AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'ni, 11 yılın en önemli, en hayati ve demokrasi sürecinin en tarihi seçimi olarak niteleyerek, "30 Mart, bugün hala sandık dışı yöntemler arayanların heveslerini kursaklarında bırakacak, bugün hala demokrasi dışı yöntemlerden medet umanları daimi bir yenilgiye uğratacak. Demokrasi düşmanları, millet düşmanları, sandık düşmanları, 30 Mart ile birlikte tüm çabalarının beyhude olacağını görecektir" dedi.
Erdoğan, partisinin Ankara Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin tüm belediye başkan adaylarına 30 Mart'a kadar devam edecek yolculukta, ardından milletten yetki almak suretiyle başlayacak hizmet yolculuğunda başarılar diledi.
"Allah yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Rabbim inşallah utandırmasın" temennisinde bulunan Erdoğan, AK Parti'nin 12 Haziran 2011'de seçim sandıkları kapandığı andan itibaren bir sonraki seçimin hazırlıklarına başladığını belirtti.
Erdoğan, salondakilerin "Keçiören seninle gurur duyuyor" sloganı atması üzerine "Keçiören, sandıkları patlattığınız gün, bir başka olacak ona göre" ifadesini kullandı.
Yerel seçimlere 2,5 sene öncesinden hazırlanmaya başladıklarını anlatan Erdoğan, son aylarda çalışmalara, hazırlıklara hız verdiklerini dile getirdi. Belediye başkan adaylarını, il genel meclisi üyelerini ve belediye meclis üyelerini belirlerken bütün araştırma metotlarını, bütün kriterleri dikkate alarak, herkesin görüşüne değer vererek son derece hassas bir süreçten geçtiklerini söyledi.
Erdoğan, "Büyük bir gururla ifade etmek istiyorum. Türkiye'de 81 il, 919 ilçe, 392 belde var. Yani, toplamda bin 392 belediye var. Bize sadece belediye başkanlığı için aday adaylığı başvurusunda bulunanların sayısı 6 bin 415 kişi. Bu ne demek biliyor musunuz? Bin 392 adaylık için 5 katı. 6 bin 415 aday adayı başvuruda bulundu. Bize adaylık için başvuran 6 bin 415 arkadaşımızın hemen tamamı, belediye başkanımız olacak ehliyete ve liyakate sahiptir."
Belediye başkanı aday adayları arasında eleme yaparken kılı kırk yardıklarını, kuyumcu hassasiyetiyle çok sayıda veri, kriteri ve metodu kullandıklarını anlatan Erdoğan, halkın nabzını tuttuklarını, anketler yaptıklarını, performansları ölçtüklerini, temayül yoklamaları yaptıklarını, il, ilçe başkanlarının, kanaat önderlerinin, gençlik ve kadın kollarının, milletvekillerinin, bakanlarının, genel başkan yardımcılarının değerlendirmelerini aldıklarını aktardı.
Bütün verileri bir araya getirerek adayları belirlediklerine işaret eden Erdoğan, pazar günü İstanbul'da ilçe belediye başkan adaylarının tanıtımı için toplantı düzenleyeceklerini bildirdi.
Erdoğan, salondakilerin destek sloganları üzerine, "30 Mart'a kadar aynı kararlılıkla, aynı heyecanla varız değil mi? Sandıklar, AK Parti'nin, inşallah, ampulüyle Türkiye'nin 780 bin kilometrekaresini aydınlatacak, buna varız değil mi" diye sordu.
-"30 Mart seçimleri çok önemli"
Son derece önemli bir seçime girildiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"11 yılın en önemli, en hayati, aynı zamanda da demokrasi sürecimizdeki en tarihi seçime giriyoruz. 30 Mart seçimleri çok önemli. 30 Mart, millet egemenliğinin, milli iradenin, sandığın ve demokrasinin zaferini ilan edeceği, kayıtsız ve şartsız hakimiyetini ilan edeceği, ülkemiz ve milletimiz adına dönüm noktası niteliği taşıyan bir seçim. Şunu bilmenizi istiyorum: 30 Mart, bugün hala sandık dışı yöntemler arayanların heveslerini kursaklarında bırakacak, bugün hala demokrasi dışı yöntemlerden medet umanları daimi bir yenilgiye uğratacak. 30 Mart, bugün hala milli iradeden, millet egemenliğinden başka yollar arayanların umutlarını bir daha canlanmamak üzere kıracak, statüko 30 Mart'la birlikte tüm umutlarını yitirecek. Demokrasi düşmanları, millet düşmanları, sandık düşmanları, 30 Mart ile birlikte tüm çabalarının beyhude olacağını görecektir. Kardeşlerim, 30 Mart, artık kalıcı olarak Türkiye'de demokrasinin yerleştiğinin, Türkiye'de iktidarları milletin belirlediğinin en güçlü şekilde gördüğü gün olacak."
-" 3 Kasım seçimlerine girerken bu tehdide itiraz ettik"
Erdoğan, 27 Mayıs 1960'da demokrasiye bir müdahale yapıldığını, siyasete el konduğunu, Başbakan ve arkadaşlarının Yassıada'ya gönderildiğini, düzmece bir mahkeme ile yargılandığını, Başbakan ve iki bakanının idam edildiğini hatırlattı. Erdoğan, şunları kaydetti:
"27 Mayıs cuntasının, Başbakan ve iki bakanını idam etmesi, sadece o güne has bir olay değildir. Demokrasiye, sandığa, milli iradeye kastedenlerin, aslında çok farklı niyetleri vardı. Merhum Menderes ve iki bakanını idam edenler, aslında geleceğin başbakanlarına, geleceğin hükümetlerine çok açık ama aynı zamanda çok korkunç bir mesaj vermek istiyorlardı. Şunu söylüyorlardı: 'Eğer bizim çizgimize girmezseniz akıbetiniz işte böyle olur. Bizim irademize ram olmazsanız, milletin iradesini dikkate alırsanız işte sonunuz böyle olur' mesajını veriyorlardı. 27 Mayıs'ın bu korkunç mesajı, yıllar boyunca hükümetlerin üzerinde bir tehdit olarak sallandı, başbakanları böyle korkuttular, bakanları böyle korkuttular, bürokratları böyle korkuttular. Menderes'e yapılan zulmü, yıllar boyunca bir tehdit olarak, bir korkutma ve sindirme aracı olarak hükümetlere karşı kullandılar. İşi elbette şansa bırakmadılar. Kurdukları yeni kurumlarla, siyasetin üzerine tesis ettikleri vesayetlerle hükümetleri, siyaseti, yasama ve yürütmeyi her zaman kontrol altında tutmak istediler. Biz, 3 Kasım seçimlerine girerken işte en başta bu tehdide, bu korkutmaya, bu sindirmeye itiraz ettik."
(Sürecek)
AK Parti Ankara Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı
-AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan: (2)
-"TÜSİAD Başkanı çıkıyor, olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalışıyor. Neymiş? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bununla ilgili kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyorlarmış. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Etrafınızdaki belli maaşlı memurlarınız var. Onların size vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz"
- Ey TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan neden rahatsız değilsin? Yargı içindeki paralel örgütlenmenin iş dünyası üzerindeki ağır baskısından, şantajından rahatsızlıklarınız niye yok? Niye? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor. Herhalde bu bildiğiniz ananas değil, anlıyorsunuz. Bunlar farklı, ananas bunun kod adıdır kod"
-"Darbe girişimine karşı tavır koymuyorsunuz öyle mi? O zaman bizi karşısınızda bulacaksınız"
-"Kalkıp da TÜSİAD'ın Başkanı 'böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' ifadesini kullanamaz. Eğer kullanıyorsa bu, bu ülkeye karşı bir ihanettir"
ANKARA AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın olduğundan çok farklı bir Türkiye çizmeye çalıştığını belirterek, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile ilgili kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyorlarmış. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Etrafınızdaki belli maaşlı memurlarınız var. Onların size vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz? Ey TÜSİAD, ananas meselesinden, Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan, yargı içindeki paralel örgütlenmenin iş dünyası üzerindeki ağır baskısından, şantajından rahatsızlıklarınız niye yok? Niye? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor" dedi.
Erdoğan, partisinin Ankara Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı'nda, "Yeter, söz de karar da milletindir" sözünün kuru kuruya bir slogan olmadığını, siyaset anlayışlarının en temelinde bu ilkenin yer aldığını, 11 yıllık iktidarları boyunca bu ilkeden asla taviz vermediklerini, bu ilkeyi unutmadıklarını, ötelemediklerini, asla geri plana itmediklerini söyledi.
Milletin kararını yok sayanlara karşı cesaretle milletin kararını savunduklarını dile getiren Erdoğan, "Milletin sözünü tahkir edenlere karşı, kararlılıkla milletin sözünü savunduk. Milletin yetkisini, iradesini, egemenliğini küçümseyenlere karşı ısrarla, inatla, cesaretle, umutla, milleti savunduk, milletin mührünü savunduk. Mafyayla, cuntayla, çetelerle mücadele ederken işte biz bu ilkeden hareket ederek sonuna kadar bunun arkasında durduk. Demokrasi dışı müdahalelerle mücadele ederken işte bu ilkeyi yanımıza aldık. Darbe senaryolarına, komplolara, sabotajlara karşı bu ilke hep yol arkadaşımız oldu, azığımız oldu, gayemiz, maksudumuz oldu" diye konuştu.
Erdoğan, 11 yıl boyunca her ne yaptılarsa millet için, milletle birlikte yaptıklarını, milli iradeyi ve demokrasiyi güçlendirmek için yaptıklarını, neyi destekledilerse millet için desteklediklerini bildirdi.
-"Milletim artık manşetlerin dilini çözdü"
Demokrasi ve milli iradeye güç kazandırmak için hiç kimsenin cesaret edemediği, yanına yaklaşamadığı, hatta hayalini dahi kuramadığı reformları gerçekleştirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Bu ülkede malum bir medya zihniyeti, malum bir medya yapılanması vardı. Ağız birliği yaparak, emir ve talimat alarak milletin değil kendilerinin ve kendi sahibi olan holdinglerin çıkarlarını gözeterek hükümet kuruyor ve hükümet yıkıyorlardı. Çıkarlarına uyanı göklere çıkarıyor, uymayanları hedef alıp acımasızca yıpratıyorlardı. İşte o malum medya bu 11 yıllık süreçte milli irade üzerindeki etkisini, gücünü yitirdi" dedi.
Milletin artık manşetlerin dilini çözdüğünü ifade eden Erdoğan, "Fotoğrafların, başlıkların, haberlerin, köşe yazılarının dilini ve maksadını milletim artık çok iyi anlıyor. İşte bu malum medya bu olumsuz etkisini yitirdiği için, milli irade üzerindeki etkisini yitirdiği için şu anda son bir gayretle demokrasiye saldırıyor" diye konuştu.
Demokrasi ve milli irade üzerinde keyfince tasarrufta bulunan bir başka kesimin de sermaye olduğunu dile getiren Erdoğan, "Onlar da millet iradesini yok saydılar. Onlar da bu ülkede hükümet kurdular, hükümet yıprattılar, hükümet yıktılar. Eski günlerdeki gibi şu anda bunu yapamıyorlar. Yine belli yerlerde toplanıyorlar, bir araya geliyorlar ve oralarda 'Acaba AK Parti iktidarını nasıl yıkarız' bunun hesaplarını yapıyorlar. Fakat şimdi milli iradeye söz geçiremiyorlar. Milletin üzerinden bir güç olarak siyaset sahasında varlık gösteremiyorlar. İşte onun için yeni Türkiye'den rahatsız oluyorlar, eski günlere dönmek için feryat ediyorlar" ifadesini kullandı.
-"Rafineriyi alırken rahatsız değilsin, peki cezalar kesilirken niye rahatsız oluyorsun"
TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın dünkü açıklamalarıyla olduğundan çok farklı bir Türkiye, olduğundan çok farklı bir manzara çizmeye çalıştığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neymiş? Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, bununla ilgili kanun teklifinden büyük rahatsızlık duyuyorlarmış. Senin rahatsızlık duyduğun ne? Bir defa sen şu anda neden rahatsızlık duyduğunu hiç gelip de bu ülkenin yetkili birimi olan Adalet Bakanı ile veya Hükümeti ile görüştün mü? Bu nedir, ne değildir diye sordun mu? Yok. Etrafınızdaki belli maaşlı memurlarınız var. Onların size vermiş olduğu bilgilerle mi siz bunu değerlendiriyorsunuz? Siz işinize geleni yanınızda barındırırsınız, işinize gelmeyeni hemen kapıya koyarsanız. Peki Hükümet şu anda bu ülkenin menfaatlerini korumayan insanları acaba istediği gibi sağa sola atama imkanına sahip mi? Maalesef değil, eli kolu bağlı. İşte biz onları düzenliyoruz.
Peki ey TÜSİAD, ananas meselesinden niye rahatsız değilsin? Uganda'da sizlere rafineri bağlantısı kuranlardan niye rahatsız değilsin? Yargı içindeki paralel örgütlenmenin iş dünyası üzerindeki ağır baskısından, şantajından rahatsızlıklarınız niye yok? Niye? Çünkü bazılarının işleri tıkır tıkır yürüyor. Ananaslar gelip gidiyor. Herhalde bu bildiğiniz ananas değil, anlıyorsunuz. Bunlar farklı, ananas bunun kod adıdır kod. Rafineri dağıtımları da yapılıyor. Yargıda bazı işler çözülüyor. Beyefendiler bundan rahatsız olmuyorlar. Rafineriyi alırken rahatsız değilsin, peki cezalar kesilirken niye rahatsız oluyorsun? Yanlışın var da onun için."
Devlet içindeki paralel yapıdan değil o yapıyla mücadele için attıkları adımlardan rahatsız olunduğunu ifade eden Erdoğan, "Yargının bağımsızlığını savunur gibi yapıyor ama yargıda bozulan tarafsızlığı hiç dile getirmiyorlar. Biz sadece bağımsız yargı demiyoruz, bağımsız ve tarafsız yargı diyoruz" dedi.
-"Vermezsen verme, bize milletimiz yeter"
"TÜSİAD kusura bakmasın, maalesef bugüne kadar hiçbir zaman milletin yanında durmadılar" ifadesini kullanan Erdoğan, TÜSİAD'ın bugün de milletin yanında durmadığını söyledi. TÜSİAD'a rağmen iş dünyasının üzerindeki baskıyı, şantajı, tehditleri kaldırdıklarını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Eğer bugün kendi ifadeleriyle, 'Bire beş kazandık' diyenler var bunların içinde. Bizzat bana söylediler, bana. 'Sizin döneminizde bire beş kazandık' dediler. Şimdi utanmadan, sıkılmadan 'Böyle bir ülkeye küresel sermaye gelmez' diyorlar. 120 milyar dolarlık sermayeyi siz mi getirdiniz bu ülkeye? Üyeleriniz, küresel sermayelerle ortaklık kurarken neye dayanarak kurdular? Bu ülkedeki bu güzel atmosfere dayanarak buraya geldiler. TÜSİAD'ın üyelerinin birçoğunun, küresel sermayeli ortaklıklara bak, nasıl geldiler? Bu havayı görerek geldiler. Türkiye'yi güvenli bir liman olarak gördükleri için buraya geldiler. Ben şaşıyorum. Bu TÜSİAD bugüne kadar bu ülkede hiç samimi davranmadı. Ve yeri geldi şu ifadeyi de kullandılar, 'Hükümet başarılı ama bizim oyumuz başka yere.' Bunu da kullandılar. Zaten vermezsen verme, bize milletimiz yeter. Siz yine gidin o yolsuzluklarla iç içe olanlarla oturun belli yerlerde lobi faaliyetlerini yapmaya devam edin. Anamuhalefetin zaten lobisini yaptığı bunlar, bunlarla beraber çalışıyorlar, bunu biz gayet iyi biliyoruz."
-"O zaman karşınızda bizi bulacaksınız"
Bugüne kadar sustuklarını, bundan sonra susmayacaklarını, bunları artık yeri geldiği zaman kendilerinin de teşhir edeceğini anlatan Erdoğan, "Çünkü AK Parti iktidarına karşı bu kadar açık bir şekilde tavır ortaya koyanlar, bilsinler ki bundan sonra biz de onlara karşı bu tavrı koyacağız. Bunlar bu ülkede hükümete karşı yapılan bu darbe girişimine yönelik bir tavır ortaya koymadılar. Siz darbe girişimine karşı ortaya tavır koymuyorsunuz öyle mi? O zaman karşınızda bizi bulacaksınız. Samimi, dürüst her işinizde yanınızdayız ama yanlışınızda asla bizi yanınızda bulmayacaksınız, bugüne kadar bulmadığınız gibi. Bunu çok açık net söylüyorum. Bugüne kadar kendileriyle birçok kez bunları konuştuk, dürüst davrandığınız sürece sizin yanınızdayız ama yanlışınızda bizi yanınızda bulamazsınız. Bunu kendilerine her zaman söyledim" diye konuştu.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Başbakan Erdoğan, 30 Mart'ı Değerlendirdi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?