CHP Eski Milletvekili Musa Gökbel Açıklaması

CHP 18. Dönem Milletvekili Musa Gökbel, partisinin, 17 Aralık'tan bu yana cemaatin sözcülüğünü yaptığını söyledi.

Gökbel, "17 Aralık'tan bu yana Genel Başkan grup toplantılarında ses kayıtlarını dinletmekten başka ne yaptı. CHP'ye nereden geliyor bu ses kayıtları. Çöpten mi buluyorlar. Yoksa birileri CHP'ye servis mi yapıyor. Cumhuriyet Halk Partisi 17 Aralık'tan bu güne kadar cemaatin sözcülüğünü yapmaktadır" dedi.

CHP 18. Dönem Milletvekili Gökbel, HSYK düzenlemesi ile ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin Anayasa Mahkemesine yaptığı iptal başvurusunun eksiklerinin giderilmesi için geri gönderilmesine yönelik açıklamalarda bulundu.

CHP'nin üzerine düşeni yapmadığını belirten Gökbel, "HSYK'nın, Cumhuriyet tarihi boyunca ihtilal dönemleri hariç hukuk düzenimizi alt üst eden, bir diktatör Cumhuriyeti oluşturan, hukuku bile yürütmenin emrine sokan bir düzenleme olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu CHP de biliyor, CHP de bunu söylem olarak geliştirdi ve ayakta tutuyor. CHP'nin görevi sadece bunu söylemekle mi bitiyor. Hayır. Bunun parlamentodaki yasalaşma dönemindeki bir mücadelesi var. Şimdi çıkıp da biz söz aldık karşılık yaptık önerge verdik diye geçiştiremezler. Oylama sonuçları CHP'nin, MHP'nin yani komple muhalefetin bu konuya bakışlarındaki inançların ciddiyetsizliğin abidesidir. Oylamaya bakın 228 kişi katılmış 210 kabul 18 evet. Düşünün MHP'si, CHP'si toplam muhalefet bu yasaya karşı parlamento boyutunda gerekli direnci gösterebilselerdi oylamada orada olsaydı 208 oyla AK Parti'nin bunu geçirebilmesi mümkün değildi" diye konuştu.

"CHP'Yİ YÖNETENLERDEN UTANIYORUM"

Yapılan düzenlemenin sıkıştırılmış bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Gökbel, şöyle devam etti:

"Bu sıkıştırılmış düzenleme için CHP önce yasa yasalaşmadan Anayasa Mahkemesine başvurdu. Görevini yaptı. Sonra sabah gitti Anayasa Mahkemesinin bu görünüşte bir ciddiyetini ifade ediyor. Ancak Anayasa Mahkemesi toplanıp da evrak yetersizliğinden reddedince bu bütün her şeyi yıkmıyor mu? Bunlar orta bir öğrencisi mi ki eksik evrakla öğretmeninin karşısına derse gelen öğrenci modeliyle CHP'yi bu kadar rezil etmeye bu kadar güvensiz hale getirmeye ne hakları var. Ben eski bir parlamenter olarak 45 yıllık CHP'li olarak bugünkü CHP'yi yönetenlerden utanıyorum. Bunlar sağda solda sorumlu aramasın bizzat sorumlu olan kendileri. Bakın bir atama dönemi geçirdik. Bu atama dönemi içinde hep CHP'nin bir tartışmaları oldu. Aday oldu olacak, hep örgütler geldi örgütler gitti. Partiyi bu hale kim getirdi biliyor musunuz? Merkez Yürütme Kurulu, Parti Meclisi, 5'li atama çetesi, parti Genel Başkanı hepsi elbirliğiyle. Ben Muğla'da siyaset yapıyordum. Genel merkez bu işleri bu hale getirmeden önce 13 ilçemizin 10'unu yüzde yüz biz kazanıyorduk. Şimdi belki 3 tanesi. Niçin? Bunlar pirince giderken evdeki bulgurdan olanlar. CHP'yi değiştireceklermiş. Değişikliği bizde istiyoruz."

"PARTİSİ TARAFINDAN ALDATILMIŞ, KULLANILMIŞ, DOLANDIRILMIŞ BİR SİYASETÇİYİM"

CHP'deki insan profilinin değişmesi ile düşünce dokusunun değişmesinin farklı olduğunu kaydeden Gökbel, bu konuları önceden çok fazla algılayamadıklarını ifade ederek şunları kaydetti:

"Yapılanların farkına bile değildik. Siz hiç CHP kadrolarının bu dönem CHP kadrolarını Çorum'u, Kayseri'yi, Niğde'yi Hakkari'yi, Şırnak'ı tartışırken gördünüz mü? Tartışılan yer neresi? İstanbul, Ankara kısmen Bursa, büyükşehir diye bakmayın. Biraz Adana, Hatay, Mersin, Antalya, Muğla, İzmir, Balıkesir. Yani CHP'nin bu yöneticilerle edindiği nokta değil. Örgütsel yapısıyla zaten galip olduğu noktalar. Muğla'da bu yönetim olsa ne olacak olmasa ne olacak. Biz yüzde 54'üz Muğla'da. Geçen milletvekili seçimlerinden 240 bin oyla çıkmışız. Şimdi Muğla'daki kavganın, tartışmanın, örgütü bunca kırıp dökmenin, örgütü enayi yerine koymanın, aldatmanın bakın kelimeleri seçerek söylüyorum ben Muğla adayı olarak partisi tarafından aldatılmış, kullanılmış, dolandırılmış bir siyasetçiyim. Beni ve örgütünü aldatan bir siyasi yapılanmanın genel kamuoyuna bendeki kaybettikleri güveni genel kamuoyunda nasıl yapacaklar. 2 Eylül'de bir genelde çıkardılar. Bizden aday olacak olanlar 2 Eylül'de kadar başvuracak diye. Bir başka genelge daha. Partimizden aday olmak isteyen belediye meclis üyeleri dahil hepsi işte Aydın'da belirlenen günlerde kursa katılacak diye. Sonra ne oldu. Örgütün yüzde 90'lık bölümü bu kurallara uyarak hareket etti. Ancak bu kendi kurallarını bile ipine takmadan atıp da Datça'daki atanan insan aday mı oldu. Benim yatırdığım parti aidatını mı yatırdı. Hayır. Partinin koyduğu kurallara uyup da kursa mı gitti. Beni 66 yaşımdayken kendi yetiştirdiğim siyasetçilerin önünde eğitime gönderen anlayış kendi kurallarına acıyor bunun sebebi ne diye baktı. Her yerde daha yüksek oy palavrası atıyor. Muğla'daki biz 6 aday arkadaştık. Bu 6 aday arasındaki mevcut en az oy alma kapasitesi şu anki mevcut atadıkları adayındır. Her ne kadar 3 dönemdir Muğla'da CHP başkanı olarak görev yaptıysa da siyasete, CHP'ye kattığı hiçbir şey yoktur. Paralel yapılanmanın Muğla'da yurt, okul sahibi olmasının yasal yollarını açandır."

"CHP, CEMAATİN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAKTADIR"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin, hızla 'Cemaat Halk Partisi' olmaya doğru yönlendirildiğine dikkat çeken Gökbel şunları dedi:

"Bununda aracı olarak bugünkü tartışmalarla kazanılması ön görülen İstanbul, İzmir, Muğla gibi yerleri Büyükşehir Belediye Başkanları eliyle delege yapılarını düzenlemektir. CHP'ye inanmış ve gönül vermiş herkese sesleniyorum. Bu felaketin önünde durabilmek için herkes 1 Nisan günü bir kurultay hazırlığına şimdiden başlasın. Yoksa iş işten geçmiş olacak. CHP, bu Cumhuriyetin sigortası olma özelliğini yitirecek. 17 Aralık'tan bu yana Genel Başkan grup toplantılarında ses kayıtlarını dinletmekten başka ne yaptı. CHP'ye nereden geliyor bu ses kayıtları. Çöpten mi buluyorlar. Yoksa birileri CHP'ye servis mi yapıyor. Cumhuriyet Halk Partisi 17 Aralık'tan bu güne kadar cemaatin sözcülüğünü yapmaktadır. Cemaatin önüne uzattığı malzemeleri kullanmaktadır." - ANKARA