AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, HDP'yi kastederek, "Bir taraftan silahı ellerinde tutup, diğer taraftan batıda demokrasi türküsü söylüyorlar. Buraya geldiklerinde onlara, 'ya silah ya barış, ya terör ya demokrasi, ikisi bir arada olmaz, silahları bırakın, gömün toprağa' deyin" dedi.
Davutoğlu, partisinin Bingöl PTT Meydanı'ndaki mitingindeki konuşmasına, Bingöllü yiğit Türkleri, Kürtleri, Zazaları selamlayarak başladı.
Bingöl'ü demokrasi destanının yazıldığı yer olarak niteleyen Başbakan Davutoğlu, Bingöl'e aşık olduklarını belirterek, "Bingöl Dört Dağ İçinde" türküsünün, "Bingöl dört dağ içinde, yanarım yağ içinde. Kim Bingöl'ü sorarsa bir yarim var içinde" dizelerini paylaştı.
Alandaki vatandaşlardan büyük alkış alan Davutoğlu, "Bizim yarimiz sizsiniz, bizim yarimiz 78 milyondur" ifadesini kullandı.
Bingöl'ün mahşeri kalabalık içinde büyük bir coşkuyla kendisini karşıladığını, Zazaca "Hoşgeldin Ahmet Hoca" dediğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Biz de 'Serçava serseran' diyoruz, başımız gözümüz üzerine Bingöl" diye konuştu.
Kente Başbakan olarak ilk defa geldiğini, davalarını doğrudan Bingöl halkının anladığını belirten Davutoğlu, kentin manevi değerlerini selamlayarak vatandaşlara şöyle seslendi:
"Hususi bir selamım var, 29 Ekim 2011'de Bingöl'de bir kahraman kadın, Hatice Belgin. Öyle bir kahraman ki çocukların üzerine doğru yürüyen intihar bombacısına karşı kendini siper etti ve hem çocuklarını ve belki de onlarca Bingöllüyü kurtardı. Selam olsun Hatice Bacı'ya ve onun emanetine sahip çıkan Bingöllülere."
Hatice Belgin'in hikayesini bu toprakların, şiddete karşı göğsünü siper eden kahraman Bingöllülerin hikayesi olarak nitelendiren Davutoğlu, alandakilere, "Hatice Bacımız'ın emanetine sahip çıkacak mıyız? Eğer birisi bize şiddetle gelirse, intihar bombacısı olarak gelirse, bu vatanın asil çocuklarını korumak için göğsümüzü siper edecek miyiz? Bir daha bu güzel Bingöl'de şiddet, terör, intihar bombacısı olmaması için, milli birlik, milli kardeşlik demeye devam edecek miyiz" diye sordu?
Alandakiler Davutoğlu'na hep birlikte "Evet" yanıtını verdi.
- "Bizim kadınlarımız yiğittir"
Almanya'da katıldığı etkinlikte, bir teröristin saldırısı üzerine oradakileri korumak için hiç düşünmeden öne çıkan Tuğçe Albayrak'ı da anımsatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Biri Zaza olabilir biri Kürt, biri Türk olabilir, biri Sünni, biri Şii ama bizim kadınlarımız yiğittir. İşte onun için inadına barış, kardeşlik diyoruz. İşte biz bunun için, bir daha Hatice Belgin kardeşimiz gibilerin yüreği yanmasın diye, canını feda etmek zorunda kalmasın diye, hiçbir kardeşimiz hangi etnik ve mezhebi kökenden, şehirden olursa olsun, hiçbir çocuğumuz yetim, öksüz kalmasın diye çalışıyoruz."
7 Haziran'daki seçimden zaferle çıkacakları inancını taşıdığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Buraya sizlerle kıyamete kadar sürecek kardeşliği, çözümü, demokrasiyi, özgürlüğü konuşmaya geldik. Biz yüreğimizde nasıl Hatice Bacımız'ın acısını taşıyorsak, çocukları dağa çıkarılmış olan ve acaba ne gün haber gelir diye bekleyen Diyarbakır annelerinin acısını da yüreğimizde taşıyoruz. Her birisiyle konuştum, gözlerinde o annelerin evlat sevgisiyle yanan, tutuşan o gözlerinde gördüğüm ateş emin olun sadece bir başbakan olarak değil, bir insan olarak yüreğimizi yakıyor. Bizler bu anne yüreklerine ateş düşmesin diye çalışıyoruz. Şehit annelerinin yüreğine, Diyarbakır annelerinin yüreğine ateş düşmesin diye çalışıyoruz."
Başbakan Davutoğlu'nun, "Anneler Günü gelirken bir ses verin, annelerin acısını dindirmeye kararlı mıyız? Bu topraklarda terörü, şiddeti, zulmü sona erdirmeye kararlı mıyız? Bir daha Anneler Günü'nde hiçbir annenin yüreğine ateş düşmemesi için inadına barış, çözüm, kardeşlik, milli birlik demeye hazır mıyız?" şeklindeki sorusuna, Bingöllüler hep bir ağızdan "Evet" karşılığını verdi.
Bu yanıt üzerine Davutoğlu, "Tarihi bir yol kavşağındayız. Onun için hepimiz bu sürece sahip çıkmak durumundayız" dedi.
Bingöllülerden, ellerindeki Türk bayraklarını sallamasını isteyen Başbakan Davutoğlu, "Göğsünde iman taşıyan o şehitlerimizin albayrağı, Bingöl sokaklarını da 780 bin kilometrekarelik Türkiye Cumhuriyeti topraklarını da hep bu albayrak süsleyecektir ve bu albayrak sadece bu aziz yurtta, vatanda değil, bütün dünyada adaletin sembolü, mazlumlara yardımın sembolü olmaya devam edecektir" ifadesini kullandı.
"Liderleri yuhalatmıyorum ama o vandallara yuh diyebilirsiniz"
Partisinin Bingöl birinci sıra adayının Şebnem Kocakelçi olduğunu anımsatan Davutoğlu, "Hatice kardeşimizin, bacımızın emanetini Meclis'te o taşıyacak. Şebnem kardeşimizi desteklemeye hazır mısınız? Enver ve Feyzi beyi desteklemeye hazır mısınız? 7 Haziran'da üçte üç yapmaya hazır mıyız Bingöl? Biz Bingöl'e güveniyoruz" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu'nun, "6-7 Ekim olaylarında bütün şehirleri kaosa, kan gölüne çevirmek isteyen vandallar, iş yerlerini, Kur'an Kurslarını, devlet binalarını yaktılar ve yıktılar" sözleri üzerine alandan "Yuh" sesleri yükseldi. Davutoğlu, bunun üzerine, "Ben liderleri yuhalatmıyorum ama o vandallara buradan istediğiniz kadar yürekten yuh diyebilirsiniz. O katillere, eşkıyalara, dördüncü kattan gencecik çocukları atan ve hunharca katleden o katillere her şeyi diyebilirsiniz" dedi.
6-7 Ekim olaylarında bölgenin kaosa çevrilmek istendiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Ama yiğit bir emniyet müdürü Atalay Ürker, sizin emniyet müdürünüz ve onun yardımcıları Hüseyin Hatipoğlu, Atıf Şahin ile Uğur adlı bir polisimiz, 'bu vandallar bizi durduramaz, bizimle Bingöl'lü arasına giremez' demek için Bingöl sokaklarına çıktılar. Caddeye çıktılar, Bingöl'e indiler, tam esnafla kucaklaşırken hain teröristler Atalay ve Uğur beyi yaraladılar, Hüseyin ve Atıf beyi şehit ettiler. O şehitler Bingöl'ün şehitleridir. Atalay beyle gelmeden, yolda telefonla konuştum, yavaş yavaş sıhhatine kavuşuyor. 'Bingöl'e bizden selam edin' dedi. O'nun da selamını kabul edin. Bir kahraman kadın Hatice Belgin Bingöl'lü, Bir kahraman erkek Atalay Ürker Türkiye'nin başka bir yöresinden. Ama ikisinin kalbinde de vatan, Bingöl aşkı var, en önemlisi insan aşkı var insan aşkı."
İnsan aşkını duymayanların hala bu topraklarda bu kadar çabadan, gayretten sonra şiddete başvurmak istediklerini anlatan Davutoğlu, Bingöllülere şöyle seslendi:
"Baskı uyguluyorlar. Bir taraftan silahı ellerinde tutup, diğer taraftan batıda demokrasi türküsü söylüyorlar. Siz bunlara prim verecek misiniz? Onlar buraya geldiklerinde onlara sorun ve ve deyin ki 'ya silah ya barış, ya terör ya demokrasi, ikisi bir arada olmaz, silahları bırakın, gömün toprağa' deyin. 'Eski Türkiye yok artık. Kürtçe'nin, Zazaca'nın yasak edildiği Türkiye yok, annenin babanın çocukları ile hapishanede Kürtçe konuşamadığı Türkiye yok, olağanüstü hal yok' deyin. 'Dağa bayıra, köylere çıkmayı engelleyen yasaklar yok' deyin. Sonra da onlara sorun, 'samimiyseniz gelin siyaset meydanına ama samimi değilseniz bir daha biz Bingöl'ü de bu aziz toprakları da 6-7 Ekim'de olduğu gibi vandallara teslim etmeyiz' deyin."
- "Başörtüsüne özgürlüğü kim getirdi?"
Başbakan Davutoğlu, yöre halkının, herkesin çok acı çektiğini, bütün Türkiye'nin 12 Eylül'den ıstırap duyduğunu ifade ederek, sadece Kürtçe ve Zazaca'nın yasaklanmadığını, Türkiye'nin batısında ve doğusunda başörtüsünün de yasaklandığını bildirdi.
Davutoğlu'nun, "Başörtüsüne özgürlüğü kim getirdi? Olağanüstü hali kim kaldırdı, Kürtçe ana dilde eğitimi, her lehçede eğitim imkanını kim getirdi, DGM'leri kim kaldırdı? Türkiye'de herkesin onurla kültürel kimliğini koruyacağı şartları kim oluşturdu?" sorularına alanı dolduran kalabalık hep bir ağızdan, "AK Parti" yanıtını verdi.
Çözüm Süreci bağlamında adım adım ve nakış nakış yolları işlediklerine işaret eden Davutoğlu, "Biz Bingöllülere hep vefa borçluyuz. Bingöllülere hep borçluyuz. Neden biliyor musunuz? Siz ortak aklın ve vicdanın şehrisiniz. 1982 Anayasa'sı oylandığı zaman dikta, cunta Anayasa'sına en yüksek ret oyu Bingöl'den çıktı. Bingöl 1982 Anayasası'nın getirmek istediği düzene dik durarak, ilk kez en yüksek oyla 'hayır' diyen şehirdir. Bingöl özgürlüklerin, demokrasinin şehridir" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, miting alanından birinin "3-0" dediğini belirterek, "Allah razı olsun, 3-0. 3-0'a var mısınız?" diye sordu. Kabalalık hep bir ağızdan "Evet" diye yanıt verdi.
Bingöl 12 Eylül'de nasıl dik durduysa, 2010'da yapılan referandumda da en yüksek oyu verdiğini hatırlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bingöllü hisseder, nereden baskı, zulüm geliyor onu hisseder ve onun karşısında başı dik durur. Bu bölücü örgüt çerçevesinde bölgede yapılmak istenen zulme ve baskılara karşı da dimdik duracak mısınız? Siirt'te valimiz ile görüşen bir muhtarı şehit ettiler. Zanlısı yakalandı.
Buradan sesleniyorum:
Suhulet ve sükunet içinde seçime gideceğiz ama kim bu bölgede, özelde Bingöl'de vatandaşlarımızın hür iradelerini etkilemek için baskı kurarsa, karşılarında hem kamu güvenliği anlamında bizi ama en önemlisi de Bingöllülere bulacak. Her türlü tehdit ve şantaja karşı sandığı korumaya kararlı mısınız?
Sandıklardan aynen 1982 Anayasası'nda ve 2010'daki referandumda dik durduğunuz gibi sandıklarda, dimdik durmaya kararlı mısınız? 'Biz 78 milyon kardeşiz' demeye var mısınız? Kardeşliği, barışı ve demokrasiyi destekleyen AK Parti'ye yeni bir zafer ikram etmeye var mısınız, yeni bir tarih yazmaya var mısınız? Söz mü, 3-0 mı? Bütün tuzakları bozmaya var mısınız?"
" Çanakkale, Sarıkamış, Malazgirt şehitlerinin torunlarını kardeş kılmak için yaptık"
"Biraz da tuzaklardan konuşalım" diyen Başbakan Davutoğlu, AK Parti'nin, 1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhullere son verdiğini, 12 yılda büyük mesafeler alındığını belirterek, "Her okulda güzel Türkçemizle güzel Kürtçemizin okutulmasını kim sağladı? Biz bunları yaparken kimseyi memnun etmek için yapmadık, sadece ve sadece Zazaları, Kürtleri Türkleri, Boşnakları, Çerkezleri ezeli ve ebedi olarak kardeş kılmak için yaptık. Çanakkale, Sarıkamış, Malazgirt şehitlerinin torunlarını kardeş kılmak için yaptık" değerlendirmesinde bulundu.
Şimdi birilerinin bir tuzak içinde olduğunu, CHP'nin tekrar, tek parti dönemini aratacak şekilde Diyanetle ve imam hatiple hesaplaşmaya çalıştığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Biz tek parti anlayışının geri gelmesine izin verir miyiz? CHP'nin genel başkan danışmanı diyor ki 'HDP'nin barajı geçmesi bizim için çok önemli.' Koalisyonu görüyor musunuz Bingöl'lüler, CHP ile HDP el ele. İkisinin zihniyeti de aynı. Bu bölgede zulmü, en büyük baskıyı tek parti döneminde CHP yaptı. 12 Eylül zihniyeti kimin ürünü? CHP'nin. Ama bakıyorsunuz bugün CHP ile HDP aynı yolda. Neden? Çünkü HDP'nin zihniyeti de CHP gibi ulusalcı, etnik bazda bakıyor, milleti kuşatmıyor."
(Sürecek)
Son Dakika › Yerel › AK Parti'nin Bingöl Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?