CHP Genel Sekreteri ve İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, partide kurultay tartışmalarıyla ilgili olarak, "Partinin önünden geçerken hasbelkader partiye gelip, üye olup, bir dönem vekil olurken bu partide genel başkan adayı olunmaz" dedi.
Tekin, Meclis'te kaydını yaptırdıktan sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"Maalesef 24. Dönemimiz talanla bitti, 25. ara dönem yalanla bitti, inşallah bu dönem yalansız, talansız Türkiye'nin birikmiş sorunlarını çözebilecek bir Parlamento dönemi olur" diyen Tekin, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na sorması gereken bazı soruları olduğunu belirtti. Tekin, "Suruç ve Ankara katliamlarından sonra Türkiye'de IŞİD terör örgütü ile ilgili hangi çalışmalar yapıldı? Tanımlama konusunda netlik var mı yok mu? Türkiye'de IŞİD konusunda çalışma varsa hangi boyuttadır? Çalışma varsa, iki gün önce Paris'teki olaydan sonra Gaziantep'in ortasında bir kutlama, sevinç töreni yapabilecek boyuta gelmişse bu örgüt, Hükümet'in bugüne kadarki çalışmaları hangi boyuttadır? Anamuhalefet olarak çok merak ediyoruz" diye konuştu.
"G20 Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı ön plandaydı, Başbakan pek görülmedi, ne diyorsunuz?" sorusuna Tekin, "Gelmeden önce de 2008 yılından itibaren bütün bu toplantılara baktık. Maalesef yeni bir model... Daha yeni seçimden çıkmış, hatta gazetelerin manşetlerine baktığımızda Ahmet Hoca zaferinin sonlandığını da görüyoruz, bu gerçekten nezaket kurallarını bırakın siyasal olarak bunun karşılığına ama nezaketen de çok inciticidir. Sayın Davutoğlu bu konuda ne düşünüyor, nasıl bir tavır alacak doğrusu çok merak ediyorum. Eğer bugün bu konuda tavırsız kalırsa, yarın Parlamento işleyişinde hangi tavır içinde olacağını hepimiz merakla bekliyoruz ve izleyeceğiz, üzücü" karşılığını verdi.
CHP içindeki olağanüstü kurultay tartışmalarına ilişkin soruya karşılık Tekin, şunları söyledi:
"Sanki CHP'nin birinci önceliği kurultay, parti içi çalışma gibi yansıtılsa da seçimden sonra sadece Türkiye meseleleriyle meşgulüz. Ülkenin önünde çok ciddi meseleler var. Dilim varmıyor söylemeye. Coğrafyamızın bir bölgesinde sıkıyönetim, Vietnam manzaraları ile karşı karşıyayız. Barışımızın, kardeşliğimizin kırılgan olduğu ortamda CHP'yi sanki iç tartışması varmış gibi yansıtmak doğru değilidir. CHP, toplumun yüzde 100'ünün sigortası olabilecek partidir. Önümüzdeki süreçte barışın nasıl sağlanabileceğine ilişkin ciddi çaba sarf ediyoruz. Nasıl ki 1 Mart Tezkeresi döneminde uyarılarımızı yaptıysak, bugün de uyarılarımızı Sayın Davutoğlu'na yapma ihtiyacı duyuyoruz. Parti'de hiçbir alev yok. Ben bu partinin içinde büyüdüm. Ben çok da anlamlı bulmuyorum, onu da açık ve net söyleyeyim. Partinin önünden geçerken hasbelkader partiye gelip, üye olup, bir dönem vekil olurken bu partide genel başkan adayı olunmaz. Bu partinin kültürü başka bir şeydir, bunu herkes bilecek. 1 Kasım'dan sonra tamamen Türkiye meseleleri ile odaklanmışız, arkadaşlarımızın demokratik talepleri olabilir, bu son derece doğaldır. 50 gün sonra kongremiz olacak, gelsin herkes demokratik yarış içinde olsun."
"Vefasızlık olduğuna inanıyor musunuz?" sorusuna da Tekin, "Vefa bir semt... Maalesef, keşke bir semt olmamış olsaydı. Vefa sadece bize özgü değil, Türk siyasetinde vefa ayaklar altında... Görmüyor musunuz, bugünkü operasyonlara bakın, nerede vefa?" dedi.
-"CHP tarihinde böyle bir şey olmamış"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da bir soru üzerine Silvan'da 12 günlük sokağa çıkma yasağı sırasında yaklaşık 10 bin kişinin evlerinden göç ettiğini anımsatarak, "Kurşunlanmayan, hasar görmeyen ev yok neredeyse 3 mahallede. Sivil insanlar yaşamını yitirdi, asker ve polisler yaşamını yitirdi" ifadesini kullandı.
Kaymakam ve valilerin sokağa çıkma yasağı ilan etme yetkilerinin olmadığını, ancak sıkıyönetim ve OHAL durumunda sokağa çıkma yasağının ilan edilebileceğini dile getiren Tanrıkulu, "Hükümet, OHAL'i yeniden ilan eden hükümet konumuna düşmemek için vali ve kaymakamlara bu hukuk dışı, yasa dışı işlemi yaptırıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Bölgenin, 7 Haziran'dan sonra ateş çemberine dönüştüğünü" ifade eden Tanrıkulu, "Bölgede bir duygusal kopuş değil, bunu çok iyi tanıyan ve izleyen birisi olarak söylüyorum, bir kopuş yaşanıyor. Parlamento'ya bir güven, inanç kalmamış. Sorunların Ankara'dan çözüleceği noktasında bir inanç yok ortalama yurttaşımızda. 24. ve 25. Dönem'i biz boşuna harcadık burada. Türkiye'nin toplumsal barışını burada inşa edemedik. Umarım 26. Dönem'de Hükümet, Adalet ve Kalkınma Partisi çoğunluğu Parlamento'da kibirden, güçten vazgeçer ve birlikte uzlaşarak Türkiye'nin bu temel meselesini çözme konusunda birlikte adım atarız" diye konuştu.
" Samanyolu Grubu'na ait 14 kanalın Türksat uydusundan çıkarılmasına" ilişkin değerlendirmesi sorulan Tanrıkulu, "Türksat platformu aynı zamanda kamu hizmeti gören bir platformdur, bir yargı kararı olmadan, bir ticari işlemle buna son verilmesi kabul edilemez. Basın, medya özgürlüğüne tamamen aykırıdır. Fakat hükümet maalesef medya özgürlüğünü ayaklar altına almaya devam ediyor" yanıtını verdi.
CHP'deki kongre talepleriyle ilgili soru üzerine ise Tanrıkulu, "Şimdi olağan kongre bir yıl, altı ay sonra olsaydı ben de bu talebi haklı görürdüm" dedi.
Olağan kurultayın en geç ocak ayında toplanacağını hatırlatan Tanrıkulu, aynı anda iki kurultay yapmanın bir manası bulunmadığını söyledi. Tanrıkulu, "Benim bildiğim kadarıyla CHP tarihinde böyle bir şey olmamış. Yani seçimden hemen sonra bütün illerde, ilçelerde kongre sürecinde seçimin tartışıldığı bir ortam olmamış" ifadesini kullandı.
-"CHP'de bir liderlik sorununun olmadığını düşünüyorum"
CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu ise 26. Dönem'in çetin geçeceğini ve CHP olarak etkili bir muhalefet yapacaklarını belirtti. Pirinçle kayıt yaptırmaya gelen Gaytancıoğlu, AK Parti'nin tarım alanında çok yetersiz kaldığını savunarak, Edirne'deki pirinç üreticilerinin çok zor durumda olduğunu ve ürünlerinin neredeyse geçen senenin yarı fiyatına satıldığını aktardı.
CHP'de bir liderlik tartışması olup olmadığı sorusu üzerine Gaytancıoğlu, partisinde olağan kurultay sürecinin başladığını hatırlatarak, böyle bir ortamda 3,5 yıl önce seçilmiş kurultay delegeleriyle seçime gitmenin yanlış olduğunu dile getirdi. Gaytancıoğlu, "CHP'de bir liderlik sorununun da olmadığını düşünüyorum. CHP'nin lideri kamuoyunda ciddi bir olumlu hava estirmiştir, güven uyandırmıştır. Ancak tabii ki normal, olağan kurultayda liderlik yarışı da olacaktır. Kim kazanırsa bizim yeni liderimiz olacaktır. Ama ben Kemal Kılıçdaroğlu'nun partimizde ciddi bir hava yarattığını düşünüyorum. Partimizin sorunları varsa seçimdeki başarılar, başarısızlıklar her şey olağan kurultayda tartışılacaktır diye düşünüyoruz" dedi.
-"Koç'un açıklaması çok değerli".
CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, G20 Zirvesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iş adamlarına "Biraz az kazanın, kazandığınızı dar gelirlilerle paylaşın" ve iş adamı Ali Koç'un "Eşitsizliği gidermek için kapitalizmin ortadan kalkması gerekir" sözlerini nasıl değerlendirdiği sorusuna, kapitalizme, emperyalizme ve zenginin yoksulu sömürmesine karşı olduklarını söyledi.
"Az yiyin, yoksullara da kalsın" açıklamasının samimi ve insani olmadığını savunan Hakverdi, "Biz az yiyelim de biraz da bunlara bırakalım" lütfunun, sistemin ne kadar çarpık olduğunu gösterdiğini kaydetti. İş adamı Koç'un açıklamasının da benzer olduğunu, ancak kendisi için çok değerli olduğunu ifade eden Hakverdi, "Öyle bir yerden bu açıklamanın yapılması benim için çok kıymetlidir" dedi.
CHP'deki kurultay tartışmalarını nasıl değerlendirdiği ve "Kemal Bey kalmalı mı gitmeli mi?" sorusuna Hakverdi, şu yanıtı verdi:
"Kemal Bey'in genel başkanlığının devam etmesi, hele de şu dönem devam etmesi taraftarıyım. Çünkü Kemal Bey'in değişim rüzgarıyla vekil oldum ben. Ben milletvekili olmadan öne genel merkezin yolunu bilmiyordum. Milletvekili olduktan sonra öğrendim ve halen de karıştırırım. Bu Kemal Bey'in sayesinde olmuş bir şey. Partide bir değişim var. Sokaktan, tabandan gelen, halkla iç içe olan arkadaşlarımın temsili sağlandı. Bu değişimin devam etmesini istiyorum. Kemal Bey ile gelen değişim devam etsin, demokrasi kanalları daha da çoğalarak artsın, tabana daha hakim parti olalım. İktidarın yolu da buradan geçer. Bunu başlatan Kemal Bey ise bu değişimin devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum, o sebeple genel başkanımı destekliyorum. Ancak şunun da izahı yapılmalı. Bizim partimiz demokratik bir parti ve herkes aday olabilir. Olağanüstü kurultayı toplayabilirlerse kurultaya gidebiliriz, toplayamazlarsa zaten Ocak-Şubat'ta olağan kurultayımız yapılacak. Bu bir süreç. Bir sıkıntı yaşadık, beklediğimiz oyu alamadık. Tartışacağız, değerlendireceğiz ve partimizi daha iyiye evireceğiz. Bunun yolu da kurultaydır. Ama kırmadan, dökmeden... Bir süre sonra da kendi içimizdeki bu yarışı bırakıp ülke gündemine dahil olmamız gerekir."
Hakverdi, 25. Dönem'de, yemin töreni sırasında sol yumruğunu kaldırıldığı anımsatılarak, yarın aynı hareketi yapıp yapmayacağı sorusuna, "Dünyaya bakışımızı göstermek içindi. Biz dünyaya soldan, mazlumdan yana bakıyoruz. Bir anlayışı göstermek için o hareketi yapmıştım, artık anlaşıldığımı düşünüyorum. Yeni yeminde böyle bir şey yapmayacağım" dedi.
"Başka bir şey yapabilirsiniz. Ali Koç ile ortak bir eylem planlıyor musunuz?" sorusuna Hakverdi, "Keşke olsa... Ben çok memnun oldum. Zaten takip ediyordum. Gezi sürecinden takip ediyordum. Kısmi de olsa ortak baktığımız yönler var, niye olmasın? Ben küçük esnaflıktan geldim. İlkokuldan üniversiteye kadar nalbur dükkanımızda durdum. Benim küçük kardeşim, özellikle üniversite öğrencilerine bedava boya dağıtırdı. Babam, 'oğlum bedava dağıtıyorsun ama biz nasıl geçineceğiz?' derdi. Koç'un durumu bizden çok farklı, anlıyorum ama tek başına bir şey değiştiremez. Başka bir bakış açısı... Sisteme böyle bakabilmesi benim çok hoşuma gitti" diye konuştu.
Gazetecilerin "Sizin boyalar duvar yazısı mı oldu" sorusuna Hakverdi gülerek, "Öğrenci evi boyası oldu ama duvar yazısı olarak kullanan var mıdır bilemem" dedi.
Son Dakika › Politika › Milletvekilleri Kayıt Yaptırıyor - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?