Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parlamenter diplomasinin, bir ülke için fevkalade önemli ve gerekli olduğunu vurgulayarak,
"Artık biz her yerde parlamento olarak gücümüzü ortaya koymalıyız, halkımızın taleplerini, dileklerini, düşüncelerini ortaya koymalıyız. Halkın gücüyle de parlamentolar bir diplomasi yürütmeli" dedi.
Arınç, Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nce, Üniversite Paneller Serisi kapsamında Uludağ Üniversitesi'nde düzenlenen "Bölgesel Gelişmeler Işığında Türk Dış Politikası ve Kamu Diplomasisi" konulu tartışmanın ilk bölümünü izledi.
Bülent Arınç, panelin öncesindeki açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Başbakanlık Başdanışmanı ve Kamu Diplomasisi Koordinatörü İbrahim Kalın'ın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a Suudi Arabistan gezisinde eşlik ettiği için toplantıya katılamadığını belirtti.
Kamu diplomasisine çok yabancı olmadıklarını, her ülkede kamu diplomasisinin bulunduğunu, hatta bazı kurumlarda bununla ilgili birimlerin de olduğunu kaydeden Arınç, Başbakan Yardımcısı olarak kendi sorumluluğundaki kurum ve kuruluşlara, Şubat 2010 tarihinde kurulan Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün eklendiğini hatırlattı.
Arınç, kamu diplomasisi olmayan, yapılmayan, söylenemeyen hiçbir sözün etkinliğini görmenin mümkün olmadığını ifade ederek, "Kamu diplomasisi denildiği zaman, buradan propaganda sonucunu çıkarmak doğru değil. Yaptığımız iş aslında siyasettir. Düşüncelerin, fikirlerin, görüşlerin, yol haritamızın, ne yapacağımızın, nasıl yapacağımızın, en uygun vasıtalarla en etkili olabilecek biçimde anlatılması, ortaya konulmasıdır" diye konuştu.
Bu konuda İbrahim Kalın'ı görevli kıldıklarını, ona sekretarya görevini Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün yaptığını anlatan Arınç, kanun hükmünde kararnamelerle diplomasisini güçlendirdiklerini vurguladı.
-"Parlamenter diplomasi"-
Arınç, kamu diplomasisinin çok önemli olduğunu, ancak ihmal edilen bir konuyu da TBMM Başkanlığı döneminde hatırlatığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkeler arasında siyasi ilişkileri hükümetler yürütürler. 'Hükümetler arası ilişkiler' deriz buna. Dışişleri Bakanlığı da hükümette bir bakan olarak ama güçlü bir bakan olarak temsil edilir. Yani siz zannedersiniz ki, yani ben öyle zannediyordum; bir ülkeyle başka bir ülke arasındaki ilişkileri başbakan veya bakanlar yürütür. Bazı yerlerde başkanlık, yarı başkanlık sistemi vardır, cumhurbaşkanları veya devlet başkanları yürütür. Meclis Başkanlığı yaptığım 5 yıl içinde ben başka bir diplomasının farkına vardım. O da parlamenter diplomasiydi. Yani meclislerin, halkı, halkın iradesini temsil eden, halkın seçtiği vekillerin oluşturduğu bu bünyenin de diplomaside önemli bir yeri var. Sadece Başbakan'ın bir ülkeye gidip sözleşme imzalaması veya ikili görüşmeler yapması yeterli değil. Meclis başkanları da var, hatta bazı ülkelerde iki kamaralı meclisler var, eskiden bizde olduğu gibi."
-"Parlamentolar diplomasi yürütmeli"-
Bu alanda çalışmaya başlayınca büyük bir eksiklik gördüklerini vurgulayan Arınç, Türkiye'nin AB sürecinde ilerlemeye çalıştığını, 1999'da aday ülke, 2005'te de müzakerelere başladığını, ama ilişkilerin aslında 1958 ve devamında 1963'teki Ankara Anlaşması'yla başladığını, zaman zaman yavaşladığını, durduğunu ve ilerlediğini anlattı.
Türkiye'nin, "buna rağmen 40 senenin sonunda bizim daha yeni müzakerelere başladığını" belirten Arınç, şunları kaydetti:
"(O alanda bir bakanın bir başmüzakerecinin olması yeterlidir) diye düşünebilirsiniz, hayır yeterli değil. Çünkü Avrupa Parlamento başkanları hemen hemen senede iki defa toplanır ve orada çok önemli konular müzakere edilir. İlk Avrupa Parlamento Başkanları Toplantısı'na beni davet ettiklerinde 2005 yılıydı, Budapeşte'ye gitmiştim. O zaman Pat Cox diye Avrupa Parlamento Başkanı vardı, İrlanda asıllı bir siyasetçiydi, güçlü bir insandı. Açılış konuşmasında
'Türkiye'ye iki defa teşekkür ediyorum' dedi. İlk defa bir bir meclis başkanı bu toplantıya katılıyor Türkiye'den. Oysa yedincisiymiş. Ama benden önce maalesef başkanlık divanından ya bir idare amiri göndermişler veya bir milletvekiliyle temsil edilmiş. Buradan şunu anladım; artık biz her yerde parlamento olarak gücümüzü ortaya koymalıyız, halkımızın taleplerini, dileklerini, düşüncelerini ortaya koymalıyız. Halkın gücüyle de parlamentolar bir diplomasi yürütmeli."
-"İlişkilerimizin düzelmesi lazım AB'de"-
Almanya'da 3 milyondan fazla Türk'ün olduğu, tüm Avrupa'da ise bu sayının 4 milyon civarını bulduğunun söylendiğini, bunların doğru olduğunu belirten Arınç, şunları söyledi:
"Ama biz Almanya Meclis Başkanı'nın 11 senedir, Türkiye'ye gelmediğini tespit ettik. 11 yıl önce bir ziyaret olmuş. İtalya bizim için çok önemli, AB sürecinde bizi destekliyor, İsveç çok önemli bir ülke, Türkiye'yi denetim altına almış, hatta Türkiye'yi bir komite olarak gözleyen bir ülke. İlişkilerimizin düzelmesi lazım AB'de. Hollanda, Belçika, Danimarka çok önemli ülkeler, İspanya, Portekiz Türkiye'nin çektiği sıkıntıları bir başka türlü onlar da çekmiş. Mesela o zamanlar Valeri Jiskar Desten 'Portekiz mi, nerede bu ülke-' diye alay eder tarzda konuşuyormuş. İspanya'dan gelen meclis başkanı dedi ki; 'eskiden bizim müzakereleri sürdürürken, Madrid'de havaalanında inen dışişleri bakanını yumurta, domates yağmuruna tutarlardı. Çünkü giderdi, Fransa'dan hiçbir taviz almadan gelirdi, çiftçiler buna isyan ederlerdi. İngiltere Parlamento Başkanı, Avam Kamarası Başkanı dedi ki; 'Siz bu Fransızlardan aslında çok az şey görüyorsunuz. Bizi bunlar iki defa veto ettiler. Bütün süreçler böyle sancılı olabilir. Kaldı ki siz Türkiye'siniz, nüfusunuz var, halkınızın Müslüman olması var, sizin sınırlarınızla komşu olan ülkeler var, şunlar şunlar var, size bu kadar engelleme çıkmasını doğal karşılamanız gerekir, ama bu engellemelerle biz de karşı karşıya geldik. Konuşmazsanız bu insanlarla ilişki kuramazsınız'.
Fransa'yı ilk ziyaret edeceğimiz zaman senato başkanıyla da meclis başkanıyla da özel görüşmeler yaptık. Parlamentodaki tüm siyasi parti gruplarıyla özel görüşmeler yaptık. İtalyan senato başkanı aleyhimizdeydi, meclis başkanı bizi destekliyordu, ama diğeri fevkalade karşımızdaydı. Özel ilişkiler kurduk, gazetelere mülakatlar verdik, başka ilişkilerle senato başkanının Türkiye'ye olan tutumunu yumuşatmaya çalıştık. Parlamenter diplomasi, bir ülke için fevkalade önemli ve gereklidir."
Bu arada, Başbakan Yardımcısı Arınç'ın, toplantının yapıldığı UÜ Rektörlüğü'ne gelişi sırasında bir grup genç, gösteri yaptı. Sloganlar atan ve şarkılar söyleyen grup, döviz açtı. Polis güvenlik önlemi aldı. Grup, kısa süre sonra olaysız dağıldı.
- BURSA
Son Dakika › Politika › Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?