Son çeyrek #10 - Son Dakika
Spor

Son çeyrek #10

Son çeyrek #10

Enler Haftanın koçu: Dragan Sakota (Kızılyıldız) Haftanın takımı: Anadolu Efes Haftanın oyuncusu: Tyrese Rice (Panathinaikos) Haftanın hayal kırıklığı: Armani Milano CSKA Moskova-Zalgiris Kaunas Zalgiris karşılaşmanın ilk çeyreğinde Martinas Geben ile pota altında etkiliydi.

09.12.2019 08:14

Enler




Haftanın koçu: Dragan Sakota (Kızılyıldız)
Haftanın takımı: Anadolu Efes
Haftanın oyuncusu: Tyrese Rice (Panathinaikos)
Haftanın hayal kırıklığı: Armani Milano








CSKA Moskova-Zalgiris Kaunas


Zalgiris karşılaşmanın ilk çeyreğinde Martinas Geben ile pota altında etkiliydi. Koç Sarunas Jasikevicius, CSKA’nın forvetlerdeki fizik üstünlüğünüve pota altındaki Kyle Hines faktörünü minimize etmek adına Martinas Geben’i oyuna aldı ve Zalgiris kısalarıağırlıklı olarak her Geben’le buluşturmaya çalıştı. Zalgiris ikinci çeyrekte de topu pota altına indirerek fark yarattı.Özellikle Jock Landale ve Nigel Hayes gibi iki mobil uzuna sahip olması, Zalgiris’e pota altından sayı üretme fırsatı verdi. CSKA Moskova’da gidişatı değiştiren hamle ise koç Dimitris Itoudis’in Janis Strelnieks’i oyuna alması oldu. İlk bir buçuk çeyreklik bölümde hücumda Mike James’in sonuçsuz penetreleri ve bire bir eksenli oyunlarından bir top yönlendiriciyle set hücumlarına geçiş yapan CSKA Moskova, Janis Strelnieks önderliğinde Ron Baker ve Daniel Hackett gibi yan parçalardan verim alarak maçta momentumu ele geçirdi. Janis Strelnieks liderliğinde takım, özellikle Kyle Hines’ın ve fizik olarak avantajlı olan forvetlerinin perdelemeleriyle hücumda akışkanlık kazandı. Mike James, düzen içi penetrelerle maça ısınmaya başlarken; Ron Baker da Rusya’daki en iyi maçını çıkarttı. Son çeyrekte ise maçta hücumu tamamen kısalar dikte etti. Perdeleme sonrası gelen dış şut setleri ve yavaş ayaklı uzuna karşı içeriye penetreler en önemli hücum silahlarıydı. Uzatmaya giden karşılaşmada uzatma bölümünün yıldızı ise gün boyunca beklentilerin altında kalan Mike James oldu. Mike James, Zalgiris Kaunas koçu Sarunas Jasikevicius’un son topta kısayı uzunla bire bir savunma tercihini cezalandırıp gönderdiği üçlükle takımına galibiyeti getirdi.


Maccabi Tel Aviv-Bayern Münih


Bu sezonun en iyi savunma takımı olan Maccabi Tel Aviv, evinde Bayern Münih karşısında maça hücumda Tarik Black’i çok iyi kullanarak girdi. Black, Greg Monroe’nun ayaklarının yavaş olmasını bire birlerle çok iyi değerlendirdi. İkinci çeyrekte kısalara yapılan baskı, pota altında Greg Monroe’ya inen toplarda ikili sıkıştırma gelmesi ve Monroe’nun topla buluşabileceği açıların kapatılması, Maccabi’nin bu çeyrekte Alman ekibini sekiz sayıda tutmasını sağladı. Maccabi, özellikle kısalara yapılan tam saha baskıyla maçı koparttı. Kenardan gelen ekstra 28 sayılık Yovel Zoosman&Othello Hunter katkısı Maccabi Tel Aviv’e galibiyeti getiren bir diğer faktördü. Maccabi Tel Aviv, Bayern Münih’i iki çeyrekte tek hanelerde (sekiz sayı) tutarak maçı savunmasıyla kazandı.


Armani Milano-Kızılyıldız


Armani Milano koçu Ettore Messina, Kızılyıldız karşısında rotasyonda değişikliklerle maça başladı. Kötü giden maçlar sonrasında Aaron White’ı yeniden hatırlayan deneyimli koç, hücumda lider oyuncu olarak ise Sergio Rodriguez’i belirleyerek son haftalardaki karmaşayı önlemeye çalıştı. Armani Milano’nun bu maçtaki en büyük sorunu uzunlarının verimsizliği olurken, Kızılyıldız ise Lorenzo Brown’ın lider olduğu bir yapıyı tamamen oturtmaya başladı. Deneyimli koç Dragan Sakota, Kızılyıldız oyuncularının Milano uzunlarına karşı atletizm ve yırtıcılık avantajını değerlendirerek topu pota altına indirme yönünde bir strateji izledi. Uzunlar, içeriye inmeyen toplarda ise hücumda sürekli olarak perdeleme yaparak ya da ikili oyunlarda pasör görevi yaparak hücumda çeşitlilik sağladı. Nemanja Nedovic’in sahada olduğu dönemde lider rolünü üstlenen bir pasörle oynamanın avantajını değerlendiren Milano ekibi, maç için hamle yapsa da son çeyrekte Kızılyıldız’ın pota altındaki atletizm avantajı Sırbistan ekibine çok önemli bir galibiyet getirdi.


Real Madrid-Valencia


Bu karşılaşma herkesin beklediği gibi çok tempolu geçti. Real Madrid haftalardır istenen seviyeye bir türlü gelemeyen Fabien Causeur’ü geçiş hücumlarıyla birlikte yeniden devreye sokabildi. Valencia ise hücumda her zaman olduğu gibi pota altında Bojan Dubljevic ve Mike Toby’e top indirerek hücum stratejisini şekillendirdi. Jordan Loyd, geçiş hücumları ve deliciliğiyle fark yaratırken özellikle Real Madrid’in pota alını kapattığı dönemde tek skor opsiyonu olma özelliğini iyi kullandı. Bu durumun oluşmasında Real Madrid’in rotasyonu çok geniş tutmasının payı oldukça fazla. Maçın yıldızı ise 21 dakika gibi nispeten kısıtlı bir sürede 17 asist yaparak kulüp tarihinin Euroleague rekorunu kıran Facundo Campazzo oldu. Hücumda pas dağıtımı ve hücum temposunu çok iyi ayarlayan Campazzo, takımının bu karşılaşmada 111 sayı bulmasının baş mimarıydı. Real Madrid, Valencia kısalarının savunmadaki zaaflarını(özellikle topa baskı yapmamalarını) değerlendirerek üçsayılık atışlarda bu sezon Euroleague’in en yüksek yüzdelerinden birine (%58,6) erişti. Elbette bu durumun oluşmasında Facundo Campazzo’nun iyi top dağıtımının ve yüksek hücum temposunun payı oldukça fazlaydı.


Khimki-Barcelona


Maçın başında Khimki’nin savunmada topa baskı konusundaki sorunlarını iyi değerlendiren Barcelona, özellikle ikili oyunlar üzerinden topu Nikola Mirotic’e indirerek rahat sayılar buldu. Uzunlarınıdışarı çıkararak mobilize eden koç Svetislav Pesiç, hücumda istediği maksimum verimi almayı başardı. Khimki’de Janis Timma’nın yokluğu hücumda özellikle pas trafiğinin ritmine olumsuz etki etti. Ayrıca Alexey Shved’in dönmesiyle birlikte hücumda yine demokrasiden vazgeçip bir anlamda monarşiye dönüş yaptı Rusya ekibi. Shved, penetrelerde istediği fırsatları Barcelona’nın yardım savunması sebebiyle maç boyunca bulamazken dış şutlarda iyi bir gün geçirdi. Barcelona Nikola Mirotic ve Malcolm Delaney ikilisinin özel performansıyla maçı kazanmayı başardı.


Zenit-Asvel


Hafta içerisinde yeni bir idari yapılanmaya giderek Marko Popovic’e görev veren Zenit’te koç Joan Plaza göreve devam edecek. Bu kısmi yeni düzende Zenit’in ilk rakibi Asvel’di. Rusya ekibi karşılaşmada liderlik rolünü Alex Renfroe’ya teslim etti. Sezon başından bu yana bir türlüaradığı lideri bulamaması, en önemli saha içi sorunlarından biriydi Zenit için. Pota altında her fırsatta Gustavo Ayon’u temel alan ikili oyunlarla skor üreten Zenit, savunmada ise özellikle Edwin Jackson’ın bire birdeki yeteneklerini kullandığı pozisyonlarda yardım getirmekte eksik kaldı. Asvel’de Tonye Jekiri’nin standart performans vermeye başlamasıve bir anlamda mevsim normallerine dönmesi ise onların maç kazanmasını zorlaştırıyor. Zenit, sezon başından bu yana ilk kez yakaladığı iç-dış dengesiyle maçı kazandı.



Fenerbahçe Beko-Alba Berlin


Fenerbahçe Beko ilk çeyrekte bu sezon hiç olmadığı kadar iyi bir dış şut yüzdesiyle hücum etti. Bunun en önemli sebepleri ise Alba Berlin’in savunmada yumuşak olması,Fenerbahçe uzunlarının birer pas istasyonu olarak top dağıtacak alanı bulması ve Alba’nın oyuncu yapısı sebebiyle Fenerbahçe uzunlarının üçsayı çizgisinin dışında rahat alan bulması. İkinci çeyrekte Fenerbahçe’nin hücumda yanlış tercihler yapması ve topu yönlendiren oyuncuların da skorer olarak rol alma isteği, top kayıplarını beraberinde getirdi. Alba Berlin skorda dengeyi sağlamakla birlikte maçı da istediği tempoya getirmiş oldu. Temsilcimiz, savunma takımıkimliğini bir kenara bırakıp maçıyüksek tempo basketboluyla sürdürünce bu oyun yapısına daha yatkın olan Alba Berlin skorda öne geçti. Fenerbahçe, maçın son bölümünde topu pota altına indirmeyi hatırlayınca uzunlarının fizik üstünlüğüyle momentumu çevirdi. Bu sezonki en büyük problemi rakiplerine çok fazla hücum ribaundu vermek olan Sarı lacivertliler, maçın son topunda iki hücum ribaundu verince maçıuzadı. Uzatma bölümünde ise Alba’nın yorgunluğu, Fenerbahçe’nin penetrelerle ve perdelemeleri kullanarak sayı bulmasını sağladı. Özellikle hücumda Kostas Sloukas’ın ana yönlendirici olması, temsilcimize galibiyeti getirdi.


Panathinaikos-Olympiakos


Olympiakos, Yunan derbisinde pota altında Nikola Milutinov’un sertliğinden de faydalanarak içeriye gömüldü. Özellikle Nick Calathes’in şutunu maç boyunca riske eden Oly, bu kumarı kazandı. Calathes üç sayı çizgisinin dışından dokuzda sıfır atınca Panathinaikos’un hücum opsiyonlarından biri kısmen devre dışı kalmış oldu. Jimmer Fredette’in üzerinde sürekli olarak yardıma gelen ekstra bir oyuncu bulunması, şutör oyuncunun oyun ritmini bozdu ve o da büyük ölçüde devre dışı kaldı. Pana koçu Rick Pitino’nun ikinci çeyrekte Tyrese Rice’ı oyuna almasıyla birlikte Nick Calathes yönledirici rolüne geçerken; Rice, Panathinaikos’un ihtiyaç duyduğu skorer olarak devreye girdi. Geçiş hücumlarında ve uzunların perdelemeleri sayesinde bulduğu kısmen boş üç sayılık atış fırsatlarını iyi değerlendiren Rice, takımını öne taşıdı. Ancak Rice’ın üçüncü periyottaki düzen dışı şutları hücumda Panathinaikos’a ivme kaybettirdi. Aynı zamanda takımın dış savunması da oldukça aksadı. Son çeyrekte maç tamamen kısaların konuştuğu bir hal aldı. Bu durum formda bir Rice’a sahip olan Pana’ya yaradı. Oly’de ise Vassilis Spanoulis, son çeyrekte her zaman olduğu gibi topu ve hücumda tempo kontrolünü kimseye bırakmadı. Spanoulis, penetrelerle ve dış şutlarda forvetlerin fizik üstünlüğü sayesinde bulduğu alanları iyi değerlendirerek maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada ise Panathinaikos, pota altını zorlayarak sayı bulurken savunmada pota altını kapatıp forvetlere de yardım getirince maçı kazanmayı başardı. Maçın yıldızı 41 sayı atan Rice’tı. Calathes, 10 ribaundla takımına önemli ve ististnai bir katkı yaptı. Maçın x faktör oyuncusu ise Konstantinos Mitoglou oldu.


Baskonia-Anadolu Efes


Haftanın belki de en tek taraflı maçında temsilcimiz Anadolu Efes, rakibine deplasmanda yüksek tempo basketbolunu dikte ederek rahat bir galibiyet aldı. Temsilcimiz, ilk yarıda farkı 20 sayıya çıkararak maçı fiilen bitirdi. Efes’in ilk yarıda doğru yaptığı şeyleri şöyle sıralayabiliriz:

1) Forvetlerdeki fizik üstünlüğü oldukça iyi kullanıldı.2) Tornike Shengelia’yı yıpratmak adına pota altına çok fazla sayıda top indirildi. Tibor Pleiss ikili oyunlarda topla doğru açılarda olabilecek en ideal noktalarda buluşturuldu.3) Shane Larkin’in form durumu göz önünde bulundurularak hücumda özellikle geçiş hücumlarında her topu kullanmasına izin verildi.4) Larkin için ikili oyun setleri ve perdelemeler çok daha yoğun bir şekilde görüldü.5) Chris Singleton ve Rodrigue Beaubois gibi temel yan aktörlerin hücum içerisindeki rolü, uzunların da etkisiyle verimli hâle getirildi.6) Vasilije Micic, skorer rolünden ziyade top dağıtımıyaptıve hücumda temel pasör olarak konumlandırıldı.

Savunma konusunda ise Anadolu Efes yapması gereken en önemli doğruyu parkeye yansıttı. Rakip guard’lara top getirirken yapılan baskı ve savunmada kısaların penetrelerine yardım gelmesi, Baskonia hücumunu Tornike Shengelia ve Nik Stauskas’ın bireysel performansları üzerine yıktı. Kullanılan top sayısının ve temponun bu kadar yüksek olduğu bir maçta oyun kurucuların verimsiz olması, Baskonia’ya maçı kaybettiren önemli bir etkendi.

Kaynak: EuroSport.com

Son Dakika Spor Son çeyrek #10 - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement