CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba Açıklaması

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "AKP'nin en büyük korkusu gençler polis tarafından dövüldü, cezaevine yollandı" dedi.

Ağbaba, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ve "terör örgütü üyeliği nedeniyle cezaevinde olduğunu söylediği" öğrencilerin aileleriyle düzenlediği basın toplantısında, CHP Cezaevleri Komisyonu olarak son 4 yılda gördükleri yeni Türkiye'nin en büyük özelliğinin, demokrasi ve özgürlüklerin yok hükmünde olması olduğunu iddia etti.

Yıllarca siyasi davaların arkasındaki kumpasları söylediklerini, bugün bazı siyasi davalardaki siyasi kumpasların ortaya çıktığını, bazılarındakilerin ise halen görmezden gelindiğini ifade eden Ağbaba, "AKP'nin iktidara geldiği günden beri uğraştığı bir kesim var, gençlik; özellikle de solcu, devrimci, aydınlığa ve demokrasiye tutkuyla bağlı öğrenci gençliği. Çünkü AKP'nin en büyük korkusu gençler. Gençler, polis tarafından dövüldü, öldürüldü, cezaevine yollandı" diye konuştu.

Cezaevinde yatan öğrencilerden örnekler veren Ağbaba, şunları söyledi:  "Cihan Kırmızıgül, sadece bir poşudan yıllarca cezaevinde yattı ve hüküm giydi. Mersin Üniversitesi öğrencisi Duygu Kerimoğlu, Facebook'ta Redhack ile haberi paylaştığı için aylarca cezaevinde terör örgütü üyeliğinden yattı. Dicle Üniversitesi öğrencisi Rıdvan Çelik, 1 Mayıs kutlamalarına katıldığı için ve slogan attığı görüntüsü olduğu için ceza aldı. Erasmus kapsamında Fransa'daki Lyon Üniversitesi'nden Anadolu Üniversitesi'ne gelen Sevil Sevimli, 1 Mayıs gösterisine ve Grup Yorum konserine katıldığı için terör örgütü üyesi olmakla suçlandı. Erdal Kozan, 18 Haziran gezi eylemlerine katıldığı için gözaltına alındı, LYS'ye elleri kelepçeli götürüldü. Bu isimler kumpas kurulan gençlerden sadece birkaçı."

- Che, Deniz Gezmiş ve İbrahim Kaypakkaya'nın resimlerini gösterdi

Veli Ağbaba, Che, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya'nın resimlerini göstererek, gençlere yönelik kurulan kumpaslardaki suç delillerini paylaşmak istediğini ifade etti. Ağbaba, şöyle konuştu:

"Deniz Gezmiş, Mahir Çayan veya İbrahim Kaypakkaya'yı anmak, parasız eğitim pankartı, terör örgütü üyeliğinde delil oldu. Grup Yorum bileti satmak ceza alma sebebi. Yasal olarak satılan Marx'ın kitabı, cumartesi annelerine destek vermek, 8 Mart'ı kutlamak, ÖDP, ESP, TKP, BDP, halkevleri binalarına girip çıkmak, 1 Mayıs, 8 Mart eylemlerine veya YÖK protestosuna katılmak, parasız sağlık ve ulaşım hakkı talep etmek, anadilde eğitim talebinde bulunmak, Grup Munzur konserinin düzenlenmesine yardımcı olmak ve bilet satmak, Munzur Vadisi'ne yapılacak Hidroelektrik Santrali'ne karşı çıkmak terör örgütü üyeliği için delil oldu.

Öğrencilerin terör örgütü üyeliğine delil olarak gösterilenler ise tam bir komedi: Yumurta, kırmızı kırık bir şemsiye, fular ve atkı, naylon düdük, saç bandı, megafon, boş pet şişeler, Grup Yorum bileti, Komünist Manifesto, duvar takvimi, yelek, tişört, yaş pasta, mp3 çalar, Kazım Koyuncu belgeseli."

Ağbaba, Malatya davasındaki kumpasın halen görülmediğini iddia ederek, "Bir kumpas varsa, sadece AKP'ye dokunuyorsa gündem olabiliyor. Malatya Davasındaki gençlerin iddianameleri aynı kumpas mahkemeleri tarafından hazırlandı. Malatya'da öğrencilere haksız cezalar veren mahkeme ile Zirve Yayınevindeki kararlara imza atan aynı mahkeme. O davadaki katiller serbest, bu öğrenciler halen cezaevinde" dedi.

Cezaevindeki öğrencilerin yoksul aile çocukları olduğunu belirten Ağbaba, " Ergenekon, Balyoz, Odatv, KCK, askeri casusluk davalarında kumpaslar ortaya çıktı, o insanlar tahliye edildi, ancak aynı özel yetkili mahkemeler tarafından verilen cezalar onaylandı ve çocuklar cezaevinde çürüyor" diye konuştu.

Ağbaba, 3 binin üzerinde üniversite öğrencisinin cezaevinde çürümeye terkedildiğini savunarak, "AKP yönetimi üniversiteleri medreseye, cezaevlerini üniversiteye çeviriyor" dedi. - TBMM