CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Seçim bildirgemiz üzerinde çalışıyoruz, değişik projeler üretmeye çalışıyoruz. Onlar üzerinden birden fazla ekibimiz özel bir çalışma yapıyor. O çerçevede biz de toplumun önüne çıkacağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, NTV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"30 Ağustos törenlerinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile cep telefonuna bakıp gülümsediklerinin" hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun, telefonundan, Amerika'daki torununu gösterdiğini, sohbetlerinin torunları üzerine olduğunu söyledi.
Eşini soran Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'na, "torunuyla ilgilendiğini" söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, Başbakan Davutoğlu'nun, eşinin telefonunu alarak, torununun yerde oynarken görüldüğü fotoğraflarını gösterdiğini kaydetti.
Fotoğraflara büyük bir keyifle baktıklarını belirten Kılıçdaroğlu, torunların ne kadar önemli olduğunu konuştuklarını, "Allah'tan bu sevgiyi herkese nasip etmesini ve uzun ömür dilediklerini" aktardı.
"Koalisyon döneminde ilişkiler gerilmişti, biraz yumuşadı diyebilir miyiz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Benim açımdan herhangi bir gerginlik, gerilim söz konusu değil. Ama tabi kişi, eğer kendisini başka bir otoritenin baskısı altında hissederse doğal olarak o gerginlik ortaya çıkabiliyor" diye konuştu.
"Geçici seçim hükümetini nasıl buldunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Başbakan'ın güvenmediği bir kabine. Neye dayanarak bunu söylüyorum. Bugünkü Resmi Gazete'ye dayanarak söylüyorum. Bütün atamalar aşağı yukarı durdurulmuş vaziyette. 'Benden izin almadan hiçbir bakan adım atamayacak, bu bakanlara güvenmiyorum, benim sözümden kimse çıkmayacak, yasal olan bir süreç dahi tamamlanırken, benden izin alacaksınız' diyor. Bu güvensizlik üzerine inşa edilen bir kabinenin, Türkiye'ye yarar getiremeyeceğini üç aşağı beş yukarı aklı başında olan herkes tahmin eder" yanıtını verdi.
"Seçim hükümetinde CHP neden yok? Başbakan Davutoğlu da 'Sorumluluktan kaçıyorlar' dedi" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Biz sorumluluktan kaçsaydık, Adalet ve Kalkınma Partisi ile oturup, 'gelin 4 yıllık süre için koalisyon kuralım' demezdik. Şimdi mevcut bakanlar, seçime kadar hangi sorumlulukları üstlenecekler? Bir bakan düşünün, atama dahi yapamıyor. Bu kabinede yer almak ne demektir?" dedi.
"Siz, bakanlık koltuğuna oturacaksınız, altınızda arabalar olacak, eliniz, kolunuz bağlı olacak, ondan sonra da 'ben bakanım' diye gezeceksiniz" diyen Kılıçdaroğlu, CHP'nin hukukun üstünlüğüne inanan, demokrasiyi, milli iradeyi savunan, bunlara saygı duyan bir parti olduğunu söyledi.
"Bu mu milli iradeye saygı duymak?"
Seçimlerin yenilenmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi biz tekrar seçime niye gidiyoruz, hangi gerekçeyle gidiyoruz? Millete dönüp diyoruz ki 'Sen oy verdin ama senin iradeni saymıyoruz, ta ki benim söylemlerimi kabul edinceye kadar tekrar seçime gideceğiz.' Bu mu milli iradeye saygı duymak? Bugüne kadar cumhuriyet tarihinde işlememiş bir süreci sıfırdan başlatıp toplumu tekrar seçime götürmek doğru bir süreç değildi. Bu sürecin içinde de CHP'nin yer alması doğru değildi" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, en başından beri tutarlı, kararlı, ülkeyi düşünen sorunlu bir anlayışla yola çıktılarını ve görüşlerini ifade ettiklerini aktardı.
"HDP Grup Başkenvekili İdris Baluken'in bir soru üzerine, 'Önümüzde bir seçim süreci var, AK Parti'nin devlet olanaklarından tamamıyla yararlanmasının önüne geçmek adına, biz, HDP olarak o hükümetin içinde olmayı tercih ettik' dediğinin" hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "İkinci bir soru soruldu mu acaba 'Nasıl geçeceksiniz' diye? Kendi müsteşarlarını tayin edebilecekler mi?" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin sorunlarının iki aylık bir sürede çözülemeyeceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bir siyasal parti yönetimde yer almak istiyorsa, var olan sorunları çözme iddiasıyla yönetimde yer alır. Ben sorunları çözmeyip de erteliyorsam, benim orada işim yok. Halkın önüne hangi gerekçeyle çıkacağım" diye konuştu.
Türkiye'nin çözüm bekleyen temel sorunlarının olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu sorunların etrafında bile dolaşamayacaklarının gelecek günlerde görüleceğini savundu.
"Davutoğlu kabinesine güvenmiyor"
"Seçim hükümetinde itiraz ettiğiniz isimler var mı?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, kabineyi tartışmanın doğru olmadığını söyledi.
Türkiye'de hukukun olmadığını, demokrasinin kanadığını, anayasanın askıya alındığını ileri süren Kılıçdaroğlu, koltukları usülen doldurulan Bakanlar Kurulunun, "etkisiz eleman" konumunda bulunduğunu iddia etti.
Başbakan Davutoğlu'nun, "Türkiye'nin renklerini barındıran bir Bakanlar Kurulu oluşturduk" sözlerinin hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, "Hangi renk Allah aşkına? Hangi renklerden oluşuyor bu kabine? Hangi sorunu çözecek? Bir kere Sayın Davutoğlu kendi kabinesine güvenmiyor. Güvenmediği için Resmi Gazete'de genelge çıkardı. 'Benden izin almadan adım atmayacaksınız' diyor. Hangi sorunları çözecek? Söylemle eylem arasındaki farkı görmemiz lazım" dedi.
Davutoğlu'nun genelge ile bürokratlara "Başbakan benim, senin bakanın talimat verse dahi sen bunu yapmayacaksın, çünkü senin güvencen benim" dediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "O bakanlar bunu fark ediyor mu, fark ettiler mi, hala koltuklarında oturuyorlar mı acaba? Bu gerçeklerin bilinmesi lazım. Bilmiyorlarsa emin olun bugün uyanmaları lazım" diye konuştu.
"Hakkımız olanı tarihe not düştük"
Devlette 27,5 yıl çalıştığını, Bakanlar Kurulu'nun nasıl kilitleneceğini, koalisyonun nasıl işlevsiz hale getirileceğini bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu gerçekleri bildikleri için seçim hükümetinde yer almadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na genelge çıkarma fikrini bürokratlarının verdiğini ileri sürdü.
"MHP'den Tuğrul Türkeş'in kabinede yer almasının" sorulduğu Kılıçdaroğlu, kişi bazında konuşmak istemediğini kaydetti.
En çok oyu alan ikinci partinin genel başkanına, anayasal teamüllere göre görev verilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Anayasayı açıkça çiğneyen, hukuku, teamülleri yok sayan bir anlayışın egemen olduğu bir kabinede siz nasıl görev alacaksınız, nasıl milletvekili vereceksiniz, 'sen git, bakan ol' diye. Ahlaka, hukuk anlayışına, demokrasiye sığar mı bu" değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sarayın yolunu bilmeyene görev vermem" dediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz onun bulduğu şekilde yolumuzu bulmayız. O nasıl yolunu buluyor, ben gayet iyi biliyorum. Kaçak sarayın nerede olduğunu da çok iyi biliyorum. Onun bir endişesi vardı, 'Ya Kılıçdaroğlu hükümet kurarsa ne olacak?' Korkunun egemen olduğu bir anlayışla, bize görev vermekten çekindi. Biz, onun yaptığı gibi mağduriyet edebiyatı da yapmayacağız. Biz, hakkımız olanı tarihe not düştük. Tarih bunların hepsini yeri geldiğinde toplumun önüne koyacaktır."
"Koalisyon kurma gücümüz var"
Muhafazakarlığın, "teamüllere bağlılık" olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, muhafazakarlık kavramının bile ayaklar altına alındığını ileri sürdü.
"Görev verilseydi hükümeti kurardım diyebiliyor musunuz?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Evet" yanıtını verdi. "Kimle kuracaktınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "O ayrı, ama kurardık. Biz daha özel görüşme yapmadık" karşılığını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ikna edebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Uzun süreli mi kuracağız hükümeti kısa süreli mi kuracağız? Kısa süreli kurulacaksa hangi tarihe kadar kurulacak? Kısa süreli hükümet bir koalisyon hükümeti mi, azınlık hükümeti mi olacak? Kısa süreli hükümetin başbakanı kim olacak? Kısa süreli hükümet, bir erken seçime kadar hangi takvimden, anlayıştan, yol haritasından yola çıkacak bunları düşünüp, aklımızı, mantığımızı egemen kılıp, Türkiye'nin sorunlarını masaya yatırıp kuracaktık, niye kurmayalım" diye konuştu.
Kişisel çıkarlarını düşünmediklerini, koltuk hırsına kapılmadıklarını, vatandaşları ötekileştirmediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu nedenle koalisyon kurma güçlerinin olduğunu söyledi.
Parlamentoda sadece CHP'nin bütün partilerle, taraflarla görüşebildiğini belirten Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin de HDP Eşbaşkanı Demirtaş'ın da "koalisyonda mutlaka CHP olmalıdır" dediğini hatırlattı.
"Seçim bildirgemiz üzerinde çalışıyoruz"
Milli iradeye göre bir koalisyon kurulması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, vatandaşlardan, koalisyon kuramayan partilere, "Benim irademi niye çiğnedin, neden beni tekrar sandığa götürüyorsun" demesi gerektiğini söyledi.
"Bana görev verilseydi, 'MHP ile HDP'yi yan yana getirebilirdik' mi diyorsunuz?" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, "Hayır, ben öyle bir cümle kullanmadım" dedi. "Bahçeli'yi nasıl ikna edecektiniz" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, "Konuşurduk, ikna etmeye çalışırdık. Bir görüşmemiz olmadı ama konuşurdum, kendisini ikna etmeye çalışırdım. Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar meydanda" diye konuştu.
MHP'nin ve CHP'nin, seçim bildirgesindeki hedefleri konuşarak, 17-25 Aralık dosyalarını masaya koyabileceğini, emekliye iki maaş ikramiye verebileceğini, asgari ücreti bin 500 lira yapabileceğini, vatandaşı borç batağından kurtarabileceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bunları anlattığımız zaman, elbette Sayın Bahçeli'nin de itiraz edecek bir şeyi, önerisi olursa dinlerdik. Bizim koalisyon ya da azınlık hükümeti kurma şansımız çok daha yüksekti. O şans verilmedi, bilinçli olarak verilmedi. Anayasa, teamüller çiğnendi ve verilmedi" dedi.
"Yaptığınız muhalefetin sizi bağladığını düşünmüyor musunuz" sorusu üzerine, Kılıçdaroğlu, anayasal bir gerek olursa, olağanüstü bir durum çıkarsa Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na gidebileceğini, kendisine hükümet kurma görevinin verilmesinin de anayasal bir gerek olduğunu söyledi.
"Seçim hazırlığı bakımından nasıl bir noktadasınız" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Seçim bildirgemiz üzerinde çalışıyoruz, değişik projeler üretmeye çalışıyoruz. Onlar üzerinden birden fazla ekibimiz özel bir çalışma yapıyor. O çerçevede biz de toplumun önüne çıkacağız" yanıtını verdi.
"Milletvekili çıkarılmayan yerlerde değişikliğe gidilebilir"
"Milletvekili listelerinde değişiklik görecek miyiz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Büyük ölçüde olmayacak. Zaten ön seçimle geldi bizim milletvekillerimizin büyük bir kısmı, onlar sadece yemin etti, hiçbiri yasama görevinde bulunmadı, komisyonlar oluşturulmadı, parlamentoda bir olayı tartışma, düşünce açıklama gibi bir ortam da oluşmadı. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız, olağanüstü bir durum olmazsa, milletvekili listelerinde yer alacaklar" dedi.
"Yeni isimler görecek miyiz listede?" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Dar bir kontenjan var, nerelerde hangi arkadaşlarımızı kullandığımız ya da yerleştirdiğimiz... Kendi aramızda, partinin merkez yönetiminde bunu konuşacağız, parti meclisine bunu taşıyacağız, konuşacağız, listeler olgunlaşacak. Bir isim vermek için çok erken" yanıtını verdi.
"Partinin yeterli olamadığı illerde bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceğinin" sorulduğu Kılıçdaroğlu, özellikle CHP'nin milletvekili çıkaramadığı illerde bir değişiklik olabileceğini söyledi.
Seçimde, geçen seçimlerdeki dili kullanacaklarını, toplumun sorunlarına değineceklerini, çözümleri ifade edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, yaşam tarzı, inanç, etnik kimlik üzerinden ayrım yapmamaya, toplumun bütün kesimlerini kucaklamaya, temel sorunların çözümüne yönelik düşünceleri aktarmaya devam edeceklerini kaydetti.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?