Engin Özkoç: "Bu Tamamen İçişleri Bakanı Soylu'nun Sorumluluğunda Gelişen Bir Olaydır. - Son Dakika
Güncel

Engin Özkoç: "Bu Tamamen İçişleri Bakanı Soylu'nun Sorumluluğunda Gelişen Bir Olaydır.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitinginde yaşananlarla ilgili; “Bu tamamen İçişleri Bakanı Soylu’nun sorumluluğunda gelişen bir olaydır. Soylu, bu olayların tamamından haberdardır. Haberdar olmaması mümkün değildir… İçişleri Bakanı bunu biliyordu, Çubuk’ta da biliyordu. Erzurum’daki olaydan sonra, Çubuk’taki olay gibi açıklamalarda bulundular, ‘Ne işi var Erzurum’da?’ Ne demek ne işi var Erzurum’da? Cumhurbaşkanı Yardımcılığına aday bir kişi, siyaseten ülkenin her tarafına gidebilir, toplantılar yapabilir, mitingler yapabilir, insanlarla buluşabilir” dedi.

08.05.2023 13:59  Güncelleme: 14:49
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Erzurum mitinginde yaşananlarla ilgili; "Bu tamamen İçişleri Bakanı Soylu'nun sorumluluğunda gelişen bir olaydır. Soylu, bu olayların tamamından haberdardır. Haberdar olmaması mümkün değildir… İçişleri Bakanı bunu biliyordu, Çubuk'ta da biliyordu. Erzurum'daki olaydan sonra, Çubuk'taki olay gibi açıklamalarda bulundular, 'Ne işi var Erzurum'da?' Ne demek ne işi var Erzurum'da? Cumhurbaşkanı Yardımcılığına aday bir kişi, siyaseten ülkenin her tarafına gidebilir, toplantılar yapabilir, mitingler yapabilir, insanlarla buluşabilir" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, bugün katıldığı Tele 1 yayınında; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Erzurum mitinginde yaşananları değerlendirdi. Özkoç, şunları söyledi:

"ÇUBUK'TAKİ LİNÇ GİRİŞİMİYLE ERZURUM'DAKİ TAŞLAMA OLAYLARI BİRBİRİNE BENZERLİKLER TAŞIYOR"

"Aslında bunun ilk ipuçlarını daha önceden de vermişti Süleyman Soylu ancak NTV'de bundan 4-5 gün önce katıldığı yayında şöyle ifade etti. Dedi ki, 'seçime daha 1 hafta var, bu 1 hafta içerisinde göreceksiniz ki, seçimin sonuçlarını değiştirecek şeyler olabilir. Onun için daha bu 1 hafta geçmeden hemen erkenden bir sonuç çıkartılmasın' dedi. Arkasından da buna benzer olaylar gelişmeye başladı. Süleyman Soylu ve AKP iktidarının, Recep Tayyip Erdoğan'ın; bu provokasyonları daha ilk değil. Biliyorsunuz daha önceden Meral Akşener Rize'de bu tür provokatörler tarafından saldırıya uğramıştı ve Recep Tayyip Erdoğan da o zaman, 'Gelin hanımın başına daha çok şeyler gelecek. Bu daha başlangıç ne işi var Rize'de ne işi var orada, orası benim muhitim' der gibi bir açıklamada bulunmuştu. Daha sonra Kemal Kılıçdaroğlu Çubuk'ta bizzat Süleyman Soylu'nun provokatörlüğü sonucunda, orada bir linç girişiminde bulunmuştu.

Aslında Çubuk'taki linç girişimiyle Erzurum'daki taşlama olayları birbirine benzerlikler taşıyor. Çubuk'ta da geleceği belliydi, 'geleceğini bilmiyorduk' dediler. Oysaki karşılama grubu bunu bekliyordu ve kortejdeki yeri hazırdı. Geleceğini gayet iyi biliyorlardı. Erzurum'da da 'Burada ne işi var, miting yoktu burada, niye geldi Erzurum'a' gibi yaklaşımlarda bulundular.

Erzurum'da da geleceği belliydi. Çünkü o miting yapılacak alanda belediye otobüsleri tarafından sokaklar kesilmiş durumdaydı. Daha sonradan da halkın tepkisi sonucu oradan kaldırıldı. Daha sonra Çubuk'ta, orası polis ve jandarma kaynıyordu. 1,5 saat bir evde mahsur kaldı. Yine orada taşlar konuştu, sopalar konuştu, demir çubuklar konuştu. Erzurum'da da yine, 'Ne işin var Erzurum'da' dedikten sonra orada hazırlanmış gruplar, taşlarla saldırıda bulundular. Oysaki emniyet böyle zamanlarda gerçekten hele mitinglerin olduğu zamanlarda, herhangi bir siyasi oraya geldiğinde tedbirleri alan İçişleri Bakanlığı'nın ve Jandarmanın rutin görevleri arasındadır bu, oradaki gerekli tedbirleri alırlar.

"CUMHURBAŞKANI YARDIMCILIĞINA ADAY BİR KİŞİ, SİYASETEN ÜLKENİN HER TARAFINA GİDEBİLİR"

Çubuk'ta da polis ve jandarma saldırganlara karşı herhangi bir müdahalede bulunmadı. Erzurum'da da polis saldırganlara karşı herhangi bir müdahalede bulunmadı. Yani bu tamamen İçişleri Bakanı Soylu'nun sorumluluğunda gelişen bir olaydır.

Soylu bu olayların tamamından haberdardır. Haberdar olmaması mümkün değildir. Eğer bir İçişleri Bakanı herhangi bir yerde gelişen olaylardan anında haberdar olamıyorsa, ya emniyet teşkilatını, İçişleri Bakanlığı'nı yönetemiyordur; ya da bunu kasti olarak bildiği halde tedbir aldırtmıyordur.

İçişleri Bakanı bunu biliyordu, Çubuk'ta da biliyordu. Nereden biliyoruz bunu? Erzurum'daki olaydan sonra, Çubuk'taki olay gibi orada da açıklamalarda bulundular, 'Ne işi var Erzurum'da?' Ne demek ne işi var Erzurum'da? Cumhurbaşkanı Yardımcılığına aday bir kişi, siyaseten ülkenin her tarafına gidebilir, toplantılar yapabilir, mitingler yapabilir, insanlarla buluşabilir.

"SÜLEYMAN SOYLU'NUN PROVOKATÖRLÜĞÜYLE HAREKET EDEN İNSANLARIN ERZURUM HALKINI TEMSİL ETME DURUMU YOKTUR"

Türkiye Cumhuriyeti'nde herkesin her yere gidemeyeceği bir ortam var gibi, böyle bir dayatmayı Türk milletinin aklına sokmaya çalışıyorlar. 'Ne işi var orada?' Her yerde her şekilde milletimizle buluşmaya hakkımız var.

Türkiye'nin gerçeklerini, onlarla konuşmaya hakkımız var. Erzurum'daki polisler ne yaptı? Erzurum'daki polisler de Ekrem İmamoğlu'nun bütün uyarılarına rağmen; bu provokatör gruba, taş atan gruba herhangi bir müdahalede bulunmadılar.

Peki bu olaylardan sonra yine benzerlikler var mı? Elbette var. Orada da taşlayanların gidip de yumruk atanların eli öpüldü. Burada da taşlayanlara hem Tayyip Erdoğan tarafından hem de oranın milletvekili adayları, il başkanları, belediye başkanları tarafından ve bizzat Soylu tarafından sanki övgüler yağdırıldı ve onlar kutlandı, bunu yapanlar kutlandı.

Erzurum'daki bir avuç Süleyman Soylu'nun provokatörlüğüyle hareket eden insanların Erzurum halkını temsil etme durumu yoktur. Onlar Erzurum'daki insanlarımızın demokratik, ülkesini seven, milliyetçiliğinden bağımsız olarak bir provokatörlük girişimi içerisindeler. Bunu çok iyi anlamak lazım ve onların uyguladığı bu oyuna kesinlikle ve kesinlikle bu süreçte gelmemek gerekiyor."

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Erzurum'da yaşanan olaylarla ilgili, 'Süreç hem Başsavcılığımız hem adli kolluk tarafından takip ediliyor. Şu anda gözaltında olanlar var' açıklamasına ilişkin ise Özkoç şunları söyledi:

"ADALET BAKANI'NIN AÇIKLAMALARINA GÜVENMİYORUZ"

"Bekir Bozdağ'ın açıklamalarına kesinlikle hiçbir şekilde güvenmiyoruz. Biliyorsunuz Adalet Bakanı, Çubuk zamanında da bazı açıklamalarda bulunmuştu. O saldırganların hiçbir tanesi tutuklu yargılanmadı ve hepsi elini kolunu sallayarak şu anda dolaşıyorlar. Soylu'nun, 'kalaşnikofla sen öl de öldürelim, öl de ölelim' diyen insanlarla ilgili bizzat ben kendim bulundum. O insanlarla ilgili herhangi bir takip yapılmadı ve soruşturma açılmadı.

Bir çete gibi davranıyorlar. Devleti yöneten bir irade, devleti yöneten bir iktidar anlayışı gibi değil; bir çete gibi davranıyorlar ve bu çete anlayışıyla mafyayı kullanıyorlar, çeteleri kullanıyorlar, uyuşturucu baronlarını kullanıyorlar. Birlikte hareket ettikleri insanlar şimdi televizyonlara çıkıp video yayınlarıyla, nasıl birlikte hareket ettiklerini tek tek açıklıyorlar.

"SOYLU'NUN HALA PROVOKE ETTİĞİNİ GÖRÜYORUZ"

O yüzden kesinlikle, Adalet Bakanı'nın açıklamalarına güvenmiyoruz. Biz anında müdahale edilmediğini görüyoruz. Süleyman Soylu'nun hala provoke ettiğini görüyoruz. Çubuk olayları da ilgili aynı zamanda şehit cenazelerine CHP'liler gitmesin diye provoke etmişti. Şimdi de miting alanlarını provoke ediyor.

Buradan, CHP'nin Grup Başkanvekili olarak ifade etmek istiyorum ki, yarın milletimiz iktidarda Millet İttifakı'nı göreve getirirse; o zaman hem İçişleri Bakanlığı hem de Adalet Bakanlığı bu ülkede yaşayan insanların özgürlük ve demokrasi adına Anayasal haklarının İçişleri Bakanı koruyucusu olacaktır, Adalet Bakanı da bunun savunucusu olacaktır.

Baronların ve mafyaların değil, milletin refah ve demokrasi içerisinde yaşayacağı bir ülkeyi tekrar inşa edeceğiz. Ancak şunu açıkça söylüyorum, bugün onların, provokatörlerin arkasında duranlar, yarın hukuk karşısında net bir şekilde hesap vereceklerdir. Hiç kimse ama hiç kimse milletimize reva gördükleri bu taşlı, sopalı saldırıları çocuklarımızın alnının kanamalarını, milletimizin taşlanmasının hesabı sorulmayacak anlayışıyla hareket etmesin. Buna emir vermeyenler, emri aldığı halde bu emri uygulamayanlar, buna göz yumanlar, bununla ilgili birlikte, beraberce hareket edenler hepsi hukuk karşısına çıkacak ve hesap vereceklerdir.

"ADALET BAKANLIĞI'NDA SUÇ BARONLARIYLA BİRLİKTE HAREKET EDİP ONLARI MİLLETE KARŞI KIŞKIRTANLAR, ADALET KARŞISINDA HESAP VERECEKLERDİR"

Göreceksiniz, ant olsun, bu ülkenin insanları hoşgörü içerisinde, demokrasi içerisinde gençleri, kadınları bu ülkede kendileriyle ilgili huzurlu bir yaşamı bekleyen insanlar, onlar İçişleri'nin ve Adalet Bakanlığı'nın ve diğer tüm Bakanlıkların güvencesi altında huzur ve refah altında yaşayacaklardır. Ancak suç baronlarıyla hareket edenler, devlet içerisinde, emniyet teşkilatı içerisinde, jandarma teşkilatı içerisinde, Adalet Bakanlığı'nda suç baronlarıyla birlikte hareket edip onları millete karşı kışkırtanlar, size buradan söz veriyorum ki adalet karşısında hesap vereceklerdir. İnsanlarımızdan lütfen bu konularda çok hassas ve dikkatli olmalarını rica ediyorum. Asla bir korku çemberi içerisinde kendilerini hissetmesinler. Provokatörlere kesinlikle cevap vermesinler ve karşılık vermesinler. Emniyet teşkilatında vatanı ve milleti için orada bulunan Emniyet Müdürlerimiz var. Vatanını ve milletini seven Valiler var. Vatanını ve milletini seven Savcılar ve Hakimler var. Göreceklerdir ki, onlara reva görülen bu hareketler karşılıksız kalmayacaklardır. Onlar kendilerini sandığa hazırlasınlar. Bu korku verici ortamı geride bıraksınlar. Onlar aydınlık, refah dolu 15 Mayıs sabahını kesinlikle kucaklamak için beklesinler. Rahat olsunlar, huzurlu olsunlar."

Engin Özkoç: "Bu Tamamen İçişleri Bakanı Soylu\'nun Sorumluluğunda Gelişen Bir Olaydır.
Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Engin Özkoç: 'Bu Tamamen İçişleri Bakanı Soylu'nun Sorumluluğunda Gelişen Bir Olaydır. - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement