Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 1915 olaylarına ilişkin, "Kimsenin Türkiye'ye 100 sene önce olmuş olan bir olaydan dolayı, bizim de tarihimizin acı sayfalarından birisini oluşturan olaydan dolayı kimsenin Türkiye'yi köşeye sıkıştırmasına, kimsenin Türkiye'ye dayak atmasına müsaade etmeyiz" dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi tarafından düzenlenen "Tarihsel Veriler Temelinde 100. Yılında 1915 Olaylarına Hukuki Bakış" konulu uluslararası sempozyuma katıldı. The Green Park Hotel'de gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmasını yapan Kurtulmuş, "Ermeni meselesi uzunca bir süredir Türkiye ile ilgili zaman zaman Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için kullanılan önemli tarihteki olaylardan birisinin gündeme getirilerek Türkiye'nin köşeye sıkıştırıldığı bir siyasi araç haline dönüştürülmüştür. Bu siyasi araç zaman zaman Asala terör örgütü olmuş, zaman zaman bir takım lobilerin eliyle ortaya konulan Türkiye aleyhtarı fikirler olmuş, zaman zaman bazı ülkelerin parlamentolarında Türkiye'ye karşı bir takım kanun tekliflerinin geçirilmesi şeklinde olmuş, zaman zaman üniversitelerin konferans salonlarında bilimsel görünümlü müzakereler olmuş. Velhasıl farklı amaçlarla da olsa aslında amacı farklı görüntülerde de olsa hakikati ortaya koymaktan ziyade amacı Türkiye'nin köşeye sıkıştırılması, Türkiye'nin tarihteki büyük acılardan istifa edilerek bir türlü siyaseten dayak atılması şeklinde birçok projenin uygulandığını görüyoruz" diye konuştu.
"ORADA ÖLEN, ÖLDÜRÜLEN ERMENİ DE, ORADA ÖLEN ÖLDÜRÜLEN MÜSLÜMAN DA HEPSİ BU TOPRAKLARIN ÇOCUKLARIDIR"
Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"100. yıla gelindiğinde yani 2015 yılına gelindiğinde 1915 olaylarıyla ilgili sözlerin daha fazla arttırılacağı ve Türkiye'nin bu konuda daha fazla köşeye sıkıştırılacağını biliyoruz. Türkiye olarak bizim 1915 olaylarıyla ilgili tavrımız, iki önemli noktada özetlenebilir. Bunlardan birisi Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanken iki sene evvel 24 Nisan'da yapmış olduğu açıklamada özetlediği görüştür. Yani biz 1915 olayları sırasında hayatını kaybeden bütün Osmanlı yurttaşlarına taziyelerimizi bildiriyoruz. O olaylarda hayatını kaybeden Ermeniler de, olaylarda hayatını kaybeden Müslümanlar da Osmanlı yurttaşlarıydı. Bu toprakların insanlarıydı. Bir büyük medeniyetin paydaşlarıydı ve asırlarca dost olarak yaşadığımız insanlardı. Dolayısıyla Anadolu topraklarında asırlarca dost olarak yaşayan Anadolu halklarının 1. Dünya Savaşı şartları sırasında ortaya çıkmış büyük acılarını kimsenin istismar etmesine müsaade etmeyiz. Orada ölen, öldürülen Ermeni de, orada ölen öldürülen Müslüman da hepsi bu toprakların çocuklarıdır. Bizim tarihimizin birikimidir. Acı sayfalarıdır ama bizim tarihimize ait acı sayfalarıdır. İkinci görüşümüz, biz eğer 1915 olaylarının üzerinde bugüne ait bir takım siyasi sözler söylemek istiyorsak bu iş başka ama 1915 olayları üzerinden hakikati ortaya koymak istiyorsak, Türkiye hakikati araştırmak isteyen herkese karşı 1915'te ne oldu bunu tarihi gerçekleriyle, gerekçeleriyle ortaya koymak isteyen herkese karşı son derece açık olduğunu da ifade ediyor."
"KİMSENİN TÜRKİYE'Yİ KÖŞEYE SIKIŞTIRMASINA, KİMSENİN TÜRKİYE'YE DAYAK ATMASINA MÜSAADE ETMEYİZ"
En son 19 Mart 2015 tarihinde İstanbul'da dünyadaki bütün devlet arşivlerinin genel müdürlerinin toplantısında açılış konuşmasını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kapanış konuşmasını ise kendisinin yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, "Orada her ikimizin de ifade ettiği şu görüş Türkiye'nin gerçekten ne kadar açık sözlü ve açık yürekli olduğunun da ispatıdır. Buyurun hodri meydan, hakikati araştırmak isteyen herkes için Türkiye'nin bütün arşivleri hazırdır, emirlerine amadedir. Buyursunlar gelsinler, araştırmalarını yapsınlar. Bu kadar açık bir şekilde biz bunları söylerken maksatları bu değil de Türkiye'yi siyaseten köşeye sıkıştırmak isteyenlere karşı da kusura bakmasınlar kimsenin Türkiye'ye 100 sene önce olmuş olan bir olaydan dolayı, bizim de tarihimizin acı sayfalarından birisini oluşturan olaydan dolayı kimsenin Türkiye'yi köşeye sıkıştırmasına, kimsenin Türkiye'ye dayak atmasına müsaade etmeyiz. Böyle bir şey olmaz" ifadelerini kullandı.
"BUNU BİR ERMENİ'YE DEDİRTEN BİR KÜLTÜR VARSA O KÜLTÜRDEN ZULÜM, O KÜLTÜRDEN DÜŞMANLIK SADIR OLMAZ"
13. yüzyıldan beri Müslümanlar'la Ermeniler'in yakın ilişkiler içinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Sazımız, sözümüz, ağıtımız, türkümüz hepsi bir oldu. Hepsi gerçekten dostluk ve kardeşlik ikliminde yoğruldu" dedi.
Türkiyeli bir Ermeni'nin Erzincanlı Bluz Hovhannes'in türküsündeki sözlerin nasıl Türkler'le Ermeniler'in, Müslümanlar'la Ermeniler'in iç içe geçtiğini gösteren sadece güzel örneklerden birisi olduğunu kaydeden Kurtulmuş, "Yeri yeri gavur oğlu, götür bizden muhal sözü. Ben Hovhannes keşiş oğlu, ben Müslüman molla gazi. Bunu bir Ermeni'ye dedirten bir kültür varsa o kültürden zulüm, o kültürden düşmanlık sadır olmaz. Bunu asırlar boyunca yaşamış olan yüz binlerce, milyonlarca Ermeni'nin düşüncelerini, yaşadıklarını çok güzel bir şekilde Erzincanlı Hovhannes bu mısralara döküyor" şeklinde konuştu.
Tarihin bütün dostluklara rağmen büyük kederler ve acılar üzerinden konuştuğunu söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bugün Ermeniler'le, Süryaniler'le, Anadolu'nun kadim gayrimüslim unsurlarıyla asırlar boyunca süren dostluklarımız onların türkülere, şarkılara yansımış olan şeklinde değil de acılar ve hüzünler üzerinden tarihin konuştuğunu görüyoruz. Her zaman bu topraklar Yunus Emre'nin dili üzerinden dostluğun, kardeşliğin, paylaşmanın ülkesi olmuştur. Bir Türkmen Türk, bir Müslüman Kürt, bir Ermeni, bir Rum, bir Süryani her kim ne biliyorsa o ona onu öğretmiştir."
"GAVUR BİZİM İÇİMİZDEKİ GAYRİMÜSLİMİN ADI DEĞİL"
Kurtulmuş, gavur kelimesinin gayrimüslime verilen bir isim olmadığını, zalime, despota, insanlara zulüm edenlere verilen isim olduğunu belirterek, "Çocukluğumuzda İstanbul'da Kumkapı'daki Ermeni çocuklarıyla oynayan Müslüman çocuklara anneleri derdi ki, 'Sakın ha Ermeni çocuklarına gavur demeyin' ya da Kurtuluş'taki Rum çocuklarına 'Sakın ha Rum çocuklarıyla sokakta oynarken gavur demeyin.' Gavur başka birisi. Gavur Çanakkale'de bu ülkeyi işgal etmek üzere gelen emperyalistlere verilen ad. Gavur bizim içimizdeki gayrimüslimin adı değil" diye konuştu.
Yunus Emre'nin dizelerini de okuyan Kurtulmuş, "Kamu alem birdir bize diyebilen bir medeniyetin çocuklarıyız. Tarihimizi açıklamak. Tarihimizi incelemek isteyenler varsa buyursunlar bunları da incelesinler. Ama 1915'in o karanlık ortamı içerisinde 1. Dünya Savaşı demiyorum ben ona 1.Paylaşım Savaşı'nda Türkiye'yi de Anadolu topraklarını da, Osmanlı topraklarını da paylaşmak isteyenlerin ortaya çıkardığı o zulmet havası içerisinde ne yazık ki büyük acılar yaşandı. Bunları hepimiz biliyoruz" dedi.
"ERMENİ MESELESİNİ KENDİLERİ İÇİN SİYASİ KOZ HALİNE GETİRMEK İSTİYORLARSA BEYHUDE UĞRAŞMASINLAR"
"Bütün tarihi vesikalarımız üzerinden 1915 olaylarını tartışmaya hakikatin ne olduğunu hep beraber araştırılmasına destek olmaya hazırız" ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Birileri Ermeni meselesini yaşanan acıları kendileri için siyasi koz haline getirmek istiyorlarsa beyhude uğraşmasınlar. Buna güçleri yetmez. İlla bir takım acılar üzerinden siyaset yapmak istiyorlarsa hodri meydan. Senegal'deki Fransızlar'ın, Afrika Kıtası'ndaki Fransızlar'ın ismini siz koyun. Büyük acı mı dersiniz, insanların esir olarak alınıp çalınıp Amerika'ya ve Avrupa'ya satılması mı dersiniz yoksa büyük acı mı dersiniz, ismini siz koyun" şeklinde konuştu. - ANKARA
Son Dakika › Politika › Tarihsel Veriler Temelinde 100. Yılında 1915 Olaylarına Hukuki Bakış Sempozyumu - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?