. Ama bu ve benzeri kişilerin böyle bir derdi yok. Onlar terör, anarşi, kırıp dökme, öldürme, yaralama üzerinden rant elde etmeye çalışıyorlar. Aracıları aradan çektiğimizde, istismarcıları elimizin tersiyle ittiğimizde, yüzyüze, birebir görüştüğümüzde, konuştuğumuzda inanın aramızda hiçbir fark olmadığını tekrar göreceğiz. Merhum Aşık Veysel de zaten onu söylüyor; Yezid nedir,  ne kızılbaş/Değil miyiz hep bir kardaş/bizi yakar bizim ataş/söndürmektir tek çaresi' Olay bu...Evet bizi yakar bizim ataş. Kendi diliyle konuşuyor. Tabii ki ateş...Ama onu biz söndüreceğiz, birlikte söndüreceğiz .Bakın bu aziz millet hiçbir zaman Alevi-sünni çatışmasına prim vermedi. Yaşanan onca tahrike rağmen Allah'a sonsuz şükürler osun, bu millet oyuna gelmedi. Sadece oyuna gelmemek yetmez. Biz yeni Burak Can'ların,  terörize edilen, terörün içine sokulan yeni Berkin'lerin, Okmeydanı'ndaki olayların Uğur'ların, Ayhan'ların da yitip gitmesine tahammül gösteremeyiz. Hacı Bektaşi Veli'nin izinde bir olmak, iyi olmak, diri olmak, böylece 77 milyon Türkiye olmak, 77 milyon kardeş olmak için hepimiz hassasiyet göstereceğiz. Bu topraklar Hz. Peygamber sevgisiyle, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hüseyin sevgisiyle, ehlibeyt sevgisiyle yoğrulmuş topraklardır. Bu topraklarda fitne filizlenmedi. Allah'ın izniyle, milletimizin ferasetiyle, dirayetiyle inşallah hiçbir zaman da filizlenmeyecek."

- TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika AK Parti TBMM Grup Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement